Etiket arşivi: Bu bir iç savaş!

TÜRKER ERTÜRK: POSTMODERN KARŞI DEVRİM


POSTMODERN KARŞI DEVRİM

Turker_Erturk_portresiTÜRKER ERTÜRK

Yargıtay’da görülen Balyoz Darbe Planı Davası’nın temyiz duruşmaları tamamlandı ve 237 sanık hakkında verilen mahkumiyet cezası onandı. Yani yüksek mahkeme, içinde cemaate ait Delil Üretim Merkezi’nde (DÜM)
imal edilen dijital terör unsuru belgeler olan, yalancı tanık ifadeleri süslenen ve daha bir sürü kepazelikler olan
bu dosyayı hukuk tarihine geçecek şekilde kesinleştirdi.

Verilen bu karar geçtiğimiz günlerde demokratikleşme adına açıldığı söylenen ama içinde hıyanetten, cehaletten ve çöplükten başka bir şey olmayan paket ile uyumludur ve eşgüdümlüdür. Bunlar emperyalizmin Türkiye’de sahneye koyduğu rejim değişikliği planının yerine getirilmesi gereken olmaz ise olmazlarıdır.

Asıl ben şaşırıyorum!

Asıl ben bu karara şaşıranlara şaşırıyorum! Ne demelerini bekliyordunuz?
Hata mı yaptık deselerdi! Karşı devrim süreci tam gaz giderken bu hukuksuzluklar normaldir. Göstere göstere hukuksuzluklar verilmek istenen mesaj için elzemdir. Balyoz, karşı devrim sürecine direnmesi muhtemel Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kafeslenmesi ve sürece itiraz etmemesi veya edememesi için yapılmıştır. Hukuksuzluk dışarda ve görev başında olan askerleri sindirmek amacına yöneliktir.

Balyoz yeni başladığında aileler bana soruyorlardı “Bu dava ne olur?” diye.
Ben de kendilerine “Buradan hukuken bir şey çıkmaz, bu dava siyasidir, Türkiye’nin dönüştürülmesine yöneliktir ve vermeniz gereken mücadele
siyasi olmalıdır.“ 
demiştim. Ama bana ya inanmadılar ya da inanmak istemediler.
Çünkü eşlerinin, babalarının, kardeşlerinin ve oğullarının suçsuz olmasının
beraat etmeleri için yeterli olacağını sanıyorlardı.

Bu bir iç savaş!

Bunlar gerçekten iyi ve helal süt emmiş insanlardı, karşısındakilerin de kendileri gibi olacağını sanıyorlardı. Yeterli olmazdı, olamazdı! Sorun suçluluk veya suçsuzluk meselesi değildi! Bu bir iç savaştı, savaşta acımak olmazdı!

Balyoz kelimenin tam anlamıyla Postmodern Karşı Devrimin geçilmesi gereken
çok önemli bir kilometre taşıydı ve şimdilik sorunsuz geçilmiştir. Karşı Devrim 
bütün hızıyla hedefine doğru ilerlerken siyasetçilerimiz, askerlerimiz ve aydınlarımız bu durumu trenin geçişi gibi izlemeye ve birbirlerini suçlamaya devam etmektedirler. Geniş halk kitlelerinde algı budur!

Mutlaka bilinmeli ve gözden uzak tutulmamalıdır ki, ülkemizi başkalaştırmaya çalışan
ve karşı devrimle birlikte rejim değişikliği peşinde koşan asli unsur emperyalizmdirErdoğan, AKP ve cemaat onun tetikçileri ve işbirlikçileridir.

Yargılanması gereken onlar

Balyoz, Ergenekon ve Casusluk gibi operasyonel davalarla ilgili olarak
“Bırakın hukuk çalışsın ve adalet tecelli etsin.“
 diyenler ve hala demeye
devam edenler bilerek veya bilmeyerek karşı devrim sürecinin değirmenine
su taşımışlar ve taşımaktadırlar.

Bu ülkede gerçek darbe Erdoğan liderliğinde AKP tarafından yapılmaktadır.
Esas darbeden yargılanmaları gereken onlardır. Darbe tellallığı yapmalarının nedeni
“Yavuz hırsız ev sahibini bastırır“ yaklaşımı ile suçlarını başkalarının üstüne atmak ve yaptıkları darbeyi halkın gözünden kaçırmaktır.

Balyoz olmasaydı teröristlerle aynı yatakta yatılamazdı, komşularımıza terör
ihraç edilemezdi, Atatürk’e ayyaş denilemezdi, andımız kaldırılamazdı.
Daha bunlar iyi günleriniz!

Selçuk Üniversitesi

İşte Anadolu’yu dolaşırken hem bunları anlatıyoruz, hem halkın tepkilerini ve algılarını anlamaya çalışıyoruz. Kurban Bayramı’ndan sonra Kuşadası, Zonguldak, Adana’da olacağız ve ay sonunda da Amerika’ya gideceğiz. Bu sefer Amerika’nın batısına! Orada Türkiye’de neler olduğunu anlatmaya çalışacağız.

Bayram sonrası programım çok yoğun olmasına rağmen Konya Selçuk Üniversitesi’nden Cumhuriyet Bayramı etkinlikleri kapsamında gelen daveti kırmayarak kabul etmiştim. Geçen akşam gençler beni aradılar ve Rektörlüğün
benim konuşmacı olmamı kabul etmediğini söylediler.

Ne diyorsunuz, Cumhuriyeti ve Atatürk’ü öğrencilere iyi anlatamayacağımdan mı korktular! Takdir sizin.

Kurban Bayramınızı şimdiden kutlar, bayramın ülkemize, İslam alemine ve
tüm dünyaya barış ve huzur getirmesi dileklerimle,

Saygı sunarım. (12 Ekim 2013)