Etiket arşivi: SEÇİMLERİN TEMEL HÜKÜMLERİ VE SEÇMEN KÜTÜKLERİ HAKKINDA KANUN

Anayasayı ihlal suçu

Prof. Dr. Doğan SOYASLAN
Çankaya Üniv. Hukuk Fak.
Son Yazısı / Tüm Yazıları 
18 Ocak 2023, Cumhuriyet

Toplumsal ilerlemenin temeli özgürlüktür.

Anayasalar devlete ve kişilere karşı özgürlükleri teminat (güvence) altına alan belgelerdir.
Özgürlüklerin korunması için devlet iktidarı üç temel güce bölünmüştür:
Yürütme, Yasama, Yargı.
Bunların birbirlerine karşı yetkileri anayasada bir denge temelinde düzenlenmiştir.
Her üç güç de anayasaya, yasalara, hukuka bağlıdır.

AYKIRILIKLAR

Teorik (kuramsal) olarak böyle olmakla birlikte devletin temel güçlerinin işlemleri bazen (kimi kez) hukuka, anayasaya aykırı olabilir. Söz konusu aykırılık bazen açık ve net değildir, en azından tartışmalıdır. Bazen açık ve nettir. Kamu vicdanını sarsıcı niteliktedir. Bu durumda hem anayasaya ve hem de anayasanın onayıyla iç mevzuatımız olan uluslararası anlaşmalara aykırılıktan, anayasayı ihlalden söz edilecektir. Örneğin;

– Bir yasayla devletin İslami kurallara göre yönetileceği kabul edilmiş olsun. Bu yasa anayasanın 2. maddesinde ifade olunan laik hukuk devleti ilkesini ve anayasayı ihlal eder niteliktedir. Böyle bir yasa çıkarmaksızın devlet kurumlarının idari (yönetsel) işlemlerle İslami kuralları uygulamaları da aynı biçimde anayasayı ihlal suçu teşkil edecektir (oluşturacaktır).

– Savaş ilan etme yetkisi Parlamentoya aittir. Eğer Parlamento bir yasayla bu yetkiyi cumhurbaşkanına devrederse anayasanın 75. maddesini ihlal etmiş olacaktır. (AS: Md. 87 olacak!)

– Mahkemeler ve yargıçlar verdikleri kararlar dolayısıyla adil ve tarafsız olmak zorundadırlar. Yargılama yapılırken yargıcın değiştirilmesi tarafsızlığı ortadan kaldırır ve tabii hâkim (doğal yargıç) ilkesine de aykırı olur. Değişikliğin anlamı yargıca “Şöyle bir karar vermeni istiyoruz.” mesajıdır (iletisidir).

– 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’un 101. maddesine göre mühürsüz oy pusulaları geçerli sayılamaz. Emredici hüküm (buyurucu kural) olup aksine işlem yapılamaz. Eğer yargıçlar yasaya göre geçersiz sayılmaları gereken mühürsüz oy pusulalarını geçerli sayıyor, böylece usulüne aykırı olarak (AY m.175) anayasanın değiştirilmesini, yeni bir anayasanın yürürlüğe konmasını sağlıyorlarsa anayasayı ihlal suçu işliyorlar demektir.

MANEVİ CEBİR

Anayasayı ihlal suçu TCK’nin 309. maddesinde düzenlenmiştir. Maddede cebir – şiddet kullanarak düzeni ortadan kaldırmak ve yerine yeni bir düzen kurulmasından söz edilmektedir. Bu nedenle kimi hukukçular sadece (yalnızca) fiziki cebir ve şiddet kullanarak anayasa ortadan kaldırılırsa anayasayı ihlal suçunun gerçekleşeceğini ileri sürmektedirler. Oysa bu maddede söz konusu olan hem fiziki cebirdir hem de kamu gücünü kullanan, işlemlerin resen uygulanmasının nedenini oluşturan kamunun cebri yani manevi cebirdir. Salt maddi cebri madde kapsamında kabul etmek, laik Cumhuriyet temellerine dayalı anayasal düzenin yıkılmasının önünü sessizce ve gizlice açmak anlamına gelir.

Oysa ceza yasasının anayasal düzeni yıkmak için eline silah alanları cezalandırıp, anayasal düzene sadakat (bağlılık) yemini ederek kamu gücünü elinde bulunduran, ancak bu gücü anayasanın temel ilkelerine aykırı kullananları, böylece daha tehlikeli bir biçimde kötülük niyetini saklayarak rejimi gizlice değiştirenleri cezalandırmaması düşünülemez. Aksi halde anayasal düzenin sessizce içinin boşaltılmasına ve yıkılmasına kapı açılır.

Manevi cebri kabul etmeyenler ya bilgisizdirler ya da kötü niyetlidirler.

120 bin Seçmen Fazlalığı Var!

ÖNEMLİ

Saltık, olabildiğince hassas hesapladım; Yurt içinde 108 bin, Yurt dışında
11 bin Seçmen fazlalığı var... Yurt içindeki fazlalık muhtemelen
Suriyeli Seçmenlerden kaynaklanıyor; Yurt dışındaki fazlalığı açıklamak
zor. Son 1,5 yılda 10 bin seçmen Türkiye’den çıkmış olabilir… O zaman
toplamda * 120 bin kadar Suriyeliye seçmen statüsü verilmiş * 😞 demektir.

YSK açıkladı; 

Seçmen sayısı %2,60 arttı.
(108 bin Suriyeli Seçmen mi var?)
 

Değerli arkadaşlar,

1 Kasım 2015 seçiminden 533 gün (1,46 yıl) sonra 16 Nisan 2017 itibariyle yurt dışı seçmen sayısı %2,54 artışla 2 milyon 973 bin;
yurt içi seçmen sayısı da %2,60 artışla 55 milyon 319 bin olmuş.Türkiye’de göçmen ve sığınmacılar dışındaki yerleşik halkın (T.C. yurttaşları) yıllık doğal (biyolojik) nüfus artış hızı binde 12,3’tür. Buna göre yurt içi seçmen sayımızın en çok 55 milyon 211 bin olması beklenirdi. 
Arada 108 bin fark var. 
(Yurt dışı seçmen sayısında da aynı şekilde
11 bin kadar hesap dışı fazlalık gözlemleniyor!)

Eğer Referandum kıl payı bir farkla sonuçlanırsa nedenini şimdiden biliyorsunuz…

Sevgilerimle….æ

====================================================
Dostlar,

Yukarıdaki önemli ileti Sn. Prof. Dr. D. Ali Ercan‘dan..
O’nn bilimsel titizliğini ve engin Matematik bilgisini yakından biliyoruz..

  • 120 bin Seçmen Fazlalığı Var!

YSK’yı çoooooook titiz, saydam çalışmaya bir kez daha çağırıyoruz..
Bu sorunun çözümünü istiyoruz.
Sn. Prof. Ercan’a danışmasını, O’ndan yardım almasını diliyoruz..

Ayrıca, mevzuatımıza göre seçimlerde, halkoylamasında oy kullanabilmek için T.C. Vatandaşı olmak zorunludur. 120 bin Suriyeliye “seçmen” olma yetkisi tanındı ise, bu ancak Vatandaşlığa alınmaları ile olanaklı.. (298 sayılı SEÇİMLERİN TEMEL HÜKÜMLERİ ve SEÇMEN KÜTÜKLERİ HAKKINDA KANUN md. 6 : “Onsekiz yaşını dolduran her Türk vatandaşı seçme ve halk oylamasına katılma hakkına sahiptir.”)

Demek ki el altından AKP – RTE başladı bile Suriye asıllı seçmen devşirmeye.. Anayasa değişikliği geçerse, R.T. Erdoğan, bir gece yarısı, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile sorunu tek hamlede ve de kökten çözer.. Nüfusumuz hızla 3 milyon daha büyür ve Almanya ile aramızdaki 2 milyon farkı açmak için 2 yıl daha beklememize gerek kalmaz..

Kalabalık – eğitimsiz – sağlıksız – işsiz – yoksul – niteliksiz bir SÜRÜ TOPLULUK
olarak AB-28 içinde en kalabalık nüfusa sahip olarak bir “matah” (!?) oluruz herhalde..
2 milyona yakın ek seçmeni blok olarak 3 Kasım 2019 gene seçimlerine rahat rahat yetiştiririz de! Anayasa değişikliği geçmezse, “bir süre sonra” halkoylamasını yenilemek üzere (Haziran 2015 seçimini yitiren AKP – RTE, ülkeyi terör ve kanla teslim alarak genel seçimleri 5 ay sonra yeniletmedi mi; verin 400’ü kurtulun terör – ölüm ve kandan..” demedi mi?!) ya da sürpriz – kaçınılamayacak erken seçim için de epey yol almış oluruz yavaaaaş yavaaaaşşş..

Eyyyyyyyyyyyyyy halkımız; böyle bir anlayışa – siyasete artık, 15 yıl sonra kocaman ve kararlı bir “HAYIIIIRRRR!!!” denmez de ne denir???

“Cumhur, millet – ümmet” diye diye ayaklar altına alındığını, paspas yapıldığını gör artık!

Sevgi ve saygı ile. 16 Nisan 2017, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com