Yurdum insanının en sevdiği amatör uğraşlardan biri şiir yazmak, diğeri de taklit yapmaktır. Şive taklidi, ama ille de ünlülerin taklidini yapmaya bayılırız.
Ve ilginçtir… “Ünlüler” derken, on yıllardır “ünlü” ve hatta “güçlü” siyasetçilerin taklitleri, en revaçta olanlarıdır.
Mesela, bu topraklarda yaşayan herkes, hayatının bir aşamasında mutlaka Zeki Müren ya da Süleyman Demirel taklidi yapmıştır. Gençler, yani 30 yaşın altındakiler belki bilmez ama bu ülkede 40 yılı aşkın bir süredir “en güçlü adam” konumundaki merhum Demirel, taklidini yapanlara kızmaz, hatta gülerek izlerdi bile. Yılların acar muhabiri sevgili meslektaşım Musa Ağacık, bu konuda yani “Baba taklidi” konusunda “eline su dökülemeyecek” büyük bir yetenektir. Demirel’in kendi huzurunda bile, defalarca taklit yapmıştır.
“Bakınızbensizebişiisööliim…” diye başlayan Demirel replikleri en sevdiklerimizdendi.
Aradan geçen yıllarda siyasetin rengi de, kokusu da, doğası da maalesef negatif anlamda değişti. Bugün, muktedirin taklidini yapmak değil, bunu aklından geçirmek bile neredeyse suç sayılacak. Adamın aklını alırlar vallahi.
Ama halk bu… Yine bir yolunu bulup bu toprakların adeta “genlerine işlemiş” yeteneğine gem vurdurmuyor. Son haftalarda birkaç örneğini gördük. Bazı ilk ve ortaöğretim okullarında “sınıf başkanlığı seçimi” sırasında, küçük yetenekler “Seçim rüşveti olarak çay dağıtma” sahneleri oynayıp videoya çektiler ve paylaştılar.
Güldük. Eğlendik. Ve tabii ki şapka çıkarttık, çocukların bu yetenek ve cesaretlerine.
Her ne kadar Milli Eğitim yetkilileri çocukların bu hoşluklarına medeni seviyede bir tolerans göstermeyi kendilerine yedirememiş ve soruşturma başlatmış olsalar da millet o çocukları vicdanında çoktan ödüllendirdi bile.
Ama, şunu da not almadan geçmeyelim.
O ufacık öğrenci çocukların gösterdiği cesareti, keşke sahneye veya ekrana her çıktığında “zrilyonlarca” para kazanan, özel uçaklar ve mülti milyonluk villalarda “Dolce vita” tatlı hayat yaşayan anlı şanlı komedyenlerimiz de gösterebilselerdi.
Biri de çıkıp Cumhurbaşkanı, Başbakan, bilmem ne bakanının taklidini yapıp, milletten alkış almayı deneseydi. Benim de pekâlâ yapabileceğim Fatih Terim ve Bülent Ersoy taklidi yapmakla yıllardır idare ettiler durumu. Laz şivesi, Kürt şivesi, Roman şivesi filan. Kolay değil mi?
Rahmetli Levent Kırca’yı tenzih ederim. Bir tanesinin yüreciği “Yau Bay Kemal!.. Bi defa, sen ne anlarsın bu işlerden yauu” diye başlayan bir tirajla, kitleyi gülmekten kırıp geçirmeye yetmedi ya.
Bunu da tarih, iri puntolarla ve ibretle not almıştır.
Bu Cuma’da da HARİKASIN sevgili Zafer ARAPKİRLİ. Ve bu güzel yurdun ve kadim ulusun yaşca KÜÇÜK fakat başca BÜYÜK olan ve muhteşem bir ÇAY İRONİSİ, oyunu, eleştirisi ve eğlencesi yapan olağanüstü yetenekli hatta DAHİ öğrencilerimizi çok haklı olarak KUTLAYANSIN. İyi ki varsın ve en uzun bir ömür boyu SAĞOLASIN VAROLASIN.