Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar, HSK’ya (Hakimler Savcılar Kurulu) yazdığı yazıda, uyuşturucu kaçakçılarının, yasa dışı bahisçilerin, gaspçıların parayla nasıl tahliye edildikleri, erişim engeli kararının kaç paraya alındığı gibi konularda yakınmacı oldu.
Konuyu “Çürüyoruz” diye ileten Başsavcı, soruşturma yapılmasını istedi!
Başsavcı, sistemin nasıl işlediğini, yargıya kim veya kimler tarafından müdahale edildiğini bildiği halde, kendi yetkisinde olan “Soruşturmayı” açmayıp, topu HSK’ya atmış!
Sonuç alınır mı? Tahmin etmiyorum!
Nasıl ki “Deniz Feneri e. V” davasında Cumhuriyet Savcıları, Hırsızlar İmparatoru dedikleri kişiyi (!) aşamadılar ve canlarını zor kurtardılarsa, bu kez de “Adliye İmparatoru” denebilecek sabıkalı bir güç soruşturmayı engelleyecektir.
Bir Cumhuriyet Başsavcısının bu korkunç suçlamaları, Adalet Bakanlığı yapmış;
Fahri Kasırga-Mehmet Ali Şahin-Sadullah Ergin-Ahmet Kahraman-Kenan İpek-Bekir Bozdağ-Abdülhamit Gül için yüz karası bir durum değil midir?
Bu Bakanlar içinde, Yüksek Yargıyı bilerek ve planlayarak FETÖ’ya pazarlayanları, çocuk tecavüzcüleri koruyanları, Tarikat Liderinin elini öpenleri, tarikat ve cemaat mensuplarını net olarak biliyoruz.
Bazıları, daha sonra Saray’a terfi ettiler ve oradan adaleti katletmeye devam ettiler, hala da ediyorlar.
- AKP ile Türkiye, “Hukuk Devleti” olmaktan çıktı.
Cumhuriyetin temel değerleri olan ve Anayasa korumasındaki Demokratik-Laik-Sosyal Hukuk Devleti, sanki Cumhuriyet Başsavcılarının görev alanı içinde değil!
Öyle partiler var ki, bırakın “Laiklik karşıtı eylemlerin odağı” olmayı, tam bir “Şeriat Devleti” olmak için çalışan ve bunu da açıkça TV’lerden ilan edenler var!
Okul öncesi eğitimde bile okula “Mescit” koyma zorunluluğu getiren Bakanlar var.
Öyle Tarikat ve Cemaatler var ki, tam bir çıyan yuvası!
Tüm bunların ötesinde, mahkeme kararlarında olmayan suçlamalarla, insanlara yasak koymaya kalkan C. Savcıları var. Bu konuda bilgi-belge verip gereğini yapmasını isteyeceğim Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca’dan randevu istedik. Yargıtay Başkanından yanıt yok!
Yargıtay Başkanlığı yapmış dostlarım var. Hepsi Beyefendi, nezaket kurallarına riayet eden hukuk insanları! Yargıtay Başkanlığı makamına gelmiş bir kişi, kezlerce Bakanlık yapmış, şu an bir siyasal partinin Genel Başkanı ile görüşmekten neden korkar? Neden?
Yoksa Yargıtay Başkanı ile görüşmek için Saraydan, Diyanet İşleri Başkanlığından izin almak mı gerek?
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısının dediklerine inanacağız galiba!
Ama bir farkla.
Çürüyoruz değil, çoktan çürümüş Adalet kolumuz. Bu kolu kesip, yenilemezsek tüm vücudumuz çürüyecek!
Sağlık ve başarı dileklerimle, 16 Ekim 2023