Prof. Dr. Halil Çivi
İnönü Üniv. İİBF Eski Dekanı
1- İnsan Yaşamında Seçim Yapmak Kaçınılmazdır.
İnsan yaşamı hep seçim yapmakla geçer. Okul, öğretmen, arkadaş, eş, yemek, meslek, iş, işyeri seçimlerinden başlanarak, konut, araba, kent, giysi, mahalle, apartman komşusu… oradan da doktor, avukat, ideoloji, siyasal parti … daha sonra da pazar ya da markette sebze meyve… seçimine dek uzanan bir seçim yapma zorunluluğu ile karşı karşıya kalırız. Bu döngü kesintisiz sürer. İnsan yaşamı hep seçim yapma üzerine kurgulanmıştır. Seçme özgürlüğünüz ne denli çok ise seçebilme özgürlüğünüz de o denli çok olacaktır
2- Kimi Konularda Seçme Şansı Yoktur.
İnsan her konuda seçim yapamaz. Yaşadığımız aile ve toplumda seçemediklerimiz de vardır. Örneğin anne ve babamızı, cinsiyetimizi, derimizin, gözlerimizin, saçlarınızın rengini, boyumuzun uzunluk ya da kısalığını, doğduğumuz ailenin varsıl ya da yoksul olmasını, doğduğumuz ülkeyi, ırkımız ya da soyumuzu, ana dilimizi, dinimizi, mezhebimizi, hatta üyesi olduğumuz toplumun değerler sistemi olarak görenek – gelenek ve törelerini… doğarken hazır buluruz. Bu vb. doğarken hazır bulduğumuz konularda, kimi küçük ayrıklar (istisnalar) hariç (dışında), seçme şansımız olmaz. Seçme şansı olmayan bu tip konular nedeniyle insanlar eleştirilemez. Örneğin hiç kimse neden zencisin, neden Kürtsün ,neden kısa boylusun, neden Yahudisin, neden esmersin ya da neden Sünni ya da Alevisin diye dışlanamaz ve kınanamaz.
3- Herkesin Seçme Olanakları Eşit Değildir.
Toplumlarda genel olarak, servet, gelir, eğitim ve fırsat eşitlikleri yoktur. Seçme işlemine başvurabilmede bir başka konu da sahip olduğumuz mesleksel, ekonomik, toplumsal, ekinsel (kültürel), sanatsal ve siyasal … olanaklarla ilgilidir. Söz konusu seçme olanakları ve seçebilme özgürlükleri ne denli çoksa, seçebilme şansı da bir o denli çok olacaktır. Örneğin konut alacak paranız yoksa o konuda bir seçim yapamazsınız. Aynı biçimde eğer bir ülkede tek parti yönetimi varsa, başka siyasal partiye oy verme şansınız yoktur. Tiyatrosu olmayan ülkede tiyatro izlenmez!
4- Doğru Seçim Nasıl Yapılabilir.
Her seçim ya da karar, üzerinde uzun uzun düşünmeyi gerektirmez. Yemek seçmek, gideceği yere götürecek ulaşım aracına karar vermek, pazarda sebze, meyve almak, sergi gezmek… vb. konularda daha önceki deneyimlerimiz ya da daha deneyimli arkadaşların önerileri bize yeterli olabilir. Ancak bu yazının başlığını oluşturan ana konu şudur:
- İnsan beğendiğini mi seçmeli, yoksa seçtiğini mi beğenmeli?
a- Beğendiğini Seçmek
Beğenme daha çok psikolojik ve estetiğe, dış görünüşe, fiziksel konuma dayalı ve daha çok da duygusal bir yaklaşıma dini ya da siyasi ön yargılara dayalı olarak ortaya çıkar. Bu nedenle aldanma ve yanlış karar verme, parasını ya da zamanını boşa harcama hatta toplumsal geleceğini riske atma sakıncası taşıyabilir. Örneğin, dış görünüşünü, mutfağını, mekân genişliği, coğrafi konumunu çok beğenerek aldığınız bir ev kötü ve eksik malzemeyle ve depreme dayanıksız olarak yapılmış olabilir. Aynı şekilde modelini ve dış görünüşünü çok beğendiğiniz bir ikinci el otunun motoru çok eskimiş, daha önce yaşanmış kazalar nedeniyle iskeleti gönyesini kaybetme olasılığı vardır.. Ya da demagojilerle, gerçekleri tersyüs ederek halkı peşinde sürükleme başarısı(!) gösteren bir siyasi lider sizin kendi dünya görüşünüze aykırı oy kullanmanıza neden olabilir.
b- Seçtiğini Beğenmek
Bilimsel olarak doğru olanı önce doğru seçim yapmak, belli ölçütler (ussal, bilimsel, teknik, ekonomik, ticari, hukuksal, ahlaksal ölçütler) açısından araştırmalar yapmak; yanlış ve hatalı olanları ayıklamak, sonra kendi koşullarına en uygun olana karar vermek gerekir. Örneğin eğer ev alacaksa, fiziksel özellikler yanında deprem güvenilirliğini araştırmak. İkinci el otomobil alacaksa araç için güvenilir bir teknik rapor istemek. Siyasal olarak oy kullanacaksa oy vereceği partinin salt önderini değil, ideolojisini ve nasıl yönetildiğini iyi araştırmak gereklidir. Seçiğini beğenen insan nesnel (objektif) ve bilimsel ölçülere göre hem elediklerini niçin elediğini ve hem de seçtiğini neden tercih ettiğini doğru bilen insandır. Doğru Seçim yapabilmek doğruyu seçebilme yetisine sahip olmakla olanaklıdır.
Sonuç olarak : Yalnızca fiziksel beğenilere, duygusal bağlara ve aldatıcı akıl ve gönül çelen söz ve vaatlere dayalı seçimler yapmak doğru değildir. Ekonomik, ticari, mesleksel…. ya da siyasal kararların mutlaka akılcı ve bilimsel temele dayanması gerekir. Doğal olarak en ideal durum da, fiziksel ve duygusal olarak beğendiklerinizle belli objektif (nesnel) ölçütler koyarak seçtiklerinizin aynı nesnelerde ya da kişilerde birleşmesi, birbirine denk gelmesidir.
Yaşam boyu beğendiklerinizle seçtiklerinizin hep aynı isabeti göstermesi dileğiyle.
=========
- Oruç sahurdan akşama , ahlak ve vicdan beşikten mezara kadardır. Ahlak ve vicdanla taçlanmayan bedensel orucun kimseye yararı olmaz. / Halil Çivi