Tayyip Erdoğan’ın Fethulah Gülen ile pazarlığı
“2014’te dersaneler kapatılacak…” Tayyip Erdoğan’ın bu açıklaması Ankara’da; “Tayyip, Fethullah’la pazarlığa tutuştu” şeklinde yorumlandı. Peki, pazarlık konusu ne? Onu da Ankara’nın deneyimli gazetecilerinden Sabahattin Önkibar yazdı.
13 Eylül 2012 Perşembe 22:35
Dersaneler üzerinden F Tipi ile pazarlık
Baştan belirteyim, kapalı mekanlardaki sigara yasağı hadisesinden sonra Tayyip Erdoğan’ın beğendiğim tek vaadi dersanelerin kapıtılacağı beyanıdır.
Dersaneler olayı nereden bakarsanız bakın faciadır.
Birincisi, eğitim sistemimizdeki rezilliği afişe ediyor.
Buna paralel olarak eğitimdeki fırsat eşitliğinin önündeki en büyük engeldir .
Dersaneler vahşi kapitalizmin parası olanın eğitim hakkı olur diyen malum anlayışının tezahürüdür.
Devleti aradan çıkarması ve özel bir alan oluşturması sebebiyle de dersaneler gerçekte sosyal-siyasal ve inanç mühendisliklerini en etkili tarlalarıdır.
Nitekim F Tipi örgütün vücut bulup serpildiği yer dersanelerdir.
Üniversiteye hazırlama ambalajı ile ilişki kurulan gençlik bu kurum aracılığı ile devşiriliyor.
Buradan hareketle dersanelerin F tipi örgütün kuluçka merkezleri olduğunu söylemek pekala mümkündür.
Dolayısı ile kaldırılması her bakımdan hayırlı olacaktır.
Ancak bunu yaparken sistemin buna göre acil dizaynı gerekiyor yoksa dersanecilik şekil değiştirerek bir şekilde mevcudiyetini sürdürecektir.
Gelelim Tayyip Erdoğan’ın bunu niye yaptığına?
Hayır Erdoğan’ın derdi eğitim sistemimizdeki çöküşü ya da yoksulu korumak değildir. Öyle olmuş olsaydı 10 yılda bu yönde bir milim adım atardı. Tersine eğitimde var olan bugünkü kaosun müsebbibi bizzat kendisi, yani hükümetleridir.
Öyle ise Tayyip bey’in bu tutumu niye mi?
Dersane olayını kullanarak bir süredir kendine hasmane davranan F Tipini hizaya getirmektir.
Evet, Erdoğan dersaneleri kapatırım mesajı ile Cemaatin başında kılıç sallandırıyor ve kendine biat etmelerini istiyor.
Diyeceksiniz ki, Cemaatin kontrolü o kadar mı önemli?
Önemli, zira F Tipinin elinde Tayyip Bey’in yakın çevresi ile alakalı müthiş bir arşiv var. Erdoğan geleceği planlar ve Çankaya’ya çıkmak isterken işi şansa bırakmak istemiyor ve medyası, bürokraside kadroları ve arşivi olan F tipini dersaneleri kapatırım korkutması ile pazarlığa zorluyor!
(ulusalkanal.com.tr, 14.9.12)
F TİPİ DİYE FETHULLAH HİLAFETİNDEN SÖZ ETMEK FETHULLAH’A KUL OLMAKTIR!..
Önce; Tevhid-i Tedrisat’la devlete Sünnilik Eğitimi yaptırmak, Diyanet İşleri Başkanlığı adıyla Sünni Hilafeti korumak, Aleviliği ve Dedeliği yasaklamak, İstisnasız bütün Sünni din adamlarına itibar kazandırmak, İstisnasız bütün Sünni din adamlarını aylığa bağlamak gibi Türkiye’nin BÜYÜK HATALARINI KULLANARAK, dünyanın en büyük Halifelik Örgütünü kuran Fethullah Gülen’i tebrik ederim.
Sonra, Ak Parti; Anayasa ve Kanun Nizamına göre kurulmuş, seçim kazanarak iktidara gelmiş iktidar partisidir. Sayın Recep Tayyip Erdoğan da onun kurucusu, Genel Başkanı ve Lideri’dir.
Fethullah Gülen, aşağıdan yukarıya dünyanın en Halifelik Örgütü’nü kurmuş olsa da; Kanunsuz ve Hukuksuzdur… HİLAFETİN VE SALATANATIN KALDIRILMASINA DAİR KANUN VE BU KANUNA PARALEL ANAYASA HÜKÜMLERİ DE HALA YÜRÜRLÜKTEDİR!.. Bu Kanun ve Anayasa Hükümleri gereğince muamele görmesi, Anayasa ve Hukuk’un temel ilekelerinin gereğidir.
Oysa, Sabahatin Önkibar, Kanunsuz ve Hukuksuz Halifelik örgütünü F Tipi diye önce yasallaştırıyor, sonra Hükümet’le Başbakan’la pazarlık yaptığını iddia ederek, Türkiye’nin kaderinin belirlenmesinde söz sahibi olduğuna, söz sahibi olmaya da hakkının olduğuna karar veriyor.
Fethullah Hilafetini F Tipi diye hoş görürseniz, Mafyayı da M Tipi diye hoş görmeniz gerekmez mi?