Etiket arşivi: Dr. Sümer Güllap

Erdoğan’ın Sağlık Durumu Hakkında Yeni İddia

TELE 1 ekranlarında yayımlanan “5. boyut”ta AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sağlık durumu gündeme geldi. Program konuklarından Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Saltık, 2006 yılına ait çarpıcı bir hatırlatma yaptı.

TELE 1 ekranlarında yayımlanan “5. Boyut“ta AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sağlık durumu gündeme geldi. Program konuklarından Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Saltık, 2006 yılına ait çarpıcı bir hatırlatma yaptı.

Saltık, 2006 yılında Erdoğan’ın aracında fenalaştığını ve kendisine ilk müdahaleyi yapan isim olan Dr. Sümer Güllap‘ın bu olaydan 6 ay sonra gripten öldüğünü söyledi. Olayın büyük bir soru işareti olduğunu söyleyen Saltık, konuklara yaptığı bu hatırlatma ile stüdyoda şaşkınlık yarattı.

Erdoğan 2006 yılında aracında fenalaşınca şoförü panikle aşağı inmiş, kapılar otomatik olarak kilitlenmişti. Camı balyozla kırılan araçtan Erdoğan çıkarılmış, o araç daha sonra Zekeriya Öz’e tahsis edilmişti.

NE OLMUŞTU?

AŞIRI yorgunluk ve oruca bağlı olarak şeker değerlerinde düşme nedeniyle akşam saatlerinde aniden fenalaşan Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan, koruma polisi ve şoförü hastane önünde panikleyerek kapıları kapatıp çıkınca, zırhlı aracında mahsur kaldı. Koruma polisleri, baygınlık geçirmekte olan Erdoğan’ı, zırhlı aracın şoför tarafındaki camını bitişikteki inşaattan buldukları çelik makası ve balyozla kırarak çıkardılar.

Güven Hastanesi’nde doğru teşhis ve müdahaleyi yapan Dr. Sümer Güllap, olaydan 6 ay sonra gripten hayatını kaybetti.

 

TELE1 TV Programımız : Erdoğan’ın Sağlık Durumu

Dostlar,

23 Temmuz 2021 Cuma günü akşam 21:00’de TELE1‘de olacağız.. / OLDUK..

Kanalın Genel yayın Yönetmeni Sn. Dr. Merdan Yanardağ‘ın BEŞİNCİ BOYUT programına katılacağız.. / KATILDIK.. 

Konumuz, AKP Gn. Bşk. ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sağlık durumu..

Düşüncelerimizi kapsamlı olarak sunduk. Youtube erişkesi (linki) bize ulaştığında burada paylaşacağız.. Konuşmamızın 10 dakikalık bir bölümü : https://youtu.be/IXoaAM4oftY

***
İsviçreli Doktor Hakkı Açıkalın: Erdoğan epilepsi hastasıdır :
…….

‘ERDOĞAN EPİLEPSİ OLMASINA GÜVENİYOR’

“Erdoğan aslında bugün birazda epilepsi olmasına güveniyor çünkü yarın ülkede bir şeyler değişirde Erdoğan’a yargılama yolu açılırsa, Erdoğan kendisini Epilepsi hastası olmasına dayandırarak savunacak” diyen Açıkalın, Epilepsi hastalığı kanıtlanmış bir kişinin yargı önünde cezalandırılmasının zor olduğunu söyledi.

İsviçreli Doktor Açıkalın: Erdoğan epilepsi hastasıdır – TurkIsh Forum (turkishnews.com)

PDF : Erdogan_epilepsi_hastasidir_Isvicreli_Doktor_Acıkalin
***
Washington Post, 11 mayıs 2021                     :
……
The White House has said more up-to-date information will be released “soon” and, when pressed, said he would do so by the end of the year.

“The President is planning to have a checkup later this year, and the results will be released to the public,” White House spokesman Andrew Bates said.

White House press secretary Jen Psaki has said Biden would “absolutely” be getting a comprehensive health report and releasing it. When asked during three briefings over the past six weeks, she has not said when Biden would schedule his appointment.
….

“I don’t have an update at this moment, but certainly when he has his next medical appointment, we will be transparent about that and provide that information to all of you,” Psaki said on Friday.

None of Biden’s immediate predecessors had released physical results by this point in their presidencies. Biden, 78, vowed as a candidate to be “totally transparent in terms of my health.”

Stuart Jay Olshansky, a professor of public health at the University of Illinois at Chicago who analyzes the longevity of presidents, said he thinks the public should want to know “how our No. 1 employee is doing.” (https://www.washingtonpost.com/politics/biden-health/2021/05/10/a880e38c-af6a-11eb-ab4c-986555a1c511_story.html)

Fransa’da durum : 6 ayda bir Elysee sarayından cumhurbaşkanın sağlık bilgileri kamuya açıklanıyor. Klinik muayene, analizler, nöroloji ve kardiyoloji konsültasyonu.
****
Ülkemizi post-modern sultan yetkileriyle TEK ADAM olarak yöneten AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, sakıncalı dedikoduları gidermek için sağlık durumu hakkında bir tıbbi raporu kamuoyu ile paylaşmalıdır. Tam donanımlı bir kamu üniversite hastanesinden kurul raporu almalıdır. Bu rapor sürecine TTB (Türk Tabipleri Birliği) adına ve Tıpta Uzmanlık Dernekleri Birliği adına birer uzman hekim de gözlemci olarak katılmalıdır.

Böylesi bir rapor her yıl düzenli olmalı, gelenekleşmelidir Demokratik hukuk devletinde.

Erdoğan, Kurban bayramı iletisini camdan (prompter) okurken birkaç saniye uyuklamış,  zorlukla bitirebilmiştir. Çekim, Kaçak Sarayda (Külliye!) yapılmış ve resmen servis edilmiştir. Bu olay ilk değildir. Kısa süre önce Ukrayna Devlet Başkanı ile ortak basın açıklamasında da uyuklamış muhatabınca kürsüye vurularak dinlemeye – uyanmaya zorlanmıştır.

Aşırı yorgunluk (sürmenaj) ya da tükenme sendromu da olsa Ülkemizin geleceği için kabul edilemez. Kaldı ki, ucube ve siyasal tarihte örneği – benzeri olmayan bir uyduruk CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİTEMİNDE başka ne beklenebilir??
Tek 1 kişinin olağanüstü geniş – kapsamlı – çooooooooooooooook uzun bir görev – yetki – sorumluluk listesi karşısında biyonik adam verimi sağlaması düşünülemez.

Bu ağır patolojinin kök nedeni, AKP = RTE dayatması hastalıklı yönetim biçimidir.

AKP = RTE‘nin sağlık sorunları bunlarla da bitmiyor… Birkaç yıl önce, Başbakan iken, bir kolon kanseri operasyonu geçirdi, sonuç hakkında hiçbir bilgi verilmedi kamuoyuna.

Seçim öncesi konuşmalarında yer – zaman yönelimi (oryantasyonu) bakımından ürkütücü örnekler görüldü. Örn. İsparta’da Süleyman Demirel Üniversitesini kendilerinin açtığını söyledi, oysa açılışı 1992 idi! Bir yerde daha…  Adnan Menderes havaalanı.. Onu da Erdoğan tuhaf biçimde sahiplenmiş (!?) ve “biz yaptık” diyebilmişti! Oysa gerçek değildi, kendi iktidara gelmeden yıllar önce o havalimanı hizmete girmişti (17 Kasım 1987). Oysa her 2 örnekte de o kurumlar – tesisler  AKP iktidarından önce (3 Kasım 2002) kurulmuştu.

Bir başkası, 24 Mart 2021 günü Rize’de yaşandı. Kovit-19 salgını son derece ağır seyrederken, Rize’de AKP il kongresinde kendi deyimi ile “lebalep” kalabalığı görünce, ağzı kulaklarına varana dek büyük mutlulukla güldü. Oysa o gün ülkemizde 146 “resmi” (indirimli!) Kovit-19 ölümü vardı. Benzer tutum, izleyen Ankara Arena kapalı salon parti kongresinde de yaşandı.

Bu tablolar, aşırı yorgunluk – sürmenaj – tükenme sendromunun ötesinde, bir EMPATİ EKSİKLİĞİ – YOKSUNLUĞU olarak nitelenebilir ve o ülke – halk için büyük talihsizliktir.

2006’da Başbakan iken geçirdiği krizde Ankara Güven Hastanesine zor yetiştirilmiş, zırhı aracın kapıları açılamamış, özel dirençli kurşun geçirmez camlar ancak balyozla kırılabilmişti. O gün Güven Hastanesi resmi kayıtlarında neler vardır? Başbakan Erdoğan’ı gören Nöroloji Uzmanı Dr. Sümer Güllap, bir süre sonra, 42 yaşında gripten ölmüştür!? Otopsi raporu??
***
Erdoğan’ın Kurban bayramı iletisini okurken canlı yayında uyuklaması pek çok değişik tıbbi soruna ikincil (bağlı) olabilir. Aşırı yorgunluk – uykusuzluk (sürmenaj), tükenme sendromu, düzenlen(e)meyen Diyabet, kalp ritm bozuklukları, beyin hastalıkları (örn. geçici iskemik atak – TIA), temporal epilepsi (bir sara türü). Kuşkusuz uzaktan tanı konamaz. Hekim muayenesi ve laboratuvar incelemeleri ile kanıta dayalı olarak tıbbi tanı konur, sağaltım (tedavi) yapılır.

Bunların hiçbiri ayıp değildir, doğaldır, insanidir.
Ancak CUMHUIRBAŞKANLIĞI görevini yürütmesine engel olmamalıdır. İşte bu bilimsel tıbbi kanaat raporudur yıllık olarak AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kamuoyuna sunması gereken. Erdoğan Şubat 1954 doğumlu ve 67 yaşındadır. Devlet memurları emeklilik yaşı 65’tir. Noterler, 65+ yaşta gerek duyarlarsa hekim raporu isterler. Devlet Memuru olabilmek için 657 s. yasanın 48. maddesi gereği Tıbbi Kurul Raporu istenir. Kamu, çalışanlarından gerektiğinde böylesi bir raporu isteyebilir.

TBMM Başkanı, Hukuk Profesörü Sn. M. Şentop Erdoğan’dan, Ulus adına böyle bir rapor isteyebilir mi? Çağrımızdır kendisine, lütfen istesinler.. Ne var ki ucube TEK ADAM REJİMİ / ŞAHSIM DEVLETİ akıldışılığı – hukuk dışılığı bu beklentiyi boşa çıkarıyor.

Muhalefetin istemini dinler mi Erdoğan?
Kamuoyu sistemli istemde bulunabilir mi, hangi örgütlülük ve önderlikle?

Bunlara gerek yok; sorun Erdoğan için etik – moral – politik – insani… sorumluluktur. Halkın BİLME HAKKI söz konusudur İnsanb Haklarına saygılı bir demokratik hukuk devletinde (Anayasa md.2).

Erdoğan, Anayasa md. 20’ye, özel yaşamın gizliliği gerekçesine de sığınamaz, sığınmamalıdır.

İleride yargılanacak olursa, “Epileptik hasta” tanısı alıp TCK md.32’nin ardına kaçmayı da düşünmemelidir. Hukukun en genel ilkelerinden biri İYİNİYET – DÜSÜRÜSTLÜKTÜR; tersine hukuksal sonuç bağlanamaz; Erdoğan’a bu bağlamda hukuksal çıkış yoktur.

Erdoğan’ın ileri derecede “narsisistik kişilikli” olduğu su götürmez bir gerçekliktir. Bu tür kişilik toplumda ender değildir. Geçmişte Erdoğan için “narsisistik kişilik bozukluğu” diyen bir uzman hekim, Cumhurbaşkanına hakaretten 11 ay hapis cezası almıştır. Savcının iddianamesi traji-komiktir :”…. kişilik bı-ozukluğu.. demek suretiyle..” Oysa bu tıbbi antitenin uluslararası adı ve ICD-X kodu aynen budur. Burada “bozukluk” sözcüğü günlük diledeki anlamında olmayıp teknik içerikli ve İngilizce “Disorder” karşılığıdır. Erdoğan’ın ölçüsüz kibiri bu zemindedir.

Sonuç olarak, hiçbir şey ama hiçbir şey, Erdoğan’ın beklentileri…. Türkiye’nin ülkesi ve ulusu ile bölünmez bütünlüğünden daha değerli değildir.

Erdoğan bu tıbbi raporu dürüstçe kamuoyuna sunmalıdır.
Sağlığı görevine engelse, uygarca bırakmalıdır.

Bilgi ve ilginize sunarız.

Sevgi ve saygı ile. 23 Temmuz 2021, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik    twitter : @profsaltik     

Cumhuriyet TV : (226) Prof. Dr. Ahmet Saltık açıkladı: Erdoğan’ın hastalığı ortaya çıktı – YouTube

https://www.krttv.com.tr/gundem/unlu-profesor-cumhurbaskani-erdogan-in-hastaligini-canli-h86171.html 

https://www.egehaber.com/cumhurbaskani-erdoganin-hastaligi-hakkinda-prof-dr-altugdan-flas-aciklama-415378/

 

Soner Yalçın : Erdoğan’ın beyni (ve katkılarımız)

Erdoğan’ın beyni

portresi_eli_cenesindeSoner YALÇIN
SÖZCÜ, 30.3.16

(Not : Bizim kapsamlı katkılarımız yazının altındadır… AS)

Erdoğan sara hastası mı?
Erdoğan hangi ilaçları kullanıyor?
Erdoğan’ın kullandığı ilaçların yan etkileri nedir?
Biliyorsunuz… Erdoğan’ın sara hastalığına ilişkin yazılar, kitaplar kaleme alındı. Ama…
Kimse ilaçların yan etkisi konusuna değinmedi.
Dün bu köşede bir hekimin mektubunu yayınladım. Sara hastalarının kullandığı ilaçların
yan etkisini bu kez farmakoloji uzmanı bir doktora sordum. Anlattı:

“Yan etkiler kişiye özel değerlendirilmelidir. Kişinin yaşı, cinsiyeti, kullanılan ilacın dozu,
o kişinin fiziksel ve ruhsal yapısı ile var olan başka hastalıkların ve kullanmakta olduğu diğer ilaçların etkisiyle, yan etkileri artabilir.

Epilepsi/sara tedavisinde kullanılan anti-epileptik ilaçlar, diğer ilaçlar gibi çok sayıda
yan etkiye sahiptirler. Bu grupta yer alan her bir ilacın kimyasal yapısı ve etki mekanizması farklı olduğundan yan etki profili de farklıdır. Ancak genel olarak bu ilaçlar beyinde ve sinir hücreleri üzerinde etkiler gösterdikleri için hepsinin merkezi sinir sistemine ait yan etkileri vardır denebilir.

Sinir sisteminin karmaşık yapısı nedeniyle, özellikle bu sistem üzerinde etki gösteren ilaçların hem nörolojik hem de psikiyatrik yan etkilerinden söz etmek mümkündür.”

Sara bir beyin hastalığıydı.
Ve ilacın yan etkisi en çok beyni etkiliyordu. Şöyle..

Beyni etkiliyor

“Sara, beyinde bir bölgenin anormal şekilde ve denetimsizce fazla çalışarak beynin
tüm bölgelerine anormal uyarıları göndermesi sonucunda ortaya çıkan bir hastalıktır.
Birçok nedenden kaynaklanabilir ancak bu anormal uyarılar tüm beyni ele geçirdiğinde
beyin normal işlevlerini yerine getiremez ve eşlik eden aşırı kas kasılmaları ile nöbet (konvülsiyon veya epilepsi krizi) ortaya çıkar.

Bu hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçlar;

– bu anormal aktiviteyi önleyen ilaçlar (anti-epileptik);

– ve anormal aktiviteyi durduran (anti-konvülsif) ilaçlar olmak üzere ikiye ayrılır.

Anti-konvülsif ilaçlar;
beynin anormal aktivitesini çok güçlü baskılayan ilaçlardır.
Daha fazla yan etkiye neden olurlar ve genellikle (nöbet durumu kişiye zarar verebileceğinden) sadece nöbet durumlarında kullanılır.

Anti-epileptik ilaçlar
ise; sürekli ve düzenli kullanılıp nöbetin gelişini önleyen ilaçlardır. Bunlar; sinir hücrelerinin anormal aktivitelerini baskılayan ilaçlar olmaları nedeniyle, normal aktivite gösteren sinir hücreleri de bu ilaçlardan kaçınılmaz olarak etkilenirler.
Yani bu ilaçlar, normal davranmayan dokuda etki gösterirlerken, normal olan dokuları da etkiler. Bu yüzden de hem nörolojik hem de psikiyatrik birçok yan etki gösterir.
Bunlar baş dönmesi, mide bulantısı, sersemlik gibi çeşitli nörolojik yan etkiler yanı sıra, davranış ve düşünce değişiklikleri, agresyon (saldırganlık), halüsinasyon gibi
çeşitli psikiyatrik yan etkiler biçiminde ortaya çıkabilmektedir. “

Sinirliliğin sebebi

Özellikle ülkeyi yöneten politikacının sara hastası olması bizleri nasıl etkiler?

“Kişinin düşüncelerini, davranışlarını dolayısıyla o kişiye özel hal ve hareketlerini,
yani karakterini oluşturan da beyindeki sinir hücreleridir. Özellikle de ön beyin bölgelerindeki sinir hücreleri. Yapılan klinik araştırmalardan ve bildirilmiş olan
olgulardan elde edilen bilgiler doğrultusunda anti-epileptik ilaçların yan etkileri şunlardır:

Agresif (saldırgan) davranışlar, ajitasyon (heyecanlılık şeklinde beliren tutarsız aşırı davranış), anormal davranışlar anksiyete (endişe-gerginlik), bağımlılık, davranış değişiklikleri, deliryum (bilinç bulanıklığı ve huzursuzluk ile seyreden bir durum), depresyon,
dikkat bozuklukları, düşünce bozuklukları, düşmanca veya hasmani davranışlar, halüsinasyon ve delüzyonlar, hiperaktif davranışlar, huzursuzluk, intihar eğilimi ve düşünceleri, intihar, irritabilite (duyarlılık, alınganlık, hassasiyet), katatoni (kaskatı kesilme durumu)konfüzyon (kafanın karışması durumu), mizaç dalgalanmaları, öfori (keyif hali), mani (depresyonun tam tersi olan coşkunluk durumu), psikotik (şizofreniye benzer anormal düşünce içeriği) bozukluklar, sinirlilik şeklinde sıralanabilir.”
*****
Peki…
1’den çok anti-epileptik ilacın aynı kişide birlikte kullanılması yan etkileri artırmaz mı?

“Nöbet denetimi tek ilaç ile sağlanamazsa 2, 3 hatta daha çok sayıda anti-epileptik ilaç
aynı kişide bir arada kullanılabilir. Bu artış aritmetik olmayabilir, yani A ilacının düşünce
ve davranışları bozucu etkisi %3 sıklıkla, B ilacınınki ise %5 sıklıkla olduğunu varsayalım.
A ve B ilaçlarının aynı kişide (AS: birlikte) kullanılması durumunda yan etki olasılığı %8’den daha büyük (örneğin % 18) olabilir. Bu durumda bir de aynı yan etkiye sahip bir C ilacının eklendiğini varsayarsak bu oran çok daha yüksek olacaktır.”

Bitmedi…

Başka hastalıklar için başka ilaçlar da alındığında yan etkiler katlanır mı?

“Gayet tabii, ilaç ya da tedavi kombinasyonlarında tüm yan etkilerin göz önüne alınarak
toplam yan etkiyi artırdığı yönünde bir görüşe varılabilir.”

Ve ne yazık ki…

Bunları hiç tartışmıyoruz.
Soruyoruz yanıt bile alamıyoruz.
Oysa mevzubahis olan kişi; Cumhurbaşkanı!..

===============================================

Dostlar,

Sayın yazar Soner Yalçın‘ın 29 Mart 2016 günü SÖZCÜ‘deki köşesinde yayımlanan yazısını web sitemizde paylaştık :

  • ERDOĞAN NEDEN SÜREKLİ SİNİRLİ??
    (http://ahmetsaltik.net/2016/04/03/erdogan-neden-surekli-sinirli/)Bu yazının altında bir hekim olarak bizim de epey irdelememiz oldu.
    Daha önceki bir yazımıza da gönderme yaptık :
    (http://ahmetsaltik.net/2015/10/31/isvicreli-dr-hakki-acikalin-erdogan-epilepsi-hastasidir/)

    Bu 3 yazının ve bizim eklemelerimizin birlikte okunmasında yarar görmekteyiz..
    Yazıyoruz, soruyoruz, bir daha yazıyoruz…
    Dağlardan iniltiler yankılanıyor ancak Erdoğan’dan “çıt” çıkmıyor..
    Tüm bunlar Erdoğan aleyhine karine.. Öyle ya, saklanacak birşey yoksa,
    çıkar sağlık raporunuzu da açıklarsınız, diplomanızı da gösterirsiniz…

    Pekiii.. böylesine çekinme ve açıklanması gereken bilgi – belgeleri kamuoyundan saklama hakkı hukuksal olarak, etik olarak, demokratik gelenekler olarak, kültürel değerlerimiz olarak…. Erdoğan’a tanınmış mıdır?? Hak mıdır, reva mıdır??

    Erdoğan, Türkiye’nin 12. Cumhurbaşkanı olarak sonsuza dek bu yerinde,
    hukuka ve de hakkaniyete uygun demokratik kamuoyu istemlerinden kaçınabilir mi??

    Kesin olarak HAYIR!

    R.T. Erdoğan’ın gocunacak – saklayacak birşeyi yok ise, –ki olmamasını dileriz- tıpkı açık malbildirimi yükümü gibi, sağlık durumunu gösterir resmi raporu da açıklaması zorunludur.

    Bu kaçış böyle sürdürülemez..
    Hukuksal bir yol bulunmalıdır…
    Örneğin TBMM bu bağlamda yasal düzenleme yapmalıdır.
    Türk Tabipleri Birliği, Cumhurbaşkanlığına resmi çağrı yapmalıdır..

    Erdoğan’ın hekimlerinin bu durumda SIR SAKLAMA değil AÇIKLAMA YÜKÜMÜ
    söz konusudur.

  • Türk Tabipleri Birliği, yetkili Etik Kurullardan görüş alarak
    Erdoğan’ın doktorlarını açıklamaya davet etmelidir. *****

    Tayyip beyin epilepsi – sara hastası olduğuna ilişkin yazılar, yayınlar epeyce olmuştur.

    Prof. Yalçın KÜÇÜ’ün “SARALI CUMHUR” kitabı başlıbaşına bir değerdir..

    SARALI_CUMHUR_CALIGULAErdoğan’ın Başbakan iken 18 Ekim 2006’da arabasında geçirdiği kriz belleklerden silinmemiştir. Makam arabasının zırhlı camı ancak balyoz ile kırılarak Erdoğan’a tıbbi yardım yapılabilmiştir. Kendisini en yakın hastane olarak Ankara Güven Hastanesinde gören Nöroloji uzmanı meslekteşımız 42 yaşındaki Nörolog Dr. Sümer Güllap’ın, açıklananın aksine neden öldüğünün (2008) iyi araştırılması ve açıklanması gerekmektedir.
    Bu konuyu daha önce de sitemizde kapsamlı yazmıştık..
    Mutlaka okunmasını dileriz…

    Sorun etik boyutu aşmış, kriminal boyut kazanmıştır..
    Erdoğan’a dokunan “yanmakta – yakılmaktadır” !?

    Bu durum kabul edilemez ve sürdürülemez.. Temel insan haklarına aykırıdır.

    YSK’ya da (Yüksek Seçim Kurulu) açık grev düşüyor.. Cumhurbaşkanlığı seçimi ile sorumluluk bitmedi.. Seçilen kişi seçilme – görevde kalma yeterliğini yitirirse ne olacaktır??
    Hukukta temel kurallardandır : YÖNTEMDE KOŞUTLUK (Usulde paralellik)

    YSK, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı mazbatasının geçerlik koşullarının sürmesinden sorumludur. Yeterlik koşulları yitirildi ise mazbatayı iptal sorumluluğu da veren yetkinin doğasındandır, onun tamamlayıcı parçasıdır.

    Türkiye bu soruna makul “bir çare” bulmalıdır.
    80 milyonluk ülke, aziiiz Türkiye herkesten ve her şeyden daha önemlidir..
    Çaresizlik asla kabul edilemez..

    Olumlu adım atmak Erdoğan’a düşüyor..

    Sevgi ve saygı ile.
    03 Nisan 2016, Ankara


    Dr. Ahmet SALTIK
    www.ahmetsaltik.net
    profsaltik@gmail.com