AHMET GÜREL
Türklerle 800 yıl birlikte yaşayan ve “Sadık Millet” unvanı alan Ermeniler, 1839 Gülhane Hattı Hümayunu ve 1856 Islahat Fermanı’ndan sonra Ermenilere Osmanlı İmparatorluğu devlet kademesinde daha çok rol verilmeye başlanmıştır.
1878 yılında kurulan Karahaç Cemiyeti, bir gazetede “kan dökmeden hürriyet elde edilemeyeceğini” yazmıştır. Taşnak Komitesi’nin yayımladığı ilk emir ise “Türk’ü, Kürt’ü her yerde, her türlü şartlarda vur. Gericileri, hainleri, sözünden dönenleri, hafiyeleri öldür, intikam al” olmuştur.
Osmanlı ordusu I. Dünya Savaşı’na girdiği an, Taşnaklar tarafından yönetilen Ermeni Milli Bürosu, hemen II. Nicola’ya bağlılık bildirisinde şunlar yazılmıştır:
- “…Rus bayrağı, İstanbul ve Çanakkale boğazlarında özgürce dalgalanacaktır. Sizin emirlerinizle ve yüce devletiniz, Türkiye boyunduruğu altındaki halklara özgürlük verecektir.”
Türk ordusu, Ruslar önünde Sarıkamış bozgununu yaşarken Ermeniler, Ruslara yardımcı olmak için Bitlis’te ve Van içinde kanlı ayaklanmalar düzenlemişlerdir. Van’da Rus himayesinde bir Ermeni devleti kurulmuştur.
GERÇEKTE NE OLDU?
Osmanlı Devleti bir ölüm kalım mücadelesi verirken, kendi vatandaşları olan Ermenilerin bu davranışları, savaşın başarılması için engel oluşturuyordu. Osmanlı Devleti yöneticileri onların zararsız duruma getirilmesi gerektiği kanısına varmışlardı. 24 Nisan 1915 tarihinde, yürürlüğe konulan “Geçici Göç Yasası”yla, öncelikle Osmanlı’ya karşı gelen ve düşmanla işbirliği yapan Ermenilerin kimliklerinin saptanmasına başlanmıştır. Bu yasayla, savaş alanından uzaklaştırılması planlanan Ermenilerin, Suriye, Halep, Şam ve Filistin gibi Osmanlı’nın savaş dışı bölgelerinde yerleşimi öngörülmüştür.
Gerçekten de 24 Nisan 1915 tarihinde ne oldu? O tarihte, Osmanlı Hükümeti’nce 2345 Ermeni lideri ve ihtilalcisi Anadolu’da olaylara karıştıkları nedeniyle tutuklanmıştır. Aynı gün, iletişim araçları yeterli olmamasına rağmen, Bütün Ermeniler Katalikosu olan Başpiskopos Kevork, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı’na Türklerin “Ermeni katliamı” yaptığını duyurmuştur.
ÇARPICI İTİRAF
Ermenistan’ın 1918-1920 tarihleri arasında ilk başbakanı olan Ovanes Kaçaznuni, Ermeni gerçeğinin yanlışlarını o yıllarda görmüştür. “Büyük Ermenistan” hayalinin gerçekçi olmadığını saptayan bu liderin tehcir konusundaki tespiti çok ilginçtir, okuyalım:
- “1915 yaz ve sonbahar döneminde, Türkiye Ermenileri zorunlu tehcire tabi tutuldu, kitlesel sürgünler ve baskınlar gerçekleştirildi.(…).Avrupa diplomasisinin vaatleri doğrultusunda, bağımsızlığımızın temelini oluşturması gereken bölgeler boşaltıldı; Ermeni illeri, Ermenisiz kaldı. Türkler ne yaptıklarını biliyorlardı ve bugün pişmanlık duymalarını gerektirecek bir konu bulunmamaktadır. Sonradan da anlaşılacağı üzere, Türkiye’de Ermeni meselesinin temelli çözümü açısından bu yöntem, en keskin ve en uygun bir yöntemdi.”
İngiltere’nin Washington Büyükelçisi Sir A. Gebdes’in, 1 Haziran 1921 tarihli “Foreigne Office”in 371/650 sayısında hazırladığı raporda, “Senatoda, Osmanlı Hükümeti’ni suçlayacak hiçbir belgeye rastlanmamıştır. Ermenilerin sunmuş oldukları belgelerin, hiçbir hukuki değer taşımayan belge olduğu anlaşılmıştır” ve İngiltere’nin ABD Büyükelçisi R. C. Craige’nin, İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Curzon’a gönderdiği yazıda, ”Bu belgeler içinde; yargılanmak üzere Malta’da tutuklu bulunan Türkler aleyhine kanıt olarak kullanılabilecek hiçbir şeyin bulunmadığını üzülerek arz ederim” denilmektedir.
Tarihsl gerçekleri saptıranlara, yıllardır emperyalist ülkelerin oyununa gelenlerin, nasıl yalnız bırakıldığını bir daha anımsatırken, Ermenistan’ın ilk başbakanı olan Ovanes Kaçaznuni’nin kitaplarını önermekte yarar var.
Bir türlü bitmek bitmiyor bu 24 nisan olayları…Ülke yetmiş yıldır yönetilmiyor…yöneten iktidarlar emperyalizm tarafından ( muhalefet dahildir.) tutsak alınmıştır.ne demiştir kurucu babamız tam bağımsızlık benim karakterimdir…oysa vasiyetine ihanet edilmiştir.Ermeni soykırım meselesi kapatılmıştır.Geçmişteki yaraları sarmazsan.,kanamayı durduramazsın.yazı ve cevap vermememiz gerekmektedir sanırım.sayğılar.
1915 de geçici göç (teçhir) yasasını Osmanlı imparatorluğundan isteyen o yıllarda Osmanlı Genel Kurmay Başkanı da olan Limon Fon Sanders paşa bir rapor düzenleyerek, hangi bölgelerden ne kadar Ermenin göç ettirilmesi gerektiğini sunmuştur
Abd de 2.Dünya Savaşında hic bir direnis yada ayaklanmada bulunmamis 2000 japon bile tehlike görülerek Abd nin iç bölgelerine göç ettirilerek kontrol altında tutulduğu gerçeği ortadadır
Ayrıca Hrant Dink
“Türkler soykırım yaptı.demeyin
Çünkü Türkler bunu atalarına yakıstiramaz..
…. Ermenileri en çok Türklerin değil, kürtlerin katletmistir (.ama suçlayarak değil o günün tarihi siyasi savaş koşullarında emperyalustlerin halklari dusmanlastirdigini da anlatarak ) ortak acılar yaşandığını
Ermenilerinde Türkleri katlettigini soylemisti
ve Emperyalizm Anadoluya göz koymasıyla bu olayların yaşandığını söylemişti.
Ermenileri silahlandirip sonrada yüzüstü bir ekip giden Fransa ve
Emperyalistler elini çeksin biz ortak acılarımıza ortak ağıtlar yakar ortak çözümler buluruz .”.demiş
Fransa soykırımı tanırsa, parise gider “soykırım yoktur ” diye bağırırım.demisti
Ve bu nedenle ortadan kaldırdı emperyalistler Hranti
bir Turk faşiste silah verip tetik çektirerek.
O Faşist tetikcinin de arkasında Fetoculer yani CIA nin yerli uşakları ramazan akyürek gibi istihbarat daire başkanının olduğu sonradan açığa çıkacaktı.
Garo paylan sosyalist olmadığı için her iki halk acısından da bakamaz ,
acılarımizi yarıştırarak ancak emperyalistleri sevindirecegimizi
Irkçılığın ayrışmanın artacagini düşünemez .
Chp ye ,Hdp ile birlikte olun diyenler
Bir daha düşünsünler .
Bu basit bir tanıma değil ardından özür ve toprak talebi tazminatlar gelir
Türkün yada kürdün katledilmesi ise ,hesabı bile sorulmaz
Ancak buna neden kisisel gorüsum Türkiyenin Fransa ingiltere başta 20 yy başlarında Anadoluyu işgal edenlerden tazminat talep etmeyişimiz bizi haklı iken haksız duruma getirmiştir
Yunanistanda Yanis Vorufakis gibi eski maliye bakani
Zoe Konstantilopu gibi eski Meclis Başkanı gibi Sosyalistler
Syrizanin sol kanadında Ab ile yapilan pazarlıklarda
1944 yılında Nazi işgali döneminde verilen can ve mal kayıplarının zararlarının tazminini istemiş
Ancak Syriza ve Tsipras dirençli olmadığı için arkadaşlarını arkadan hançerlemiş Ab saflarına geçmiş ve sonraki secimde de silinip gitmiştir
Şimdi bizde bırakın milliyetçi ırkçı sağcıları onlar zaten Natonun has adamı
Bir tek Sosyalist Sol hareket ce daha çok da Atatürkçüler yurtseverler
Kurtuluş Savaşı öncesi isgal ve savaşlardan dolayı yurdumuzu içerden işgal eden Osmanlıyı mehmetcigi ve dogal kaynaklarimizi somuren Almanya da
Ayrıca yurdumuza dışardan gelip işgal eden ingiltere fransadan tazminat talep etmemiştir.
Kaldı ki tehcir raporunu osmanlının genel kur bask olan Liman Von Sanders paşa hazırlayıp Osmanlıdan istemiştir
Paylan Neden Alman emperyalistlerinden hesap soramaz ?
Çünkü Turkiyeye Grant gibi Turkiyeden bakamaz
Acıların ortak olduğunu ve emperyalistlerin sorumlu olduğunu Hrant gibi anlayamaz