Etiket arşivi: Ana dilde eğitim

CHP VE İYİ PARTİ GENEL BAŞKANLARINA

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı

Bu şartlarda “Eşit-Adil-Şeffaf-Doğru” seçim yapılacağına inanıyor musunuz?
Bu soruya yanıtınız “Evet” ise, “Aday olması dahi mümkün olmayan” Erdoğan’ı bir 5 yıl daha başımıza seçtiniz demektir. Sizlere mübarek olsun!

Yanıtınız “Hayır” ise, neden susuyorsunuz?

  • Sonucu belli olan bir hileli seçime niçin boyun eğiyorsunuz?

Bu yaptığınıza “Bile bile Lades” denir.

Sizler çok ulu, çok bilgili, çok olgun siyasetçilersiniz. Şüphesiz yazacaklarımı biliyorsunuzdur! Lütfen Türk Milletini de aydınlatır mısınız?

Seçim öncesi                                           :
Propaganda döneminde, her parti devlet olanaklarından EŞİT olarak yararlanacak mı?
Seçim ve Sandık güvenliğinden birinci derecede sorumlu olan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a “Tarafsız” olacakları konusunda güveniyor musunuz?

T.C. Devletinin Askeri-Polisi-Jandarması-Bekçisi “Tarafsız” kalacaklar mı?

Mükerrer oy kullanımını engelleyen “PARMAK BOYASI” için ısrarlı olacak mısınız?

Sandık Seçmen Listelerinin DOĞRU hazırlanacağına inanıyor musunuz?
Kaç tane sığınmacının seçmen yapıldığını nasıl belirleyeceksiniz?

Seçim günü                                            :
Vatandaşlarımızın güven içinde sandığa gidip oylarını kullanabileceklerine inanıyor musunuz?
Özellikle Doğu ve Güneydoğu Bölgelerimizde görevli Kayyımlar, vatandaşlarımızın oy kullanmalarını devlet güvenlik güçleri eliyle engelleyecekler mi? Tedbir alıyor musunuz?

Son anda YSK’dan alınıp Adalet Bakanlığına bağlanan “Seçsis Seçim Sisteminin” kontrol odası, siyasal partilere açılacak mı? Yoksa saat 16.00’da

  • Bilgisayar hilesi ile yine 2-2,5 milyon oy aktarması yapılabilecek mi?

YSK tarafından mevcut yasa çiğnenip, yine “Mühürsüz Zarf” rezaleti yaşayacak mıyız?
Bu konuda YSK’ya şimdiden müracaat edecek misiniz?

Sayın Genel Başkanlar;

Lütfen bu konuları düşünün!
Gerçekten seçimin doğru yapılmasını istiyorsanız, bir bildiri haline getiriniz.
Tüm siyasal partiler olarak bu talebe imza koyalım.
Vatandaşlarımızın “OY KULLANMA” haklarını özgürce kullanması için, gereken toplumsal baskıyı beraberce oluşturalım.

  • Eşit-Adil-Şeffaf ve Doğru Seçim talebimizi tüm Türkiye’ye yayalım!

Erdoğan’ın aday olamaması Anayasa ve Yasa gereğidir.

Diploması – serveti – yönetimi şaibeli bir iktidar ve insan öldürtecek kadar gözleri dönmüş bu eşkıya güruhuna geçit mi vereceğiz?

Şaibesi yurt sınırlarını aşmış, hür dünyada itibarı sıfırlanmış AKP-MHP-Destici-Perinçek ortaklığından kurtulmak için, anladıkları dilden konuşmalıyız.

Aksi Laik Cumhuriyetin, Atatürk İlke ve Devrimlerinin sonunun gelmesi ve ülkemizin “Siyasi Ümmetçi” bir rejime dönüştürülmesi kaçınılmazdır.

Lütfen, herkes aklını başına almalı,

  • Önümüzdeki seçimin “Son Demokratik (!) Seçim” olabileceğini unutmamalıyız.

Ne Mutlu Türküm Diyene ve Sözünden Dönmeyene…

Not : Babacan, “Ana dilde eğitim, haktır. Destekliyoruz, dedi! Yani Arapça-Kürtçe-Arnavutça-Boşnakça-Ermenice vs. dillerinin de eğitim dili olacağını söylüyor. 10-15 yıl sonra çocuklarımızın birbirleriyle anlaşabilmelerini imkansız hale getirecek ve ülkemizin parçalanmasına yol açacak bu teklifi kabul edecek misiniz? Eğer, sizler de bu teklife onay veriyorsanız, neden HDP’yi 7’nci ortak olarak almıyorsunuz?

Sağlık ve başarı dileklerimle, 03 Aralık 2023

ADD Genel Yönetim Kurulu Toplantı Sonuç Bildirgesi


ADD Genel Yönetim Kurulu Toplantı Sonuç Bildirgesi

23 – 24 Ekim 2013, Ankara

Bugünlerde, yapılan “açılım” ve ardından getirilen “demokratikleşme paketi” ile iki planın yaşama geçirilmesi düşünülmektedir :

1.  1923’te temeli Cumhuriyet ile atılan ulus devletin yıkılması,

2. Ulus devlet temelli Türkiye Cumhuriyetini ümmet devlete dönüştürmek.

Varolan anayasayı hiçe sayarak açıklamalar yapanlar, sözde demokratik girişimlerde bulunanlar, Cumhuriyete karşı örtülü bir darbe planı içindedir ve bunu yüksek mahkemelerin, Cumhuriyet savcılarının gözlerinin içine bakarak gerçekleştirmektedirler.

12 Eylül 2010 Referandumu ile eşitlik, insan hakları, memura toplu sözleşme hakkı gibi kamuoyunda tartıştırılan konular arasında; Anayasa mahkemesi.
Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nda düzenlemeler
yapılmıştır.

  • Referandumun gerçek amacı yasama/yürütmenin yargıyı ele geçirebilmek için, öbür konuları maske olarak kullanmasıdır.

Referandum ile I. Aşama başarılı olmuş, yargı, iç içe olan yasama ve yürütme ile birleştirilerek, güçler birliğinin etkisiyle açılım ve demokratikleşme paketleri
ortaya atılmıştır. Ardından
Kürt açılımı, Roman açılımı, ana dilde eğitim,
bunların halka anlatılması (akiller!) gibi kavramlarla, demokratikleşme adına,
ulus devleti dağıtmanın zemini hazırlanmıştır.

Türk Ulusu’na “silahların bırakılması” olarak anlatılan açılım, tüm dünyanın
terör örgütü olarak kabul ettiği bir organizasyonla, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin masaya oturtulmasıdır.

  • Dünyanın hiçbir yerinde suç örgütleriyle, devletlerin, orantısız güçlerine karşın pazarlık yaptıkları görülmemiştir.

Subayları, öğretim üyeleri, gazetecileri, hukukçuları sözde, haksız gerekçelerle,
terör örgütü militanlarının gizli tanıklıklarıyla, değiştirilmiş, güncellenmiş sözde kanıtlarla hapsedilirken; küresel uyuşturucu, insan kaçakçılığı yapan, binlerce insan öldürmüş küresel bir suç örgütüne siyaseten taahhütte bulunulmuştur. %3 oy alana hazine yardımı yapılacağı vaadiyle, terör örgütünün hem siyasi zemine çekilmesi, hem silah bırakma süresinin uzatılması gayreti içine girilmiştir.

Yeni demokratikleşme paketi ile değiştirilemeyecek, değiştirilmesi teklif bile edilemeyecek Anayasanın İnkılap (Devrim) Kanunları’nı koruyan 174. maddesi fiilen daha önce türban konusunda da olduğu gibi fiilen ortadan kaldırılmaktadır.

Yabancı şirketlere ve ortaklıklara Türk topraklarını, limanlarını, ulaşım, iletişim hatlarını, yer altı, yerüstü kaynaklarını satanların, kültür emperyalizminin hiçbir direnişle karşılaşılmadan etkisi altına aldığı ülkemizde, halen kılık-kıyafet üzerinden siyaset inşa etmeleri esef vericidir.

Alfabeye yeni harfler eklenmekte, yabancı dilde eğitimin önü açılarak,
Tevhid-i Tedrisat Kanunu yok sayılmaktadır.

Paketle birlikte açıklanan andın kaldırılması ise millet odaklı Cumhuriyetten, mikro- milliyetçiliklerle beslenen ümmet odaklı bir rejime geçilme çabasının ürünüdür.

Yerel seçim sürecinin başlaması nedeniyle, daha önce hazırlıkları
İkiz Yasalar, Büyükşehir Belediyesi Yasası, Bölgesel Kalkınma Ajansları ile yapılan başkanlık ve eyalet sistemi gündeme getirilememiştir.

Sözde demokratikleşme paketi adı altında yapılmak istenen;
hukuk sistemine yapılanlar gibi, seçim sistemini değiştirerek,
dar bölge seçim sistemi ile Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni vesayet altına almak arzusudur.

  • Atatürkçü Düşünce Derneği; çağdaş, laik, demokratik hukuk devletinin savunucusu olarak, ülkenin birlik ve üstünlüğünden yana, tekil (üniter) devletin savunucusudur.

Cumhuriyet mitingleriyle başlayıp, geçtiğimiz yıl 29 Ekim’de Ulus’ta devam eden,
10 Kasımlarda, 19 Mayıslarda ve Silivri önlerindeki eylemlerle, Haziran direnişiyle taçlandırılan
“halk hareketi” göstermiştir ki;

  • Türk Ulusu, Atatürk’ün kurduğu laik, üniter, ulus devletten
    asla ödün vermeyecektir.

Atatürkçü Düşünce Derneği
Genel Yönetim Kurulu

Genel Yönetim Kurulumuzun 23-24 Ekim 2013 tarih 19 sayılı kararı gereği yapılan
yeni görev dağılımı aşağıdaki şekilde oluşmuştur.

  • Genel Başkan Tansel Çölaşan
  • Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ayhan Filazi
  • Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Emre Altınışık
  • Genel Sekreter Elif Çuhadar
  • Genel Sekreter Yardımcısı Sevil Nazan Keskin
  • Genel Sekreter Yardımcısı Öner Tanık
  • Genel Sekreter Yardımcısı Ersan Barkın
  • Genel Sayman Celal Akpınarlı
  • Genel Sayman Yardımcısı Şadiye Yeşilyurt

30 EYLÜL

Dostlar,

Meslektaşımız Sevgili Dr. Ceyhun Balcı‘nın (İzmir’den) “30 EYLÜL” başlıklı yazısını paylaşalım..

“Etnik yörüngeye oturtulan sorun artık bir şantaj aracıdır. ” diyor.

Bakalım dağ fare mi doğuracak, başka bir ucube mi; saatler sonra göreceğiz..

  • BOP = Türkiye’yi parçalama planının eşbaşkanından ne bekleniyor??

Sevgi ve saygı ile.
30.9.13, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

=====================================

Yarını iple çekenler, büyük gün diyenler var.

Aynı görüşte değilim.

Ceyhun_Balci_portresi

Dr. Ceyhun Balcı

http://cumhuriyetciyorum.wordpress.com/2013/09/29/30-eylul-buyuk-gun-mu/

30 EYLÜL

29 Eylül’ün 30’una gebe olduğu saatlerdeyiz. Yarın kimilerine göre büyük bir gün olacak! Kimileri de bu büyük günü hasarsız atlatma hesapları içinde!
Etnik yörüngeye oturtulan sorun artık bir şantaj aracıdır.
Öyle olmasa, üçlü seçime geri sayılırken ateşle oynanır mı? Bir parmak bal çalıp oyalamaya girişmek ve seçimleri kazasız atlattıktan sonra yola devam etmek
en mantıklı yaklaşımdır.

“Ana dilde eğitim” kisvesiyle ortalıkta boy gösteren bölme projesinin orada durmayacağı gazetelere yansıyan demeçlerden bellidir.
“Dersim’in ardından Kürdistan!” diyen Selahattin Demirtaş ve O’nun gibilerin
gizlisi saklısının kalmadığı anlaşılmaktadır.

Yarınki paketten çıkacakları aşağı yukarı kestirmek hiç de zor değil. Etnisite ve milliyete dayanan bir dizi söylem ve o kapsamda verilecek sözler, yarınki açıklamaların omurgasını oluşturacaktır. Anadilde eğitim bile başlı başına bir gaz alma aracı olarak kullanılacaktır. Ortamda bu gibi ulu orta konuşma ve söz vermelerin ne anlama geldiğini sorgulayacak sesi ara ki bulasın! Anadilde eğitim yaşama geçirilebilecek bir hedef midir?

Örneğin, Kürtçe hukuk kitabı yazılabilir mi, mühendislik eğitimi verilebilir mi?

Bu yalın soruyu bile seslendirmekten uzaklaşmış bir akıl tutulması var karşımızda. Gören, duyan bu kültürel görünümlü olanaklar sağlandığında yöre insanının karnının doyacağını, marabalığın sonlanacağını ve insanların gönençli bir yaşam sürmeye başlayacağını düşünecek neredeyse!

  • 30 Eylül paketinden topraksız köylüye toprak, marabalığa son ve ortaçağ karanlığını aydınlatma maddeleri çıkmayacağını kestirmek için
    müneccim olmaya gerek yoktur.
  • Çünkü asıl hedef, “çözüm” adı altında ayrışmaya ve sonunda bölünmeye giden yolun taşlarını döşemektir.

Bu bir kez başarıldığında anadilde eğitimin karın doyurmayacağı, sorunları çözmeyeceği anlaşılacaktır! Ama, atı alan da Üsküdar’ı geçmiş olacaktır.

Sağıyla, soluyla ve orta yolcusuyla hedefi bir devleti çökertmek, bir ulusu tarih sahnesinden silmek olanların “büyük günü” olması olası 30 Eylül paketi neler getirecek?

Uyuyup, uyandığımızda netleşecektir!
Ama, kesin olan bir şey varsa bu sürecin hiç durmayacağı ve
her paketin bir sonrakine gebe kalacağıdır.

Ceyhun BALCI, 29.09.2013, 22.00

ÇARŞAMBA İĞNELERİ : DOKUNMA!


ÇARŞAMBA İĞNELERİ : DOKUNMA!

Naci_Bestepe_portresi


Naci BAŞTEPE

AKP’lilere göre RTE’ye dokunmak ibadet,

Bize göre RTE birine dokunursa felaket!

 

GÜLLER

Arınç,” Abdullah Gül Bey hiçbir zaman Sarıgül değil ki, başımızın tacı”

Sarısı kırmızısı, gülün de cazibesi kalmadı…

ÖZEL

Konya Tapu Kadastro Müdürlüğü’nde namaz kılmayan, oruç tutmayanlar sürgün ediliyor.

“Özel hayata karışmayız” diye takiye yaparlar,

Tuvalete, yatak odasına bile burun sokarlar…

GÜNDEM

RTE ve Arınç, “Ana dilde eğitim gündemde yok” dediler.

Ana dilde eğitim geliyor…

YUMRUK

Bavulcu Baransu, RTE’nin kınalı eniştesi Suat Kılıç’ı tokatladığını yazdı.

Çanta da taşıtır, tokat da atar,

Başbakandır, ister keser ister asar…

İDDİA

Davutoğlu,Türkiye’nin hiçbir zaman bölgede dış bir askeri müdahaleye
davetiye çıkarmadığını iddia etti.

İddia …

HESAP

Davutoğlu, “Masum insanların kaybına yol açan suçlular yargılanmalı”

Bravo! Gezi olaylarının hesabını soracak…

KAPTAN

Eski AKP’li Yaşar Yakış, “Dünya artık bizimLe aynı teknede değil” dedi.

Bizim teknenin kaptanını gören yabancı biner mi, enayi mi?..

HASSAS

İçişleri Bakanı Güler, “Orantılı müdahaleyi hassasiyetle uyguluyoruz”

Belli, şimdilik yedi ölü…

SORUN

Uluslararası Af Örgütü, Türk polisine silah satışının durdurulmasını talep etti.

Bizi kim öldürecek?..

TAK-ŞAK

RTE, “28 Şubat’ta sermaye, yazılı ve görsel medyanın katkısı yok muydu?
Niye hala yargılanmıyorlar diye merak ediyorum.”

Meraklanma sultanım,

Tarafsız basınınız ve bağımsız yargınız TAK-ŞAK durumunda…

ŞOK

Polisimize elektro-şok cihazı alınıyor.

Elektrosuna ne gerek, 11 yıldır doğal şoktayız…

CİLA

Medyada soru; Bila, Gül’e cila mı?

Uydu…

MAZERET

Polis “Eylülde Gel” e de müdahale etti.

Mazerete gelirler…

KIŞLA

Gazeteci Merdan Yanardağ adliyeye kelepçeli götürüldü.

Gazeteler kışlamız, kalemler süngümüz…

BEYİN

Egemen Bağış’a göre; Suriye’de ölen yüz binle kıyaslandığında gezi direnişinde ölenlerin sayısı devede kulak.

Devede kulak,

Kuşta beyin…

ÖZGÜR

Ankara’da, gezi tutukluları davasında, özgürlük hakimi kararı önceden yazdığı
flaş bellekten kopyaladı.

Kes-kopyala özgürlüğünü kullanmış…

BİLİR

Ali Korkmaz’ın ölüm olayındaki bilirkişinin görüntüleri iki kez sildiği belirlendi.

Bilirkişi,

Sahtekarlık yapmasını bilen kişi…

25

Veliler, en az üç çocuk isteyen başbakana, “Bir çocuğun okul masrafını bile karşılayamıyoruz, üç çocuğu nasıl okutacağız” diye soruyor.

Kolay. 25 yaz,Remzi Ağabey’e gönder…

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

==============================================

Dostlar,

Sayın Naci Beştepe dostumuzun ince mizah – nükte zekasını hürmetle selamlayarak
bu haftaki (18.9.13) “Çarşamba İğneleri” yazısını da paylaşalım…

Dudaklarımızda acı bir tebessümle ama derin derin düşünerek okuyalım;
halimize çare bulalım..

Sevgi ve saygı ile.
19.9.2013, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net