Etiket arşivi: “hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını korumak”

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ’NDEN DEVLET KRİZİNE ÇÖZÜM FORMÜLÜ


Dostlar,

Geçtiğimiz hafta yazdığımız yazıyı yineleme gereği var..

TBB Başkanı yürekli ve yurtsever, yetkin Ceza Hukuku Profesörü
Sn. Av. Metin Feyzioğlu’nun girişimini desteklemek gerek..

Sevgi ve saygı ile.
10 Ocak 2014, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net  

=======================

Dostlar,

Çooook önemsediğimiz, önemsenmesi gereken bir gelişmeyi paylaşalım.

TBB (Türkiye Barolar Birliği) son derece önemli bir adım attı.

Koşullar (Kuşatma!) AKP ve Gül’ü de bunaltmış görünüyor.
Birçok cephede savaşmak kolay mı?
Önümüzde seçim var..
Dolayısıyla TBB ve başarılı, pırıl pırıl Ceza Hukuku Profesörü Metin Feyzioğlu‘nu, çalışma arkadaşlarını gönülden kutlarız.

Başbakan RT Erdoğan da kendisiyle görüşüp Adalet Bakanı B. Bozdağ’a
TBB ile birlikte çalışma talimatı verdiğine göre, epey iyimser olabiliriz.

Önümüzdeki günlerde, TBMM Başkanı Cemil Çiçek de ülkede hukukun öldüğünden, çetelerin oyuncağı durumuna getirildiğinden.. yakındığına göre :

TBMM Başkanı Çiçek’in öne çıkan anlatımı şöyle :

  • “Hukuk, adaletin enstrümanıdır, siyasetin enstrümanı değildir.”
  • “Anayasanın 138. maddesi (Mahkemelerin Bağımsızlığı maddesi),
    bu memlekette ölmüştür.”

Çiçek, 5 milletvekilinin tutuklu olduğunu anımsatarak, “Bunların dışında
hükmü kesinleşen, Yargıtay yolunda olan milletvekillerinin durumu ne olacak?

  • Çıkan çıktı, bundan sonrası bizi ilgilendirmez dersek 2015’te fırtına olur..” dedi.

*****
TBMM’de hızlı yasalaşma süreçleri izleyebilir ve yıllardır tutsak alınan
yüzlerce masum yurtseverin serbest kaldıklarını görebiliriz.

Türkiye olağanüstü gerilmiş iken bu adımlar “çok iyi gelecek”..

Türkiye’den ve insanından, kurumlarından umudu kesmemek gerek..
En koyu karanlık, çözüme – aydınlığa da en yakın an oluyor…

Çok teşekkürler Sn. Prof. Feyzioğlu ve Türkiye Barolar Birliği..

Haber ayrıntılı olarak aşağıda..

Başbakan’ın siyasal başdanışmanı ve Ankara milletvekili Yasin Akdoğan’ın STAR’da
yer alan makalesinde açığa vurduğu (ifşa ettiği) “TSK’ye komplo kuruldu..”  itirafının ardından biz de sitemizde “yargılamanın yenilenmesi” önerisinde bulunmuştuk :

http://ahmetsaltik.net/2013/12/09/tesud-basin-bildirisi-balyoz-ve-ergenekonda-yargilama-yenilenmeli/

Sevgi ve saygı ile.
05 Ocak 2014, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net  

==========================

BASIN TOPLANTISI VİDEOSUNU İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ’NDEN DEVLET KRİZİNE ÇÖZÜM FORMÜLÜ

Barolar_Birligi_basin_toplantisi_5.1.14
Türkiye Barolar Birliği Başkanı
Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu
,

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e sunduğu devlet krizine çözüm formülünü
basın toplantısıyla açıkladı.

 

Basın Toplantısı metni:

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ’NİN
TÜRKİYE İÇİN ACİL ÇÖZÜM ÖNERİLERİ (I)

Sayın Basın Mensupları;

Zor günlerden geçiyoruz.

Hepimizin zihinleri karıştı.

Yurttaşlarımız kendilerini hukuki güvenceden yoksun hissediyor.

Her geçen gün adalete duyulan güven daha da azalıyor ve devletin temelleri sarsılıyor.

Yargının adalet dağıtamadığı ve etki altında bulunduğu algısı topluma hakim oldu.
Bu, mülkün temelsiz (AS : adaletsiz!) kalması demektir.

Bu noktaya gelmemizin en önemli nedeni, devlet güvenlik mahkemeleriyle başlayan, özel görevli mahkemelerle sürdürülen ve terörle mücadele mahkemeleriyle varlığını inatla koruyan çift başlı ceza yargılaması sistemidir.

Türk Silahlı Kuvvetlerine kumpas kurulduğuna ilişkin iddialarla güvensizlik
had safhaya ulaşmıştır. Söz konusu iddialar üzerine yine aynı mahkemelere verilen yeniden yargılama dilekçelerinin, sonuç doğurması pek mümkün görünmemektedir. Tam aksine, bütün bu iddialara karşın yargının çözüm üretememesi durumunda, toplumsal gerginlik ve tepkiler daha da artacak, milli birlik ve beraberliğimiz
daha da zedelenecektir.

Geçici çözümlerin, çözüm olmadığı artık anlaşılmak zorundadır. Yalnızca milletvekilleri veya yalnızca kimi davalar için çözüm arayışına girmek, toplumsal kutuplaşmayı ve gerginliği sona erdirmeyecektir.

Biz, hep birlikte ortak aklı bulmak ve yurttaşlarımızın üstün çıkarları,
milli çıkarlarımız ve ülkemizin aydınlık geleceği için sağduyuyla hareket etmek zorundayız.

Türkiye Barolar Birliği olarak, Avukatlık Kanunu’nun bize yüklediği
“hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını korumak” görevimiz çerçevesinde, Türkiye için acil çözüm önerilerimizden ilk bölümünü sizlerle ve sizin aracılığınızla Milletimizle paylaşmak istiyoruz.

Önerimiz, suçsuz olduğunu haykıran yurttaşları rencide edecek bir
af veya şartlı salıverme değildir.

Önerimiz, doğrunun yanlıştan, haklının haksızdan ayrılmasını sağlarken,
yargıya güveni de yeniden tesis etmeye yöneliktir.

Yaşanan bu üzücü gelişmelerden olumlu sonuçlar çıkarmayı başaramazsak,
devletimizin ve demokrasimizin gördüğü zarar, kalıcı hasara dönüşecektir.
Diken battığı yerden çıkarılır. Toplumsal vicdan kanadığı yerden tedavi edilir.
Ortak akla ulaşacağımıza ve bir büyük toplumsal kucaklaşmayı sağlayacağımıza
inancım tamdır.

I. TASFİYE HALİNDEKİ ÖZEL GÖREVLİ MAHKEMELERİN
KESİN OLARAK KALDIRILMASI ve VERDİKLERİ
MAHKÛMİYET KARARLARININ BOZULMASI

  1. 6352 sayılı asayla kaldırılan özel görevli ağır ceza mahkemelerinin, davalar kesin hükümle sonuçlanıncaya dek ellerindeki işlere bakmaya devam edeceklerine ilişkin yasa maddesi (geçici 2. madde) derhal kaldırılmalıdır.
  2. Bu mahkemelerin henüz kesinleşmemiş kararlarını kapsayacak şekilde bir düzenleme yapılmalı ve mahkûmiyet kararlarının sırf bu nedenle,
    görev yönünden bozulabilmesi kanun hükmüne bağlanmalıdır.
  3. Böylece, antidemokratik ve insan haklarına aykırı olduğu gerekçesiyle kaldırılmış olan özel görevli mahkemelerin, henüz kesin hükümle sonuçlanmamış davalarda adil yargılanma hakkına aykırı uygulamalarına devam etmeleri önlenmiş olacaktır.
  4. Özel görevli mahkemeleri kaldıran 6352 sayılı Kanun’un Resmi Gazete’de yayımlandığı 05.07.2012 tarihinden başlayarak bu mahkemelerin adil yargılanma hakkının evrensel ölçütlerine göre meşruiyetinin sorgulanabilir olduğu
    doğrudan yasama organı tarafından kabul edilmiş durumdadır.
    Şu halde, özel görevli mahkemelerce verilmiş ve kesinleşmiş mahkumiyet hükümlerine ilişkin yeniden yargılama zorunluluğu kanunla getirilmelidir.
  5. Özel görevli mahkemeler anayasal dayanaktan yoksun oldukları ve amaç kişi
    hak ve özgürlüklerini korumak olduğu için, önerilen yasal düzenlemelerin hiçbiri Anayasa’ya ve AİHS’ne aykırı olmayacaktır. Tam aksine, anti-demokratikliği ve
    adil yargılanma hakkına aykırı usul ve uygulamaları sabit olan bu mahkemelerce verilmiş mahkûmiyet hükümlerinden dolayı doğmuş bireysel mağduriyetler ve kamusal zarar, bu şekilde telafi edilmiş olacaktır.
  6. Özel görevli mahkemelerin kesin olarak kaldırılmasından sonra,
    davaların yine özel görevli olan terörle mücadele mahkemelerinde görülmesi, yurttaşların hukuksal güvenlik ve adil yargılanma hakkına ilişkin endişelerini gidermeyecektir. Terörle mücadele mahkemelerinin yargılama konularına bakıldığında, bu mahkemelerin uzmanlık mahkemesi olmadıkları görülmektedir. Buna karşın, yargılama yöntemleri bakımından savunma hakkını sınırladıkları, dolayısıyla maddi gerçeğe ulaşılmasında zaafa neden olup, toplumun adalet duygusunu zedeledikleri ortadadır. Şu halde, terörle mücadele mahkemeleri de, Terörle Mücadele Kanunu’nun 10. maddesi ilga edilmek yoluyla kaldırılmalıdır. Böylece, ülkede çift başlı ceza yargısı düzenine son verilmiş olacaktır. Bundan sonra yargılamaların tümü genel mahkemelerde yapılmalıdır.
  7. Bir sonraki aşamada ise, Terörle Mücadele Kanunu ivedilikle kaldırılmalıdır.

II. GEREKÇESİZ MAHKUMİYET ve TUTUKLAMA KARARLARI NEDENİYLE ÖDENEN TAZMİNATLAR İÇİN KUSURU BULUNAN YARGIÇLARA
RÜCU EDİLMESİ

  1. Anayasamıza göre mahkemelerin ve yargıçların bütün kararları gerekçeli olmak zorundadır.
  2. Yasa maddelerinin yinelenmesi ve soyut anlatımlar kuşkusuz gerekçe değildir.
  3. Gerekçesiz verilen mahkumiyet hükümleri ve tutuklama kararları, keyfiliktir.
  4. Bu keyfilik sebebiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince ve Anayasa Mahkemesince bireysel başvuru sonucunda hükmedilen tazminatlar için,
    kusuru bulunan yargıçlara rücu edilmelidir. Böylece, adil yargılanma hakkını
    ve bireysel özgürlükleri koruyan düzenlemelerin yargı organlarınca hızla benimsenmesi sağlanabilir.
  5. Buna ek olarak, tutuklamada gerekçe gösterme zorunluluğunu yaşama  geçirmek için, CMK md. 100/3’te yer alan katalog suçların da kuşkusuz kaldırılması gereklidir.

III. ADLİ KOLLUK TEŞKİLATININ KURULMASI

  1. Yargı güvencesinin sağlanmasına ilişkin çok önemli bir adım olarak
    Cumhuriyet Başsavcılığına bağlı “adli kolluk örgütü” oluşturulmalı ve bu örgüt üyelerinin atama – yükseltilmeleri dahil tüm özlük işlemleri güvence altına alınmalıdır.
  2. Bu biçimde kolluğun Cumhuriyet Savcısının buyruklarını yerine getirmeme, savsaklama, soruşturmayı savcıdan bağımsız yürütme uygulamaları da
    son bulacaktır.

Türkiye Barolar Birliği olarak;

Hukukun üstünlüğünün sağlandığı;

İnsan hak ve özgürlüklerinin korunup, insanın üstün değer olarak kabul edildiği;

Yönetebilen demokrasiye ve adalet dağıtan bir yargıya sahip;

Alın teri kurumadan emeğin hakkının ödendiği;

Yurttaşların sosyal güvenliğe ve fırsat eşitliğine sahip kılınıp, geleceğe güvenle baktığı;

Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti istiyoruz.

Öbür önerilerimizi kamuoyu ile paylaşmaya, tüm meslektaşlarımızın ve
milyonlarca yurttaşımızın ortak hedefi olan bu istemlerin izleyicisi olmayı
sürdüreceğiz.

Saygılarımızla.
04 Ocak 2014, Ankara

Av. Prof. Dr. Metin FEYZİOĞLU 
Türkiye Barolar Birliği Başkanı