ABD’nin S400 / F35 KARARI
Savunma Sanayisi Eski Müsteşarı
……..
CAATSA çerçevesinde ABD başkanının, Rus savunma veya istihbaratı ile ciddi düzeyde ilişki içine girmiş olan bir ülkeye yaptırım uygulaması gerekiyor.
(Tasarıda Türkiye’ye S-400’ler yerine NATO uyumlu farklı füze savunma sistemleri seçeneğinin ABD tarafından geliştirilerek Türkiye’ye sunulduğu; buna karşın Türkiye’nin S-400 alımında ısrar ettiği ve bu durumun NATO işbirliğini zayıflattığı da belirtildi.)
S-400 alındığı takdirde ;
Türkiye’nin F-35 programında yer alamayacağı, trilyon dolarlık uluslararası bir yatırım olan 5. kuşak savaş uçaklarına da sahip olamayacağı ve Türk pilotlarının uçuş eğitimlerinin devam edemeyeceği kaydedildi.
Bunların yanı sıra sadece F-35 değil,
Patriot füze bataryalarının,
CH-47F Chinhook ağır yük ve
UH-60 Blackhawk helikopterlerinin
F-16 jet uçaklarının da
Türkiye’ye tedarik edilemeyeceği not düşüldü.
***
Değerli arkadaşlar,
***
Peki bu durum nelere yol açabilir??…
Ayrıntıları atlayarak, yakın gelecekteki muhtemel (%50 olasılıklı) kaba görüntüyü vereyim;
1-Türkiye NATO üyeliğinden -istemese de- çıkmak zorunda bırakılır veya kurucu üyelerin oy birliğiyle çıkarılır;
Askeri teknoloji bakımından ABD ve AB kaynaklarından tümüyle yoksun bırakılır…
2-ABD destekli Yunanistan, Ermenistan, Kıbrıs Rum yönetimi ve İsrail’in açık hedefi olur. (şimdiye değin de bunların hedefiydik, ama resmen “açık hedef” değildik..)
Kıbrıs er ya da geç, Türkiye’den kopartılır. KKTC feshedilir; Ermenistan NATO üyeliğine alınır ve hatta Türkiye’ye karşı (Baltık ülkeleri gibi) silahlandırılır.
3-Türlü bahanelerle AB’nin ve ABD’nin ekonomik yaptırımlarına, ambargolarına maruz kalır.
4-Rusya dahil (!) bütün ülkelerin desteğiyle
– Ermenistan’ın toprak ve giderim (tazminat) istemleri
– Kürdistan referandumu Türkiye’ye dayatılır.
5-Türkiye Ortadoğu’ya iyice gömülür, “toplumun Araplaştırılma süreci” daha da hızlanır,
bu durum vesile olur, Batı Dünyasına tepki bahanesiyle, siyasal yapıda İran’a benzerlik oluşur, yani
Değerli arkadaşlar, bu NATO sorunu yanlış anlaşılmasın, kesinlikle NATO yanlısı biri değilim; ama gerçekleri yadsımanın yaraya merhem olmayacağını bilecek ölçüde de Dünyayı tanıyorum. Keşke baştan NATO’ya hiç girmemiş, tarafsız bir ülke olarak yaşayabilseydik….
Umarım bu saydığım olaylar, bu kara tablo asla meydana gelmez, Türkiye’miz çağdaşlık, Laiklik, Demokrasi Rayından çıkmaz, Çağdaş Dünyadan tecrit edilmez (izole olmaz), Toprak yitirmez, büyük sarsıntılara ve ekonomik sıkıntılara maruz kalmaz….
Yoksa zaman gelir, acı bir hatıra olarak, “Ali Hoca bu olan bitenlere işaret etmişti..” dersiniz… Kaygılarımla. æ
Sayın ERCAN hocanın kaygılarına biz de katılıyoruz. Ülkemizi göçebe toplumu gibi yöneten ilkel kafaların çağdaş dünyada yeri yoktur ve olamaz. Olursa da dışardan gelecek bütün tehlikelere karşı, korumasız duruma gelir. Tıpkı bugün olduğu gibi..
Kurtuluş, gerici ve bağnaz AKP iktidarından kurtulmaktan geçer. Bunun için de tehlikeyi gören bütün ulusal güçlerin birleşerek direnmesinden başka bir umar da yoktur. gerekir.