Etiket arşivi: Süha TANYERİ

TSK’ya Yargıtay Balyoz’u!

Dostlar,

Yargıtay, Balyoz Davası‘nda kararını açıkladı. Emekli kuvvet komutanlarının hapis cezaları onandı. 36 sanığa verilen beraat kararını da onayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 88 sanığa verilen mahkumiyet kararlarını ise bozulmasına ayrıca sanıklardan
tutuklu olanların da tahliyesine karar verdi. Sanık yakınları karar karşısında gözyaşlarını tutamadı.

Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Balyoz Planı davasındaİ; Çetin Doğan, Halil İbrahim Fırtına, Bilgin Balanlı, Engin Alan, Ergin Saygun, Nejat Bek, Süha Tanyeri, Şükrü Sarıışık, Özden Örnek‘in de aralarında bulunduğu 237 sanık hakkında verilen mahkumiyet kararlarını düzelterek onadı.

KARARLAR OYBİRLİĞİ İLE ALINDI…
2 SAYFALIK RAPOR 16 DAKİKADA OKUNDU 

Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nde yapılan duruşmalı temyiz incelemesinin ardından
bugün (09 Ekim 2013) karar açıklandı. Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyeti saat 10.12.’de salona girdi ve 2 sayfalık kararı okuması 16 dakika sürdü. Dairenin oybirliğiyle aldığı kararı, Daire Başkanı Ekrem Ertuğrul okudu.

Başkan Ertuğrul, aralarında Çetin Doğan, Halil İbrahim Fırtına, Ahmet Feyyaz Öğütçü, Dursun Çiçek, Ahmet Zeki Üçok, Bilgin Balanlı, Engin Alan, Ergin Saygun, Nejat Bek, Süha Tanyeri, Şükrü Sarıışık, Mehmet Otuzbiroğlu, Özden Örnek’in de aralarında bulunduğu 237 sanık hakkında verilen mahkumiyet kararlarını, “sanıklara vekalet ücreti yükletilmesi” ve sanık Berna Dönmez hakkında Türk Ceza Kanunu’nun, “babalık hakkından men edilme” hükmünün uygulanmasındaki hata nedeniyle düzelterek onanmasına karar verildiğini bildirdi.

Ertuğrul’un okuduğu karara göre, 36 sanık hakkında verilen beraat kararı onandı.

Yargıtay 9. Dairesi, 25 sanık hakkında verilen mahkumiyet kararlarını yeterli kant bulunmadığından, 63 sanık hakkındaki mahkumiyet kararlarını ise “sanıkların eylemlerinin suç için anlaşma suçu” kapsamında kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerekçesiyle bozdu.

88 KİŞİYE TAHLİYE

Daire, bu 88 sanığın tutuklu olanların tahliyelerine, haklarındaki yakalama kararlarının geri alınmasına karar verdi.

HAPİS CEZALARI ONANAN SANIKLAR

Haklarında verilen hapis cezaları onanan kimi adlar aşağıda :

* Emekli Orgeneral Çetin Doğan
* Emekli Oramiral Özden Örnek
* Emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına
* Emekli Albay Dursun Çiçek
* Eski MGK Genel Sekreteri emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık
* Emekli Orgeneral Bilgin Balanlı
* Emekli Orgeneral Ergin Saygun
* Emekli Korgeneral aynı zamanda MHP Milletvekili Engin Alan
* Emekli Korgeneral Nejat Bek
* Emekli Koramiral Kadir Sağdıç
* Korgeneral Yurdaer Olcan
* Süha Tanyeri
* Ahmet Feyyaz Öğütçü
* Mehmet Otuzbiroğlu
* Abdullah Gavremoğlu
* Deniz Cora
* Gürbüz Kaya
* Hanifi Yıldırım
* Korcan Polatsü
* Mustafa Önsel
* Ahmet Zeki Üçok

SANIK YAKINLARININ GÖZYAŞLARI

Sanık yakınları lanet olsun diye karara tepki gösterdi. Ağlayarak tepki gösterdiler.

16 yıl hapis cezası alan bir sanığın yakını karar sonrası Yargıtay Binası önünde isyan etti. Sanık yakını, “Benim kardeşim masum ama 16 yıl ceza yedi. İki yıldır içeride. Böyle adalet olmaz. Allah katına çıkacaksınız” dedi.

Ululsal Kanal web sitesi aşağıdaki habere yer verdi :

TSK'ya Yargıtay Balyoz'u

TSK’ya Yargıtay Balyoz’u!

Yargıtay, Türk Ordusu’na “balyoz” indirdi. Balyoz davası kararlarını onayan Yargıtay, 237 Türk Subayını mahkum etti. Kararda 25 komutanın beraat etmesi gerektiği 63 subaya da ceza verilmemesi gerektiği belirtildi. Cezaları bozulan
88 komutanın tahliyesine karar verildi.

. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bir “Balyoz” da Yargıtay’da vuruldu.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi; Balyoz davasını kararlarını onadı.

237 komutanın mahkum edildiği Yargıtay kararıyla;
Cumhuriyet tarihinin en büyük tasfiye operasyonlarından birinin daha eşiği atlandı.

Kararda Özel Görevli İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 237 komutan hakkında verdiği ceza onandı.

25 komutanın ise delil yetersizliği nedeniyle beraat etmesi gerektiği belirtildi, mahkumiyet kararı bozuldu.

Yargıtay 63 komutan için etkinlik pişmanlık gerekçesiyle ceza verilmesine gerek olmadığına hükmetti. Cezaları bozulan toplam 88 tutuklu komutanın tahliyesine
karar verildi.

Özel görevli mahkemenin 36 asker için verdiği beraat kararı da onandı. (9.10.13)
ulusalkanal.com.tr

*****
Genelkurmay Başkanı yurtdışında..
TSK adına “tık” ya da “gık” yok..

Ünlü 11. CD’deki yüzlerce apaçık, bilirkişi raporlarına dayalı sahtecilikleri,
T.C. nin temyiz makamı yüksek YARGITAY grömezden gelerek,
237 komutan hakkında verilen  çok ağır cezaları onadı..

İnsanlık tarihine KARA GÜN olarak geçti 09 Ekim 2013 günü..
Adaletin siyasete alet edildiği, vicdanların kör kör kanatıldığı,
Toplumsal barışın dinamitlendiği bir gündür.

  • Kamuoyu vicdanı isyan halindedir.
    Toplumun adalete susamışlığı bilerek ve isteyerek görmezden gelinmiştir.

Bu BALYOZ kararları bireysel başvuru ile Anayasa Mahkemesi’nden dönmezse bile, yaklaşık 2 yıl gecikmeyle, AİHS (İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi) uyarınca karar veren AİHM (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) tarafından bozulacaktır.
Türkiye sanıklara maddi ve manevi giderime (tazminata) mahkum edilecektir.
Devlet, Anayasa gereği (md. 40), kusuru olanlara bu tazminat bedellerini
rücu etmek zorunda kalacaktır.

Masum kurbanların yıllarca hapiste yattıkları ise, varsın caanım ülkemiz ve halkımızın AYDINLANMA savaşımı için paha biçilmez bir diyet olsun..

Veya, veya… Seçimlerle AKP’nin alaşağı edilerek yepyeni bir demokratik dönemin açılması ile kahramanların saygınlıklarının geriverimi ve zalimlerden hesap sorulması..

Gün ola harman ola..

Bu önemli taktik hamlenin “şimdilik başarı” ile sonlanması;

  • AKP’nin ülkemizi ve halkımızı bölme grişimini başarıya ulaştırmasına
    yet – me – ye – cek!

Savaşıma devam..

Sevgi ve saygı ile.
09..10.13, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

BALYOZ Davasını unutmayalım : Hukuk hiç yoktu!

Diktator_olsaydim_sallandirirdim_RTE

Dostlar,

Yargıtay 9.Ceza Dairesi “yaya yaya” Balyoz sanıklarının savunmalarını dinledi..

Bizler de sevindirik olduk, savunma kısıtlanmıyor diye..

Yüksek Mahkeme duruşmayı kapattı ve Ekim 2013 başında karar açıklayacak

Bu arada YAŞ (Yüksek Askeri Şura) toplandı ve tutuklulukları süren subaylar
(2 muvazzaf orgeneral dahil) emekli edildiler..

Çünkü bu arada haklarında aklanma (beraat) kararı çıkmadı!

Aşağıdaki yazıyı bir kez daha okuyalım (1 ay önce Cumhuriyet’te yayımlanmıştı)..

Ekim 2013 başında Yargıtay 9. Ceza Diresi’nin adil hüküm vereceğine ilişkin
en küçük bir kanıtınız, öngörünü var mı??

Bizim yok.. (Bu heyetin bileşimini de dikkate alarak..)

Ola ki siyasal konjektür çoooook belireyici bir rota değişikliğine gire ??!

Sevgi ve saygı ile.
Ankara, 24.8.13

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

======================================================

Hukuk hiç yoktu

Silivri’de yaşananların ilk günden beri yasaya aykırı olduğuna dikkat çekilerek
BM kararlarına sevinmenin düşündürücü olduğu belirtildi

ANKARA (Cumhuriyet Bürosu, 24.7.13) –

Balyoz davasının temyiz duruşmasında avukat Murat Ergün, BM kararını anımsatarak,

“Neden BM’den gelen bir karara seviniyoruz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak?

Atatürk’ün büstü olan bir mahkemeden gelen bir karara neden sevinemiyoruz da kıtalar ötesi,
bize tümden yabancı insanların verdiği kararlara seviniyoruz?

Neden bu topraklarda güller hep kırmızı açıyor?” diye konuştu.

Ergün, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde,

** Savcılığın 359 isteminden 358’inin, savunmanın ise 943 talebinin yalnızca 7’sinin
kabul edildiğine işaret etti.

Sanıklar Kadir Sağdıç, Abdullah Can Erenoğlu, Mehmet Fatih Ilgar, Mehmet Koray Eryaşa ve Turgay Yamaç’ın avukatı Murat Ergün, bu anı epey beklediklerini belirterek, Silivri’de yaşadıkları usul ve yasaya aykırılıkları anlatacağını söyledi.

** “Silivri’de ilk günden son güne kadar kendimizi aldatılmış hissettik” diyen Ergün,

Mahkemenin duruşmanın başında söylediğini ortasında inkâr eder hale geldiğini belirtti.

Olayın varsayımlarla başladığını ve

    hükümlerin varsayımlar üzerine kurulduğunu

kaydeden Ergün,

“Varsayımları, ispat edilmiş hakikatler gibi karar verilerek mahkûmiyet hükümleri kuruldu” dedi.

Gölcük Donanma Komutanlığı binasında çıkan verilere de değinen Ergün, şunları söyledi:

“Şu noktayı kaçırmayalım : TSK içinde müvekkillerimizin, sanıkların oluşturduğu bir çeteyle mücadele etmiyorlar, öyle bir şey yok, masum insanları yakıyorlar. Çünkü onlar tasfiye edilmeden amaçlarına ulaşamazlar. Bu hep böyle olmuştur. Her zaman ülkede değişiklik yapılacaksa TSK kadroları tasfiye edilmiştir. Bugün yaşadığımız da odur.”

Mehmet Koray Eryaşa’nın, deniz komodoru olduğunu belirten Ergün, tutuklanma nedeninin Marmara Denizi’nde planla ilgili keşif yapmak olduğunu belirtti. Sanıklar Süha Tanyeri, Dursun Çiçek, Nedim Ulusan, Ahmet Zeki Üçok, Çetin Doğan ve Ahmet Bertan Nogaylaroğlu’nun avukatı Hüseyin Ersöz savunmasını yansı (slayt) gösterisi eşliğinde yaptı.

Anayasanın 90. maddesi gereği, BM’nin tutuklulukla ilgili verdiği kararın mahkemece göz önünde bulundurulmasını istedi. (Cumhuriyet, 24.07.2013)

BALYOZ Davası Kanıtları Sahte..

“Zanlılar mahkemede aklanırlar.
Bırakın adalet yolunu bulsun.”

Diyenler için sesleniyorum. Bu mahkemelerden bir yarar gelmez.
Kimse de aklanmaz. Göz göre göre adil yargılama ilkesi çiğnenmektedir.
Bunu yapan da doğrudan mahkemenin kendisidir.

Sahte kanıtlar, yalan bilirkişi raporları, tutarsız ifadeler bir sürü kez ispatlandığı halde bunları sorgulamayan, bu suçları işleyen kişi ve kurumları da ayrı ayrı yargılamayan adalet sisteminin hiçbir davasına, mahkemesine, kararına güvenilmez.

* Siz hiç sahte kanıt uyduran polisler hakkında yapılmış bir
işlem duydunuz mu?

* Siz hiç yalan ifade verdiği saptanmış tanık, itirafçı hakkında
bir işlem yapıldığını duydunuz mu?

* Ya da bütün bu saçmalıklara göz yuman bir hakim, savcı,
emniyet müdürü hakkında yapılmış yasal işlem duydunuz mu?

Bütün bu suçlar ve suçlular himaye edilecek, ondan sonra
adalet bekleyeceğiz… Çok beklersiniz.

Balyoz kanıtları sahte…

Kamuoyunda bilinen adıyla Balyoz Davası kapsamında halen 250 emekli ve muvazzaf subay tutuklu olarak yargılandığı davada, kanıtlar ili ilgili şaibeler konuşulmaya devam ediyor.

Tutuklamaya gerekçe olarak gösterilen kanıtların tümü ise dijital kayıtlardan ibaret.
Ancak bu dijital kayıtların manüplatif bir niteliğe sahip bulunduğu, Türkiye ve
ABD’den alınmış olan raporlarla kanıtlanmış durumda.

Şimdi bu kanıtlara bir yenisi daha eklendi.

Almanya’da Berlin mahkemelerine Adli Bilişim alanında bilirkişilik hizmeti veren
Gramberg & Vogel Bilişim Bürosu tarafından yapılan incelemeleri raporlaştıran
Bilgisayar Yüksek Mühendisi Bernhard Gramberg şu saptamayı yaptı:

“Özet:

Calibri yazı tipine dair
Calibri yazı tipi 2004 yılında hazırlanmış ve 2005 yılında kamuya açıklanmıştır.
Ancak Vista programıyla birlikte (2006 sonu) işbu yazı tipi yaygınlaşmıştır.
Word/ Office 2007’de Calibri Word dosyalarında kullanılmaktadır.

Calibri yazı tipi olan Word dosyaları

Aktarılmış olan CD’lerde/ Samsung sabit diskinde en azından 67 dosyada Calibri yazı tipi yer almaktadır, hâlbuki dosyalar 2003 (veya daha erken) bir döneme aittir.

Değerlendirme

Calibri yazı tipi 2003 yılından çok daha sonra (yaklaşık 2006/2007 yılından başlayarak kullanıma girdiği için, Calibri yazı tipini içermekte olan Word dosyaları da
2003 yılından çok daha sonra işlenmiş olmaktadır.

2003 yılında Calibri yazı tipi içeren Word dosyalarının bulunmuş olması
mümkün değildir.”

Raporun Tam metni için EKİ İNDİRİNİZ..

Bir başka ifadeyle Gramberg & Vogel Bilişim Bürosu tarafından yapılan inceleme neticesinde elde edilen bulgularda, 11,16 ve 17 Nolu CD’ler ile Gölcük Donanma Komutanlığı’nda el konulan 5 Nolu Hard Disk içinde kayıtlı dijitallerin 2003 yılına
ait olamayacağı söyleniyor.

Tüm bu bilimsel gerçekler ortada dururken davaya bakmakta olan İstanbul 10.
Ağır Ceza Mahkemesi sahte dijitallerle tutukluluk halinin devamına karar vermekte.
Muvazzaf subayların durumları ise Yüksek Askeri Şura toplantısı öncesinde
başka bir öneme sahip.

Adil Yargılanma Hakkı’nın hiçbir kuralına uyulmaksızın devam eden yargılama sürecinde,
bu kişilerin sahte dijital dokümanlarla tutuklu tutulması, masumiyetleri bilimsel verilerle ispatlanmış olan bu kişilerin belki de yıllarca emek verdikleri
Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişkilerinin kesilmesine kadar gidebilecek bir sürecin de tetikleyicisi olabilecek.

Şu ana dek Boğaziçi Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Ortadoğu Teknik Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Arsenal Consulting Inc. Adli
Bilişim Şiketinin yapmış olduğu incelemeler sonucunda, TÜBİTAK tarafından
“2003 yılında oluşturulduğu ve sonrasında hiçbir değişiklik yapılmadığı”
belirtilen dijital dokümanların 2007 yılına ait bir teknolojiyi
içinde barındırdığı saptanmıştı.

Av. Hüseyin Ersöz konu ile ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Tüm bu bilimsel gerçeklere karşın 250 kişinin halen tutuklu tutulması,
adil bir yargılama yapıldığına olan inancı ortadan kaldırmaktadır.
Devam eden yargı süreci tüm evrensel hukuk değerlerinin göz ardı edildiği
bir kara hukuk uygulamasıdır.

Kendisini çağdaş, demokratik ve hukuk devleti olarak tanımlayan bir
ülkede benzer bir durumla karşılaşılması olanaklı değildir.

Başbakan’ın dahi ‘Devlet içinde devlet oldular‘ diyerek eleştirdiği eski adıyla
Özel Yetkili yeni adıyla Geçici Yetkili Mahkemeler temel hak ve özgürlükleri
ortadan kaldırarak varlığını sürdürmeye devam etmektedir.

Bu şekilde süren ve Savunma Hakkı’nı tümüyle ortadan kaldıran İstanbul
10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin adil bir karar vereceğine ilişkin tüm inancımızı yitirmiş bulunmaktayız.”

Av. Hüseyin ERSÖZ

Çetin DOĞAN, Süha TANYERİ, Dursun ÇİÇEK, Kadir SAĞDIÇ, Nedim ULUSAN, Hakan BÜYÜK,
Ahmet Bertan NOGAYLAROĞLU, Mehmet Fatih ILGAR ve Ahmet Zeki ÜÇOK savunmanı, Odatv.com