Tarık Konal
Yüksek Orman Ölçmeni (Mühendisi)
Saygın Düşündeşlerim,
“Orhan Bey sonrasında Osmanlı yönetimi, Türklük bilincinden uzaklaştıkça, Türkçemiz de giderek Arap-Fars dillerinin boyunduruğuna girer olmuştu. Osmanlı soyküme’si (sülalesi) Türkçeyi, Arap-Fars dillerinin ‘köle’si konumuna düşürmüştü.“
Bilge Devrimci Atatürk, yaklaşık 1000 yıl sürmüş olan bu “dil köleliği”ne son vermiş, Türk ulusunu duru, anlaşılır, iyemli dili Türkçesiyle yeniden buluşturmuştur. Bu nedenle ben, “Bilge Önder Atatürk’ün birbirinden anlamlı devrimlerinin en görkemlisi Dil Devrimidir.” diye düşünürüm.
Bilge Önder Atatürk, Dil Devrimini gerçekleştirmeseydi ulusal kimliğimizden duyutsuz biçimde, bir dil olmadığı gibi hiçbir ulusun anadili de olmayan, ulus bilinci yoksunu Osmanlı’nın uydurmacası, “16 yamalı bohça Osmanlıca”yla yazıyor, konuşuyor olacaktık.
Yasama dokunulmazlığı yerine masuniyet-i teşriiyye;
güne doğrulum yerine teveccüh-i ilezziyâ-iş şems;
dolaylı tümleç yerine mef’ul gayr-i sarih;
akbağır (akciğer) zarı yerine gışa-ı cenb;
ateşli silahlar yerine esliha-i nariyye;
uzağı göremez yerine kasr-ül basar;
eski çağlar yerine ezmine-i kadime;
usavurma, çıkarım yerine istidlâl;
üstçene kemiği yerine azm-i fekki süfla
alevlenemez yerine gayri kabil-i iştial
doğal nitelikler yerine evsaf-ı fıtrıye
yıkılayazmış yerine mail-i inhidam
bilinçaltı yerine taht-eşşuûr
diyor olacaktık…
***
Sözümü şuraya vardırmak istiyorum:
“Ulus bilinci yoksunları”nca Türkçemize çakılmış, üstelik orada çürüyüp kalmış paslı çiviler, Bilge Önder Atatürk’ün görkemli Dil Devrimiyle sökülüp atılmıştır.
Dil Devrimi, yalnızca Türkçemizi değil, kişiliğimizi de ulusal benliğimizi de bir bukağı’dan (eglâl / pranga) kurtarmıştır!
Saygın Ulusumuza Kutlu Olsun…
===================================