KİMSEYİ SİZİ SEVMEYE ZORLAYAMAZSINIZ.
kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz,
Gerisini karşı tarafa bırakırsınız.
Öğrendim ki…
BÜTÜN SEVDİKLERİNLE İYİ AYRILMAN GEREK
Hangisi son görüşme olacak bilemiyorsun.
Öğrendim ki…
İki kişi münakaşa ediyorsa,
BU BİRBİRLERİNİ SEVMEDİKLERİ ANLAMINA GELMEZ.
Etmemeleri de sevdikleri anlamına gelmez.
Öğrendim ki…
SEVGİYİ ÇABUK KAYBEDİYORSUN, PİŞMANLIĞIN UZUN YILLAR SÜRÜYOR.
Öğrendim ki…
BAZI İNSANLAR SİZİ ÇOK SEVİYOR
Ama bunu nasıl göstereceğini bilemiyor.
Öğrendim ki…
NE KADAR İLGİ VE İHTİMAM GÖSTERSENİZ
Bazıları hiç karşılık vermiyor.
Öğrendim ki…
HAYATINDA NELERE SAHİP OLDUĞUN DEĞİL
KİMİNLE OLDUĞUN önemli.
Öğrendim ki…
EN İYİ ARKADAŞLA SIKICI AN OLMAZ.
Öğrendim ki…
Gerçek arkadaşlar ARASINA MESAFE GİRMEZ.
GERÇEK AŞKLARIN DA!
Öğrendim ki…
Ne kadar yakın olursa olsunlar
EN İYİ ARKADAŞLAR DA ARA SIRA ÜZEBİLİR.
ONLARI AFFETMEK gerekir.
Öğrendim ki…
BAZEN BAŞKALARINI AFFETMEK YETMİYOR.
Bazen insanın kendisini affedebilmesi gerekiyor.
Öğrendim ki…
KARŞISINDAKİNİ KIRMAMAK VE İNANÇLARINI SAVUNMAK ARASINDA ÇİZGİNİN
nereden geçtiğini BULMAK ZOR.
Öğrendim ki…
HER PROBLEM/sorun KENDİ İÇİNDE BİR FIRSAT SAKLAR.
Ve problem, fırsatın yanında cüce kalır.
Öğrendim ki…
KARŞILIK VERMEK
Düşünmekten çok daha BASİT.
Öğrendim ki…
SEN TEPKİLERİNİ KONTROL EDEMEZSEN
Tepkilerin hayatını kontrol eder.
Öğrendim ki…
GÜVENİ GELİŞTİRMEK YILLAR ALIYOR,
Yıkmak bir dakika.
Öğrendim ki…
OLMAK İSTEDİĞİM İNSAN OLABİLMEM
Çok vakit alıyor.
Öğrendim ki…
İNSANLARIN BAŞINA NE GELDİĞİ DEĞİL
O durumda ne yaptıkları önemli.
Öğrendim ki…
SEVİMLİLİK YAPARAK 15 DAKİKA KAZANMAK mümkün
Ama sonrası için bir şeyler bilmek gerek.
Öğrendim ki…
KENDİNİ EN İYİLERLE KIYASLAMAK DEĞİL
Kendi en iyinle kıyaslamak sonuç getirir.
Öğrendim ki…
Ne kadar küçük dilimlersen dilimle
HER İŞİN İKİ YÜZÜ VAR.
Öğrendim ki…
‘BİTTİM’ dediğin ANDAN İTİBAREN
Pilinin bitmesine daha çok var.
Öğrendim ki…
KAHRAMAN DEDİĞİMİZ İNSANLAR
Bir şey yapılması gerektiğinde
YAPILMASI GEREKENİ
Şartlar ne olursa olsun YAPANLAR.
Öğrendim ki…
AFFETMEYİ ÖĞRENMEK DENEYEREK OLUYOR.
Öğrendim ki…
PARA UCUZ BİR BAŞARI.
Öğrendim ki…
Düştüğün anda seni tekmeleyeceğini düşündüklerinden BAZILARI
KALDIRMAK İÇİN ELİNİ UZATIR.
Öğrendim ki…
İKİ İNSAN AYNI ŞEYE BAKIP
Tamamen farklı şeyler görebilir.
Öğrendim ki…
AŞIK OLMANIN VE AŞKI YAŞAMANIN ÇOK ÇEŞİDİ VARDIR.
Öğrendim ki…
HER ŞARTTA KENDİSİYLE DÜRÜST KALANLAR
Daha uzun yol yürüyor.
Öğrendim ki…
HİÇ TANIMADIĞIN İNSANLAR,
iki saat içinde,
SENİN HAYATINI DEĞİŞTİRİR.
Öğrendim ki…
ANLATMAK VE YAZMAK RUHU RAHATLATIR.
Öğrendim ki…
DUVARDA ASILI DİPLOMALAR
İnsanı insan yapmaya yetmez.
Öğrendim ki…
AŞK kelimesi ne kadar çok kullanılırsa, anlam yükü o kadar azalır.
Öğrendim ki…
TECRÜBENİN KAÇ YAŞGÜNÜ PARTİSİ YAŞADIĞINIZLA İLGİSİ YOK,
Ne tür deneyimler yaşadığınızla var.
Öğrendim ki…
Aile hep insanın yanında olmuyor.
AKRABANIZ OLMAYAN İNSANLARDAN İLGİ, SEVGİ VE GÜVEN ÖĞRENEBİLİYORSUNUZ.
Aile her zaman biyolojik değil.
Öğrendim ki…
Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın
Dünya sizin için dönmesini durdurmuyor.
Öğrendim ki…
Şartlar ve olaylar,
Kim olduğumuzu etkilemiş olabilir.
Ama NE OLDUĞUMUZDAN KENDİMİZ SORUMLUYUZ.
Ataol Behramoğlu
http://www.youtube.com/watch?v=N0aaQQHYB4A
O kadar azaldık ki, 1919 koşullarından daha yoğun zorlukları yaşadığımız günümüzde, ‘selam olsun’ Ataol Behramoğlu gibi dik durabilen aydınlanmacılara.
Ve 1999’un son gecesinden bir sesleniş:
MİLENYUM BALONU
Öyle özledik,
Öyle sevdik ki
İkibin yılını,
İsim de bulduk öteki yılı devirmeden
Değilmi ki çalı çıtırtısına oynayan milletiz,
İşte sana “milenyum balonu”
Oyna oynayabildiğince.
Yoksulluktan kurtulacağız sanki
Milenyum yılında,
Tertemiz olacak sanki katillerin kanlı elleri,
Arınacağız sanki hırsızlar, soygunculardan,
Fay hattı da acıyacak Anadolu’ya, kırılmayacak.
Ucu telli,
güllü,
hemi de püsküllü geri dönecek
niyet mektubu.
Saçlarından sürüklenmeyecek genç kızlarımız,
İnsafa gelecek sanki karanlık sevdalısı kan emiciler.
Aydınlarını kurşunlayan,
Ozanı, şairi ve dokuz yaşındaki semahçıyı yakan
Kara yobazın ülkesi olma utancından
Kurtulacak sanki ülkem.
İşkenceleri unutacak,
Gülebilecek sanki Manisa fidanları.
Vitrindeki baklavayı,
ve ekmeği özlediği için yoksul çocuk,
zından ile tanışmayacak sanki
onüç yaşında.
Vazgeçecek sanki patron borozanı ti-vi’ler
Rezillik sergilemekten yoksul odalarına.
Ve satılmış kalemler
İhanetlerinden vazgeçecekler sanki.
Sen hoş geldin,
Safalar getirdin
Uyanık(!) halkıma
Milenyum yılı…
G. KARAKUŞ
31 Aralık 1999
Ankara / Saat: 23.30
Teşekkürler Galip bey..
Aydınlanma için uğraşa devam..
Durmak yok..
Sevgi ve saygı ile.
6.1.13, Ankara
Dr. Ahmet Saltık
http://www.ahmetsaltik.net