Etiket arşivi: DİSK Davası

Halit Çelenk Ödülü DİSK Tarihi kitabına verildi

Ülkemizin önde gelen hukuk insanlarından ve insan hakları savunucularından Av. Halit Çelenk anısına oluşturulan Halit Çelenk Hukuk Ödülü, editörlüğünü Aziz Çelik‘in yaptığı ve DİSK tarafından yayımlanan DİSK Tarihi Kuruluş Direniş Varoluş (1967-1975) kitabına verildi.

Prof. Dr. Rona Aybay, Prof. Dr. Korkut Boratav, Dr. Öğr. Üyesi İlker Kılıç, Av. Erşen Şansal, Av. Başar Yaltı, Av. Barış Aybay, Serpil Çelenk Güvenç, Ali Rıza Aydın ve Av. Özlem Şen Abay‘dan oluşan Seçici Kurul 2021 Halit Çelenk Hukuk ödülünü DİSK Tarihi kitabına vermeyi kararlaştırdı.

Yaşamda ve hukukta devrimci duruşun, adaletsizliğe karşı mücadelenin sim­gelerinden olan Halit Çelenk’in hukuk mücadelesi ve eserleri doğrul­tusunda, toplumsal ilişkiler ile hukuk arasında bağlantı kuran yayın, tez veya diğer eserler üretilmesini teşvik etmek amacıyla 2015 yılında oluşturulan Halit Çelenk Ödülü bu yıl 7. kez verilmiş oldu.

Seçici Kurul tarafından yapılan açıklamada “Değerlendirme sürecini tamamlayan Ödül Seçici Kurulu, 2021 YILI HALİT ÇELENK HUKUK ÖDÜLÜNÜ DİSK Araştırma Merkezi tarafından yayına hazırlanan ve Editörlüğünü Aziz Çelik’in yaptığı “DİSK TARİHİ Kuruluş-Direniş-Varoluş, 1. Cilt (1967-1975)” isimli kitaba vermiştir” denildi.

Akademik Destek Ödülü bu yıl iki eser arasında paylaştırılmıştır. Söz konusu eserler; Burak Yücekaya’ya ait “Hukukun Piyasalaşma Uğrağı Olarak Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yöntemleri ve Arabuluculuk Kurumu” konulu yüksek lisans tezi, Melike Orçin’e ait Avrupa İnsan Hakları Hukuku ve Türk Hukukunda Tutuklu ve Hükümlülerin Dış Dünya ile İletişim Kurma Hakkı” konulu yüksek lisans tezidir. Seçici Kurul Teşvik Ödülü bir esere verilmiştir. Söz konusu eser; Volkan Bora Uğur’a ait  “Sanatın Mülkiyeti”  konulu makaledir.

Halit Çelenk Hukuk Ödülleri Seçici ve Düzenleyici Kurulu tarafından yapılan açıklamaya göre “ödül töreni bu sene içinde bulunduğumuz koşullar nedeniyle zoom üzerinden online olarak 6 Mayıs’ta davetliler ile gerçekleştirilecektir.”

Halit Çelenk (1921-2011)
Halit Çelenk (1921-2011) Yaşam öyküsü için tıklayınız

Halit Çelenk haksızlığa uğrayan, ezilen, sömürülen, işkence gören, tutuklanan, yargılanan işçilerin, öğrencilerin, gençlerin, aydınların, sanatçıların, parti, sendika ve dernek yöneticilerinin davalarına baktı. DİSK davasının avukatları arasında da yer alan Halit Çelenk, aralarında Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan ve arkadaşlarının yargılandığı dava ile TÖS, TİP, TÖB-DER, Barış Derneği ve Aydınlar dilekçesi davalarının da olduğu neredeyse Türkiye’deki bütün büyük hak ihlalleri davasında demokrasi, hukuku ve insan haklarını savundu. Türkiye Öğretmenler Sendikası TÖS’ün hukuk danışmanlığına getirildi. Sendikanın Anayasal varlığı ortadan kalkıncaya dek bu görevini sürdürdü. Daha sonra TÖS’ün devamı olan Tüm Eğitim ve Öğretim Emekçileri Birleşme ve Dayanışma Derneği TÖB-DER’in hukuk danışmanlığını yaptı. 1921 yılında doğan Çelenk 2011 yılında yaşamını yitirdi.

DİSK Tarihi Kuruluş-Direniş-Varoluş 1967-1975 adını taşıyan DİSK Tarihi kitabının 1. cildi DİSK’in mücadele ve deneyim hafızasını bugünlere ve yarınlara taşıma amacıyla hazırlandı. Kitap, DİSK’in yarım yüzyılı aşkın mücadelesin ve deneyimini birincil kaynaklara dayalı olarak kapsamlı ve nesnel biçimde ele almayı hedefledi. DİSK-AR tarafından hazırlanan kitabın editörlüğünü Aziz Çelik, yayın danışmanlığını ise Can Şafak ve Ergün İşeri yaptı. DİSK öncesi işçi sınıfı hareketine iliş-kin gelişmelerin de yer aldığı 1. Cilt, 1967-1975 dönemini kapsıyor.

Çalışmalarına 2016 Eylül ayında başlanan ve özgün arşiv kaynaklarından, belge, yayın ve fotoğraftan yararlanılarak hazırlan kitap büyük boy ve 704 sayfadan oluşuyor. Kitabın araştırma ve arşiv çalışmaları Deniz Beyazbulut, Zeynep Kandaz ve Meliha Kaplan tarafından yürütüldü. Süreyya Algül, Zafer Aydın, Aziz Çelik, M. Hakan Koçak, Can Şafak, Melih Biçer, Kıvanç Eliaçık, Ece Göktürk, Tevfik Güneş, Ergün İşeri ve Necdet Okcan kitaba yazar olarak katkıda bulundular. Kitabın tasarımı ise DİSK İletişim Dairesi uzmanı Can Kaya tarafından yapıldı.

DİSK Tarihi kitabı bu bağlantıyı veya aşağıdaki görseli tıklayarak ulaşabilirsiniz.

 

YAMAN ÇELİŞKİ


YAMAN ÇELİŞKİ

Portresi

 

Mustafa Gazalcı
mgazalci@gmail.com,
www.gazalci.net

 

Şu dünyanın işine bak.

Dünya sözün gelişi, ülkede olan akıl almaz işlerden söz ediyorum.
Asıl suçlular bırakılmış, zarar görenlerden, direnenlerden hesap soruluyor.
Ardı ardına toplu davalar açılıyor.
Bu sonucu yaratan iktidarla cemaat de büyük bir pişkinlikle birbirine saldırıyor.
Kasetler, karşılıklı operasyonlar, en ağır sözlerle birbirini vurmalar sürüyor.
İnsan kirli çıkınlar dökülünce gördüklerine, duyduklarına bakıp,
“Yıllar yılı bizi bunların ortaklığı mı yönetti?” diyor.
***
Bu hafta başında, Ankara’da 17. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 502 sanıklı bir dava başladı.
Davanın sanıkları KESK’li, Eğitim-Sen’li öğretmenler, yöneticiler.
İki yıl önce Kızılay’da 4+4+4 eğitim sistemine karşı demokratik tepkilerini koymuşlar.
Polis, gazla, copla, şiddet kullanarak toplantıyı dağıtmış.
Sonra da KESK Başkanı Lami Özgen, Eğitim Sen Başkanı Ünsal Yıldız’ın da aralarında bulunduğu 502 sanıklı toplu bir dava açılmış.
Elbette, “Siz neden 4+4+4 sistemine karşı çıktınız?” diye değil.
2911 sayılı Toplantı ve gösteri yürüyüşüne aykırılık, kamu görevlilerine cebir
ve şiddet kullanma, kamu ve özel mallara zarar vermek” suçlarından…
***
Cebir şiddet kullanan polis değil, öğretmenmiş, kamu düzenini bozan, zarar veren iktidarın 4+4+4’ü değil, ona karşı çıkanlarmış.
Tam da davanın görüldüğü gün çocuk gelin Kader’in ölümü gündeme geldi.
12 yaşında evlenmiş, 13 yaşında doğurmuş, 14 yaşında öldürülmüş olan
çocuk gelin Kader’in öyküsü.
Okulda olması gereken bir yaşta, Van’dan alınıp Siirt’in Pervari ilcesine götürülerek berdel yöntemi ile evlendirilen Kader’siz.
4+4+4’e karşı çıkanlar “Kader”lerin olacağını önceden söylemişlerdi.
Bu düzenleme çocuk gelinleri, çocuk işçileri artırır.”
***
Eğitim-Sen Genel Başkanı Ünsal Yıldız, bu gerçeği bir kez daha şöyle vurgulamış davadaki savunmasında:

“Bu yasa söylendiği gibi zorunlu eğitimi 12 yıla çıkarmıyor.
Bu yasanın hiçbir tarafının eğitim bilimleri ile ilgisi yok.
İnanç özgürlüğüne ciddi engeller getiriyor.

Yasayla erkekler çıraklığa gidecek, kızlar eve kapanacak.
Yasa çıktıktan sonra on binlerce kız öğrenci okulu bıraktı.
Artık çocuk gelinler artacak.”
***
Yalnız Ankara’da başlayan, uluslararası sendika temsilcilerinin de izlediği
502 sanıklı 4+4+4 davası değil.
Aynı günler Manisa’da 183 sanıklı Gezi Davası da başladı.
Ankara’da yol çalışması sırasında ağaçların kesilmesine karşı çıkan
ODTÜ’lü öğrencilere de dava açıldı.
Daha önce İstanbul’da yurdun çeşitli yerlerinde Gezi Parkı davaları açılmıştı.
Okullarda Gezi Parkı direnişine katıldı diye soruşturmalar yapıldı.

  • Ölen, gözü çıkan, kolu kopan, yaralanan, okuldan atılan,
    hapse giren de onlar, yargılananlar da!

***
12 Eylül 1980 sonrası darbecilerin; emekçileri, gençleri, aydınları DİSK Davası, Dev Genç Davası, bizim de sanıkları arasında olduğumuz Barış Davası’nda yargılamaları gibi.
Bugün de Ergenekon, Balyoz, casus ve yeni açılan toplu davalar
Bu toz duman, bu çelişki sürüp gitmeyecek elbet.
Büyük şair Tevfik Fikret’in dediği gibi sabah olacak güneş doğacak.
Önemli olan daha çok acılar çekilmeden, hukuksuzluğun, haksızlığın
bir an önce sona ermesi.