Dostlar,
ADD, “100 Soruda ADD” başlıklı bir tanıtım kitabı yayınlayacak..
ADD Bilim Kurulu Başkanı Sayın Prof. Dr. D. Ali Ercan‘ın son derece yerinde bir yöntemle “soru derleme” çabasına ilişkin iletisi aşağıda..
Buyurun, soru havuzuna katkıda bulunalım..
Benim de yanıtını merak ettiğim “kimi sorular” var :
1. ADD’yi Ordu mu kurdurdu, ADD para-militer bir örgüt mü??
2. ADD’nin parasal kaynakları neler? ADD yurtdışından destek alıyor mu?
3. ADD gerçekte neyin peşinde, Kemalizmin modası gerçekten geçmedi mi? Atatürk öleli 75 yıl oldu. Dünya öyle hızla değişiyor ki, hala niçin “Atatürk devrim
ve ilkeleri” savunuculuğu yapılıyor? Bu geçmişe takıntı değil mi?
4. Bir de, işleyeni bilinen- saklanan (faili meçhul!?) cinayetlere neden
en çok ADD kurban verdi, nedenilerini öğrenmek istiyorum.
5. Adam Smith’in Liberalizm öğretisi 1700’lerin sonlarına denk düşüyor.
İskoç (İngiliz) iktisatçı ve düşünür Adam Smith (1723-1790), The Wealth of Nations (Milletlerin Refahı) adlı kitabını 1776’da yazmıştı. Aradan 237 yıl geçtiği halde “liberalizm” eskimiyor da, modası geçmiyor da Kemalizmin modası neden 75 yılda geçiyor ?? Neo-liberalizm = Küreselleşme dünyayı kasıp kavuruyor.
Biz de “Neo-Kemalizm” ile Kemalizm’i güncelleyip bu modası geçmiş saldırıları defedebilir miyiz??
Sevgi ve saygı ile.
Ankara, 10.1.13
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
=================================
ADD üye ve yöneticilerine..
Değerli Arkadaşlar,
Şimdiye kadar karşılaştığınız ilginç soruları, ya da sizlerin aklına düşen soruları herhangi bir sıralama yapmadan en kısa sürede e-posta ile göndermenizi rica ediyorum.
Saygılarımla. 10.1.13
ADD, ANCAK PROTOKOL KOLTUĞUNDA FOTOĞRAF ÇEKTİRME DERNEĞİ OLABİLMİŞTİR!..
Kemalizm; topyekün işgal edilen bir imparatorluğun kaderine kahramanca müdahale ederek ortaya çıkmış ve yeni bir devlet kurmayı başarmış; LAİK, UYGAR VE DEMOKRATİK BİR ÜLKE KURMAKTA ise başarılı olamamış, Pragmatik bir tavırdır. Bir siyasal, sosyal, ekonomik ve insani bir sistem değildir… Din, Laiklik ve uygarlıkta ise düpedüz BİR GERİLEMEDİR.
ADD, Kemalizm’in yıkılan büyük bir devletten, küçük bir devlet çıkardığını ve elli altmış yılda Sünni Din Adamlarına teslim ettiğini görmezden gelerek, YAPILAN HER ŞEYİ BÜYÜK BİR BAŞARI SAYMIŞ, Ermenilerin Olmayan bir yere tehçirini, Rum Mübadelesini ve Dersim Alevi Soykırımını savunmuş, devletin kurucusu Atatürk’ün 10 Kasım 1938’de öldüğünü idrak etmemiştir.
Atatürk’ün kendisi ise; Kemalizm’in başkaları tarafından tekrarlanabilecek bir ideoloji, liberalizm, sosyalizm v.b. gibi bir siyasal sistem olmadığının farkındaydı… Kemalizm’i bir ideoloji haline getirmek isteyen Kadro Harketi, “Mustafa Kemal ve Kuvay-i Millliye olmadan tekrarlanamayacağı” gerekçesiyle bizzat Atatürk tarafından dağıtılmıştı… Kadro Hareketininb öncülerinden Yakup Kadri’yi bile zoraki diplomat olarak sürgüne göndermişti.
1919-1922 rasında, her ne kadar, Türkiye emperyalizme ve kapitalizme karşı bir Kurtuluş Savaşı da yapmışsa da; 1940’lı yıllardan itibaren “EMPERYALİZM VE KAPİTALİZM’İN YENİ SÖMÜRGE YÖNTEMLERİNİ, bütün ülkelerden önce kabul etmiş; UYDU DEVLET STATÜSÜYLE NATO’ya girmiştir.
Sömürge, işgalci ülkeye bir verirse, iki verirse, üç verirse; bir de, iki de, üç de alır!.. Uydu ise; HER ŞEYİNİ VERİR, HİÇBİR ŞEY ALAMAZ!.. ADD’nin Türkiye NATO’ya girdikten sonra, Atatürk’ü ve 1919-1922 arasında Kuruluş Savaşı yapıldığını da unutmaları gerekirdi. Nato üyesi olunduktan sonra 1919-22 arasında Kurtuluş Savaşı yapmış olmanın hiçbir önemi kalmamıştır.
Hayır, Sayın Ahmet Saltık, “Neo-Kemalizm’le Kemalizm’i güncelleyip bu modası geçmiş saldırıları def edemezsiniz!..” Çünkü, modası geçmiş olan Kemalizm’e getirilen eleştiriler değildir… Kemalizm gibi pragmatik müdahalelerdir… Emperyalizm’in Sömürge Metodlarına ve Mesela Marshall Yardımına İnönü gibi, en büyük Kemalistler bile karşı koyamamıştır.
1929 Bunalımından sonra Emperyalizm, Klasik Sömürge Yöntemlerini değiştirmiş ve Kemalizm’in varlık nedenlerini bile ortadan kaldırmıştır… Atatürk de bunun farkındaydı. Bu nedenle, Atatürkçülüğü değil, Akılcılığı ve bilimselliği miras bırakmak istemiş; AKIL VE BİLİMİN KALICILIĞINI İŞARET ETMİŞTİ.
“Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır…” derken de, kendisinin değil, kurduğu devletin yaşatılmasını istemektedir… Atatürk’ün kurduğu devlet nasıl yaşayacaksa öyle düşünmek, ERMENİ TEHÇİRİ, RUM MÜBADELESİ VE DERSİM ALEVİ SOYKIRIMI gibi yapılan en büyük hatalardan başlayarak Cumhuriyet DÖNEMİNİ SORGULAMAK düşünmenin temeli kabul edilmelidr.