Prof. Dr. Zafer Öner
Genel Cerrah, Hacettepe Tıp Fak. (Em.)
Bir gün… hani şu Kara Kutu kitabını yazan bir adam var ya!
Hani kitabında emperyalizmin sahtekarlıklarını ortaya koyayım derken, aşıları ve bazı ilaçları kötüleyen hatta zararlı olabileceklerini dahi söyleyerek komik hale düşen adam… (bunlardan çok var, biliyorsunuz. Bunları hacamata sülüğe muhtaç edeceksiniz ki anlasınlar gerçek ve iyi hekimliğin kıymetini…)
Ama bana göre komikti!
Şöyle anlatayım:
Hani O’nun kitabının çok satması için yaptığı tanıtım programlarından sonra pek çok hekime hastaları ulaşıp; “Biz ne yapalım şimdi, ilaçlarımızı kullanmayalım mı? Aşılarımızı yaptırmayalım mı?” diye sorarak, paniklerini gidemeye çalışmışlardı ya!
Çünkü bana komik gelen zırvaları hastalarım son derecede ciddiye almışlardı!
*
“Şaşkaloz” başlıklı bir yazı yazmıştım ya onunla ilgili olarak…
E, hatırlayın artık canım! ::))
İşte o adam bir ay önce mi desem, iki ay mı?
Bir yazı yazdı gazetesindeki köşesinde!
Hani şu her şeye maydanoz olan adamı söylüyorum! Anladınız değil mi?
Hâlâ mı anlamadınız?!
S.Y. desem? :))
Köşesinde Prof. Dr. Mehmet Ceyhan ile ilgili bir yazı yazdı. Yine şaşkalozca!
Bütün söylediklerini toplamış, Mehmedimin.
Pandeminin başından bu yana!
Ve çelişkileri ortaya koymuş.
Sanki bütün dünyanın hiç bilmediği bu hastalığı yavaş yavaş, önceki bilgilerimizle benzer yanlarından hareket ederek, yaşadıkça ve araştırdıkça öğrenmemişiz gibi…
sanki tıpta iki kere iki, dört edermiş gibi!
Sanki doğrularımız değişerek daha doğruya doğru gitmiyormuş gibi!
Sanki bilim denilen şeyin hep doğrunun yakınında bir şeyler olduğunu bilmiyormuş gibi… nerden bilecek? Ben de saçmalıyorum bazan!
Bilimin kaçınılmaz olan değişimini, hem de haddi olmayarak, eleştirip, sonunda da oğlunun Pfizer şirketinde çalıştığı için Biontech aşısını övdüğünü söylemişti o yazısında! Söylememişti de ihsas ettirmişti, yani üstü örtülü olarak anlatmıştı, sezdirmişti yani! Halbuki Pfizer’de çalışan o kişi akrabası bile değildi, M. Ceyhan’ın! Eğer her yazısı böylesi yanlışları bulunduruyorsa içeriğinde, vah olsun benim O’nu okuyarak geçirdiğim zamanlara, vah olsun!
İnternete girip “Samsun” yazsan mesela!
Karşına
“55” çıkabilir,
Karadeniz kıyısında… diye detaylı bir açıklama da çıkabilir.
Ama ben mesela “Samsun” dendiğinde kurtuluş savaşımızı ve Atatürk’ü hatırlarım!
Bizim bir sekreterimiz vardı ikide bir karakola çağırılır, soyadı benzer olan bir teröristin nerede olduğunu sorarlardı. Herhangi bir ilişkisinin olmadığını anlatıncaya kadar akla karayı seçerdi kızcağız!
Aynen buna benzer bir saçmalıktı Mehmedime yaptığı suçlama!
Yani internette bir tur atmakla aradığınız şeyin özünü yakalayamazsınız, eğer o özün temel bilgilerine sahip değilseniz!
Örnekler iyi olmadı ama idare edin! Çünkü çok sinirliyim.
Bu işleri kolay zannediyorlar.
Çalışmadan olabileceğini sanıyorlar?
Ne kadar emek, zaman ve de çaba harcadıklarını ve yeni bilgiler için hem de
öğrenci gibi çalıştıklarını nereden bilecekler?
Hem ülkelerinin çıkarı için doğru bildiklerini hem de sağlıklarını (!) tehlikeye atarak
üstelik söylediklerinin ilgililer tarafından önemsenmeyeceğini de bildikleri halde
kamuoyunun dikkatini çekmenin de önemli olduğunu var sayarak
biteviye söyleyeceksin hem de hedef tahtası olacaksın!
Hem de bilmem ne gazetesince!
Nasıl bu kadar alçaklaşabilir insanlar acaba?!
*
Bizden olan biri böyle bir yol açarsa, yandaş basın durur mu?
Onları hiç ilgilendirmez mesela…
hangi başarılardan sonra bu mertebeye gelebilmiştir Mehmet Ceyhan?
Eğer O’nun (onların) dediklerini yapsalardı pandemi bugünkü yükseliş ivmesine ulaşabilir miydi?
Şimdi ben ne diyeyim?
Yandaş medyaya değil canım!
Bizim adamımıza ne diyeyim?
Hep beraber hedefe koydular Mehmedimi!
Ama bilmedikleri bir şey var!
Mehmet kardeşimin bilime olan inancını, bilgi dağarcığını,
paraya pula kıymet vermediğini… nereden bilecekler ki!
Hiç umrunda değil, biliyor musunuz, hiç!
Adeta “it ürür kervan yürür!” diyor sanki!
Şahlanın güzel kardeşlerim,
bilimin, fenin, sanatın sarsılmaz kaleleri!
Özlemini duyduğumuz rol modellerimiz, (sayın Ahmet Saltık’ı… da yad etmeden olmaz) bilimsel doğruları söyleyerek
gençlerimize örnek olmaya devam ediniz lütfen!
*
Tutuklanırmış!
Hadi tutuklayın da görelim bakalım, hadi!
Bir beyinden bu kadar pislik nasıl çıkabilir?!
Hayret!