Etiket arşivi: t

Kestanepazarı Camisini yıkacak mısınız?

Kestanepazarı Camisini yıkacak mısınız?

“15 Temmuz’da darbe girişimine katılan helikopterlerin kalktığı ve tankların çıktığı kışlalar ve üsler kapatılacak” açıklaması; dünyanın en saçma sapan, akıldan ve izandan yoksun sözleridir…

“15 Temmuz’da darbe girişimine katılan helikopterlerin kalktığı ve tankların çıktığı kışlalar ve üsler kapatılacak” açıklaması; dünyanın en saçma sapan, akıldan ve izandan yoksun sözleridir. Belki de, bunun biraz daha ötesinde; mevcut durumu istismar etmeye ve durumdan faydalanmaya çalışan bir zihniyetin tezahürü de olabilir. Umarım yanılıyorumdur! Buradan, Sn. Cumhurbaşkanı’nı ve Sn. Başbakan’ı uyarmak istiyorum. Bunlar yanlış işlerdir, darbenin arkasında emperyalizm vardır, tehlike geçmemiştir ve ülkemizi Suriye’leştirmek için çalışmaktadırlar! Kurtulabilmek için; birliğe, beraberliğe ve dayanışmaya ihtiyacımız var!

Tabanca ve tüfek gibi bir silah; bir cinayette kullanıldı diye yargılanabilir mi, cezalandırılabilir mi, tahrip edilerek infaz edilebilir mi? Yanıt evetse, kusura bakmayın ama; ya sizin akıl sağlığınızdan şüphe edilir, ya da zır cehaletinizden emin olunur.

CANSIZLAR CEZALANDIRILMAZ

Cansız varlıklar cezalandırılmaz. Cezalandırma; akıl ve irade gibi kavramları olan insanlar için geçerlidir. Hatta çağdaş hukuk, suçun faili insan olsa bile, akıl sağlığı yerinde olmayanları farklı bir bakış açısıyla değerlendirir.

Tabanca ve tüfek neyse; helikopter, tank, kışla ve üs de aynı şeydir. Cezalandırma; bunları kullanarak suç işleyenlere karşı uygulanır. Başbakan Yıldırım; “Hainlerin yuvalandığı o hain Akıncı Üssü kapatılacaktır ve orası şehitlerimizin anılacağı bir yer haline getirilecektir.” dedi.

DARBENİN BAŞINDA KÂİNAT İMAMI VARDI!

Sayın Yıldırım; bu açıklamanıza bakılırsa, siz meseleyi anlamamışsınız! O üsler, cansız varlıklar. Ayrıca; oralarda kafasında tüy bitmemiş yetimin hakkı olan, trilyonlarca liralık yatırımlar var. Böyle bir şeye hakkınız yok, bunları çöpe atamazsınız.

Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi;

  • Darbeyi TSK içine sızan, siyasi iktidarlar tarafından sızmasına imkan sağlanan ve özellikle AKP İktidarları döneminde, geçmiş dönemlerle kıyaslanmayacak şekilde, siyaseten destek alan dinciler yaptı.
  • Dinci darbenin başında, “Kâinat İmamı” ve “Mehdi” Fethullah Gülen vardı! Gülen bu örgütlenmeyi, 1960’lı yıllarda İzmir’de, her cuma Kestanepazarı Camisi’nde verdiği vaazlarla başladı ve örgütledi. Soruyorum: Kestanepazarı Camisi’ni de kapatıp yıkacak mısınız?

DİNCİLİK NE DEMEK?

Dinci denince, özellikle bazı saf ve temiz yürekli Müslümanların alınganlık gösterdiğini biliyorum. İslam, Müslümanlık ve dindarlık; kesinlikle hedefimiz değildir ve asla olamaz. Dinci demek; dini, yani İslam’ı çıkarları için satan ve pazarlayan insan demektir. Dinci demek; ticari girişimleri ve siyasi hedefleri için Müslümanlığı kullanan ve araç haline getiren meczup demektir. Sonuç olarak; dinciler yüzünden din itibar kaybeder. Bugün, çağdaş dünyada İslam itibar kaybediyorsa, nedeni bu dincilerdir.

Eğer birisi sizden iş isterken, ne kadar eğitimli, öğretimli, yetenekli ve dürüst olduğunu ispatlamak için belgelerini değil de, ne kadar Müslüman olduğunu göstermeye çalışıyorsa; bilin ki, din satarak sizi kandırmaya çalışıyor demektir. Aynı şey, siyaset için de geçerlidir. İşte biz buna dincilik diyoruz ve İslam’ı bunların şerrinden korumaya çalışıyoruz.

KOMUTA KADEMESİ İSTİFA ETMELİYDİ!

Geçtiğimiz Cuma, Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararları açıklandı. Geçtiğimiz yıllarda en az 3 gün süre ile toplanan YAŞ, bu yıl kararlarını bir günde, jet hızıyla verdi. Öncesinde; Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarının istifa etmesinin, daha doğru olacağını söylemiştik. Çünkü; 15 Temmuz Darbesi öncesi ve sırasında yaşananlar nedeniyle çok itibar kaybettiler ve karizmaları derin çizgilerle çizildi.

Bunun iki türlü sakıncası vardı;

1- Komuta ettiklerine karşı sesleri gür çıkamaz ve onları zor görevlere gönderecek motivasyonu sağlamakta güçlük çekerlerdi!

2- Emrinde oldukları siyasi iktidarın olabilecek istismarına karşı duramaz, alternatif fikir söyleyemez ve ülkemizin güvenliğini yaşamsal olarak ilgilendiren konularda itiraz edebilme hakkını kaybederler ve ezilirlerdi!

BÖYLE BİRLİK VE BERABERLİK SAĞLANAMAZ

Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Dere geçilirken at değiştirilmez” dedi ve Jandarma Genel Komutanı hariç, en üst komuta kademesi aynı kaldı. Ne diyeyim, hayırlı olsun? Ama gelişmeler, haklı olduğumuzu gösteriyor!

Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın hemen İçişleri Bakanlığı’na bağlanmasının ve tarihi Cumhuriyetimizin kuruluş günlerine kadar giden Muhafız Alay Komutanlığı’nı yok etmenin, yaşanan darbe girişimi ile ne ilgisi var! Belli ki; durumdan istifade ediliyor ve fırsatçılık yapılıyor.

Sırada üsler ve kışlalar var. Amaç şehrin içindekileri, bu bahane ile ranta çevirmek mi? Ya Harp Okulları ve Askeri Liseler için söylenenler! Bunlar doğru şeyler değil, darbeciliğe karşı duruş hiç değil! Gizli niyetlerin, fırsattan istifade ile realizasyonuna benziyor!

Böyle birlik ve beraberlik sağlanamaz, emperyalizme karşı mücadele edilemez.

Saygılar sunarım. 31 Temmuz 2016

Türker Ertürk
Odatv.com

=====================================

Dostlar,

İşin rengi iyice çıkıyor..
Yaşananlar, açıkça bir AKP – RTE darbesidir.
Açık ve nettir.
Bu dayatmayı ve oldubittiyi Türk halkının kabul etmesi olanaklı değildir.
TBMM, OHAL Kararnameleri için ”noter” konumuna indirgenmiştir.
TBMM’de anlamlı hiçbir görüşme yapılmamaktadır.
Oysa Anayasa gereği bu OHAL Kararnameleri’nin de RG’de yayımlanır yayımlanmaz derhal TBMM onayına sunulması zorunludur.
TEK ADAM Türkiye’yi hücrelerine dek teslim almıştır.
OHAL ilan edilmese idi bunca kuşatma hatta Türkiye’ye diz çöktürme
hayal edilebilir miydi?

O halde, böylesi bir altın tepsi fırsatı yakalamak uğruna neler neler yapılmazdı ki?

3 OHAL Kararnamesi Türkiye’yi nerdeyse bitirmiştir.

Bu sorunu kapsamlı olarak web sitemizde yazdık..
Dikkatle okunması, paylaşılması ve ivedilikle birşeyler yapılması gerek..

3 OHAL KARARNAMESİ İLE HUKUK DEVLETİNİN KALINTILARI DA SÜPÜRÜLDÜ .. YA BUNDAN SONRA ??

3 OHAL KARARNAMESİ İLE HUKUK DEVLETİNİN KALINTILARI DA SÜPÜRÜLDÜ .. YA BUNDAN SONRA ??

Sevgi ve saygı ile.
01 Ağustos 2016, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

AYDINLIK gazetesinin 12 Kasım 2013 günkü kapağı ve yorumlarımız..


AYDINLIK gazetesinin 12 Kasım 2013 günkü kapağı ve yorumlarımız..

Tarihe not düşmek ve tanıklık yapmak adına..

Hangi habere değinmeli ki?

10 Kasım törenlerinde yurttaşına “pez..enk” diye hakaret ettiği savlanan ancak sonradan o sözcüğü değil de “kav.t” sözcüğü kullandığı yönünde tevil (kıvırtma) yapan
Adana Valisi H. Avni Coş gerçekten coşmuş gidiyor.. Son tevil de kendinden..
“Kavas” demiş olabilirim.. Üstad bir kez net olarak ne söylediğinin ayrımında değil..; “Kavas..” sözcüğünün yeri ve zamanı değil ki.. Vali celallenmiş, yurttaşa “kavas” demek öfkesini kesmez ki.. Vali ağzından çıkanı duymaz durumda ve bu sorunu sürüyor.

AKP’nin valisinin yurttaşına reva gördüğü sıfat ortada.. Hangisi olursa olsun.
Net bir aşağılama var. Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı, Bay Coş gibiler tarafından aşağılanmak için yaşamıyor.. Cumhuriyetin erdemlerini kavramış ve ülkesine  – halkına hizmetkar yöneticilerince yüceltilmek için var bu halk..
Demokrasilerde böylesine edep – terbiye dışı bir davranışa yer yok..

Böylelikle AKP’nin “adamlarının” (ve de kendisinin!) kıratı bir kez daha ortaya çıkıyor. Ortaya çıkan birşey daha var : AKP hükümeti bu valiyi hala görevde tutuyor!?..
Halka saygısı işte o kadar mı diyelim; yoksa Bay Coş şu ya da bu neden(ler)le AKP tarafından görevden alınamıyor mu diyelim? Hangisi? Hükümete hükmeden bildik / bilmedik güçler mi var? Ya da RTE’nin Belediye Başkanlığı Dönemlerinde kimi hesaplarını örten mülkiye müfettişine minnet-şükran-vefa (!) borcu ve de korkusu mu?

Değer mi bilemiyoruz ama, Bay Vali’ye, yurttaşa dolayısıyla bize de ettiği
densiz söz her ne ise aynen iade ediyoruz.

AKP’nin gecikmemesi gereken kararını da bekliyoruz : Bay Coş’u merkeze çekmek, hakkında disiplin soruşturması ve kamu davası açmak ve de bu yaştan sonra yararı
olur mu bilemiyoruz ama, yurttaşa saygı temel eğitimine almak..
Malum, hizmetiçi eğitim sürekli olmalı..

Bay Coş da feraseti hala tam bağlı / bağımlı değilse çıkıp bir özür dilese de “zırva tevil götürmez” bataklığından kendisi kendisini sıyırmaya çalışsa.. Çevresinde 3-5 akıllı dostu kalmadı mı? Hepsi yalaka ve dalkavuk mu? Olmaz ki, bu denli de olamaz ki!

Öbür haberlere ilişki yorumlarımız aşağıda..

aydinlik12kasim-1

Eski KKK Aytaç Yalman‘a ne demeli? Yaşamının sonunda çıkıp bir yiğitlik yapamıyor hala.. Vicdanının bastırması dayanılmaz kerteye ulaşınca Balyoz darbe planını duymadığını belli belirsiz ifade ediyor önceki gün. Oysa İddianamede kendisinin darbeyi önlediği savları yer alıyor. Çıkışı öyle cılız ki, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı dikkate bile almıyor ve dün (11.11.13) akşam saatlerinde Başsavcının
1 aylık itiraz (Daire kararını Yargıtay Ceza Daireleri Genel Kurulu‘na taşıma) süresi de doluyor ve karar kesinleşiyor. Yalman hazretleri bununla da yetinmeyip, Balyoz’da
1 numara olduğu savlanan E. Org. Çetin Doğan‘ın avukatını (Celal Ülgen) kendisini saklayarak (görünmeyen  numara ile) arıyor ve apaçık tehditler savuruyor.. “Çetin Doğan konuşursa yanındakiler zarar görür..” Yalman paşa hala korkuyor.. Çetin paşa yıllardır içeride / tutsak.. Daha nesini tehdit ediyorsunuz?? Dahası nesinden korkuyorsunuz?
Konuşursa yanındakilere mi yoksa size mi dokunacağından?

İlahi Yalman Paşa, giderayak bir hoş sada bıraksan bu alemde?? Senden ve hoş sadandan vazgeçtik; Çetin paşa yiğitçe bağırıyor, “Komutan benim, beni yargılayın” diye.. Bir yığın masum (Çetin Paşa da dahil!) yıllardır içeride tutsak alınarak
Çetin paşaya “ayrıca” bilinçli manevi baskı / işkence uygulanıyor.. Yalman paşa, nasıl rahat (?) uyuyabiliyorsunuz Allah aşkına? Bir an önce arınsanız ne iyi olur,
çok rahatlarsınız..

Sözlerimiz size de anlı şanlı Büyükanıt ve Özkök Paşalar..

Yaşam, gerçekte 2 kalp vurusu arasındaki anlık süredir.
3. sü gelmezse yok olursunuz, ölürsünüz!
Kim ne biliyorsa artık, “3. kalp vurusunu beklemeden” açıklamanın zamanı gelmiş ve de geçmektedir. İçerideki tutsak insanların epeyce bir bölümü  70’li yaşlarının üstündedir ve 3. kalp vurularının gelmemesi olasılığı ürkütücü düzeydedir.

Zerre vicdan sahibi olanlara bar bar bağırıyoruz, heeey duyuluyor mu??

*****

Başbakan RT Erdoğan’ın Barzani ile buluşması.. Neresinden tutacaksınız ki? Uluslararası hukuk – diplomasi bakımından bir kez denklik (mutuality – reciprocality) yok 2 temsilci arasında. İlki, bağımsız bir ülkenin başbakanı ve 80 milyon insanı temsil ediyor. Öteki ise resmen ilan edilmemiş bir “bölgesel yönetim”in başı.. RT Erdoğan kişisel olarak dilediği kişi ile görüşebilir elbette. Ama resmi sıfatıyla, Barzani gibilerle görüşemez; ulusun gururunu ayaklar altına alamaz. Üstelik de Ankara’ya çağırarak değil, Diyarbakır’da (yakında Amed mi diyeceğiz??), az kalsın ayağına giderek ya da
orta noktada mı diyelim?

Yine muhatabı örtük denk sayış var burada, orta nokta diplomasisi ile.
Yakındır ilanı herhalde Güney Kürdistan Devleti‘nin.. Ortam ısıtılıyor..

Bu arada komşu Irak’ın toprak bütünlüğü hiçe sayılıyor..
Başbakan RT Erdoğan apaçık bölücülük yapıyor Irak aleyhine..
Suriye’de iç savaşı kışkırtıp taraf olmasına ek olarak!
Tüm bu politikaların ülkemizin yararına olmadığı, Türkiye’nin başına ciddi sorunlar açtığı ve açacağı çoook açıkken işler neden böyledir?

Tiksinti veren bir taşeronluğun kokusu ortalığı sarmıştır…
Birileri BOP Eşbaşkanıdırlar ve Atlantik ötesinin kendilerini de ülkemizi de
yıkıma (felakete) sürükleyen talimatlarını gözü kara, çaresizce uygulamayı sürdürmektedirler; deliğe süpürülmemek uğruna..

Yazık, çok yazık.. Ama nereye dek ?
Evet, “AKP’nin RTE’si – RTE’nin AKP’si” nereye dek??

10 Kasım 2013 Pazar günü  Antıkabir’i ziyaret edenler 1 milyon 90 bin kişi oldu!
29 Ekim’de 438 bin idi.
Geçen yıl 29 Ekim’de ise 423 bin..
Kitlelerin iletisini iyi okumak gerek..
Atlantik ötesine kul köle olarak bir süre daha taşeronluk belki olası ama içerideki milyonların sabrı kalmadı..

Cumhur’un iletisi alındı mı ??

Halk süpürecek halk!

Sevgi ve saygı ile.
12 Kasım 2013, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

Bilimsel Araştırma Hukuku ve Mevzuatı / Scientific Research Law and Regulation

bilimsel_arastirma_hukuku_ve_mevzuati