Halil Çivi’den notlar : Sefa ve Cefa; Ütopya ve Distopya


Prof. Dr. Halil ÇİVİ
İnönü Üniv. İİBF eski dekanı

 

SEFA ve CEFA

Sefa Nedir?
Türkiye’ de siyasal iktidar, siyasal iktidar yandaşı ve iktidar destekli sermaye sınıfı mensubu olup ekonomik gönenç (refah) içinde servetine servet katarak yaşamak, sefayı kendi sürüp, cefayı dar gelirli halka yansıtmaktır. Aşırı kâr, faiz ve rant gelirleri ile gününü gün etmektir.

Peki Cefa Nedir?

Türkiye’de emekli, işçi, memur, küçük esnaf, yani dar ve sabit gelirli olarak enflasyonun, işsizliğin, gelir dağılımı adaletsizliğinin… yarattığı sefaleti yüklenip geçim sorunları altında ezilmek demektir.
Kısacası kendi yaratmadığı, siyasal iktidarın yanlış ve ideolojik saplantı ve tercihlerinden kaynaklanan, dayanması (tahammülü) çok zor olan ekonomik sorunların maliyeti altında kendi geleceği için umut ve güven duygusu yaralanmış olarak yaşamaya çalışmaktır.
***

ÜTOPYA ve DİSTOPYA

Vatandaş, “Hocam ütopya ve distopya ne demektir? Çok kısa olarak anlatabilir misiniz?” diye soruyor.

Her iki sözcük de, birbirinin zıddı olarak, dilimize Batı kültüründen geçmiştir.

Ütopya ; Hayal ve umut ederek, umut ve hayal ettikleriniz gibi yaşama isteklerinizdir.
Düşleriniz ve özlemlerinizdir. Bireyler ve toplumların düşledikleri cennet gibi mutlu yaşam umutlarınızdır.

Distopya : Ütopyanın tam tersidir. Asla başınıza gelmesini istemediklerinizdir. Yaşamınızda yeri olmaması gereken korkular, acılar, baskılar, umutsuzluklar ve çaresizliklerdir. Bireyler ve toplumların yaşamaktan korktukları mutsuz ve cehennem benzeri baskıcı yaşam demektir.

  • Örneğin, diktatörlerin ütopyası, mazlum ve suçsuz halkların distopyasıdır.

Ya da kapitalist sınıfın hukuksuz, kuralsız ve denetimsiz serbest piyasa ütopyası,
işçi sınıfının distopyası olabilir.

Türkiye’nin ütopyası; hukukun üstünlüğüne, evrensel insan haklarına, din ve vicdan özgürlüğüne, yurttaşların yasa önünde eşitliğine dayalı demokratik laik ve sosyal bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti’ni barış ve kardeşlik içinde sonsuza dek yaşatmak;

Türkiye’nin distopyası da, devletin ve rejimin rotasını feodal, teokratik, din temelli bir Ortaçağ anlayışına (zihniyetine) geri döndürüp Ortadoğu bataklığına yeniden saplanmaktır.

Ne doğrarsan aşına, o gelir kaşığına.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir