Etiket arşivi: Ergenekon tertibi

Yargıçların Tarafsızlığı…

Dostlar,

Artık ülkemizde “yargıçlar” da gazete makalesi yazabiliyorlar.. diye sevinmeli miyiz??

Yoksa artık bıçak kemiği kesiyor da kimi yürekli yargıçlar kararları dışında
makale yazarak da mı konuşmak zorunda kalıyorlar??

Yargıç Oktay Kuban, Ergenekon tertibi yargılamalarında yansız kararlarıyla
öne çıkmış ve siyasal baskı-tehdit altında kaldığını açıklamıştı.. Yeni HSYK
(12 Eylül 2012 Anayasa halkoylaması ile kurulan..) Sayın Kuban’ın görev yerini değiştirmişti!??

Bir Cumhuriyet yargıcının, hukuk-felsefe-etik-ahlak dersleriyle dolu makalesi aşağıda..
Sayın Kuban’a teşekkür ediyor ve ülkemizde yargıçlar olduğunu güveniyoruz..

Sevgi ve saygı ile.
28.2.13, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

=======================================

Yargıçların Tarafsızlığı…

  • Yargıçların tarafsız olmadıkları yönünde sanıklarda ve kamuoyunda oluşan güvensizlik, yürütme ve yasama mensuplarında karşılık bularak
    kamuoyu önünde ciddi eleştiriler yapmalarına neden olması,
    yargıçların tarafsızlığının tartışılmasına neden olacaktır. 

Oktay KUBAN 
Yargıç
(27.2.13, Cumhuriyet)

Yargıçların tarafsızlığı, dürüst yargılamanın başta gelen unsurlarındandır.
Siyasal rejimi ve ideolojik yönelişi ne olursa olsun, yargının tarafsızlığı günümüzün vazgeçilmez ilkesi olup, anayasal güvence altında bulunmaktadır. Anayasalarda genellikle yargıçların bağımsızlığından söz edilmesine karşılık, tarafsızlığından
söz edilmemektedir. Ancak, kuşkusuz tarafsızlık da bağımsızlık gibi anayasamızın
2. maddesinde yer alan hukuk devleti ilkesinin önkoşulu ve adil yargılamanın
temel güvencesidir. Tarafsızlık, mahkemenin yargılamada uyguladığı usul ve sergilediği tutum itibarıyla kurum olarak sanıklarda ve kamuoyunda bıraktığı güven verici izlenim ve tarafsız görünümdür, önyargı sahibi olmamaktır.

Yargıçların tarafsızlığı ilkesinin, anayasalarda ve uluslararası sözleşmelerde
yer almasıyla tarafsızlık gerçekleşmez. Bu ilkenin gerçekleşmesi ve korunması bakımından da yeterli değildir. Yasal düzenlemelere bu ilkeyi koruyacak ve gerçekleşmesini sağlayacak hükümler getirilmekle birlikte uygulanmasını da sağlamak önemlidir. Adaletin gerçek anlamda sağlanması kadar aynı zamanda yerine getirilmesinin görülmesi de gereklidir. Bu ilke, yalnızca doğrudan karar için değil,
aynı zamanda kararın oluşturulduğu süreç açısından da geçerlidir. Bu da yargılama sürecinde mahkemenin silahların eşitliği ilkesini sağlaması ve yargılama hukuku ilkelerine bağlı kalmasıyla gerçekleşecektir. Buna aksi uygulamalar mahkemelerin tarafsız olmadığı şüphesini doğuracaktır.

  • Hiçbir tanık, hukuken kabul edilebilir ve yasada açıklanan nedenler yoksa
    gizli olarak dinlenemez.

Aynı davada, aynı suçtan sanık olarak yargılanan kişinin gizli tanık olarak dinlenmesi de tanıklık kurumunun tarafsızlık öğesine aykırıdır. Dinlenen tanığın neden gizli tanık olarak dinlendiğini yargılamayı yapan mahkeme somut gerekçeyle ortaya koymalıdır.
Mahkeme bu kararı verirken tanığın bu tanıklık nedeniyle kendisinin veya yakınlarının karşı karşıya kaldığı tehlikenin ağırlığı ve ciddiliğini göz önünde bulunduracak ve
bunları gösteren, hukuken kabul edilebilir nedenleri de gerekçesinde açıklayacaktır.

Gizli tanıklık

Anayasamıza ve ceza yargılama yasamıza göre mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılmalıdır. Silahlı terör örgütü yöneticisi olmak ve vahim eylemlerde bulunmak suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almış ve yıllardır
yüksek güvenlikli cezaevinde bulunan bir kişinin gizli tanık olarak dinlenilmesi kararında, mahkeme, bu tanığın kendisinin veya yakınlarının karşı karşıya kaldığı tehlikenin ağırlığı ve ciddiliğini gerekçeli olarak mutlaka ortaya koymalıdır.

Tanığın gizli dinlenmesi, bunun gerekçesinin olamayacağını veya varsa bu gerekçenin de gizli olacağını gerektirmiyor. Sanık hakkındaki suçlamaların ağırlığı hiçbir zaman suçlamanın gerçekliğini ve ciddiliğini gösteren bir ölçü olmadığından, mahkemenin, savcılığın getirdiği, giderleri yasaya göre örtülü ödenek esaslarına göre karşılanan her tanığı gerekçe göstermeden gizli tanık olarak dinlemesi,
yargılamada silahların eşitliği ilkesine aykırılık oluşturacaktır.
 Yargılamada silahların eşitliği ilkesini sağlamayan yargıcın tarafsız olduğu söylenemez.

Deliller

Ceza yargılama yasamıza göre, sanığın sorguya çekilmesinden sonra delillerin
ortaya konulmasına başlanacağı, daha sonra ortaya konulan delillerin tartışılacağı ve yargıcın kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış hukuka uygun elde edilmiş delillere dayandırabileceği düzenlemiştir. Sanığın sorgusunun yapılması delillerin tartışılması olarak değerlendirilemez. Delillerin ortaya konulup tartışılması aşamasında, iddia makamı tarafından ortaya konulan delillerin hukuka aykırı olarak elde edilmiş bir delil olup olmadığı ve delil olarak kabul edilip edilemeyeceği değerlendirilip tartışılacaktır. Sanığa savcılıkça ortaya konulan delilleri tartışma ve değerlendirme hakkı verilmeden yargılamanın sonuçlandırılması, mahkemenin silahların eşitliği ilkesine uymadığı, iddia makamının getirdiği delillere peşinen
itibar edip karar verdiği, tarafsız ve dürüst yargılama yapmadığı kuşkusunun duyulmasına haklı neden olacaktır.

Mahkemelerin anayasal ve yasal yetkili olmadıkları yargılama görevlerini sahiplenip bunda ısrarcı davranmaları, adil yargılama ilkelerine aykırıdır ve hukuksal güvenlik hakkının ihlalidir.

  • Hukuk devletinde asıl olan adil, düzenli ve güvenilir yargılamadır.

Hukuk düzenindeki belirliliğin sarsılması doğal yargıç ilkesine aykırı yargılamaların yolunu açacaktır.

Anayasamıza ve uluslararası sözleşmelere göre sanık, savunmasını meşru mahkemelerde ve doğal yargıç ilkesine göre kurulmuş olan mahkeme huzurunda yapar. Anayasaya göre yüksek yargının görevine giren kişi ve suçlarda, yargılama yetki ve görevine sahip olmayan mahkemenin, yargılama yapmakta fiilen ısrarcı davranması,
o mahkemenin yargıçlarının tarafsız olmadıkları kuşkusunu doğurabileceği gibi,
sanığın mahkemeye karşı hukuken direnme hakkını gündeme getirecektir.
Bu hak;
– savunma,
– hak arama,
– doğal yargıç ve
– hukuksal güvenlik..

haklarının bir sonucudur.

Sonuç               :Demokratik bir toplumda bütün yargıçlar, tarafsız oldukları yönünde kişilere güven vermelidir. Makul olarak düşünme yeteneği olan her kişi yargıçlara güvenmeli, inanmalı, bu yönden herhangi bir kaygı ve tedirginlik içinde olmamalıdır. Yargıç, mahkemede yargı ve yargıç tarafsızlığı açısından kamuoyu, anayasal kurumlar, hukuk mesleği ve sanıkların güvenini sağlayacak ve artıracak davranışlar içinde olmalıdır. Yargıçların tarafsız olmadıkları yönünde sanıklarda ve kamuoyunda oluşan güvensizlik, yürütme ve yasama mensuplarında karşılık bularak kamuoyu önünde ciddi eleştiriler yapmalarına neden olması, yargıçların tarafsızlığının tartışılmasına neden olacaktır. Sanığın haklı nedenlerle tarafsız olmadığına inandığı yargıçlarca yargılanması, ruhsal olarak ağır acı ve ıstırap veren en önemli insan hakkı ihlalidir. Yargıcın tarafsızlığından kuşku duyulmasını gerektiren nedenlerin bulunması durumunda, yargıç davadan çekilmelidir. Bu, yargılamanın dürüst ve tarafsız yargıçlarca yapılmasını sağlayan yollardan biridir. Tarafsız ve dürüst yargılamayı sağlamak bu ilkeleri özümsemiş yargıçlarca gerçekleştirilecektir.

3 Yıl Önce Kanal B’de Lozan Programından Günümüze..

17 Temmuz 2009’da Lozan anma programına bizi konuk etmişti. 3 yılda neler oldu,
bu yazımızda Lozan bağlamında irdelemek istiyoruz.. Sayın Gürbüz Evren’e, ülkemize ciddi aydınlanma katkıları için şükran borçluyuz.. Ahmet Saltık, 26.7.12

3 Yıl Önce Kanal B’de Lozan Programından Günümüze..

Dostlar,

17 Temmuz 2009’da, 3 yıl önce, Başkent TV (Kanal B) programcısı
Sayın Gürbüz Evren, Gazi Üniversitesi’nden tarihçi Prof. Dr. Semih Yalçın ile bizi birlikte bir Lozan Programına çağırdı.

Sayın Evren’e “neden biz, üstelik bir tarih hocasıyla??” diye sorduk.

Yanıtı önemliydi : İnternette bulduğum kapsamlı Lozan makalenizde özellikle AB Müzakere Çerçeve Belgesi ile Lozan’ın bir anda “geçersiz kılınabileceği” saptamanızı çok kritik, dehşet verici buldum..

Evet, konu çok kritik idi.. Sn. Prof. Yalçın ile birlikte, Sn. Evren’in özenle düzenlenmiş akıllıca sorularını yanıtlamaya çalıştık. Lozan, görüşmelerde İnönü’nün sağ kolu hukuk danışmanı Prof. Dr. Veli Saltık üzerinden özel ilgi alanlarımızdan biriydi..

Sayın Özdemir ince programı izlemişti ve 1 hafta sonra Hürriyet’teki köşesinde, 24 Temmuz 2009’da şimdi size sunduğumuz yazısını yazdı.

Sanırız aşağıdaki paragrafı da bizim kritik uyarılarımız üzerine yazdı :

“Avrupa Birliği, Lozan Antlaşması ile öteki ikili anlaşmaların AB mevzuatına uymamaları durumunda geçersiz sayılacağını ileri sürüyor. İleri sürmeyi bırakın, bile bile, seçe seçe Lozan’ı çökertebilir. Çökertiyor. Bir başka yönden ele alırsak, Avrupa Birliği sanki Sevr’in bazı maddelerini gündeme getirme çabasında.”

Haklıdır.. Aradan geçen 3 yılda yaşananlar Sn. İnce’yi doğrulamıştır
ne yazık ki? Bu kapsamlı makalemizi / raporumuzu sitemize koyduk :

“89. Yılında Lozan Anlaşması ve Türkiye’nin Geleceği..”
(ADD webinde de var.. http://www.add.org.tr/)

Bu kapsamlı Lozan raporumuzda, şu kritik dizelere yer veriyoruz :

“… BOP kapsamında Irak’ın kuzeyinde de facto yaratılan siyasal oluşum, gelecekte Türkiye’ye yönelik sınır istemleri bildirebilir. Bu durumda AB MÇB
(Müzakere Çerçeve Belgesi) 6. paragrafa göre “anlaşmazlık” Uluslararası Adalet Divanı’na taşınacak ve ABD ve AB’nin tavrı belirleyici olacaktır. Gelişmeler ülke bütünlüğümüzü tehdit eden nitelik kazansa bile, bu paragrafa göre Türkiye, “güç kullanma” hakkını işletemeyecektir. TSK, “güç kullanMAma” olarak düzenlenen 2 sözcükle devre dışı bırakılmıştır. Ülke bütünlüğünü korumak için tersi yapılırsa, bu kez AB, MÇB’nin çiğnendiğini ileri sürerek Türkiye ile görüşmeleri askıya alabileceği gibi, yaptırım da uygulayabilecektir.”

“Bu paragrafın derin tuzakları, akla bir başka sorun daha getirmektedir :

BM’nin İkiz Sözleşmeleri TBMM’de onandığına göre, 6. paragraftaki düzenlemeler, bu Sözleşmelerin olanak sağlayabileceği siyasal haklar,
Türkiye sınırlarını yeniden çizmeye dayalı güvence olarak kullanılabilir!”

“MÇB’nin 11. paragrafı ise, AB mevzuatına uymadığı gerekçesiyle Türkiye’nin daha önce taraf olduğu ikili antlaşmalarla uluslararası antlaşmaların
sona erdirileceğini kurala bağlıyor.”

“Bu paragrafa göre Türkiye’nin hangi ikili veya uluslararası antlaşmalarının geçersiz kılınacağı açıkça belirtilmiyor fakat; KKTC’nin kuruluşu, 1959-1960 Londra ve Zürih Antlaşmaları, bu maddeye dayanılarak Türkiye açısından geçersiz sayılabilir. Açılımın Lozan’a veya Montrö’ye dayanmayacağını kimse güvenceleyemez.”

“Türkiye, ne yazkı ki, AB serüveni yolunda son derece tehlikeli adımlar atmayı sürdürmektedir.”

“Bütün Türkiye’yi uyarmak isteriz..

Lozan’da İsmet Paşa’ya kan kusturan, emperyalizmin dönem sözcüsü Lord Curzon,

aşağıdaki dehşet verici sözlerin de sahibidir :

• Ülkeler, dünya egemenliğine yönelik büyük bir oyunun oynandığı satranç tahtasının üzerindeki piyonlardır.”

Evet dostlar..

“Böyle giderse, Gürbüz Evren gelecek yıl Lozan programı yapamayabilir!”
de demişti Sn. İnce..

Öyle de oldu..Gürbüz Evren bizi başkaca programlarına almadı, alamadı..

Dostlar; Müzakere Çerçeve Belgesi üzerinden tuzaklanmaya çalışılan ülkemiz.. Bu tür uluslararası metinlerde kullanılan “kasıtlı muğlaklık” oyunu.. (intentional ambiguity)

Sonuç olarak Türkiye’nin çevresindeki çember giderek daralıyor.

Kulağım TV’de.. Başbakan RT Erdoğan, “Suriye’ye müdahale..” sözü etmekte. Taşeron politikalarla Türkiye’yi ateş hattına sürmek üzereler..

TSK’nın silkinip kendine gelmesi ve duruma “vaziyet etmesi” için
vakit geçmekte. TBMM’deki muhalefetin de.. CHP ve MHP haydi!
Alın halkımızı arkanıza, iktidarı kanlı serüvenden alıkoyun..

Tutsaklarımız salınsın, ülkemizi bu bataktan çıkarsınlar..
Yoksa tam da tersini yapabilmek için mi tutsak olarak tutuluyorlar ?

Sevgi-saygı ve kaygı ile.
26.7.12, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

Almanya konferansları : 88. Yılında Cumhuriyetin Kazanımları ve Geleceğe Taşıma Sorumluluğu / Acquisitions of Turkish Republic at 88th Year and Responsibility for Carrying to Ethernity

Azmi çelik ve Ahmet Büyükyılmaz ile.. Hamburg Cumhuriyet Konferansımızda..
Yansıları ve http://www.youtube.com/watch?v=K1pdaPVMBuk&feature=share adresinden kamera kayıtlarını izleyebilirsiniz..

Berlin_Kiel_Hamburg_88._ yilinda_Cumhuriyet’in_Kazanimlari_28-30_Ekim_2011

ADD 12. Genel Kurulu’na çağrılan Silivri’de tutuklu Doğu Perinçek’in Tarihsel İletisi

ADD_12._Genel_Kuruluna_iletisi_9.6.12