Prof. Dr. Köksal BAYRAKTAR
Türk hukuk uygulamasında, “kişinin masum olma hakkı” hiçe sayılıyor.
Son günlerde “TRT, Tabii” adını taşıyan, dijital platformda yer alan “Metamorfoz Kırılma” filmi, bu hakkı yerle bir etti ve yargı organları ile cumhuriyet savcılıkları, sanki böyle bir hak yasalarda ve anayasamızda yer almıyor gibi harekete geçmediler, geçmiyorlar.
Oysa bu hak, bireyin temel haklarından biri… Bir suç ithamı altındaki kişinin soruşturmada ve kovuşturmada, suç işlememiş gibi düşünülerek yargılamanın tamamen (tümüyle) objektif (nesnel), tarafsız ve yansız bir şekilde yerine getirilmesi bu hak ile gerçekleşiyor.
Yargılamaya konu kişinin öncelikle masum sayılması o kadar (denli) önemlidir ki; bu hak, adil yargılanma hakkına ve susma hakkına kaynak oluyor. Ayrıca gene bu hak nedeniyle yargıya taşınmış bir olay hakkında, basına, TV’ye, sosyal medyaya taraflı ve suçlayıcı açıklamalar yapılması, hukuka aykırılık sayıldığı gibi bu hak sayesinde, itham (suçlama) altındaki kişi yargılamanın bütün aşamalarında, savunmalarının ve delillerinin (kanıtlarının) yargı organlarında tarafsız, yansız ve önyargısız dikkate alınmasını isteyebiliyor…
Bu ilkelere ve kurallara rağmen (karşın) adı geçen film, çevrilebilmiş, kamuoyuna sunulabilmiş ve binlerce kişi tarafından seyredilmiştir. Dolayısıyla masumiyet hakkı defalarca ihlal edilmiştir (kezlerce çiğnenmiştir).
Masumiyet hakkı sadece (yalnızca) yerel yargılama aşamasında değil, tüm yargılama boyunca bölge adliye mahkemesi ve Yargıtay aşamalarında da sürmektedir. Bu kadar (denli) önemli bir hakkın bir televizyon kanalının dijital platformunda (yayınında) ihlal edilmesi (çiğnenmesi) ne kadar (denli) ağır bir hukuk tanımazlıktır?
Oysa bu hak, 1982 Anayasası’nın 15/2. maddesinin son cümlesi ile 38/4. maddesinde “… kimse suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar suçlu sayılamaz” şeklinde açıkça yer almasına rağmen (karşın), sürekli ihlal edilmektedir (çiğnenmektedir). CMK 223/2- b,d maddesinde “beraat kararının yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması ya da yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması” şeklindeki ifade hep masumiyet hakkının sonucudur. Ayrıca TCK 288. maddesindeki adil yargılamayı etkileme suçu, masumiyet hakkı ihlalinin (çiğneminin) yaptırımı olmaktadır.
Uluslararası düzenlemelerde masumiyet hakkının önemli ve temel bir hak olduğu kuvvetle belirtilmektedir. 1789 İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi’nin 9. maddesi ile Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin 11/1. maddesinde bu temel hak, vazgeçilmez bir hak olarak ortaya konulmuştur. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde, “bir suç isnad edilen herkesin hukuka uygun olarak, suçluluğu kanıtlanıncaya kadar masum sayılması” önemli ilkelerdir. Uluslararası alandaki bu kurallar, mahkeme kararlarında temel kural olarak benimsenmekte ve uygulanmaktadır.
Ülkemizde nice masum insanın yargılanmadan suçlu olarak nitelenmesi karşısında, yargının işleyişinde altın iplikten söz edilmesi mümkün (olanaklı) olmamaktadır.