Hazırlayan eğitimbilim uzmanlarına ve deneyimli eğitimcilere teşekkürlerimizle..
Sevgi ve saygı ile.
1.8.12, Ankara
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
Hazırlayan eğitimbilim uzmanlarına ve deneyimli eğitimcilere teşekkürlerimizle..
Sevgi ve saygı ile.
1.8.12, Ankara
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
ADD Genel Merkez Gençlik Komisyonu Başkan yardımcısı olarak görev yaptığım 2001 yılında, o tarihlerde Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Gençlik Hizmetleri Daire Başkanlığında da “Gençlik Sorunları” Şb. Müdürlüğü görevindeydim. Türkiye Cumhuriyeti’nin Kuruluşu 29 Ekim 1923’ten günümüze 1950’li yıllara kadar 3 yıllık, 1950’li yıllardan 1997 yılana kadar 5 yıllık 1997 da ise, 8 yıllık ZORUNLU eğitim uygulanmıştır. Bugünün her yönüyle geri kalmışlığı eğitim süresinin ve niteliğinin eksikliğinden kaynaklanmıştır. ADD’nin üyesi olarak o tarihlerde 8 yıllık ZORUNLU eğitimin de YETERSİZ , 12 yıllık KESİNTİSİZ eğitimin ZORUNLU olması gerektiğini ilgililerden İSTEMİŞTİK, O yazı ektedir bilgilerinize saygılarımla.
07.05.2013
Kubilay ÇEPE
Ek-
LİSE 1. SINIF GENÇLİĞİ VE ULUSAL EĞİTİMİMİZ
Türk Ulusal Eğitimi’nin düzenlenmesinde amaç; eğitim ve öğretimin ilkelerini, okul bina ve tesisleri ile ders araç-gereçlerini, bu alanda çalışanların nicelik ve niteliklerini, devletin eğitim ve öğretimle ilgili görev ve sorumluluklarını, bir bütünlük içinde belirlemektir.
Başta 1982 Anayasasının 42. Maddesi olmak üzere, 1739 sayılı Ulusal Eğitim Temel Yasası ile, 8 Yıllık Zorunlu Temel Eğitim Yasasını ve diğer ilgili yasalarda belirlenmiştir.
Eğitim; her toplum için geçerli davranış kalıplarının sosyalleşme ve sosyal denetim aracılığıyla gerçekleştirilmesidir. Eğitim bireyin ailesinde başlamakta, çevresi ile sürdürülmekte, okul dönemini de içermek suretiyle mesleki eğitimi de kapsayan bir boyut kazanmaktadır.
Eğitim, eğitilecek kişide istenilen davranışları geliştirmek, kusurlu davranışları düzeltmek, istenmeyen davranışları silmek gibi amaçlarla yapılır. 8 yıllık Zorunlu Temel Eğitim, Meslek Eğitimi, Genel Lise Eğitimi ve öğretim eğitimin genel örnekleridir.
Eğitim dönemi ardışık basamaklardan oluşur. Eğitim sistemi ise çeşitli düzeylerde okullara, okul ise sınıf ve yıllara, yıl ise daha kısa alt dönemlere bölünür. Öğrenciler başarılarına göre ardışık basamaklarda programın tekrarlatıldığı / çıkartıldığı / ilerletildiği şeklinde olur. Bütün bu işlemler öğrenci hakkında verilen bazı kararların sonucunda yapılır ki, öğrenciler hakkındaki bu çeşit eğitim kararları çoğu zaman, öğrenci başarısına ilişkin bir takım ölçmelere ve değer yargılarına dayanır.
Ne yazık ki başarıya, dayanan kararlar her zaman isabetli olmaz. İsabetli bir karar verilebilmesi için karara dayanak olacak kadar yeterli bilgi toplanması, toplanan bilgilerde hatalar bulunmaması ve bilgilerin doğru yorumlanması ve kodlanması gerekir.
8 yıllık Zorunlu Eğitim ile milyonlarca çocuğu sınıfta kalmanın olmadığı bir eğitim sistemi ile lise 1. Sınıfa kadar getiriyoruz. Esas problem bundan sonra başlamaktadır. Ergenlik adı verilen bu yeni dönemin yani lise 1. sınıf yaş grubunun başlangıcı (UNESCO’nun verilerine dayanarak) 15-25 yaşları arasındaki kesime genç denilmektedir. Ergenliğin başladığı lise 1. Sınıf gençliğinin ve tüm öğrenci gençlik ile çalışan ve işsiz gençliğin sorunlarına devlet olarak ne kadar eğildik, ya da neler yaptık?
Bu yaş grubu içindeki gençlik, çağına özgü duygu, düşünce ve eylem içindedir. Stanley Hall bu dönemi bir fırtına ve gerginlik evresi olarak tanımlamaktadır. Bu yaş grubundaki genç duygusal. Dengesiz ve önseziden yoksun bir bireydir.
İşte tüm bu özellikler göz önünde bulundurulduğunda; gençlik çağı dönemi; toplumların geldikleri nokta da ellerinde bulundurdukları negatif ve pozitiflerle sağladıkları eğitim, öğrenim ve sosyo-politik koşulların birer sonucudur.
Bugünlerde Cumhuriyet Tarihinin en zor dönemlerinden biri yaşanıyor. Ekonomik koşulların zorluğu ile ahlaki yapının çöküşü, kimi bürokratlarımızın hukuka aykırı eylemleri, adalet mekanizmasındaki tıkanıklar ve şaibe altındaki devlet kurumları, haklı olarak toplumun devlete olan güvenini zedelemektedir.
Toplumumuzla ve çocuklarımızla barışık olmak için;
Toplumu oluşturan bireyin dengeli, sürdürülebilir ve kendini eğitim ve kültür ile besleyen bir insanca gelişmenin sağlanması, insan kaynaklarının geliştirilmesi, yaşam kalitesinin yükseltilmesi, ekonomik ve toplumsal kalkınmanın sağlanması gerekmektedir. İnsana yapılacak yatırımların en verimli yatırım olduğu düşüncesiyle, genç ve dinamik bir nüfus yapısına sahip olan Ülkemizde, hızlı ve dengeli bir ekonomik sosyal ve kültürel gelişmenin gerçekleştirilmesi temel gereksinmedir.
Nüfus kompozisyonu yönünden; genç nüfusun toplam nüfus içindeki oranı 1993 yılı rakamlarına göre yüzde 20.5’dir. 1997 yılı nüfus verilerine göre (0-17) yaş grubu 20.227.372’dir. Dünyamız hızlı değişim fırtınasıyla baş başa, lise 1. Sınıf öğrencilerimizi ve toplumumuzu kucaklamak, geleceğine sahip çıkmak ve bu fırtınada alabora etmek istemiyorsak;
a) MEB. Orta Öğretim Kurumları Ortalam Yükseltme ve Sorumluluk Sınavları Yönergesi; (25.03.1996 tarihli Tebliğler Dergisinde yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.)
b) MEB. Orta Öğretim Kurumları Sınıf Geçme Yönetmeliği; (05.09.1995 tarih ve 22395 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.)
b) Maddesine göre;
Puanların not ve değeri ve derecesi aşağıdaki gibidir.
Puan Not Derece
85-100 5 Pekiyi
70-84 4 iyi
55-69 3 orta
45-54 2 Geçer
25-44 1 Geçmez
0 -24 0 Etkisiz
Şeklinde verilmiştir.
Lise 1. Sınıf öğrencilerimize eğitimsel ivmeyi öğretici ve kalıcı anlamda kazandırmak istiyorsak; Zorunlu Eğitimin 12 yıla çıkarmak sayıları milyonları bulan lise 1. Sınıf çocuklarımız için sınıf geçme ortalamasının 2.5’den 2.0 çekilmesini bir eğitimci ve vatandaş olarak istiyoruz.
İlgililere saygılarımla
16.07.2001
Kubilay ÇEPE
Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Merkezi
Gençlik Komisyonu Başkan Yardımcısı
Kubilay bey,
Teşekkür ederim değerli yazınızı paylaştığınız için..
Sevgi ve saygı ile.
Ankara, 13.5.13
Dr. Ahmet Saltık
http://www.ahmetsaltik.net