Etiket arşivi: Prof. Dr. D. Ali ERCAN ADD Bilim Danışma Kurulu Başkanı

AFYON’DA BÜYÜK PATLAMA, 25 ASKERİMİZ ŞEHİT OLDU!

Prof. Dr. D. Ali Ercan
Nükleer Fizik Uzmanı
ADD Bilim Danışma Kurulu Başkanı
(Kara Harbokulu 1960)

AFYON’DA BÜYÜK PATLAMA, 25 ASKERİMİZ ŞEHİT OLDU!

Değerli arkadaşlar,

Afyondaki Cephanelik patlaması konusunda yazmadan, biraz daha bekleyip teknik sonuçların ortaya çıkmasını beklemiştim. Ancak, ortaya aydınlatıcı yeni bir verinin çıkmak olasılığı kalmamıştır. Bundan sonra olsa olsa gerçekleri daha da örten mugalata dönemi başlar. Zaten olayın hemen arkasından sıcağı sıcağına verilen resmi bilgiler, olayı küçümsemek yönündeydi; “birkaç yaralı ve kesinlikle kaza” şablonuna oturtulmaya çalışıldı. Savunma Bakanından önce Orman bakanı yaptığı açıklamada işi takdir-i ilahiye, mukadderata bağlamış, hatta laf arasında görev yerinden ayrılıp namaza gittiği için kurtulan er’e işaret etmişti..

Değerli arkadaşlar,

Bu olay tam anlamıyla bir skandaldır, rezalettir, neresinden baksanız utanç vericidir.. Utanç verici olan olayın kendisi değil, olayı algılama biçimidir.. Neden ısrarla “kaza” olasılığı öne çıkartılıyor, anlamakta zorlanıyorum.. PKK-Grek-Ermeni-İsrail çalışması olamaz mı?! Mevcut koşullar göz önüne alındığında, bence kaza olasılığı % 10, profesyonelce hazırlanmış, kasıtlı bir düzenleme (sabotaj) olasılığı %90 olarak görünüyor.. İçerdekilerin hepsi öldüğünden, görgü tanığı bulunmadığından ve muhtemel açıklayıcı izlerin yok oluşundan dolayı, olayın nasıl meydana geldiği yalnızca hayal gücüne dayalı bir çözümleme gerektiriyor.

Bir el bombasının yere düşürülmesinin böyle bir patlamaya yol açması binde bir olasılıklıdır.. İstenirse bu deneysel olarak bile kanıtlanabilir. Mühimmat özel bir çaba gösterilmeden patlamaz. Yüzlerce metre uzaklara uçan ve kayalıklara çarpan, patlamamış (!) mermiler bulundu.. Yani mermiler büyük bir basınç etkisiyle bile cephanelik içinde patlamıyor, dışarıya fırlıyor ve tapa sistemleri tetiklenmediği için düştükleri yerlerde bile sağlam kalabiliyorlar..

Afyon ADD Şube başkanımız Cavit Bey’den aldığım bilgiye göre, Cephaneliklerin bulunduğu bölgeden 10 km uzaklıktaki (ve arada çok yüksek bir tepe var) Afyon şehir merkezinde patlamanın sesi duyulmadan bir “deprem” etkisi gözlenmiş; evler sallanmış, kabaca 3,0 şiddetinde (hissedilebilir !) bir depreme eşdeğer sallantı yaşanmıştır. M şiddetindeki bir depremde açığa çıkan enerji miktarı 101,5 M kg TNT patlamasında açığa çıkan enerjiye eşittir. M ~ 3 alırsak, en az 101,5×3 = 32 ton TNT vb. patladığını kestirebiliriz. Bir cephanelikte de zaten bu ölçeklerde patlayıcı bulunur. Bu kadar mühimmatın maddi değeri birkaç milyon doları pek geçmez, ama bu talihsiz Ülkenin asıl büyük kaybı, yerine konamayacak 25 genç insandır.

Bu patlama, daha önceki yıllarda Elmadağ MKE tesislerindeki ve Adapazarı Kolordu cephaneliğindeki patlamaları anımsatıyor.. Oralarda da olay basite indirgenmiş ve “kaza” denmişti.. Sorumlu olarak da ya bir gece bekçisi veya bir çavuş bulunmuştu.. Adapazarı’ndaki komutan ise terfi ettirilmişti hatta. MKE Genel Müdürü de makamını korudu.. Ne bir Kuvvet komutanı ne de Genel Kurmay Başkanı istifa etmeyi düşündü! Baksanıza şimdiki Genel Kurmay Başkanı da “her şey ortada” diyor, “konuşmam” diyor. Sanki turistik bir geziye gelmiş gibi dönüşünde Afyon’dan hediyelik kilimler alıyor..

Değerli arkadaşlar,

Bu Ordu hala Atatürkün Ordusu sayılır mı, sorgulamak gerekir.. Morali sıfır olan, disiplini gittikçe bozulan bir Ordu savaşabilir mi? Yıllardır sürdürülen saçma sapan terfi-temeyyüz usulleriyle, adeta üniformalı bürokratlara indirgenmiş subay-general yığınından, ciddi bir “milli savunma” beklenebilir mi?

Ben “Evet” diyemiyorum. æ (8.9.12)

Resmi, formal ve gerçek işsizlik

Resmi, formal ve gerçek işsizlik

Prof. Dr. D. Ali ERCAN
ADD Bilim Danışma Kurulu Başkanı
daliercan@gmail.com, 17.8.12

Değerli arkadaşlar,

İş ve işsizlik konusunda söylenenler, ister iktidar tarafından ister
muhalefet tarafından olsun yanlıştır..

Önce “iş”in ne olduğunu tanımlayalım ki işsiz olmak ne demektir anlaşılsın..

Toplumda “işi olmak” demek, kamu sektöründe, devlette, belediyelerde veya
özel sektörde herhangi bir kurumun maaş bordrosunda adı bulunmakla eşdeğer
bir kavramdır maalesef; işin gerçek üretimle ilgisi görmezden gelinir…

Bu anlamda alırsanız Türkiye’deki formal işsizlik, ekonomistlerin üzerinde
uzlaştıkları %20 dolayındadır.. 18-65 yaş arası çalışabilir toplum kesimi
(A. Saltık’ın eki : toplam işgücü arzı) nüfusun % 50’sidir; Yani 82 milyonluk Türkiye’de çalışabilecek durumda olan (kadın + erkek) yaklaşık 40 milyon insanın 8 milyonu
işsiz sayılıyor; Hükümet, çalışabilir durumda olan nüfus kesimini TÜİK verilerine
dayanarak, 25 milyon olarak alıyor ve yalnızca 2,5 milyon insanın (%10)
işsiz olduğunu söylüyor.

Öte yandan, işi reel üretimle ilişkilendirirseniz; o zaman Ülkemizin toplamda
ne ürettiğine bakılır.. Ülkemiz yılda yaklaşık 100 milyon ton petrol eşdeğeri
toplam enerji kullanarak 800 milyar $ düzeyinde bir ulusal gelir elde ediyor..
(A. Saltık’ın notu : 2011 sonunda 772,3 milyar $)

Oysa bu denli gelir Almanya’da veya Japonya’da 2,5 kez daha az enerji/iş
karşılığıdır. Almanya’da çalışan her 1 işçi karşılığı Türkiye’de 2,5 kişi
kullanılıyor veya her 2,5 işçiden 1,5 işçi “üretmeyen işçi” konumunda demektir…

Matematik anlatım ile Türkiye’de 15/25=0,6 oranında gerçek (reel) işsizlik vardır…

Sonuçta rahatlıkla şunu söyleyebiliriz :

Türkiye’de;

“resmi” işsizlik oranı %10,

“formal” işsizlik oranı %20 ve

“gerçek” işsizlik oranı ortalama %60’tır!

16 milyon insanın emeğidir aslında 80 milyonu besleyen, yaşatan.
Yani toplumda her 5 kişiden 1’i gerçekten çalışıyor, üretiyor
(sanayi, tarım ve hizmet alanlarında); öbürleri ondan geçiniyor. æ

Ahmet Saltık arşivinden