Etiket arşivi: Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk

Ey Anadolu reâyası! Artık zalimlere karşı çıkın!

Ey Anadolu reâyası! Artık zalimlere karşı çıkın!

Yaşar Nuri ÖztürkProf. Dr. Yaşar Nuri ÖZTÜRK
AYDINLIK, 02.12.2015
Ey Anadolu halkları!

Bin yılı aşkın zamandır mensubu olduğunu iddia ettiğiniz dinin, bin yıldan beri temel amacının tersine iş yapıyor, tersine yürüyorsunuz.
Geldiğiniz yer, insanlık kervanının en arkalarında atık toplama mevkiidir.
Bu halinizin sebebi, o miting meydanlarında aldatma aracı yaptığınız Kur’an’da gösterilmiş
ama onu okumuyorsunuz. O halde ben söyleyeyim:

Perişanlığın tek sebebi, zulmü ve zalimleri tek düşman ilan eden Kur’an’ın isteğinin tam aksine zulme ve zalimlere bir biçimde hep yardımcı olmanızdır. Oysaki dinimiz dediğiniz İslam’ın kaynağı Kur’an, zalimlere değil yardımcılık ve destekçiliğin, küçük bir eğilimin bile insanı ve toplumu mahvedeceğini bağıra bağıra söylüyor. Siz asırlardır, bu temel buyruğun tam aksini yaparak, Kur’an dinini, zalimin ve zulmün, sömürünün ve emperyalizmin payandası, destekçisi yaptınız. Sonra da kafanıza göre inşa ettiğiniz ‘insanlara zarar veren mes-citler’de kıldığınız Maun namazlarıyla Allah’ı kandıracağınızı sandınız. Sonuç hiç de öyle olmadı.

O Maun namazları, sizi ve destek çıktığınız firavunlar zümresini lanetledi.

Ey Anadolu reâyası!

Kur’an sizden, sofraya oturan adamın yiyeceği lokmaların, onun emeğinin ürünü olup olmadığına bakmanızı istiyordu. Siz bu isteği hiç dikkate almadınız, sofraya oturan adamın yemeğe başlarken Besmele çekip çekmediğine baktınız. O adam, sizin bu zaafınızı bildiği için oturduğu haram lokma sofrasında Besmelenin en görkemlisini çekti. Ve siz, bu ‘Allah ile aldatma’ oyununa teslim olup yediği haramlarla ‘hükmî domuz’a dönen hırsızları ‘dindar, takva sahibi, ağzına besmelesiz lokma koymayan adam’ ilan etme gaflet ve hıyanetini göstererek Allah’ı öfkelendirdiniz; göklerin lanetinin bu ülkenin üstüne akmasına yol açtınız.

Ey Anadolu reâyası!

Bütün tarihiniz boyunca zalimlere desteğin en affedilmez, en öfkelendirici bölümünü bu son
on küsur yıl içinde sergilediniz. İlahlaştırıp subaşlarına oturttuğunuz ekiplerin zulümler listesi önümde. Tümü, Kur’an tarafından lanetlenen zulümlerdir. Bu zulümleri ve öncülerini rahatça tanıyasınız diye sizin için ‘Kur’an-ı Kerim’de Lanetlenen Soy’ adlı sarsıcı kitabı yazdım. Gerekli dersi çıkarmadınız.

Kur’an’ın lanetlediği suçların bir tanesi bile ikibinli yıllar zorbalar ekibinin icraatı dışında kalmamıştır.

İyi düşün ey millet!

“Uyarılmadım” demeyesin! Bu uyarı, tarihin ve Tanrı’nın sana son lütfudur.
Tercih ve karar senin!
================================
Teşekkürler Sayın Prof. Öztürk… 

Sevgi ve saygı ile.
03 Aralık 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

İskilipli Atıf Hoca ‘Şapka’ için mi idam edildi?


İskilipli Atıf Hoca ‘Şapka’ için mi idam edildi? 

Iskilipli_Atif_sapka_icin_mi_idam_edildi

 

Önceki gün Meclis Genel Kurulu’nda AKP ve CHP arasında İskilipli Atıf Hoca tartışması yaşandı.

 

AKP Çorum milletvekili Salim Uslu, “Hemşerim İskilipli Atıf Hoca ve arkadaşları 89 yıl önce Ankara’da idam edilerek kimsesizler mezarlığına defnedilmişlerdi. Bir hukuk cinayeti işlenmiştir.” dedi. CHP Grup Başkanvekili Gök de, “Meclis’te Atatürk’e hakaret eden kişilerin savunulmasını dehşetle karşıladım. Atatürk’e ‘hain, eşkıya’ demiş bir şahsiyetin burada konuşulması skandaldır. Böyle terbiyesizliğe müsaade edemeyiz.”
diye tepki gösterdi.

Hikmet Çiçek
AYDINLIK Gazetesi portalı, 06 Şubat 2015

İskilipli Atıf Hoca’nın torunu Ahmet Faruk İmal, AKP’nin 2013 yılında çıkardığı “Demokratikleşme paketi” ile Şapka Kanunu’nun kaldırılacak olmasını sevinçle karşılamış. Dedesi için “iade-i itibar” istemişti.
Tayyip Erdoğan başta olmak üzere AKP sözcüleri, Kemalist rejimin “terörüne” örnek olarak
sık sık Atıf Hoca öyküsü anlatırlar. İskilipli hocanın “şapka giymeyi reddettiği için”
idam edildiğini söylerler. Gerçek öyle mi?

31 MART’IN İSYANCISI

20 Aralık 1923 tarihli Vatan gazetesi, tramvaylarda haremlik- selamlık uygulamasının kalktığını, artık tüm toplu taşıma araçlarında kadın ve erkeğin birlikte seyahat edebileceğini yazdı. Daha ortada ne Şapka Kanunu vardır ne de öbür Devrimler. İlk tepki İskilipli
Atıf Hoca’dan geldi. Hoca’ya göre böyle yapılırsa gayri meşru istekler artacak,
fuhuşa kapı açılacaktır.

Hoca’nın tarih sahnesine ilk çıkışı değildir bu. 31 Mart gerici isyanına katılanlar arasındadır (1909). Mahmut Şevket Paşa suikastından sonra (1913) İstanbul’dan sürgün edilenler arasında
O da vardır. Daha sonra Mustafa Sabri ve Saidi Nursi ile Cemiyet-i Müderrisin’in kurucularından olacaktır. Cemiyet, mütareke yıllarında Teali-i İslam Cemiyeti adını alacaktır (1919). Başkanı Atıf Hoca’dır.

‘KATLİ VACİPTİR’

Teali-i İslam, bir siyasal parti gibi çalışacak İstanbul’da 8, Anadolu’da 17 şube açacaktır.
“Allah’a, peygambere ve Halife-i Müslimin”e bağlı Atıf Hoca, Yıldız Sarayı’nın müdavimlerinden ve işbirlikçilerinden biridir. Sonradan “150’likler” listesine girip Türkiye’den sürgün edilen Ref’i Cevat’ın (Ulunay) Alemdar gazetesi, İskilipli Atıf Hoca’nın açıklamalarına sıkça yer verir.

Prof. Dr. Sina Akşin bu cemiyeti, “Saray cephesinin ideolojik örgütü”,
Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk ise “molla-papaz işbirliğinin bir kurumu” olarak niteler.
Onlar için Kuvayı Milliye taraftarlarının katli vaciptir. İdam fetvaları bunun için çıkarılır.

Cemiyet’in yayınladığı bildirilerde milli mücadele yanlıları;

– “Mustafa Kemal ve Kuva-yı Milliye maskaraları”,
– “Selanik dönmeleri”,
– “Kuva-yı Milliye eşkıyası”

olarak nitelenir. “Anadolu’nun masum ve mazlum ahalisine” başlıklı beyannameler,
Eskişehir- Kütahya bölgelerinde askerlerin üzerine Yunan uçaklarıyla atılır.
Bunları okuyup Sakarya cephesinden kaçan askerler olur.

DEVRİMDEN SONRA

İskilipli Atıf Hoca, kurtuluştan sonra da boş durmaz. Bütün gerici eylemlere destek verir.
Şapka Kanunu’ndan sonra çıkan isyanları kışkırtır.

Ancak şapkaya karşı çıktığı için değil,
yukarıda saydığımız eylemlerinden dolayı yargılanır. Ankara İstiklal Mahkemesi O’nu
vatana ihanetten (Hıyanet-i Vataniye) suçlu buldu.
Ankara’da ilk Meclis binasının önünde 4 Şubat 1926’da idam edildi.

İskilipli Hoca için “şapkaya karşı çıktı, idam edildi” demek,
Erdoğan için “bir şiir okudu, hapse girdi..” demeye benzer!