Dr. Cihangir DUMANLI
E. Tuğg., Hukukçu, Uluslararası İlişkiler Uzm.
TBMM’nin İsveç’in NATO üyeliğini onaylaması üzerine özellikle yandaş basında “ABD Türkiye’ye F16 satışını onayladı” haberi yer almaktadır.
Bu haber gerçeği yansıtmamakta, ABD’nin karar verme sürecini bilmeyen geniş kitlelere iç politika aracı olarak bir utku gibi sunulmaktadır.
Tam başkanlık sistemi ile yönetilen ABD’de yetkiler yürütme (Başkan) ile yasama (Kongre) arasında paylaşılmıştır. İki organ birbirlerini denetler (sınırlandırır). Başkan’ın kimi kararları Kongre tarafından onaylanmadıkça yürürlüğe girmez, silah dışsatımı (ihracatı) Kongre denetimindedir
ABD Silah Dışsatımı Denetim Yasasına (Arms Export Control Act) göre 14 milyon Doları aşan silah dışsatımı Kongre‘nin (Temsilciler Meclisi ve Senato’nun ayrı ayrı) onayına bağlıdır. Satıcı firma, ancak bu onaydan sonra alıcıya teklif mektubu (letter of offer) verebilir.
Bu aşamada henüz Kongre söz konusu satışa onay vermiş değildir. Başkan Biden, 26 Ocak’ta Kongre‘ye gönderdiği mektupta, Türkiye’ye 23 milyar Dolar tutarında 40 adet F16 ve 70 adet F-16 modernizasyon kiti satışının Amerikan çıkarlarına uygun olduğunu bildirerek, satışın Kongre tarafından onaylanmasını istemiştir.
Başkan bu boyutta silah dışsatımına tek başına karar veremez. Ancak niyet açıklayabilir. Başkan’ın niyeti değil, Kongre’nin onayı esastır.
Bu nedenle “ABD F-16 satışına onay verdi” haberi kamuoyunu yanıltıcıdır.
***
Biden yönetimi Türkiye’ye F16 satışını desteklerken, aynı zamanda Yunanistan’a da 8,6 milyar Dolarlık silah satışına onay vermesini Kongre’den istemiştir. Bununla Türkiye’ye silah satışına karşı çıkan Rum-Yunan lobisinin etkisindeki Kongre üyelerine, “Korkmayın, Türkiye’ye yapılacak satış Türk – Yunan dengesini bozmayacak” mesajını vermektedir.
ABD’de bu tür kararlarda lobilerin (özellikle etnik lobilerin) ağırlığı çok önemlidir. Lobicilik, kimi kurallara uymak koşulu ile yasaldır.
Gelinen aşamada bir yandan üretici firma (Lockheed-Martin) 23 milyar Dolarlık satış olanağını kaçırmamak için Kongre üyelerine satışın desteklenmesi için baskı yaparken, öte yandan Rum-Yunan lobisi satışın onaylanmaması konusunda baskı yapacaktır. Kongre’nin son kararı, bu “lobiler savaşının” sonucuna göre belirlenecektir.
Bu aşamada Türkiye’nin yapması gereken, yoğun bir lobicilik eylemi ile Kongre üyelerinin satışa onay vermelerini sağlamaktır. Bunun için yetkin diplomatik temsilcilik ve kurumsal bilgi ve deneyim birikimine dayalı devlet aklının kullanılması gerekmektedir. Bu dış politika konusu, öbür konularda olduğu gibi iç politika aracı olarak kullanılmamalıdır.