Etiket arşivi: Birleşik Kamu-İş Genel Başkanı Hasan Kütük

EĞİTİM-İŞ : YSK’NIN HUKUKSUZ KARARINI ANAYASA MAHKEMESİ’NE TAŞIDIK

YSK’NIN HUKUKSUZ KARARINI ANAYASA MAHKEMESİ’NE TAŞIDIK

(AS : Bizim kapsamlı katkımız yazının altındadır..)

YSK’nın, referandum sırasında mühürsüz zarf ve pusulaların geçerli sayılmasına ilişkin hukuksuz kararına karşı Anayasa Mahkemesi’ne başvurduk ve YSK üyeleri hakkında
suç duyurusu
nda bulunduk.

Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan başvuru sırasında
Genel Başkanımız Mehmet Balık ve Merkez Yönetim Kurulu Üyelerimiz, Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş Genel Başkanı Hasan Kütük ve MYK Üyeleri ile Konfederasyonumuza bağlı sendikaların MYK üyeleri hazır bulundu. Birleşik Kamu-İş Genel Başkanı Hasan Kütük, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan başvuru öncesinde basın açıklaması yaptı.

Basın Açıklaması şöyle    :

Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı, 16 Nisan 2017 günü halkoylaması sürerken gerçekleştirdiği duyurusu ile “SEÇİM KURULU VE SANDIK KURULU MÜHRÜ BULUNMAYAN, MÜHÜRSÜZ ZARF VE OY PUSULALARININ GEÇERLİ SAYILMASI” kararı vermiştir.
Bu karar, 298 sayılı SEÇİMLERİN TEMEL HÜKÜMLERİ VE SEÇMEN KÜTÜKLERİ HAKKINDA KANUN’un 98/4 fıkrası ile 101/3 fıkrası EMREDİCİ hükümlerine AÇIKÇA ve TÜMÜYLE AYKIRIDIR.

YSK’nın bu kararı, kendi 15.02.2017 tarih ve 103 karar no. ile yayımladığı genelgesinin 44/d ve 45/A-c bendindeki düzenleyici işlemine karşı AKP’nin YSK’daki temsilcisinin itirazı üzerine verdiği bilinmektedir.

Referandum sürecinde “Hayır” tercihini kullanan ve bunun çalışmasını yapan demokratik kitle örgütleri, siyasi partiler ve meslek örgütleri üzerindeki baskılara ve eşit olmayan koşullara rağmen yurttaşlarımızın tüm yetkilerin bir kişide toplanmasına neden olan Anayasa referandumuna karşı demokratik parlamenter sistemden yana oy verdiklerini ve demokrasiye sahip çıktıklarını gördük.

YSK 2,5 milyon geçersiz oyu “geçerli” sayarak bu demokratik iradeyi sakatlayarak toplum vicdanında tarafsızlığını ve saygınlığını yitirmiştir. Bundan sonra yapılacak seçimlerde yurttaşlarımızın iradesinin sonuca yansıyacağı konusunda ciddi bir kaygının ve kuşkunun oluşmasına da neden olmuştur.

16 Nisan 2017 Pazar akşamı YSK Başkanı televizyon ekranlarından kamuoyuna “bu hükümlerin sahte oyu engellemek için düzenlendiğini” açıklayarak, emredici yasal hükümleri yok sayan bir karar vermiştir. Bu durumda YSK’ya sormak lazımdır:

  • “Sahte oyu engellemek için getirildiğini söylediğiniz yasal hükümlerin tersine karar vermeniz, sahte oyun önünü açmaz mı?”

Tüm bu nedenlerle,

1- Tedbir talebimizin kabulüyle YSK’nın 16.04.2017 tarihli “seçim kurulu ve sandık kurulu mührü bulunmayan, mühürsüz zarf ve oy pusulalarının geçerli sayılması” kararının
TAM KANUNSUZLUK sebebiyle tedbiren durdurulması;

2- “Hukuk Devleti” ilkesi ve “Hukuk Güvenliği” Hakkı’nı, “Kanunilik” ilkesi ve hakkını, “Hukuki Belirginlik” (Legal Certainity) ilkesi ve hakkının, AİHS EK-1 no’lu Protokolün 3. maddesi ile ve Anayasanın 67. maddesinde düzenlenen “Serbest Seçim Hakkı”nın, AİHS 13. md.si ve Anayasanın 36. maddesi ile düzenlenen “Etkili Başvuru Hakkı”nın ve “Hak Arama Hürriyeti”nin ihlal edildiğinin tespiti;

3- İhlallerin giderilmesi için, Anayasa Mahkemesince YSK’dan HALKOYLAMASININ YENİLENMESİNİ istemesini Anayasa mahkemesinden talep ediyoruz.

Ve Tam kanunsuzluk haline imza atan YSK başkan ve üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz! (http://www.egitimis.org.tr/guncel/sendika-haberleri/ysk-nin-hukuksuz-kararini-anayasa-mahkemesi-ne-tasidik-2351/#.WP0dYlV95ag, 21.4.17)
========================================
Evet dostlar….

Toplum diken üstünde.. Halkoylamasında yapılan fütursuz ve yer yer aptalca hileler belgelenerek yandaş olmayan sınırlı basında yer alıyor.. Sosyal medya bu iletilerle kaynıyor.

Bizim de üyesi olduğumuz EĞİTİM-İŞ‘in Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru dilekçesini yukarıda aktardık. Dilekçede, “Anayasa Mahkemesince YSK’dan HALKOYLAMASININ YENİLENMESİNİ istemesini..” içerikli bir tümce var. Hukuksal olarak böylesi bir istemde bulunmak olanaklı olmadığı gibi, Anayasa’nın bireysel başvuruyu düzenleyen 148. maddesi ve 6216 sayılı ANAYASA MAHKEMESİNİN KURULUŞU VE YARGILAMA USULLERİ HAKKINDA KANUN da böylesi bir isteme yanıt verilmesine elverişli değil.

Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), değindiğimiz mevzuat kapsamında yapabileceği, “hak ihlali olup olmadığına karar vermek” ile sınırlıdır. Dolayısıyla AYM’nin YSK’dan veya başkaca bir mahkemeden bir istemde bulunması olanağı yoktur. AYM hak ihlali saptarsa bunu gerekçeli kararında belirtir ve ilgili mahkemeye / kuruma / başvurucu kişiye bildirir. Karar hak ihlali yapıldığı yönünde ise, ilgili mahkeme / kurum o ihlali giderecek yeni bir karar vermekle yükümlüdür. Ancak AYM, ilgili mahkemenin / kurumun yerine geçerek kendisi bir karar veremez ve belli edimlerde bulunmasını o mahkeme / kurumdan isteyemez. Bu sınırlama Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) için de geçerlidir. AİHM bir hak ihlali saptarsa,
bu kararın gereği olarak hak ihlalini giderecek yeni bir karar almak ilgili mahkemenin görev ve yetkisi içindedir.
Konusu bakımından yerine getirilemeyecek, eski duruma döndürülemeyecek… anlaşmazlıklarda ise Türk Hükümeti, zarar görenlere belli bir giderim (tazminat) ödemeye mahkum edilir.

Bir kısıt da, “Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden,
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla..”
içeriğiyle Anayasa md. 148/3’te düzenlenmiştir ki, “bütün temel hak ve özgürlükler değil“; “.. Anayasa’da yer alan ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi biri..” koruma altındadır. Prof. Kaboğu’na göre Halkoylamasında yapılan muazzam hileye karşı itiraz ve YSK’nın TAM KANUNSUZLUĞU bu kapsamdadır.

Anayasa hukukçusu Prof. İ. Kaboğlu “AYM’ye YSK kararını götürmenin önünde bir engel yok…” görüşündedir (http://ahmetsaltik.net/2017/04/20/prof-kaboglu-ysk-karari-icin-aymye-de-aihme-de-gidilebilir/)

Anayasa hukukçusu Prof. K. Gözler ise tersi kanıdadır (21.4.2017) :
YSK kararlarına karşı Danıştay da dahil olmak üzere hiçbir mercie başvurulamaz)

Tüm hukuksal, yönetsel ve politik yollar kapanırsa ne olacaktır?
Hukuk bir çaresizlik kurumu mudur, tersi midir?
Apaçık hileli ve sonucu ters yüz edecek düzeyde hileli (fasık!) bir halkoylaması sonucu ortada iken; işlevi hak – adalet olan Hukuk kurumu çözüm üretecek iken, biçimsel hukuk kurallarının ürettiği adaletsizliğe mahkum mu olunacaktır? Ne denli açık ve hatta buyurucu olsa / gözükse de söz konusu pozitif hukuk normlarının (mevzuatın) bu yönde anlamlı ve işlevli olduğunun kabulü ve yorumu olanaklı mıdır??

  • Hukukun evrensel kabul gören üstün ilke ve kuralları (jus cogens, grund norm) nerededir?Yanlış hesap mahkemeden dönmeyecekse nereden dönecektir?

Adalet duygusu- beklentisi – hakkı giderek hukuksal öngörülebilirlik kapsamından çıkarsa,
halkın meşru direnme hakkının içeriği nasıl doldurulacaktır?
“İhkak-ı hak” a mı zorlanmaktadır halk?

Prof. Kaboğlu pozitivist değil, hukuk normlarına araçsal bakan ekolden.
Prof. Gözler is sıkı bir pozitivist. Normların bağlayıcılığını, sözel anlamlarını öne çıkarmakta.

Kala kala geriye Mustafa Kemal Paşa’nn 22 Haziran 1919 Amasya Genelgesi kalıyor :

1. Vatanın bütünlüğü milletin bağımsızlığı tehlikededir……
2. Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır..

Bekleyip göreceğiz.. Türk halkı, post-modern bir AKP darbesine teslim olmayacaktır!

Not : Prof. Kemal Gözler : “YSK kararlarına karşı Danıştay da dahil olmak üzere hiçbir mercie başvurulamaz” başlıklı makaleye de bakılmasını öneririz (26.4.17).

Sevgi ve saygı ile. 24 Nisan 2017, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

EĞİTİM-İŞ SEÇİMLİ GENEL KURULUNU YAPTI..

EĞİTİM-İŞ SEÇİMLİ
GENEL KURULUNU YAPTI..

Eğitim-İş 1. Olağanüstü Genel Kurulu dün Ankara Kent Otel’de gerçekleştirildi.

Eğitim-İş kültürüne uygun, barış ve kardeşlik duygusu içinde coşkulu ve katılımın yoğun olduğu Genel Kurul, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı, Divanın oluşturulması ile devam etti.

Divan Başkanlığı’nı ilk Eğitim-İş’in Kurucu Genel Başkanı ve Onursal Genel Başkanımız Niyazi Altunya yaptı.

Altunya, yaptığı konuşmada farklı gruplar olmasına karşın kırgınlıkların olmadığı bir atmosferde kurultay yapılmasının çok güzel bir kazanım olduğunu vurguladı. Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş Genel Başkanı Hasan Kütük ise konuşmasında Hükümetin, Kanun Hükmünde Kararnameler ile yaptığı çeşitli uygulamaları ve Lozan’ı tartışmaya açmasını eleştirdi.

Merkez Yönetim Kurulu için 3 listenin yarıştığı Genel Kurul’da gruplar adına yapılan konuşmalarda, Cumhuriyet Devrimi’nin kazanımlarını savunma kararlılığı vurgulanırken, AKP hükümetinin eğitimdeki gerici uygulamalarına sert eleştiriler yöneltildi.

Genel Başkanımız Veli Demir ise yaptığı teşekkür konuşmasında, Lozan’a son dönemde saldırıların yapıldığını söyledi ve “Lozan ülkemizin tapu senedidir. Bizim de onurumuzdur. Bundan sonra Eğitim-İş ve bağlı bulunduğumuz konfederasyon Birleşik Kamu-İş, Lozan’a dil uzatanlara gereğini yapacaktır.” dedi.

15 Temmuz darbe girişiminin ardından, Eğitim-İş’in sığınılacak bir kale olarak görüldüğünü vurgulayan Demir, “Herkes saklanırken, herkes küçülürken Eğitim-İş büyümüştür. Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti yaşadığı müddetçe Eğitim-İş yaşayacaktır. Çünkü Eğitim-İş’in taşıyıcı sütunu Mustafa Kemal’dir, Eğitim-İş’in taşıyıcı sütunu Lozan’dır, Misak-ı Milli’dir, Kuvay-i Milliye’dir. Bu ülkede Kuvay-i Milliye yenilir mi? Asla yenilmeyecektir. Eğitim-İş’in bir kanadı Mustafa Kemal Atatürk, ulusal değerler, anti-emperyalizm; öbür kanadı da demokrasi, insan hakları ve emektir. Bu değişmediği müddetçe de Eğitim-İş’in yolu hep açık ve hep yükseklerdir.” diye konuştu.

Merkez Yönetim Kurulu, Denetleme Kurulu ve Disiplin Kurulu için 285 kayıtlı delegeden 273’ünün oy kullandığı seçimde yeni Merkez Yönetim Kurulu şu adlardan oluştu:

“Mehmet Balık, Orhan Yıldırım, Şükrü Balun, Ebru Sungar, Şaban Özdemir, Ahmet Güngör, Maksut Balmuk”

Denetleme Kurulu’na “İbrahim Daş, Jülide Akköprü, İbrahim Bozdağ”; Disiplin Kurulu’na “Mustafa Aksu, Özgür Aras, Yusuf Karaca” seçildi.

================================================

Dostlar,

Türkiye’mizin EĞİTİM-İŞ’e çok gereksinimi var..
Genç bir sendika olmasına karşın son yıllarda hızla büyüdü ve üye kazandı.

Kurucu genel başkan, dostumuz Sn. Dr. Niyazi ALTUNYA ve arkadaşları son derece ileri görüşlü bir girişim sergileyerek bu emekçi – aydınlanmacı – ATATÜRKÇÜ öğretmen ve eğitim – bilim işgörenleri sendikasını kurdular. Sağolsunlar..

İçinde bulunduğumuz AKP – RTE’li – OHAL’li darboğazdan çıkmak için tüm ulusalcı güçleri ortak davranmaya ve dayanışmaya çağırıyoruz..

Bu gün Anayasa Mahkemesinde yapılan yemin töreninde (yeni seçilen 2 üyenin göreve başlaması..) Başkan Sayın Prof. Zühtü Aslan’ın konuşmasında yer alan aşağıdaki bölüm umut vericidir  :

  • ….. 

    olağanüstü rejimlerin temelinde “zaruret” olgusunun bulunmasıdır. Devlet ve milletin varlığına yönelik ağır tehditler hiç kuşkusuz bir zaruret hali oluşturur.

    Ancak demokratik olağanüstü yönetim usulü anlayışı, anayasaların bütünüyle askıya alınmasını, temel hak ve hürriyetlerin tamamen kullanılamaz hale getirilmesini reddeder. Bu nedenle, olağanüstü hâl hukuksuzluk hâli değildir. Nitekim olağanüstü hâl hukuku Anayasa’da detaylı bir şekilde düzenlenmiş, olağanüstü durumlarda temel hak ve hürriyetlere yönelik müdahalenin şartları ve sınırları açıkça belirlenmiştir. Elbette amaç, demokratik anayasal düzene, dolayısıyla temel hak ve özgürlüklere yönelik tehdidin mümkün olan en kısa sürede bertaraf edilerek olağan duruma dönülmesidir…..

    Türkiye, bu zor dönemleri de halkının – ulusunun sağduyu ve birikimi ile geride bırakacaktır. Cumhuriyetin öğretmenleri, EĞİTİM-İŞ çatısı altında üzerlerine düşen tüm görevleri gereğince yerine getireceklerdir.

Önceki yönetimde son derece başarılı hizmetler veren Genel Başkan Sayın Veli Demir ve çalışma arkadaşları ile yakın ilişkiler içinde olduk. Bilim kurulunda, ödül seçici kurullarında (jürilerinde) bulunduk. Kendilerini başarıları için kutlar, nitelikli emekleri için şükranlarımızı sunarız.. Genel Başkanımız Sn. Veli Demir’in Tandoğan meydanında polis şiddetiyle kaburgalarının kırıldığı unutulmayacaktır..

eğitim işe tandoğanda polis şiddeti ile ilgili görsel sonucu

Yeni seçilen yöneticilerimize de içten başarı diliyoruz. Bize gereksinimleri olduğunda elimizden gelen desteği vereceğiz kuşkusuz..

Sevgi ve saygı ile.
05 Ekim 2016, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
EĞİTİM-İŞ Üyesi
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com