49 barodan YSK’nın iptal kararına tepki
(AS: Bizim katkımız yazının altındadır..)
Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) İstanbul seçimlerinin yenilenmesi kararına ilişkin 49 baro tarafından ortak açıklama yayımlandı. Açıklamada;
- “..Seçim kurullarının 02.03.2019’da kesinleştiği gerekçesiyle, sandık kurullarının usulüne uygun olmadan oluşturulduğuna ilişkin tam kanunsuzluk iddiasına ret kararı verilirken, bir başka seçimin bu gerekçe ile iptal edilmesini, hukuki ve vicdani olarak kabul etmek mümkün değildir.” dendi.
Ayrıca açıklamada, iptal kararı demokrasi ve hukuk tarihimizde kara bir leke olarak yerini alacaktır ifadesi kullanıldı.
49 baronun ortak açıklaması şu şekilde:
“Biz aşağıda imzası bulunan Barolar;
YSK’nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçimlerinin İPTALİNE ilişkin 06.05.2019 tarihli kararı nedeniyle kamuoyuyla aşağıdaki açıklamayı paylaşma zorunluluğu duyduk.
YSK’nın kısa kararından ve kamuoyuna yansıyan bilgilerden seçimin; usulüne aykırı oluşturulan seçim kurulları nedeniyle iptal edildiği anlaşılmaktadır.
YSK’nın sandık kurullarının oluşumuna ilişkin 135 sayılı Genelgesinin 4. Maddesinde 298 Sayılı Yasanin 23. maddesine atıfta bulunmak suretiyle; ‘…İlçe seçim kurulu başkanı, sandık kurulunun kalan bir asıl ve bir yedek üyesini belirlemek için önce, 22’nci maddenin birinci fıkrası uyarınca bildirilen listeden sandık kurulu başkanı olarak belirlenmeyenler arasından, ihtiyaç duyulan sandık kurulu üye sayısının iki katı kamu görevlisini ad çekme suretiyle tespit eder ve bu kişilerden mani hali bulunmayanları sandık kurulu asıl ve yedek üyesi olarak belirler. Üyeliklerin bu şekilde doldurulması mümkün olmazsa, eksiklikler, ilçe seçim kurulu başkanı tarafından, o çevrede bulunan ve sandık kurulunda görev verilmesinde sakınca olmayan kimseler arasından tamamlanır.’ denmektedir.
“Hukuki ve vicdanı olarak kabul etmek mümkün değil”
Yani seçim kurullarının oluşumunda seçime katılan siyasi partilerin hiçbir müdahalesi yoktur. Kaldı ki, YSK benzer şekilde Bursa Mustafa Kemal Paşa İlçesi seçimleri için; seçim kurullarının 02.03.2019 tarihinde kesinleştiği gerekçesiyle, sandık kurullarının usulüne uygun olmadan oluşturulduğuna ilişkin tam kanunsuzluk iddiasının REDDİNE karar vermişken, bir başka seçimin bu gerekçe ile İPTALİNİ HUKUKİ VE VİCDANİ olarak kabul etmek mümkün değildir.
“Yerleşik içtihatlar, teamüller ve ilke kararları yok sayılmıştır”
Bu kararla; ülkemizin uzun ve sıkıntılı demokrasi tarihinde edinilen tecrübeler, yasal düzenlemeler ve seçim kurullarının uygulamaları ile oluşan yerleşik içtihatlar, teamüller ve ilke kararları yok sayılmıştır. Halbuki bunların tamamı seçimlerin sağlıklı işlemesi, millet/seçmen iradesinin şaibesiz bir şekilde sandığa yansıması içindir. Ancak YSK kararı ile tüm bu birikim bir yana atılınca, artık seçmenin seçim sonuçlarına ilişkin kuşku ve endişeleri artacağı gibi sandık kurulu başkan ve üyeleri de potansiyel suçlu gibi görülecektir.
Demokrasi, öncelikle halkın iradesi ile şekillenen seçim sonuçlarına saygı duymakla mümkündür. YSK şeklin ikincil sayılması gerektiğini, esas olanın seçmenin iradesi olduğunu bir çok kararında olduğu gibi ‘mühürsüz oyların geçerliliğine ilişkin karar’ı ile de göstermiştir.
“Hukuk tarihimizde maalesef kara bir leke olarak yerini alacaktır”
Hal böyleyken; demokrasi birikimimizi, kültürümüzü ve yıllar içinde oluşan tüm içtihatları yok sayarak alınan bu karar, demokrasi ve hukuk tarihimizde maalesef KARA BİR LEKE olarak yerini alacaktır.
İlkesel bazda yaptığımız bu açıklama ile amacımız; hukuksuzluğu kabul eden anlayışa karşı temelini hukuk ve adaletten alan demokrasiye sahip çıkmak ve onu savunmaktır.
Bu sürecin İstanbul ve Ülke genelinde sağduyuyla ve demokratik kurallara uygun bir şekilde sonuçlanmasını diliyor, kamuoyu ile saygıyla paylaşıyoruz. 08.05.2019
Adana Barosu-Adıyaman Barosu-Aksaray Barosu-Amasya Barosu-Ankara Barosu-Antalya Barosu-Artvin Barosu-Aydın Barosu-Balıkesir Barosu-Bartın Barosu -Batman Barosu-Bilecik Barosu-Bolu Barosu-Burdur Barosu-Bursa Barosu-Çanakkale Barosu-Denizli Barosu-Diyarbakır Barosu-Düzce Barosu-Eskişehir Barosu -Gaziantep Barosu-Giresun Barosu-Hatay Barosu-Isparta Barosu-İstanbul Barosu-İzmir Barosu-Kastamonu Barosu-Kırklareli Barosu-Kocaeli Barosu-Malatya Barosu-Manisa Barosu-Mersin Barosu-Muğla Barosu-Muş Barosu -Niğde Barosu-Ordu Barosu -Osmaniye Barosu-Samsun Barosu-Siirt Barosu-Sinop Barosu-Şanlıurfa Barosu-Şırnak Barosu-Tekirdağ Barosu-Tokat Barosu-Trabzon Barosu-Tunceli Barosu-Yalova Barosu-Zonguldak Barosu-Van Barosu”
===============================
Dostlar,
YSK’nın 7 İptalcisi
49 Baronun ortak basın açıklaması da ‘hukuksal olarak’ “YSK’nın 7 İptalcisi“ni iknaya yetmedi. Bu açıklama iptal kararından birkaç gün sonra, 8 Mayıs 2019’da yapıldı. Ne var ki, onlar bu alanın en yetkinleri (!) Söyleyecek söz bulamıyoruz. 7 iptalcinin gerekçeleri komik olmanın ötesinde inanılmaz çelişkiler – tutarsızlıklar içermekte. Gerçekte bir hukukçunun yazabileceği, altına imza koyacağı içerikler olmaktan çok uzak. Niye böyle oldu? Baskı mı çok yamandı? Yandaşlık mı çoooook katı idi? Diyet mi çoooook ağırdı??!! Neden neden??
Öte yandan iptale karşı çıkan 4 üyenin karşıoy yazıları (muhalefet şerhleri) ise 2’şer sayfayı geçmiyor.. Çok sade, net, kararlı, anlaşılır ve iptal başvurusundaki gerekçeleri kesin biçimde çürüterek reddeden içeri ve nitelikte.
- Bu “gasp” hiç kuşku yok salt siyasal tarihe değil, uygarlık – insanlık tarihine de yüz kızartıcı – utandırıcı bir karar olarak geçecektir.
İstanbul halkı 23 Haziran 2019’da, örneği görülmemiş bu hak gaspını mutlaka onaracaktır, onarmalıdır.
AKP = RTE tarafından içine sürüklendiğimiz bu cendereden en sağlıklı – en az zararla çıkmanın yolu budur.
Çare, merhem İstanbul seçmeninin ellerinde, “oy” larındadır.
Binali bey, tüm kredilerini kendisi, hoyratça tüketmiştir.. İptal istemelerinin gerekçesini “Çok basit, çünkü çaldılar..” olarak açıklamıştı.. Ya da kendisine böyle söyletilmişti!? YSK kararında “oy çalma” gerekçesi yer almıyor! Binali bey bu kez kıvırtıyor; “siyaseten çaldılar” dediğini açıklıyor. Ne diyelim, ünlü atasözüdür; zırva tevil götürmez..
Binali bey, “İmamoğlu ile TV programına çıkar mısınız?” sorusuna da “Ona ben tek başına karar veremem” diyerek gerçeği ağzından çıkardıktan sonra, eleştiriler üzerine yeni bir kıvırtma ile “İmamoğlu’nun da kabulüne bağlı.. demek istedim” buyurdu. Ayarının ince ince Saraydan verildiğini dünya alem gördü..
Saray nelere “ince ince” ayar vermiyor ki! CNN Türk’te Ahmet Hakan da elbette sivil örümceğin ağlarında..
İstanbul’un seçilmiş ama hakkı gaspedilmiş BŞB Başkanı Ekrem İmamoğlu, AKP döneminde bu belediyede yapılan inanılmaz yolsuzlukların belgelerini göstermeye başladığında, hava aniden döndü, barometre basıncı yükseldi ve program yukarıdan emirle aniden kesildi!
Tüm bunlar, artık ülkemizde mevsimin AKP = RTE için sonbahara döndüğünün kesin kanıtlarıdır.
AKP = RTE, yaklaşan hazin sonu görmektedir ve maçı uzatmak istemektedir. Bu süreçte her şey ama her şey mübah görülmektedir iktidar tarafından. Ancak ne yapılırsa yapılsın çare yoktur. Zerre kadar siyasal tarih bilgisi olanlar bu olguyu net olarak saptayabilecektir. Ancak güç sarhoşluğu ve türevi olan kibir imparatorluğu…. tüm sağduyuyu yok etmiştir.
23 Haziran’da AKP = RTE ve ortağının oyları toplamda %45’in altına inerse, ülkemiz hızla bir genel seçim ortamına – iklimine sürüklenecek ve bu genel seçimler Cumhur ittifakının sonu olacaktır. İmamoğlu’nun %55’lere varan oranla kazanması bu bağlamda da kritik – stratejik önem taşımaktadır.
İstanbul seçmeni bu gelişmeleri görecek, değerlendirecek ve gereğini yapacak siyasal olgunluk ve bilince sahiptir.
Sevgi ve saygı ile. 23 Mayıs 2019, Ankara
Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Halk Sağlığı Uzmanı
Sağlık Hukuku Bilim Uzmanı – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net profsaltik@gmail.com