Ahmet GÜREL
İnşaat Mühendisi
23 Ekim 2023, Cumhuriyet
Ülkemizin deprem riski; nüfus artışı, yanlış arazi kullanarak yapılaşma, imar affı, yetersiz altyapı ve çevresel düzensizlikler nedeniyle sürekli artmaktadır. Ülke depremleri konusunda, yerbilimi disiplinindeki öğretim üyelerimiz, basın yoluyla sürekli uyarı yaparak deprem konusunda endişelerini belirtmektedirler. Ancak, deprem yalnızca zemin değildir, benim de elli yıllık mezunu olduğum bir meslek disiplini var.
İnşaat mühendisliği mezunu olurken betonarme lisans eğitimim var; mesleki geçmişim hep betonarme yapılar üzerine geçti. Bu yazıda İzmir ve deprem konulu bilgi vermek istiyorum. İnşaat Mühendisleri (İMO) İzmir Şube Yönetimi’nin 18 Aralık 2020 günlü raporu şöyledir:
YAPI STOKUMUZ
“İzmir’de yaklaşık 630 bin bina mevcuttur, olası bir İzmir depreminde 75 bin binanın kullanılamaz hale geleceği, can kaybının en iyimser tahminle 30 bin dolayında olacağı, altyapının ve haberleşme ağlarının kullanılamaz hale geleceği öngörülmektedir. …Depremin ne zaman olacağı sorusuna yanıt bulmak, bugün karşı karşıya olduğumuz deprem riskini azaltmayacaktır. Deprem riskini azaltmak ancak ve ancak zarar azaltma çalışmaları ile mümkündür.”
Ülkemizin yapı stokunun, 2005 yılında yürürlüğe giren Deprem Şartnamelerine göre acilen yenilenmesi gerekir. İzmir Büyükşehir Belediyesi hizmet binasının, “Bayraklı” depreminden sonra, yıkılıp yeni şartlara uygun olarak yenilenmesini Türkiye’ye örnek olmalıdır. İzmir Büyükşehir Belediyesi hizmet binasının, beş blokun ikisinin şantiye şefliğini yapan bir mühendis olarak, Kocaeli depreminden başlayarak, bina hakkında endişelerimi yetkililere bildirmiştim.
30 Ekim 2020 günü, meydana gelen, “Bayraklı” depreminden sonra, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin aldığı radikal (köktenci) kararla İzmir Büyükşehir Belediyesi hizmet binasının yıkılmasına karar verildi, ben de yıkım için kendi adıma onay verdim. Bu binada, çalışanlarla birlikte beş bin kişinin yaşadığı bilinirse, bu kararı çok önemsiyorum.
SAĞLIKLI YAPI ÜRETİMİ
Kendi Meslek Odamın gençlerine hitaben İMO dergimizde yayımladığım yazımda;
“Sizden bir ricam olacak gençler, yaptığınız binalarda, hiç hata yapmayınız, yaptırmayınız. Bayraklı depremi; belleğimizde taze; 117 kayıp verdik, Bayraklı’da. Bizim meslek hata götürmez… Gençler, sevgili meslektaşlarım, ideallerinizden ödün vermeyiniz, geleceğinizi karartmayacak işlerde çalışmanızı diliyorum.” dedim.
İMO’nun eski sekiz Oda başkanları ile deprem temalı röportaj (söyleşi) yaptım, röportajların ana teması; yüklenicilerin mühendislerden olması, bu anlamda müteahhitlik firmaları yerine, sorunlara çözüm üretebilme yeteneğine sahip mühendislik firmaları ön plana çıkarılmasıydı.
İnşaat mühendislerinin, mezuniyet sonrası, İMO’da yaptıkları yemine bağlı kalarak, alacakları fenni mesullük ve yapacakları denetim ile ürettikleri binaların kendi namusu olduğunu bilirler. Bunun anlamını bilen ve meslek yaşamına böyle başlayan mühendis arkadaşlarımız ve meslek yaşamı boyunca sağlıklı yapı üretimi yaparlar.
“Depremler kader olmasın” diyerek deprem öldürmez, hatalı yapılmış binalarınız öldürür, binalarınızı deprem sonrası değil öncesi İMO’ya kontrol ettirmeniz dileğimle.