Etiket arşivi: sağlık Sektörü

Yakın geçmişte öğrencimiz olan bir hekimden uyarılar… SAĞLIKTA ALARM

Yakın geçmişte öğrencimiz olan bir hekimden uyarılar…

SAĞLIKTA ALARM

6 yıllık pratisyen hekimim. Mesleğe zorunlu hizmetimi yaptığım küçük, şirin bir ilçede başladım.
Çalıkuşu edasıyla acil serviste, köy evlerine giderek.. şifa dağıtmaya çalıştım.
Beyaz önlüğün hakkını vermek ve şifa dağıtmak en büyük güdü (motivasyon) kaynağımdı.
İlçe halkının sevgisi ve saygısı ise bu güdülenmemi (motivasyonumu) sürdüren güçtü.
Zaman geçti daha büyük bir kente taşındım. Bu değişiklik açıkçası bana pek iyi gelmedi. Mesleksel kaygılarım başladı, birlikte de bunaltı (anksiyete) sorunlarım.

Bu konuda yalnız olmadığımı, görevdeki binlerce doktora, yurt dışına giden binlerce doktora baktığımda görüyorum.

Peki neler oluyor sağlık sektöründe ?

  • Niye bir yığın hekim isyan ediyor, ülkemizi terk ediyor?

Hasta yoğunuluğu

Özel sektöre geçen doktorlarla birlikte kamuda doktor başına düşen hasta sayısı arttı.
Ve daha da önemlisi ülkemizde koruyucu sağlık hizmetleri ve Birinci Basamak sağlık merkezlerinin öneminin anlaşılmaması üzerine hastanelere özellikle acil servislere yüksek oranda hasta başvurusu var.

  • Polikliniklerde bir günde bakılan hasta sayısı 100’ü, acil servislerde de 1000’i aştı!

Parasal sıkıntı

Böylesine yoğun çalışma ortamı içinde çalışan doktorların önceki zamanları da pek rahat değil. Bulundukları konuma gelebilmek için en az 10 yıl eğitim almaktalar. Sonrasında da yoğun bir çalışma ortamında gece gündüz demeden, tatil zamanları fark etmeksizin hasta bakmaktalar.

  • Böylesine yoğun ve nitelikli emeğin karşılığı daha farklı olmalı.

Sağlıkta şiddet

Ne yazık ki haberlerde, her geçen gün artan sağlıkta şiddet olayları görmekteyiz.
Bu konuda ciddi adımlar gerçekten atılıyor mu?

  • Can tehlikesi ile çalışmanın ne olduğu hissedilip anlaşılabiliyor mu?

Hastanelerde neden güvenlik amaçlı X ışını aygıtı hala yok?

Ve yasal yaptırımlar neden gelmiyor?

Fiziksel şiddet dışında da hakaret ve tehdit gibi durumlarda hekimler “beyaz kod” verebilmekteler.

  • Peki beyaz kodun ardından açılan davalar neden sonuçsuz kalıyor?

Doktor göçü

Bu koşullara dayanamayan doktorların çoğu özel sektöre geçmekte veya yurt dışına gitmekte. Sonuçta hastaneler doktorsuz kalmakta. Bunun sonucunda ne olacak biliyor musunuz? Böyle giderse devlet hastaneleri iyice yetersizleşecek ve sağlıkta daha da yaygın özelleştirilmeye gidilecek!
***
Bu ülke hepimizin…

  • Sosyal devletin olmazsa olmazlarından olan kamusal sağlık hizmeti yurttaşın elinden alınmamalıdır, en temel ve vazgeçilmez insan hakkıdır
  • Tüm Yurttaşlar ücretsiz ve nitelikli olarak sağlık hizmetlerine erişmelidir.

Onun için, alarm vermekte olan sağlık sisteminde

  • Hızla sosyal-kamusal, bilimsel, halktan yana reformlar yapılmalıdır.

Not : Genç meslektaşımızın adı bizde saklıdır. (Dr. Ahmet SALTIK)

BURUK BİR TIP BAYRAMI KUTLAMASI

Prof. Dr. Halil Çivi / İMZA...Prof. Dr. Halil Çivi
İnönü Üniv. İİBF Eski Dekanı

(AS: Bizim kısa katkımız yazının altındadır..)

BURUK BİR TIP BAYRAMI KUTLAMASI

Yarın 14 Mart Tıp Bayramı. Sanırım hiçbir meslek grubu mensupları, özellikle de pandemi dönemindeki sınırsız mesleksel tutkuları ve her türlü takdir üstü özverileri nedeniyle, sağlık sektörü çalışanları kadar içten bir bayram kutlamasını hak edememişlerdir.

Her koşulda, her yerde ve her saatte karşılaştığımız her türlü sağlık sorunlarımız için savaşan; fakat tüm bu insanüstü çabaları ve sınırsız çalışmalarına karşın, özlük hakları, tahsillerine, çalışma koşullarına, verdikleri kamu hizmetinin vazgeçilmez stratejik önemine, mesleksel onurlarına, ailece insani gereksinmelerine uygun olarak, çok gerilerde kalan, ayrıca meslekleri başında çeşitli hakaretlere, saldırılara uğrayan, siyasal iktidar tarafından da, başta gelir yetersizliği olmak üzere yaşadıkları sorunlara, vaatler dışında, yeterli özen gösterilmeyen fakat kendileri asla vazgeçilemez can dostlarımız doktorlarımız, hemşirelerimiz, dişhekimlerimiz, eczacılarımız, veterinerlerimiz ve

  • Tüm sağlık emekçilerimizin TIP BAYRAMI KUTLU OLSUN!

Ancak doktorlarımızın yurt dışına gitmelerini, yalnızca bireysel kurtuluşu amaçladığı, tüm tıp mesleği sahiplerinin sorunlarını çözmeye katkı sunmadığı için çok doğru bulmuyorum.

Ülkede kalarak, anayasal sınırlar içinde, mesleksel ve siyasal mücadele (savaşım) vermelerinin daha doğru olduğuna inanıyorum.

  • Çünkü bu ülke salt iktidarda olanların değil tüm yurttaşlarındır.

Ayrıca iktidarlar geçicidir. Kara gün kararıp kalmaz. Mücadeleye devam!

KİMLER ÇAĞDAŞ VE ONURLUDUR?

– Beyinlerinde hep çağdaş ve dinç kalan sürekli bir bilgelik;
-Yüreklerinde üretken, yapıcı ve yaşatan bir cesaret;
-Davranışlarında her zaman, her koşulda ve herkese karşı hukuka ve adalete uygunluk;
-İnançlarında koşulsuz ve ayrımsız duygudaşlık, kötüden ve yanlıştan uzaklaştıran; iyiye, doğruya ve güzele yönelten bir insan sevgisi;
– Sofralarında ve ömür boyu her türlü harcamalarında salt kendi emek ve alın teri ürünü helal kazanç;
-Zalime, zorbaya, her türlü baskıcı ve yıkıcı güç ve güçlere asla boyun eğmeyen çelik bir inanç ve irade;
Aklın ve bilimin verilerini kullanıp sürekli olarak, tüm insanlık için iyinin, güzelin, üretkenliğin ve yararlının peşinde koşan;
– Halkına, ulusuna, devletine ve bayrağına karşı sürekli saygı, sevgi ve sadakat (bağlılık) besleyen; ancak hak, hukuk, ahlak ve adaletten sapan iktidar mensuplarına (bağlılarına) boyun eğmeyen;
Gönül ikliminde hiçbir insan soyuna karşı cebir, şiddet, kin ve nefret barındırmayan;
– Gelecek projelerinde de (tasarımlarında da) adalet, hukuk, ahlak ve insanlık rotasından başka seçenekleri olmayan;

  • TÜM İNSANLAR ÇAĞDAŞ VE ONURLUDUR.

İnsanlar düş kurup umutlu oldukça yaşarlarmış. Ben de böyle bir adil ve üretken bir devlet, gelişmiş bir toplum, özgür ve uygar birey hayalleri (düşleri) ve umutları içinde yaşamak istiyorum. Hayal ve umut; her ikisi de hem yararlıdır ve hem de bugünümüzü geleceğimize bağlayan bir umut köprüsüdür.

Umutlarınız hiç tükenmesin, güzel ve adil bir gelecek için kurduğunuz umut köprüleriniz de hiç eksik olmasın.
========================================

Buradayız çok değerli Prof. Çivi hocamız…

Bir yerlere gittiğimiz yok.. Bunları da yolcu edecek ve Türkiye’mizi hep ileriye taşıyacağız..

Desteğiniz için teşekkür ederiz..

Ayrıca artık biz yıllardır TIP BAYRAMI kutlayamıyoruz..

“TIP ve SAĞLIK HAFTASI” adı altında ülkemiz sorunlarını gündeme taşımaya çabalıyoruz.

Halkımızın acı gerçekleri görüp,  siyasal iktidarların oyununa gelmemesini diliyoruz. Bir hekimler halkımızım dostlarıyız.

İktidarlar, izledikleri SERMAYE KÖLESİ politikalarla halkı
kamusal sağlık hizmetine erişemez kılmakta ve sağlık emekçilerine saldırtmakta. Bu oyuna gelinmeyip HALK – SAĞLIKÇILAR OMUZ OMUZA SAĞLIK HAKKI İÇİN SAVAŞIM VERMELİ : İNSANCA – NİTELİKLİ – UYGUN YER VE ZAMANDA, SÜREKLİ SAĞLIK HİZMETİNE ERİŞMEK
BİR İNSANLIK HAKKIDIR. HALK VE HEKİMLER MÜTTEFİKTİR!

Dayanışma ile..

Sevgi ve saygı ile. 13 Mart 2022

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
A​tılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı ​AbD
​Sağlık Hukuku Uzmanı, ​Kamu Yönetimi – Siyaset Bilimci (​Mülkiye​)​
www.ahmetsaltik.net        profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik      twitter : @profsaltik    

 

100 BİN ÖLÜMÜN SORUMLUSU KİM?

Rıfat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı

DOĞRU Parti Kurucu ve GİK üyesi Op. Dr. Şahap İnmez, sağlıktaki son durumumuz için bir bilgi notu gönderdi. Sizlerle paylaşmak istedim.

Sağlık Sektörü, 9 Trilyon Dolarlık devasa getirisiyle, dünyada 1 numaraya,
Silah Sektörü, 6 Trilyon Dolar ile dünyada 2’nci sıraya,
Enerji Sektörü 3 Trilyon Dolar ile dünyada 3’ncü sıraya yerleşir!
(Yani, 6 Trilyon dolar ile öldürüyoruz, 9 Trilyon ile yaşatmaya çalışıyoruz, bu arada 3 Trilyon dolarlık enerji kullanıyoruz! Şaka-şaka)

Sağlık Sektörü, 30 yıl öncesine kadar 1 Trilyon Dolar ile 3’ncü sıradaydı.
Şimdi 9 Trilyon Dolar ile tam bir “Sağlık Emperyalizmi” oldu.

AKP’nin “Sağlıkta Dönüşüm Projesi” doğal olarak kendi projesi değildir.
Çünkü AKP’de proje kafası yoktur. Yapsatçı kafası vardır.
1993 yılında Sağlık Bakanı olunca, bu projeyi TBMM’ye sunulmaya hazır
“4 Ana Kanun” şeklinde rahmetli Yıldırım Aktuna’dan devraldım.
Yaklaşık 3 ay boyunca, hem sağlıktaki paydaşlarımızla (TTB-TEB-Sendikalar gibi) bu yasaları tartıştık. Daha sonra 1 aya yakın bir süre de, Hazine-Maliye-DPT-Dünya Bankası Uzmanları ile projenin finans ayağını tartıştık.
Bana verilen raporu kısaca şöyle özetleyebilirim :

  • “Sayın Bakan, bu projeyi Bakanlar Kurulunda kabul ettirip, TBMM’de yasalaştırırsanız, partiniz çok oy alır, siz de siyasetin yıldız olursunuz.
    Fakat, sağlığı piyasalaştırıp, özelleştirerek halkımızın sağlığını “Sağlık Emperyalizminin” kucağına atarsınız. 4-5 yıl sonra da ülke bütçesi bu açığı karşılanmakta çok zorlanır!”

Benim kararım, bu projeyi Bakanlar Kuruluna sunmamak yolunda oldu.
Bugünkü durumu görünce o gün için doğru kararı verdiğimi görüyorum!
AKP ile aramızdaki en önemli fark budur. Onlar günlük siyasi çıkar uğruna ülkeyi ateşe atmaktan çekinmezler, bizler ise siyasi çıkar uğruna ülkemizi asla ateşe atmayız…

Geldiğimiz noktada, yıllık 200 Milyar TL olan sağlık harcamalarımızın 35 Milyar TL’si vatandaş tarafından ödenmektedir. O da şimdilik, her geçen gün artacak!
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun en büyük harcama kalemi sağlık harcamalarıdır.
SGK’ya 2015 yılında bütçeden aktarılan para 79 Milyar TL idi.
2020 yılında bu tutar tam 248,8 Milyar TL oldu. Tam %300!

Ülkemizde 579 Özel Hastanenin (çoğu yandaşların) en büyük müşterisi SGK’dır. Kamu hastane sayımız 860, üniversite hastanesi sayımız ise 63’tür.

AKP’nin, Türk Milletine attığı en büyük kazık 10 adet Şehir Hastanesidir.Müşteri garantili 10 Şehir Hastanesine 25 yılda 75 Milyar Dolar para ödeyeceğiz. Şu ana kadar 3,2 Milyar Dolar ödedik bile!

Bu harcamalara karşın sağlık hizmet kalitesi yerlerde sürünmektedir.
Bir örnek; Bizde yıllık bebek ölümleri oranı, Avrupa’nın tam 4 katıdır!

AKP, en son olarak Pandemi dönemini de her konuda olduğu gibi ranta çevirmiştir. Maske ve koruyucu ekipmanlarında (AS: donanımlarında) büyük rantlar elde edilmiştir. Bakanların, kendi işletmelerinden dezenfektan satın alanları görmedik mi?

AKP, Dünya Aşı Tedarik Zincirine (AS: COVAX) birkaç milyon TL yatırmadı! (Yatırsa aşı fiyatı belli olacak ve aşı üstünden para kazanamayacak idi!)

Komisyon oranında anlaştıkları Çin Sinovac aşısını getirtip, koruyuculuğu bile tartışmalı olan bu aşıları, Sağlık çalışanlarına ve +65 yaş üstüne yaptılar. Yüzlerce milyon doları ceplere indirdiler. Foyaları ortaya çıkınca ve AB ülkeleri bu aşıyı kabul etmeyince Alman Biontech aşısını getirdiler.

  • Zamanında bu aşılar alınsaydı, 3’ncü doz aşıya gerek olmayacak, 100 bin vatandaşımız ölmeyecekti.

Şimdi şunu söylemek hakkımız değil mi?

AKP, Pandemi sürecini bilinçli olarak kötü yöneterek ranta dönüştürmüş ve bu program sonucu 100 bin civarında vatandaşımız hayatlarını kaybetmiştir. (AS: 200 binin üstünde!)

100 bin ölümün tek sorumlusu AKP yönetimidir.

Aynen 8 gündür devam eden orman yangınlarının hala söndürülememesinin ve kaybettiğimiz canların, milli varlıklarımızın tek sorumlusu olduğu gibi!

AKP, ülkemizin başına gelmiş en büyük felakettir
ve dakika kaybetmeden demokratik yolla, yönetimden uzaklaştırılmalıdır…

Sağlık ve başarı dileklerimle. 04 Ağustos 2021