ABD’nin ve NATO’nun, genişleme stratejisine Ukrayna’yı da katması üzerine, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi nedeniyle, Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya üyelik başvurusunda bulunması, dünya dengelerini bir kere daha altüst etti.
Rusya, güneybatı sınırlarında NATO ile komşu olmayı önlemeye çalışırken bir anda kuzeybatı sınırlarında da NATO ile komşu olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.
Oysa, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, NATO ile Varşova Paktı, ABD ile Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği arasında ortaya çıkan “Soğuk Savaş” döneminden beri, bu gerilimin ortasında tarafsız kalmayı başaran Finlandiya ve İsveç, aynı politikayı bugün de sürdürebilirdi.
Çünkü SSCB dağıldıktan sonra kurulan Rusya Federasyonu bu ülkeleri bir tehdit olarak görmediği gibi, bu ülkeleri, NATO’ya üye olma niyetlerini ilan edene kadar tehdit de etmemiştir.
İsveç’in ve Finlandiya’nın, kendileri için Rusya’dan bir tehdit gelmediği halde, Ukrayna’ya yönelik bir tehdit nedeniyle, Rusya’nın kendilerini de tehdit etmesine yol açacak bir karar vermeleri, halklarına ve geleceklerine karşı bir sorumsuzluktur.
Bu karar, ABD ve Rusya arasındaki gerginliği yumuşatmak yerine artırmaktadır, ayrıca İsveç’in ve Finlandiya’nın ulusal güvenliğini güvence altına alacağına, tehlikeye sokmaktadır.
***
Ekonomik, sosyal ve siyasi açıdan dünyanın en güçlü ülkeleri arasında yer alan, bağımsız olarak varlığını onlarca yıldır başarıyla sürdürebilen İsveç’in ve Finlandiya’nın, ABD ve Rusya arasındaki rekabetin oyuncağı ve piyonu haline dönüşmeleri, kendi onurlu tarihleri açısından da utanç verici bir durumdur.
İsveç Sosyal Demokrat Partisi’nin eski lideri, eski İsveç Başbakanı ve Sosyalist Enternasyonel’in önde gelen siyasilerinden birisi olan Olof Palme’nin, bağımsızlık yanlısı onurlu duruşu örnek alınacağına, ABD Devlet Başkanı Joe Biden’ın reçeteleri uygulanmıştır.
Bu çerçevede, Olof Palme’nin kim olduğunu herkesin yeniden hatırlamasında büyük yarar vardır.
Olof Palme, “Soğuk Savaş” döneminde yaşadığı halde, “Soğuk Savaş” paradigmasına ait şablonların dışında kalmayı başarmış nadir siyasetçilerden birisiydi.
Olof Palme, hem SSCB yönetimini hem de ABD yönetimini eleştiren, iki süper gücün de uydusu olmayı reddeden, İsveç’i hem NATO’nun hem de Varşova Paktı’nın dışında tutmayı başarmış bir liderdi.
Olof Palme, ABD’nin ve NATO’nun tüm uyarılarına ve itirazlarına rağmen, Fidel Castro’nun ve Che Guevara’nın öncülüğünde 1959 yılında gerçekleşen Küba devriminden sonra, Küba’ya resmi bir ziyarette bulunan ilk Batı Avrupalı liderdi.
Olof Palme, karma ekonomik modeli, ekonomik ve sosyal adalet kavramını, hem kendi ülkesi için bir hedef olarak ortaya koymuştu, hem de Sosyalist Enternasyonel’in temel ilkelerinden birisi haline getirmişti.
Olof Palme, kuzey yarımküre ile güney yarımküre arasındaki gelir dağılımı dengesizliği ve emperyalizm sorunu çözülmeden, dünyada ekonomik ve sosyal adaletin sağlanamayacağını savunmuştu ve bunu yine Sosyalist Enternasyonel’in temel ilkelerinden birisi haline getirmişti.
Olof Palme, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Bülent Ecevit’in yakın bir dostuydu ve CHP’nin 1970’lerde Sosyalist Enternasyonel’e üye olması için büyük bir çaba sarf etmişti.
Olof Palme, PKK’nin bir terör örgütü olduğunu görmüştü ve bu örgüte karşı önlemler almaya başlamıştı.
Olof Palme, evine ve işine sık sık yürüyerek veya bisikletle giden, halkla ve emekçi kesimle iç içe yaşayan, mütevazı bir insandı.
Olof Palme, bunların hepsinden veya bazılarından veya birisinden ötürü, başbakan iken 1986 yılında bir suikast sonucu öldürülmüştü!
Cinayeti işleyenler hiçbir zaman bulunamadı, yargı önünde hesap vermedi, dosya kapatıldı!
İsveç’in ve Finlandiya’nın aldığı bu son kararlarla, Olof Palme bir kere daha suikasta uğramıştır ve öldürülmüştür!
Sayın Örsan K. ÖYMEN’in yukardaki yazısında anlattıkları aynen öyledir.
1984-88 arası Helsinki’de idim ve burada anlatılanları yaşamış biriyim.
Başbakan Olof Palme yalnız başına markete gidip alış-veriş yapardı, filesini kendisi taşırdı. Toplu taşım aracına, bisiklete binerdi. Koruması var mıydı bilemezdik. “Ben mesai zamanı başbakanım, mesai sonunda halktan biriyim” dercesine…
Cuma akşamı eşiyle sinemaya giderken bile korumasını almamış yanına.
ABD’nin Vietnam politikasına ve PKK’ye karşı söz ve tavırları vardı. İşte bu tutumundan dolayı olacak, gece sinemadan çıkarken vurulmuştu. 28 Şubat 1986 Cumartesi 07:00’de BBC’yi açtığımda ilk haber : “Swedish Prime Minister Olof Palme has been shut dead in the central of capital Stocholm last night.” (İsveç Başbakanı Olof Palme, dün gece başkent Stokholm’ün göbeğinde sinemadan çıkarken öldürüldü). Hemen Büyükelçiliğimizi aradım.
İşte ABD ve PKK karşıtlığından dolayı CIA ve PKK öldürdü Palme’yi dendi.
Ama kanıt bulunamadığı için dava kapandı. “Başbakanımızın katilini bulamadık, başarısızız” diye, Stokholm Emniyet genel Md. ve İçişleri bakanı istifa ettiler… (Palme olayını “Anılarımda 5 Ülke” kitabımda da anlattım).
Bu gerçekleri yazan Sayın Ö. K. ÖYMEN’e ve web sitesinde yayımlayan değerli Prof. Dr. Ahmet SALTIK hocamıza saygılarımla.
Duran Aydoğmuş 24.05.2022
DÜZLTME : Helsinki değil, STOKHOLM olacaktı aşağıdaki yanlışlık.
Sayın Örsan K. ÖYMEN’in yukardaki yazısında anlattıkları aynen öyledir.
1984-88 arası Stokholm’de idim ve burada anlatılanları yaşamış biriyim.
Başbakan Olof Palme yalnız başına markete gidip alış-veriş yapardı, filesini kendisi taşırdı. Toplu taşım aracına, bisiklete binerdi. Koruması var mıydı bilemezdik. “Ben mesai zamanı başbakanım, mesai sonunda halktan biriyim” dercesine…
Cuma akşamı eşiyle sinemaya giderken bile korumasını almamış yanına.
ABD’nin Vietnam politikasına ve PKK’ye karşı söz ve tavırları vardı. İşte bu tutumundan dolayı olacak, gece sinemadan çıkarken vurulmuştu. 28 Şubat 1986 Cumartesi 07:00’de BBC’yi açtığımda ilk haber : “Swedish Prime Minister Olof Palme has been shut dead in the central of capital Stocholm last night.” (İsveç Başbakanı Olof Palme, dün gece başkent Stokholm’ün göbeğinde sinemadan çıkarken öldürüldü). Hemen Büyükelçiliğimizi aradım.
İşte ABD ve PKK karşıtlığından dolayı CIA ve PKK öldürdü Palme’yi dendi.
Ama kanıt bulunamadığı için dava kapandı. “Başbakanımızın katilini bulamadık, başarısızız” diye, Stokholm Emniyet genel Md. ve İçişleri bakanı istifa ettiler… (Palme olayını “Anılarımda 5 Ülke” kitabımda da anlattım).
Bu gerçekleri yazan Sayın Ö. K. ÖYMEN’e ve web sitesinde yayımlayan değerli Prof. Dr. Ahmet SALTIK hocamıza saygılarımla.
Duran Aydoğmuş 24.05.2022
Cevapla ↓