Etiket arşivi: deprem

Devletsiz millet

GANİ AŞIK
Eski CHP Kayseri Milletvekili / Emekli Müftü

Yerbilimcilere göre coğrafyamızda son felaketin benzeri asırlardır yaşanmadı. Ağır maddi kayıplar yanında can kaybının ürpertici boyutu da henüz belirsiz. Nice canlar, yaşamdan koparak ebediyete kanat çırptılar. Cennetin, masum ve günahsızların ayakları altına ipek halı gibi serildiği, cehennemin bu felakette sorumluluğu olanlara kapılarını araladığı kesindir. Şehitlere rahmet, yaralılara şifalar. Evren, yüce kudret tarafından yasaları ile birlikte yaratılmıştır. Bunlar, uyulması zorunlu Tanrı emirleridir. Hiçe sayanların cezası bu dünyada, peşin ve acımasızdır ama bizde bu ihlallerin cezasını günahsız insanlar çekiyorlar.

Yaşadığımız topraklar, büyük acı nedeni ile sıkça duyduğumuz “fay, levha, segment ve zon” denilen atom bombaları üzerinde oturuyor. Deprem ülkeleri Japonya ve Şili, bu sorunu bilimin öncülüğünde çözdüler. “Mevlam nice dert vermiş, beraber derman vermiş” ama 21 yıllık iktidarın ortaçağa odaklı zihinsel kodlarını güncellememiş.

‘DAVA’ DEDİKLERİ

  • Kuruluşundan 80 yıl sonra ele geçirdikleri modern devleti,
    Aydınlanma devrimleri ile birlikte ortadan kaldırarak,
    sivil bir darbe ile İhvan modeline geçtiler.
  • “Dava” dedikleri şifreli mesajın, 100. yılında Atatürk Cumhuriyetinin tasfiyesinin resmileştirilmesi olduğunu netleştirdiler.

Her devrim belli aşamalardan geçerek vücut bulur. “Karşıdevrim” de herkesi uyutarak kimi aşamalardan geçti :

Yoksul halkın hazinesini talan ederek –ham hayal olan- şeriat devletinin öncü ideologlarına ve militanlarına devasa kaynak transferi (aktarımı) sağladılar. Çankaya yerine Saray’da oturarak Atatürk’ü ve Cumhuriyeti hatırlattığı için Ulus’tan Çankaya’ya uzanan protokol yolunu iptal ettiler. Devlet tesislerine isimlerini vererek Kurtuluş Savaşı ve Atatürk karşıtlarını kutsadılar. Cumhuriyetin köklü kurumlarını ve bürokrasisini çökerterek koskoca Türkiye Cumhuriyeti’ni parti devletinden öte, aile devletine dönüştürdüler.

  • Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, iktidar destekli FETÖ kumpasları ile omurgasını kırdıktan sonra, okullarını, hastanelerini ve hiyerarşisini elinden alarak, bu şanlı kurumu sıradan bir genel müdürlük haline getirdiler.
  • TSK, hastanesi olmayan dünyanın tek ordusudur.

Tarikatların ve dinci vakıfların kucağına bıraktıkları Türk milli eğitimini,
şeri eğitime dönüştürdüler.

Diyanet’in gereğinden çok imam hatip liseleri açılması ile gerçekte neyin amaçlandığının bilincindeki aydın kesimin itirazları, “Dinini bilenden ne zarar gelir?” yaygarası ile bastırıldı ve bu iktidarla birlikte imam hatip ve ilahiyat furyası dalga dalga yayıldı.

An itibarı ile bürokrasinin bütün köşeleri, başına getirildiği kurumla ilgisiz ilahiyatçı ve imam hatip kökenlilerin elinde.

Bir bölümü Selefi/Vahhabi öğretisi ile yetiştirildikleri için,
Cumhuriyetin yıkılmasında ve devletin soyulmasında önemli roller üstleniyorlar.

Saygın ve özgün meslekleri adına çok üzücüdür. 21 yıldan bu yana, İslamın saliklerini İslamın sülüklerinin din ile aldattıkları dönem, gelecek iktidara tümü ile harabe bir vatan bırakarak kapanmak üzeredir.

Onuruna ve yetkilerine sahip çıkan bir parlamento ve ömrü boyu boğazından haram lokma geçmemiş, bölen değil birleştiren, nefreti değil sevgiyi, kibri değil tevazuyu, şatafatı değil sadeliği önceleyen bir cumhurbaşkanı dileği ile.

Halil Çivi şiiri : VARLIK ve BİRLİK

ŞİİR KÖŞESİ…

 

Prof. Dr. Halil Çivi
İnönü Üniv. İİBF Eski Dekanı
Halk Şairi

 

VARLIK ve BİRLİK

Yaşam yollarında yalnızım deme,
Varlığın, birliğin sırrı sendedir.
Kimsesiz, kanatsız, kolsuzum deme,
Varlığın, birliğin sırrı sendedir.
Xxx
Kim yarattı endamını, tenini,
Kim var etti enerjini, kanını,
İyi tanı can içinde canını,
Varlığın, birliğin sırrı sendedir.
Xxx
Sen kendini etle kemik mi sandın,
Nasıl bedenlendin, nasıl canlandın,
Niçin aşık oldun, neden utandın,
Varlığın, birliğin sırrı sendedir.
Xxx
Hukuk nedir, adalet ne, din nedir?
Ahlak nedir, şeytan kimdir, cin nedir?
İnsanlar kardeşse bunca kin nedir?
Varlığın, birliğin sırrı sendedir.
Xxx
Akıl sende, bilim sende, yol sende,
Üretip çoğaltan usta el sende,
Nesilden nesile dönen döl sende,
Varlığın, birliğin sırrı sendedir.
Xxx
Ruh mu, enerji mi, yoksa ten misin?
Bu gün mü, yarın mı, yoksa dün müsün?
Doğadaki kadim kalan can mısın?
Varlığın, birliğin sırrı sendedir.
Xxx
Akıl öĝretmendir, kitap insandır,
İnsanın cevheri akıl – vicdandır,
Bunların kaynağı candaki candır,
Varlığın, birliğin sırrı sendedir.
Xxx
Arı mısın, çiçek misin, bal mısın?
Dölleyen mi, döllenen mi, döl müsün?
Ezelden ebede giden yol musun?
Varlığın birliğin sırrı sendedir.
Xxx
Hali Çivi, insan – evren bir derler,
Bilmiyorsan bir bilene sor derler,
Gerçeği görmeyen göze kör derler,
Varlığın, birliğin sırrı sendedir.


13 Şubat 2023, Çiğli / İzmir
Not: Deprem bizi çok üzdü. Vites değiştirip,
Biraz şiirle felsefe yapmak erbabına iyi gelebilir…

DEPREM…

DEPREM…

Dr. Ahmet Soysal
9 Eylül Üniv.Tıp Fak. Halk Sağlığı AbD
soysalizmir@gmail.com

Birçoğumuzun yoğun gündem nedeni ile dikkatimizi çekmemiş olabilir; ama dün gece İtalya’nın orta kesimlerinde Richter ölçeğine göre 6.2 şiddetinde bir deprem oldu; küçük bir kasabanın neredeyse yarısı yok oldu; sanırım 40’ın üzerinde ölü ve 200’e yakın enkaz altında insan var… İtalya özellikle Rönesans sonrası mimari ve barok mimarinin güzel örnekleri ile dolu; depremin olduğu bölgede böyle tarihi bir yöre; o nedenle sanırsam can kaybı fazla…
Yine geçenlerde kimsenin dikkatini çekmeyen bir açıklama oldu; muhtemel İstanbul depremi üzerine çalışma yapan Fransız bilim insanları; İstanbul depreminin yakın ama çok yakın olduğunu belirttiler. İşte bu noktada gerçek gündemimize dönerek kendimizi sorgulamamız gerekiyor; ne kadar hazırız İstanbul depremine ? Tarihi yapılarımızı elden geçirdik mi? Diğer yapılarımızı güçlendirebildik mi? Sağlık örgütümüz hazır mı?
Unutmayalım; İstanbul birkaç bin nüfuslu bir kasaba değil; içinde hepimizin sevdiklerinin yaşadığı 20 milyonluk kent; hiçbirimiz ama hiçbirimiz yeterince hazır olmadığımız için böyle bir felaketin yıkıcı sonuçları ile yüzleşmemeliyiz.
Uzun zamandır unuttuğumuz bir tehdidi hatırlatmak istedim. Kocaeli depreminde yaşananları gören bir kişi olarak…
=================================

Dostlar,

Bizi de çok kaygılandıran bir sorun “beklenen” ve “iyice yaklaşan” büyük İstanbul depremi.
Olasılık hesapları bu yıkımın kaçınılmaz olduğunu ancak şiddeti ve zamanı ile ilgili kestirimlerin belli sapmaları dışında şansımızın olmadığını belirlemekte..

17+ yıldır olumlu girişimler oldu elbette ama yapıl(a)mayanları saysak çok uzun bir liste oluşturur.

Ancak en çok incitici olanların başında, 17 Ağustos 1999 Gölcük merkezli depremden bu yana cep telefonu faturalarından yıllardır kesilen %25 oranındaki yüksek deprem vergisi.. Bu rakamın tutarı ne kadardır ve nerelere harcanmıştır? Deprem riski sorunların yönetimi için hangi alanlarda ne düzeyde harcama yapılmıştır, Yurttaş olarak bilme hakkımız var. “pacta sund servanda” (ahde vefa), en az 2 bin yıldır Roma Hukukundan bu yana temel hukuk ilkelerindendir. Devlet, yurttaşlarından topladığı vergiyi amacına uygun ve en yüksek verimlilikle, hesap verebilir biçimde harcamak zorundadır. Yurttaş – devlet arasındaki  sözleşmenin de temel ilkelerindendir.

Türkiye’nin bunca sorunu varken sırası mı şimdi deme hakkımız yoktur..
Devlet aygıtı dev bir orkestraya benzetilir. Her aygıtın (enstrümanın) yeri ve işlevi bellidir.
Orkestra şefinin de..

Sevgi ve saygı ile.
24 Ağustos 2016, Tekirdağ

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

Fukuşima, Nükleer Santral, Kanser ve Türkiye / Fukushima Disaster, Nuclear Power Plant and Turkiye

DOSTLAR,

Japonya, 11 Mart 2011′de yaşadığı dev felaketin ardından nükleer santrallarını kapıyor. Basından öğrendiğimize göre geçtiğimiz haftalarda, yani tarihsel felaketin 1. yılında bunu yaptı. Yani musibetten gerekli dersi çıkardı..

Türkiye’ye gelince.. Harıl harıl koşturuyor. Almanya’da geçen yıl köktenci bir kararla
10 yıl içinde nükleer santral enerjisini bırakacağını açıkladı. Üstelik Türkiye, halkının yoğun protestolarını, direncini de faşistçe baskı ile karşılıyor. Öte yandan, Rus hükümeti ile yaptığı anlaşmayı TBMM’den geçirerek Anayasa md. 90/son fıkra korumasına aldı. CHP, “Anlaşmayı uygun bulma yasasını” Anayasa Mahkemesine götürdü..
Bu Eylül’de 2 yıl olacak.. Yeni Anayasa Mahkemesi henüz gündemine bile al(a)madı öğrenebildiğimiz kadarıyla.. Anlaşmayı iptal olanağı da kalmadı,
çünkü milyar dolarlık tazminat söz konusu..

Bu sunuyu 2011 Nisan ve Mayıs aylarında birçok yerde paylaştık.
Gözden geçirerek sizlerle paylaşmak istiyoruz.

Bu kez bir de NÜSED 2. Başkanı olarak..

NÜSED: Nükleer Tehlikeye Karşı Barış ve Çevre İçin Sağlıkçılar Derneği

TÜRKİYE NÜKLEER SANTRAL SEVDASINDAN YOL YAKINKEN VAZGEÇMELİ!

Kapsamlı sunuyu izlemek için lütfen aşağıdaki erişkeyi (linki) tıklar mısınız??

Fukushima_Kanser_Nukleer_Santral

Sevgi ve saygı ile. 25.5.12

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net