Bunca yıldır (40 yılı aşkın) bu mesleğin içindeyim, meslek kuruluşlarının yıllık geleneksel ödüllerine ne yaptığım işlerle başvuruda bulunmuşluğum ne de başkaları tarafından önerilip ödüllendirilmişliğim vardır. Küçümsemek için söylemiyorum. İlgilendiğim bir konu değil. Bunun dışında, beni onurlandıran bazı sivil toplum örgütleri ve meslek kuruluşları, vakıflar gibi oluşumların “Kendiliklerinden Takdir” anlamına gelen ödüllerine layık görüldüm. Onurla aldım, baş köşemde saklarım. Daha geçenlerde ustalarımdan rahmetli Erbil Tuşalp adına, TAKSAV (Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat için Vakıf) tarafından bana verilen ödül gibi.
Zaten, son yıllarda, özellikle AKP iktidarında bu alanda, yani “Meslek kuruluşları”nın ödüllerinde, bir tür “kamplaşma” çağrıştıran “Bizimkilerden Bizimkilere Ödül” furyası dikkat çekiyor. Herkes kendi cenahından habercilere, TV – radyo – internet programcılarına, yazarlara bol kepçeden ödül veriyor.
Bir nevi “Söyle bana ödül alanı, söyleyeyim sana kimin verdiğini” manzarası ortaya çıkmakta.
Çarşamba günü de bunun “Presidential” (Riyaseticumhur) seviyede bir örneğine tanık olduk. “6. Anadolu Medya Ödülleri” dağıtılırken, Reisicumhur da oradaydı. Hatta yine bu platformu, bir siyasi mesaj vesilesi olarak da kullandı, haliyle.
Ödül alanlara bakınca, “Körler Sağırlar…” misali, “Muktedirler – yandaşlar, birbirini candaşlar…” diye bir atasözü bile üretebilirdiniz.
Yılın En Başarılı Tombalağı Ödülü mü istersiniz?
Yılın En Başarılı Tereyağlı Pamuk Mucidi Ödülü mü ararsınız?
Yılın Abdül’ü ödülü mü?
Ne ararsan vardı sahnede.
En güzeli de Cumhurbaşkanı’nın, kendi İletişim Başkanı’na, “Yılın En Vizyon Geliştiren İletişimcisi” Ödülü’nü takdim etmesi oldu. Niyeyse?
Devr-i AKP’de öyle şeyler gördük ki, bunu da yadırgamadık tabii.
Ama bir şeyi yadırgadık.
Ödülleri veren kurumu merak edip de “Kimmiş bu zevat?” diye, Anadolu Yayıncıları Derneği’nin (AYD) internet sitesine girip “Hakkımızda” yazılı sekmeyi “tık”layınca boş (vallahi bomboş sayfa) bir sayfa çıkması garipti.
Hani, insan “Riyaseticumhur seviyesinde ve himayesinde bir katılımla” ödül veren bir kurumu şöyle “Kerli ferli” ve temsil kabiliyeti bir hayli yüksek bir şey varsayıyor.
O yüzden üzüldük.
Yoksa, “Alana da verene de” karışmayız.
Allah alışverişinizi bol eylesin. Bereket versin.
ŞAHANE hatta DAHİYANE bir saptama, tavır, eleştiri,yorum. Olağan ve olağanüstü büyük ve özel bir ulusal ve toplumsal ödüle çoktandır layık olmuş bulunan ve böylesi bir ödülü tüm ulusdan er veya geç ama mutlaka alacak olan DAHİ yazar sevgili Zafer ARAPKİRLİ’nin kalbine, eline ve kalemine en uzun bir ömür boyu sağlık ve bağışıklık, esenlik ve mutluluk, huzur ve başarı, utku ve umut dilekleriyle selamlar, sevgiler, saygılar.