Etiket arşivi: POYRAZKÖY

Ne işimiz vardı?

Zafer ArapkirliZafer Arapkirli
Cumhuriyet
, 27.8.21
(AS: Bizim kısa katkımız yazının altındadır..)
Afganistan meselesi ile ilgili çok şey yazılıp çizildi. Hem sığ hem de derin ve bilgi dolu pek çok analiz dinledim ve okudum. Konunun ve bölgenin uzmanı değilim, ama benim baktığım açıdan konu “Emperyalizmin ve yedeğindeki güçlerin, yine darmadağın ettiği bir bölgede, yine içinden çıkılamaz hale getirilmiş bir kaotik yeni durum” olarak görülüyor.

Amerika Birleşik Devletleri öncülüğünde NATO’nun orada “aldığından daha da fazla berbat ederek bıraktığı” bir kargaşa ortamı görüyorum. Dahası, “Çağdışı, insanlık dışı bir zihniyete sahip ve daha da kötüsü emperyalistlerin kendi üretimi bir terör teşkilatının” eline geçen bir ülke görüyorum.

Türkiye Cumhuriyeti’nin bir vatandaşı olarak da tek bir soru soruyorum:

  • “Orada, bu kaosun ve kanlı kapışmanın orta yerinde bizim ne işimiz var?”

Suriye meselesi gibi “Sınırdaş, bölgesel çıkarlarımız olan ve ülke güvenliğimizi ilgilendiren” bir uluslararası sorun da olmadığına göre, Türkiye’nin hem kendi evlatlarını yani Mehmetçiğimizi hem de milyonlarca dolara baliğ imkânlarımızı seferber etmesi için nasıl bir sebep var?

Bunun cevabı kocaman bir “boşluk”tur.

O yüzden de hükümetin, mevcut durumun da gerçekçi bir analizini yaparak Kâbil’i ve ülkenin neredeyse tamamını ele geçirmiş olan Taliban çapulcularından gelen tehditleri de ciddiye alarak askerimizi geri çekmesini doğru bir karar olarak değerlendiriyorum. Her ne kadar çarşamba gecesi “geri çekme kararı”ndan hemen sonraki bir başka açıklamada “Havalimanının korunması ve denetimi ile ilgili niyetlerimiz sürüyor” denilse de bunu İngilizlerin “face saving” dedikleri türden, yani “zevahiri kurtarma” yani “efelenerek çıkmak” niyetli bir söz olduğuna ihtimal vermek istiyorum. Gerçek amacın ABD’ye yine (anlamsız ve ezik bir) “selam çakmak” olduğunu bilsem de…

Bırakın, emperyalist güçler ABD, İngiltere ve NATO, kendi yarattıkları kaosu ve pisliği kendileri temizlesinler. Bizden binlerce kilometre ötedeki bir meseleye bizim askerlerimizin hayatlarını kurban etmenin bir âlemi yoktur.

O asker gelip, delik deşik olmuş sınırlarımızı beklesin. Onca kaynak ve para, ülkenin başka ihtiyaçları için kullanılsın. Bu kadar nettir sorun. Kimse macera aramasın. Kimse “emperyalistlerin dümen suyunda ve stepnesi konumunda küresel bekçilik, jandarmalık” hayalleri peşinde de koşmasın.

28 ŞUBATÇI KOMUTANLAR

Zamanın komutanlarından birinin, bence düşüncesizlik ederek “Postmodern darbe” adını koyduğu ama aslında bir askeri darbe ile alakası olmayan 28 Şubat olayı, sivil muhataplarının bile “Bize darbe yapıldı” diyemediği bir hadisedir. Zamanın başbakanı Necmettin Erbakan ve yardımcısı Tansu Çiller’in, zamanın bakanlarından Meral Akşener’in bile “darbe mağduru sıfatı” ile müdahil olamadıkları bir davadır. Bir intikam ve kumpas davasıdır. Sahte delillerle ve bir yığın “açığı” ile, aslında açılmamış bile olması gereken bir utanç dosyasıdır, utanç davasıdır. Zamanın Genelkurmay Başkanı Orgeneral İ. Hakkı Karadayı’nın Özel Kalem Müdürü Hulusi Akar’ın bile (o dönem emir-komuta zincirinde olmasına karşın) sesini çıkaramadığı bir olaydır.

Haksız verilmiş bir kararın, sırf bir inat ve intikam uğruna infazına kalkışılması ve yaşlı komutanların içeri tıkılması Türkiye hukuk ve adalet sistemi adına bir utançtır.

Bunları söylerken asla “affedilip salıverilmelidirler” anlamına gelen bir talebi dillendirdiğim sanılmasın. O onurlu ve başı dimdik komutanlar, bence af talebinde bulunmamalı, “Aslanlar gibi, gerekirse ömürlerinin sonuna kadar” orada yatıp bu utanca karşı başlarını asla eğmemelidirler.

Asker olmak, vatan hizmetine ömrünü adamak, zaten bu anlama gelir. Ölüm “cezaevi hücresinde de cephede de gelse” kabullenilmelidir.

  • Asla bir yanlış yapmamışlardır.
  • Vatanın savunmasına koca ömürlerini adamış şerefli askerlerdir.
  • Gurur duyarız.
  • Allah gecinden versin, cenazelerinde de gider al bayrağa sarılı tabutlarına omuz veririz.
    ===========================
    Dostlar,

Değerli gazeteci – yazar Sn. Zafer Arapkirli’nin yazdıklarında itiraz edilecek nokta yok! AKP’nin Afganistan politikası emperyalist uyduluktan başka bir şey değildir ve en çok isyan ettiren de Mehmetçiğin kanının dökülmesidir. Biz Mustafa Kemal ATATÜRK‘ün “askerleri” olarak, O’nun tanımı ile “Ulusun yaşamı tehlikeye düşmedikçe savaş bir cinayettir.” düşüncesindeyiz. Erdoğan 2 oğlunu da askere yollamadı, şehitlere “kelle” bile diyebildi, yer – gök çok utandı O’nun yerine!

  • Hele hele Bay RTE‘nin “Talibanla da zaten zihniyet farkımız yok…” anlamındaki sözlerini kesinkes reddediyoruz. Gerçekte Erdoğan bilinçaltını elevermiştir. Taliban kurucularından Gülbeddin Hikmetyar’ın dizinin dibinde çekilmiş gençlik fotoğrafları arşivlerdedir.


Yılların Erdoğan’ı ıslah ettiğini düşünmek için elde hiçbir veri yok; İTİRAF ORTADA!

Bu arada “yetmez ama evet” çi liberal dönek ve de işbirlikçi solcuların başımıza bela ettiği AKP iktidarı bağlamında çookk derin, kapsamlı, içten… ama NAFİLE özeleştiri yapmaları gerek. Hiç olmazsa Tarih babanın gönlü olsun (!) Yanılgı olağan da, şu “5. kol misyonu” içimizi kemiriyor. Bize sorarsanız, bağışlayası değiliz, ağzımızı doldurup “Allah belanızı versin!” diyesiyiz.
***
Ergenekon, Balyoz, OdaTV, Askeri Casusluk, Poyrazköy… ve Gezi davası olarak bilinen sahte (kurgu, kumpas, tertip, hileli, tuzak, intikam) “yargı süreçlerine” (!) 24 yıl sonra 28 Şubat dosyası da eklendi; yazık!

Emekli generaller Çevik Bir, Çetin Doğan, Hakkı Kılınç, Cevat Temel Özkaynak, Erol Özkasnak, Fevzi Türkeri, Yıldırım Türker, İlhan Kılıç, Aydan Erol, Kenan Deniz, Ahmet Çörekçi, Çetin Saner, İdris Koralp ve Vural Avar.. 14 yurtsever kahramanımız;

  • Hukuka apaçık aykırı olarak, sözde hukuk adına verilen kararlar sonucunda hapse atıldılar! Kin – intikam – gözdağı – gündem oyunu, SİYASAL İSLAM… her şey var ama ADALET yok! 

Emekli – yaşlı generallerimize yapılan insanlık dışı zulmü biz de şiddetle, esefle kınıyoruz.

Sorunu web sitemizde 21 Ağustos 2021 günü işlemiştik, okumak ve paylaşmak için lütfen tıklayınız..

Sevgi ve saygı ile. 29 Ağustos 2021

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net          profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter  @profsaltik

SİZİN “BORU” DEDİĞİNİZ ASLINDA…

SİZİN “BORU” DEDİĞİNİZ ASLINDA…

V. Murat Tulga / Emekli Kurmay Albay
Odatv.com, 07.02.2020

Sizin “boru” dediğiniz aslında kokuşmuş, çürümüş hukuk uygulamalarıdır, kumpaslardır. O “boru” hukuksuzluğun, adaletsizliğin ta kendisidir…

Genelkurmay Eski Başkanlarından Emekli Orgeneral İlker Başbuğ, bir haber kanalına verdiği mülakatta, Meclisten bir gecede geçirilen torba yasadaki, “Asker kişilerin Özel Yetkili Mahkemelerde (ÖYM) yargılanması”na ilişkin maddeyi hatırlatarak, “26 Haziran 2009’da askeri şahısların, askeri mahalde işledikleri suçlar da dâhil ÖYM’de yargılanmasının önünü açan yasa teklifi getiriliyor. Bunu kim hazırladı? Tamamen FETÖ ile ilgili, bu araştırılsın” demiş.

Demiş de, noksan söylemiş.

Başbuğ’un görev süresince yaptıkları ve yapamadıkları tartışmaya açıktır. Bu süreçteki vebali çoktur. Bu nedenle ifadesi noksandır, sürecin tümünü kapsamamaktadır. Bu nedenle,“Ülkemiz insanı balık hafızalıdır, çabuk unutur, unutulmasın” diye ben kronolojiyi kabaca bir hatırlatayım dedim.

– 12 Şubat 2009 günü Taraf Gazetesi, askerlerin sivil savcılar tarafından soruşturulması için bir yazı kampanyası başlatır…

– Adli Tıp, Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsü ve TUBİTAK’a yeni atamalar yapılır. (Bu kurumların verdiği evlere şenlik adli tıp, bilirkişi raporlarını hatırlayalım…)

– 26 Haziran 2009 günü gece baskını ile AKP, TBMM’de CMK/250 son maddeye değişiklik yapan (Asker kişilerin sivil mahkemelerde yargılanması) yasayı meclisten geçirir ve tasarı yasalaşır. (Neden? Çünkü Balyoz Davası hazırlanmaktadır, yakında piyasaya çıkartılacaktır.)

– Bu yasaya yönelik olarak ana muhalefet CHP Anayasa Mahkemesinde iptal davası açar.

21 Ocak 2010 günü Taraf Gazetesinde Sahte Balyoz belgeleri yayınlanır,  savcılar soruşturma başlatır. Aynı gün Anayasa Mahkemesi ana muhalefetin iptal davası hakkında karar verir, yasayı iptal eder. (Fakat buna rağmen sivil savcılar Balyoz soruşturmasını durdurmazlar!)

– AKP tarafından 12 Eylül Anayasa Değişiklik Referandum taslağına bu yasa tekrar ilave edilir ve 12 Eylül 2010 günü referanduma “Evet” çıkar.

– 12 Eylül 2010 referandumu için FETÖ lideri Gülen “Mezardakileri bile kaldırarak o referandumda evet oyu kullandırmak lazım” der.

– Bu referandumla HSYK, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay yapıları da değiştirilir.

– HSYK, Balyoz Davasının başlamasından 48 saat önce davayı görecek 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi Başkanını değiştirir. (Kendisi Hâkim müsvettesi Ömer Diken olur, 15 Temmuz sonrası FETÖ’den hüküm giydi…)

– Referandum sonrası HSYK için yapılan seçimlerde iktidar yanlısı liste firesiz HSYK’ya seçilir.

– “Haberal Davası”  diye bilinen tazminat davasında hâkimlere tazminat ödettirilmesine karar verilir, iktidar tedbirini alır, bu tür tazminatların devlet tarafından ödenmesi yönünde yasa çıkartır. (Sonra tekrar bu yasa değiştirildi…)

– ÖYM’lerin kararlarına bakmak üzere Yargıtay’da yeni 16’ncu Daire kurulur. Nokta atamalar yapılır. (Kumpas Davaları onaylayan Yargıtay’ın bu Dairesinin bazı üyeleri 15 Temmuz sonrası hüküm giydiler…)

– Kararları siyasi iktidarca tasvip edilmeyen ÖYM hakim ve savcıları yapılan atama ve baskılar sonucu görevlerinden uzaklaştırılır veya yetkisiz mahkemelere atanır.

– Anayasa Mahkemesine yeni üyeler atanır.

– Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi(AİHM)’ne gidişin önünü kesmek için Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Yasası çıkartılır. (24 Eylül 2012)

– AİHM nezdindeki ülke kadrosuna İktidar Partisi yanlısı yazılar yazmakta olan bir kişinin eşi atanır. (Bu şahsın AİHM’deki yanlı uygulamaları AİHM’e şikayet edilmiştir…)

– ÖYM’ler haddini aşar, ÖYM’ler kaldırılır (02 Temmuz 2012), fakat ellerindeki eski kumpas davaları sonuçlandırmalarında bir sakınca görülmez!

Balyoz, Ergenekon, Casusluk Davası, Poyrazköy, Atabeyler vs. davalar sonuçlanır, Emekli Orgeneral İlker Başbuğ dâhil, birçok askeri şahıs cezalara çarptırılır.

FETÖ çok olur, iktidarı da hedef alır, 17-25 Aralık 2013 olur.

– AKP Milletvekili ve Erdoğan’ın Siyasi Danışmanı Yalçın Akdoğan, 24 Aralık 2013’de, “Türk Ordusuna kumpas kurulduğunu” açıklar.

– Kumpas Davalar çöker ve yeniden yargılama süreçleri başlar ve çoğu dava beraatla sonuçlanır.

Devamı var fakat sayfalar yetmez. Makale yerine kitap çalışması olur…
Şimdi nispeten hatırladık mı? O halde devam edelim.

Sayın Cumhurbaşkanı, emekli orgeneralimize çok kızmış, “Düzenlemenin amacı, darbelere zemin hazırlayan, hukukun işlemesinin önüne geçen, yanlış bir uygulamanın düzenlenmesidir. Suç işleyen kişinin asker kimliğinin ona ayrıcalık tanımasının ne hukukta ne de demokrasi de yeri zaten yoktur.  Elinde belge olmaksızın devletin sahip olmadığı birtakım iddialar üzerinden şunu bunu suçlayarak bu mücadele desteklenemez… Zaman zaman yanlış değerlendirmeleriyle kamuoyunun önüne çıkan bir eski Genelkurmay Başkanı ki kendisini gayet iyi tanırım, bu düzenlemeyi bahane ederek Meclisimizi toptan itham eden birtakım açıklamalar yapmıştır. Şimdi ben, özellikle kendi grubumuza sesleniyorum; burada Parlamentonun hukukunu korumak için süratle hepiniz dava açmalısınız.” buyurmuş.

Daha sonra da Parlamentonun hukuku boru ile sindirilemez…” diye bir ifade kullanmış. Bunca yaşanana ve aldanmışlığa karşın…

Bizler, sizin önayak olduğunuz, siyasi sorumluluğunuz bulunan yasalarla, yıllarca Silivri, Hasdal, Mamak vs. cezaevlerinde yatan şerefli Türk Subaylarıyız.

  • Hala bizden özür dilenmedi, arkadaşlarımızı mahpuslarda şehit verdik.

Mesleğimizden olduk, tasfiye edildik. Yerlerimize atananlar da 15 Temmuz Hain Darbe girişimine kalkıştılar.

Tüm bunlara karşın yine de siz haklısınız ha?

2000’li yıllarda, Türkiye’de yapılan birçok haksızlık ve kanunsuzluğun haklı ve gerekli olduğunu kabul ettirmek amacıyla, askeri darbe ve vesayet konusunu canlı ve güncel tutarak sözde demokratikleşme gerekçesiyle nelerin mümkün hale getirildiğine, bunlar yapılırken kimlerin kimlerle omuz omuza olduklarına yakinen şahidiz. Yoksa

  • .. işin boru, hukuk veya demokrasi falan olmadığını da çok iyi biliyoruz ve görüyoruz da.
  • Sizin “boru” dediğiniz aslında kokuşmuş, çürümüş hukuk uygulamalarıdır, kumpaslardır.
  • “boru” hukuksuzluğun, adaletsizliğin ta kendisidir.

Biz bunları yaşadık, yılmayacağız, yaşadıklarımızı da sonuna kadar haykıracağız…

BİZLER HARBİYELİLERİZ

LÜTFEN SONUNA KADAR OKUYUN
İŞTE BİZ BUYUZ, BİZLER HARBİYELİLERİZ


E. Albay Ömer ERBIYIK 

24 Şubat 2018

(AS: Bizim katkımız yazının altındadır..)

Bizler Harbiye ruhu ile yetiştirildik. Kalplerimize vatan sevgisi kazındı.
Bayrağımız için, vatanımız için yeri geldiğinde ölmeye yemin ettik.
Çocuklarımızı, eşlerimizi bırakıp birçok memurun gitmemek için gayret gösterdiği,
Devreye torpil mekanizmasını sokmaya çalıştığı ,
Hatta istifa  ederek gitmediği yerlere bizler gideriz.
Hatta oralarda canımız pahasına terörle mücadele ederiz.
Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarında vatan için, milletimizin güvenliği için şehit olanlar da biziz. Şehitlik ve gazilik bizler için onurdur, bunu böyle biliriz.

Bizleri dualar ederek bekleyen,
Arkamızdan her gün göz yaşları döken sadece eşlerimiz, çocuklarımız ve de birkaç sevenimiz vardır. Kaçınızın çocukları, eşleri “Kocam şehit mi oldu?”,”Babam şehit mi oldu?” diyerek  haberlerde her gün ölüp ölüp dirilmiştir? Kaçınız bu duyguyu anlayabilir?

Ankara’dan, İstanbul’dan birçok kişi ahkam keserek, malum TV kanallarında boy göstererek masa başında sözüm ona ülkeyi kurtarırlar. Soruyorum sizlere : “Kaloriferli evlerinde sıcacık  yatarken acaba kaç kişi dağlarda yorganı kar olan, yağmur olan,
Dondurucu soğuklarda günler süren operasyonlardaki askerlerin halini düşünmüştür?”
Kaçınız bırakınız ayları, bir haftayı, bir gece dahi o bölgede dağlarda kalma cesaretini gösterebilir? Bırakın dağlarda mücadele etmeyi o bölgede seyahat etmekten dahi korkar birçok kişi.

Evlatlarınız askere gidince dönünceye kadar geceleri dahi kabuslar görenler,
Evlatları askerden döner dönmez hemen her şeyi unutmaz mı?
O bölgeye çocuğum, eşim gitmesin diye kaç kişi torpil bulmaya çalışmıştır. Açık yüreklilikle söyler misiniz lütfen. Ama söz konusu vatan olunca  mangalda da kül bırakmayanların kendi çocuklarının askere gitmesi söz konusu olunca “Bedelli Askerliği” seçtiklerini veya “Çürük”  raporu aldıklarını basından takip ediyorsunuzdur herhalde.
Yeri geldiğinde “Allah bize de şehit olmak nasip eylesin” diyenler de sahi kimler?
Masa başında oturarak şehit olanları ben hiç görmedim.
Unutmayınız ki, terörle mücadele etmek herkesin değil ER kişilerin işidir.

Terörle mücadele elbette İMAN ister, YÜREK ister,
VATAN ve BAYRAK sevgisi ister, KAHRAMANLIK ister.
Dikkat ediniz DANTELLİ KEFENLER giyerek meydanlarda gezmek birilerine,
Kanlı üniformalarıyla defnedilmek askere nasip oluyor.
Unutmayınız Allah şehitlik mertebesini herkese nasip etmez.

İftiralarla, kumpaslarla hapislerde çürüyenler bizler,
Müslümanlığı alet ederek güç sahibi olmak isteyenlere inananlar sizlerdiniz.
Askere iftiralar atılırken toplum tarafından, hatta bazı komutanlarımız tarafından sahip çıkılmayan da bizler değil miyiz?
Evet evlatlarımız göz yaşları dökerken, eşlerimizin göz yaşı pınarları kururken, kahpece iftiralara maruz kalanlar da bizleriz elbette.

Malum kesimlerin planları ile bunların destekçilerinin “Ülke bağırsaklarını temizliyor.“ nidalarıyla, PKK’lı teröristlerin tanıklıklarıyla hapse atılanlar da bizleriz. Bunlar Allah’tan da  korkmadılar, kuldan da utanmadılar. PKK’lı teröristlere dahi yapılmayan,
Sabah’ın 4’ünde evlerimiz basılarak çocuklarımızın göz yaşları içinde ve de “babaa babaa” diyen haykırışları ile götürülenler de yine bizleriz.
Çocuklarımızın oyun CD’lerine el koyanları,

  • Getirdikleri kendi üretimleri olan suç delillerini evlerimize yerleştirip “işte bulduuk, işte bulduuk “diye kıçlarını yırtanları

ne de çabuk unuttunuz değil mi?

FETÖ’cülerin devlet kurumlarında, özellikle Silahlı Kuvvetler ile yargıda yaygınlaşmasının sorumluları kimlerdi?
Bu kişiler kimlerin siyasi desteği ile biz masum askerlere, kader arkadaşlarımıza alçakça  operasyonları yaptılar? Bunu asla dile getirmezsiniz.
Orduyu milletten ayırmaya çalışanlara ses çıkarmadınız.
Yandaş medyanın “zalim ordu”, “dinsiz ordu”, “darbeci ordu” iftiralarına da ses etmeyenlerdiniz.
O dönem kaçınız bize, askerine sahip çıktı ki? Silahlı Kuvvetlerin o dönem aldığı yara bugün hala devam etmektedir. Bu yaranın iyileşmesi de yıllar ama yıllar alacaktır.

Bu çirkinlikler yaşanırken, çirkin iftiralara maruz kalan silah arkadaşlarımıza sahip çıkmayan komutanların kimler olduğunu da gayet iyi biliyoruz. Hapse atılan arkadaşlarımızın ailelerine de nasıl sahip çıkılmadığını,
Sadece moral için dahi olsa ziyaret dahi edilmediklerini yaşayarak bilenlerdeniz.
Bu mu silah arkadaşlığı, bu mu kader arkadaşlığı?

“Atatürkçü subayları tasfiye etmek için”  bir ay içinde KADRO DEĞİŞİKLİĞİ yaparak Güneydoğu ve Doğu’nun birçok alakasız yerine “ihtiyaç olmadığı halde” Albay kadrosu açıp  buralara Albay’ları gönderip emekli olmaya zorlayan komutanlarımıza ne dersiniz?
Yazıklar olsun, yazıklar olsun ,yazıklar olsun. Biliniz ki unutmadık bunları.
Unutmadık, unutmayacağız. O komutanlar bugün tarihin çöplüğünde yerlerini aldılar.

Tatbikat ve gece eğitimlerinde, Çoğu kez hafta sonu tatillerinde ,
Hatta birçok tatil günlerinde ilave hiçbir ücret almadan çalıştığımızı biliyor musunuz?
Güneydoğu’daki görevlerimizde de hiçbir ilave mesai ücreti almadan çoğu zaman 8 saat değil 24 saat görev yaptığımızı,
Karakollarda Mehmetçikle yatıp Mehmetçikle kalktığımızı kaçınız bilirsiniz, söyleyiniz kaçınız?
Dini bayram tatillerinde sizler ana, baba ziyaretlerinde şehir dışlarında,
Bizler kahraman Mehmetçiklerimizle bayramlaşmak için kışlalardayız.

Güneydoğu’daki birçok görev yerine, her defasında eş ve çocuklarını batıda yalnız başlarına  bırakarak giden,
Bu  görev yerlerimizde eş ve çocuklarımızın hasreti ile yıllarca görev yapanlar da bizleriz.
Çocuklarımıza çoğu kez hem analık hem de babalık yapan,
Onların her türlü sıkıntılarıyla tek başına ilgilenmeye çalışan,
Kimsesizliklerini kimselere anlatamayan gözü yaşlı eşlerimizin ruh halini kaçınız anlar?

Küçük olup da babasının yüzünü  unutan çocuklar,
Geceleri yalnızlıktan korkan eşler,
Bir türlü geçmeyen geceler,
Küçücük çocuklarının nefesinden cesaret almaya çalışan görünmez kahraman olan eşler,
Ana, baba ve yakınlarının cenazelerine dahi yetişemeyen bizler.

Çok sık yapılan tayinlerden dolayı sık sık okul değiştirir çocuklarımız. Her gittiği okula ve arkadaşlarına adapte sorunu yaşar çocuklarımız. Eğitim durumu olumsuz etkilenen çocuklarımız. Bütün bunlar ve baba özlemi ile Psikolojisi bozulan yine bizim çocuklarımız, yine bizim çocuklarımız.

Orduevlerine girebilmek için maaşlarımızdan her ay para kesildiğini,
Emekli subayların yıllık bandrol parası ödemeden orduevlerine alınmadığını,
Çocuklarımız evlenir evlenmez jet hızıyla askeri kimlik kartları iptal edilerek orduevlerine alınmadığını kaçınız bilirsiniz?
Acaba bu jet hızı ile askeri kimlik kartı iptalini sağlayanlar Ordu içindeki FETÖ’cü subay, astsubayları tespit etmede neden bu jet hızı reaksiyonu göstermediğini de sarmak gerekir.

Her kurumun mesleklerinden dolayı birçok maddi avantajları, sosyal tesisleri olmasına rağmen  onlara ses çıkarılmazken Orduevleri’nde içtiğimiz bir bardak çayın parasını bile vicdansızca eleştirmez misiniz?
Sizlerin çok büyük bir bölümü mesleğe bir yerde başlar.
En fazla bir iki yer değiştirdikten sonra emekli olurken, bizlerin meslek hayatı boyunca 10-11 defa tayin gördüğümüzü,
Her tayinde eşyalarımızın zarar görüp birçoğunu attığımızı hiç dile getirmezsiniz.
Bir evin kaç günde toplandığını, çekilen o sıkıntıları kaçınız bilir ki?
Tayinlerde devlet asla ve asla evden eve nakliyat parası bize ödemez.
Gittiğimiz yerde ev bulana kadar ailece kaldığınız otel parasını da bize ödemez.

Eğer lojman puanımız yeterli ise bütün memurlara tanınan haklar gibi bizler de lojmanda oturabiliriz. Ancak puanı yeterli olmayan bir subay hangi rütbede olursa olsun asla lojmanda oturamaz. Dışarıda oturan silah arkadaşlarımız da terör örgütlerinin hedefidirler. Haberlerde ise dışarıda oturan asker kişilerin şehit edildikleri, ya da saldırıya maruz kaldıkları ya hiç söylenmez ya da şöyle böyle geçiştirilir.

Birçok kişinin utanmadan “subaylar bedava lojmanlarda oturuyorlar, hatta elektrik, su ve yakıt  ücreti ödemiyorlar.” demeleri ise bizleri kahreder. Unutmayınız ki bunların paralarının hepsini kuruşu kuruşuna öderiz. Şu anda birçok yerde askeri lojmanlar çok eski, kırık dökük ve de bakımsızdır. Eğer lojman çıkarsa buraları kendi paramızla adam etmeye çalışırız.

Kantinlerimizden aldığımız ürünlerin ücretini ödeyerek alış veriş ederiz. Sivildeki bazı kişiler kantinlerden ücret ödemeden ürün aldığımızı vicdansızca dile getirirler. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olursan, hele ki art niyetli olursan böyle dersin. Yazıklar olsun demekten başka bir şey diyemiyorum.

Puanı yetmeyen birçok subay askeri kamplarda kalamazlar. Kendilerine o yıl kamp çıkanlar ücreti mukabilinde kalırlar. Bu kamplardaki fiyatlarda birçok kurumun aynı ayardaki sosyal tesisinden pahalıdır. Kamptan bir kez yararlandığınızda yıllarca kamp çıkmadığını kaçınız bilir?
Eğer kampa günübirlik yatılı olmayacak şekilde gidecekseniz, öyle ücret ödemeden bedava  asla giremezsiniz. Orduevleri’nde de dışarıdaki otellere yakın oranda ücret ödeyerek “EĞER YER VARSA” kalabiliriz. Ama şunu da biliniz ki, çoğu zaman gittiğinizde yer yok derler. Bunlardan hiç haberiniz var mıdır? Diğer meslek gruplarının kampları, kantinleri, otelleri ise nedense
hiç de gözünüze batmaz.

Ayrıca güneydoğu görevlerimiz esnasında çift maaş aldığımız “YALANLARINI“ söyleyenlere  de yazıklar olsun diyorum. Her ay kendi maaşlarımızdan OYAK’a para kesilir. OYAK’tan aldığımız parayı da hesaba katarak “Askerler emekli olunca fazla emekli parası alıyorlar” diyerek göz dikenlerin vicdanları sızlamaz mı? Hiç utanmaz mı? OYAK’taki paralar bizlerin
alın teri ile kazandığımız, maaşlarımızdan her ay kesilen birikimlerimizdir. Bu durum iyi bilinmelidir.

Birçok memura belli dönemlerde ilave maaş artışı, özlük haklarında iyileştirme yapılırken, bizim üvey evlat muamelesi gördüğümüzü de unutmayalım. Vatanı korumak söz konusu olunca “birinci hatta “ nimetler söz konusu olunca “ihtiyatta” olduğumuzu da gayet iyi biliriz .
Kısacası nimetlerde üvey evlat gibiyiz. Hangi asker ve onun eşi, çocukları, damatları, gelinleri, yakınları köşeyi dönmüştür? Söyleyen var mı? Ama bir de geçmişten bu yana birçok siyasetçilerimize, onların damatlarına, çocuklarına, gelinlerine, eniştelerine bir bakınız. Yeri gelince “Bal tutan parmağını yalar” dersiniz. Devletin malı bal değildir. Bunda fakir fukaranın kısacası herkesin payı  yok mudur?

Evet bizler buyuz, vatan için ölmeye hazır Harbiyelileriz.
Vatan söz konusu olunca bizim için her şey teferruat olur.
===============================================

Değerli Albay Ömer ERBIYIK,

İçinizi dökmekle iyi ettiniz.. Halkımız bu acı gerçeklerin büyük bölümünü bilmiyor olabilir.

Biz Ergenekon – Balyoz- Poyrazköy… vb. kumpasları taa başından fark ettik ve doğru konum alarak Kemalist subaylarımızı sahiplendik.

Kezlerce Silivri’ye geldik Ankara’dan..

Ankara’da SESSİZ ÇIĞLIK eylemlerinin neredeyse tümüne katıldık ve konuşma yaptık, uyardık, yol gösterdik..

web sitemizde sabahlara dek çalışıp makaleler – raporlar yayınladık.. Uyardık, çağrı yaptık..

Ancak 12 Mart ve 12 Eylül’de halkımız, bizim ailemiz çooooooooooooooook  ağır bedeller ödedi. Bunları da unutmak olanak dışı..

EMEĞE SAYGILI HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ, insan – yurt sevgisi, demokrasi, hoşgörü… hepimize gerek.

Ülkemiz için güzel eylediğiniz her şeye teşekkür ederiz.
Ancak yanlış ve hukuk dışına çıkanlar için hem özeleştiri dileriz hem de yargıda hesabının verilmesini..

Sevgi ve saygı ile. 07 Mart 2018, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

  

ÇARŞAMBA İĞNELERİ – 06.12.2017

ÇARŞAMBA İĞNELERİ – 06.12.2017

Naci BEŞTEPE

VEKİL
AKP Ordu mv. Metin GÜNDOĞDU, protokol tribününe çocuklarını sokmaması için uyarıda bulunan görevliyi darp etti.
AKP’li vekildir, ne yapsa yeridir…

BOŞ
Diyanet sitesinde “boşadım, boş ol” ifadelerinin boşanma için yeterli olduğu yazıldı.
Diyanet böyle, kadın köle…

KADINLARIMIZ
CB Başdanışmanı Av. Özlem ZENGİN, Erdoğan’ın başbakanlığından başlayarak
kadınlarımız için hukuk alanında fevkalade iyileştirmeler yapıldığını söyledi.
Ne demezsin; erken yaşta evliliğe ceza azaltılması, müftü nikahı, türban özgürlüğü…
Say say bitmez…

TRT
Kılıçdaroğlu, ”kutuyu açıyorum” deyince TRT yayını kesti.
Açtırma kutuyu, gösterme kötüyü!…

ÖRGÜT
AB, FETÖ’yü terör örgütü olarak kabul etmediklerini ve etmeyeceklerini açıkladı.

Bekle kapısını, besle yılanı…

KAÇIRMAK
AKP’li Mustafa ŞENTOP, “Zarrab’ın gidişine seyirci kalmak ihanettir.”
Zarrab’la işbirliği yapıp rüşvet yemek vatana hizmettir!…

SAHTE
Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı belgelerle ilgili soruşturma açılması
TBMM’de AKP ve MHP ‘lilerce engellendi.
Reza’nın Bakanları da bu Meclis’te aklanmıştı. Hiç yanıltmazlar…

AVUKAT
Halk Bankası parasıyla tutulan avukatlar, genel müdür S. ASLAN’ın rüşvet aldığını itiraf etti.
ABD komplosuna yardım için tutulmuşlar!…

SAVCILIK
Ankara Cumhuriyet Başsavcısı CHP’den belgeleri istedi.
Belgeleri onaylatacak Noter zor bulundu.
Savcı ne yapar? Papatya falına başlayın…

BORÇLU
Kişi başına borç 18 bin TL’yi geçmiş.
Dayanın yiğitler kamçıya!…

ŞEREF
Ali Ağaoğlu, ”Zarrab’a şeref madalyası takmalıydık” demiş.
Şerefsiz/e?…

FEDAKAR
Çalışma Bakanı asgari ücretliden fedakarlık istedi.
Rüşvetten fedakarlık edilse nasıl olur?…

HAYIRSEVER
Bahçeli’nin “şarlatan” dediği Zarrab’ı savcılık da “casus” ilan etti.
Beyler dikkat, hayırsever iş adamıdır kendisi…

ATASÖZÜ
ABD’li yargıç Türk atasözü öğrenmiş.
Gıda ihracatı (sıfır ihraç olduğunu itiraf etti) ödüllü Zarrab’a Türk diline hizmetten de
ödül verilebilir…

MAŞALLAH
RTE, ”Son bir hafta içinde bin teröristi etkisiz hale getirdik”
Dünya genelinde mi?…

DALGA
Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy, Casusluk, 28 Şubat, FETÖ derken Zarrab tutuklama dalgaları başladı.
Dalgalan Türkiyem dalgalan…

YAHU
Yolsuzluk şüphesi ile polis Netenyahu’nun evini bastı. Onbinlerce İsrailli başbakanı protesto etti.
İsrail’in milli sorunları yok galiba…

Türk vatandaşı Naci BEŞTEPE

Anayasa Mahkemesi’nin Önünde Adalet Nöbeti Sürüyor..

Anayasa Mahkemesi’nin Önünde Adalet Nöbeti Sürüyor..

Dostlar,

Anayasa Mahkemesi’nin önünde günlerdir Adalet Nöbeti tutan
avukatlar Şule Nazlıoğlu Erol, İlkay Sezer, Murat Ergün, Başkan Haşim Kılıç’la görüştü. Haşim Kılıç‘la yaklaşık 1 saat süren bir görüşme yapan avukatlar,
saat 12.00’de basın açıklaması yapacak.
(Şu dakikalarda bu basın açıklaması başladı, konuyu ayrıca işleyeceğiz..)

Nöbetin 2. gününde akşam 17:30 – 19:00 arasında 15 saat biz de nöbete katıldık.
ODATV’den Müyesser Yıldız öğlen saatlerinden beri oradaydı.
Yeniçağ’dan Yavuz Selim Demirağ ile ayaküstü konuştuk.
CHP eski Ankara Milletvekilerinden Av. Hakkı Süha Okay ile de..
Deneyimli hukukçu Okay, 5 numaralı sabit diskin apaçık suç üreten komplo oluşu karşısında Adalet Bakanlığı’nın yasa yararına bozma istemiyle Yargıtay’a başvuracak olmasını önemsiyordu. AYM’nin kararını ise kestirmekte zorlanıyordu..

– Mahkeme göreve
– AYM göreve
Mustafa Kemal’in askerleririyiz…
başlıca sloganlardı..

Ellerde bayraklar, kimilerinin üzerinde Yüce ATATÜRK‘ün kalpaklı posteri basılmış, çeşitli içerikte dövizler..

Bizim de bir elimizde bayrağımız, öbür elimizde bir döviz vardı..
Çankaya Belediyesi’nin Ahlatlıbel açıkhava dinlenme tesislerinin giriş kapısı önünde idik. Anayasa Mahkemesi de tam karşımızdaydı.
Mahkeme kapısı önünde 2 polis otomobili bir de irikıyım cipi önlem almıştı.

İlginç gözlemimiz ise, yoldan geçen araçların korna çalarak, el sallayarak ve
ışıklarını yakarak destek vermeleri idi. 1,5 saat boyunca bu olguyu dikkatle izledik.
Teker teker çetele tut(a)madık ama rahatlıkla söyleyebiliriz ki, yüzlerce araçtan 3/4’ü göstericilere sıcak destek verdiler. 3/4’ü olmasa bile kesinkes 2/3’ünden az değildi..
Büyük araçlardan TIR’lar, kamyonlar havalı kornalarını özellikle tempolu olarak çaldılar ve mimikleri ile jestleri ile, el sallayarak apaçık ve coşkulu destekler verdiler..

Bir canlı yayın aracı alan girdi.. CNN Türk’ten Cüneyt Özdemir’in 5N1K programı için geldiğini Yavuz Selim Demirağ gidip öğrendi ve “abla” diye seslendiği Müyesser Yıldız’a bilgi verdi..

Dönüşte otobüs durağında beklemekte olan orta yaş üstü bir bayanı, eşimizle birlikte bulunduğumuz otomobilimize aldık.. Hoşdere Cadddesi’nden inerken de evlerinin önünde bıraktık. Rahmetli Org. Teoman Koman Paşa’nın kızkardeşi Nur(h?)an Koman idi bu konuk yolcumuz. Çooook dertli idi 6-7 yıldır sürdürülen zulümden.
Ağabeyinin 27 Mayıs’ta Teğmen olduğunu, asılan 3 kişiden sorumlu olamayacağını isyan ederek anlatıyordu. Daha sonra darbelere karşı oluşu nedeniyle “tabutlukta yatırıldığını” da belirtti Koman Paşa’nın. Cezaevinde ağır hastalığına karşın dimdik durarak ailesine bile hastalığını söylemediğini, duruşmada bayılması üzerine ilerlemiş kanser olduğunu öğrendiklerini ve hastalığı yüzünden serbest bırakılmasının (tutuksuz yargılama) ardından kısa sürede (3 ay!), etkili sağaltım için geç kalınmış olduğundan sevgili ağabeyini gözleri nemli bize aktardı..

Tutsak askerlerin eşlerinin, çocuklarının, yakınlarının yaygın ölçüde ve
ağır depresyonda olduklarını, ilaçla ayakta kalmaya çabaladıklarını aktardı.
Bu zulmün “bir an önce”, dakika oyalanmadan bitirilmesinin zorunlu olduğunu vurguladı. 25 Aralık 2013’ten bu yana, TSK’ya kumpasın Başbakan ve danışmanınca
kamuoyu önünde ve gazete makalesiyle (STAR, Yalçın Akdoğan) itirafının üzerinden
4,5 ay geçtiği halde masum tutsakların salıverilmemesine isyan ettiğini belirtti.
Kendisinin de ciddi sağlık sorunları vardı ve yoğun sigara içiciliğini bırakamıyordu..

***************

ADD Genel Merkezi de eyleme destek kararı aldı ve
web sitesine aşağıdaki açıklamayı koydu :

*****

Haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlik tüm ülkeye egemen olmuştur.
Yargı, maalesef siyasal hesaplaşmanın aracı haline getirilmiş;
tarafsızlığını, bağımsızlığını ve evrensel değerlerini yitirmiştir.

Hukuk düzeninin ülkeye yeniden egemen olabilmesi için  yürütülen adalet arayışları neticesinde; Ergenekon, Poyrazköy, Oda TV, Şike ve 28 Şubat Davalarında
haksız ve hukuksuz olarak tutuklanan yurtseverler tahliye edilmişlerdir.

Şimdi sıra; kumpas kurularak, katakulli yapılarak yüzlerce şerefli Türk Askerinin
tutsak edildiği Balyoz ve Askeri Casusluk gibi davalardadır.

Bu davalarda insanların sahte ihbar mektuplarıyla, yasadışı dinlemelerle, sahte delillerle, tasarlanmış ve ayarlanmış bir kısım yargı mensuplarıyla mahkum edildikleri, sadece iktidar değil, iktidar yanlısı basın ve hukukçular tarafından da kabul edilmektedir.

Artık bu davalardan tutsak edilen kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının hapislerde tutulması mümkün değildir. Acilen tahliye edilmeleri gerekmektedir.

Bu kapsamda; Anayasa Mahkemesi’nden, Balyoz ve Askeri Casusluk Davası sanıklarının bireysel başvurularını acil olarak değerlendirmesi beklenmektedir.

Ancak, bireysel başvuruların üzerinden 6 ay’dan çok zaman geçmesine karşın
Anayasa Mahkemesi henüz kararını açıklamamıştır. Bu nedenle, adaletsizliğe karşı son umut olan Anayasa Mahkemesini göreve davet etmek üzere 05 Mayıs 2014 Pazartesi günü saat 13.30’da Anayasa Mahkemesi önünde Türkiye Emekli Subaylar Derneği ve diğer demokratik kitle örgütleri ile birlikte bir basın açıklaması yapılması ve daha sonra karar açıklanıncaya kadar Mahkemenin karşısında nöbet tutulması planlanmıştır.

Tüm dostlarımızın eş, dost ve yakınları ile birlikte basın açıklamasına katılımı beklenmektedir.

Saygılarımızla

Vardiya Bizde Platformu-Ankara

Not: Güvenpark’tan kalkan 103, 192-2, 192-4, 192-5 ve Akköprü’den kalkan 102 nolu otobüslerin İncek yolu üzerinde Anayasa Mahkemesi önünden geçtiği öğrenilmiştir. Hareket Memurluklarından da sorulabilir.

Ulus İtfaiye Meydanı’ndan da İncek dolmuşları kalkmaktadır.

YASA DIŞI DELİLE TAKİPSİZLİK ve VATAN HAİNLİĞİ


YASA DIŞI DELİLE TAKİPSİZLİK ve VATAN HAİNLİĞİ

portresi_kucukNaci BEŞTEPE
AYDINLIK
, 11.12.13

28 Ocak 2013’te, BALYOZ Davası mağdurları ve
VARDİYA BİZDE PLATFORMU olarak 108 kişi,
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduk.

Suç konusu, Tekirdağ Cezaevi’nde hükümlü bulunan Orhan AYKUT’un
basında çıkan açıklamaları idi.

Aykut, “BALYOZ olarak bilinen davada delil olarak kullanılan belgelerin bir çuval içinde uzun saçlı bir binbaşı ve Amerikalı senatörün getirerek İstanbul’da bir otelde İhsan ARSLAN’a teslim ettikleri, kendisinin İhsan Arslan’a bunun taşınmasında yardım ettiği, İhsan Arslan’ın da kayıtlara ekler yaptırdığını..” ifade etmişti.

İhsan ARSLAN ile, belge üretiminde ilişkili olan Ramazan AKYÜREK,
Mehmet
BARANSU ve İskender PALA’yı şikayet ettik.

                                    ACELE CEVAP

Yanıt 10 ay sonra geldi.

Başsavcı Mustafa BİLGİLİ imzası ile.

Özeti;

“Kamu davası açmak için yeterli şüphe oluşturacak delil yokmuş. 10. Ağır Ceza Mahkemesi de kararında delillerin yasa dışı elde edildiğini belirtmemiş.”

Geçen süre içinde 10. Ağır Ceza Mahkemesi gerekçeli kararını yazdı,
dosya Yargıtay’a ulaştı ve Yargıtay 9. Dairesi karar verdi. Yani karar kesinleşti.

Sen sağ ben selamet.

Yargı öyle diyor. Biz ne diyebiliriz?

Kanıtlar yasal yoldan elde edilmiş.

O zamanlar öyleydi.

                              HANGİSİ VATAN HAİNLİĞİ

MGK Belgeleri yayınlanıp RTE’ye iğnenin ucu değince işler değişti.

Bizim için değil tabi, AKP ve RTE için.

Bavulcu Baransu bir bavul dolusu evrakı yasal yoldan bulmuş.

Baransu 1. Ordu Kozmik Oda sorumlusu mu idi?

MGK belgeleri gizli de 1. Ordu savaş planları kamuya ve komşu ülkelere açık mı?

VATAN HAİNLİĞİ, yurt içinde bir kesime karşı alınacak önlemleri açıklamakla mı olur, yoksa bir ülkeye karşı savaş planlarımızı açıklayarak mı?

YA BUNLAR?

Suikast araştırıyorum bahanesi ile Özel Kuvvetler Komutanlığı Kozmik Bürosu’na girerek “GLADYO LİSTESİ” diye işgal durumunda yurt savunmasını örgütleyecek vatanseverlerin adlarını açıklamak nedir?

GÖLCÜK’te, savcının eliyle koymuş gibi bulduğu ve tutuklamalarda esas alınan belgeleri döşeme altına koyanlar neden araştırılmamıştır?

El bombası taşıyan askeri aracı ihbar ettirip Ankara Emniyeti’ne çektiren ve
medyaya servis ederek “ASKER DARBE / SUİKAST İÇİN MÜHİMMAT NAKLEDİYOR”
havası yaratanlar nerede?

BALYOZ Davası’nın gidişini değiştirecek olan Org. ÖZKÖK ve YALMAN’ın
ifadelerinin alınmaması nedir?

28 Şubat, ERGENEKON ve BALYOZ davalarının çökmesini sağlayacak
MGK kararlarını mahkemelere göndermemek nedir?

ERGENEKON’un kanıtı bombaların imha edilmesi neden soruşturulmamıştır?

ZİR VADİSİ’nde bulunan mühimmatın gömülme tarihi neden irdelenmemiştir?

Poyrazköy’de silahları krokisiz bulan polislerin ABD’lilerle ilişkisi
neden araştırılmamıştır?

  • Teğmen Çelebi’nin telefonuna SEHVEN (!) yükleme yapan çete,
    KASTEN nasıl kurtarılmıştır?

Bunların hangisi VATAN HAİNLİĞİ, hangisi HUKUKSAL, hangisi ADİL, hangisi İNSANİ?

                                       ADAMINA GÖRE                           

Tuncay GÜNEY, Osman YILDIRIM anlatınca delil olur, Orhan AYKUT anlatınca kuşku bile yaratmaz.

Artık öğrendik ki, ne olduğu veya nasıl olduğu değil, kime olduğu önemlidir.
Erhan TUNCEL önce “KARA” der sonra “AK” kabul edilir.

Çünkü hedef değişmiştir.

  • Baransu bavulu askere karşı kullanırsa YASAL KANIT,
    AKP-RTE’ye karşı kullanırsa VATAN HAİNLİĞİ’dir.

Adamına göre adalet.

BALYOZ Davasında Hüküm Alanlara 29 Ekim Kutlaması Yollayın


29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’
nda,

Hasdal-Hadımköy-Silivri- Mamak- Sincan- Şirinyer-Buca-Muğla

Cezaevlerindeki Atatürkçü-Vatansever  Tutsaklarla Dayanışmak için

  • Tutsaklara Bir Kartpostal Gönder!

Hasdal-Hadımköy-Silivri- Mamak- Sincan- Şirinyer-Buca-Mugla  Cezaevlerindeki
Atatürkçü-Vatansever  Tutsaklara  29. Ekim Cumhuriyet  Bayramı Nedeniyle
Kartpostal gönderme kampanyasına katıl!

Değerli ve Onurlu Türk insanı,

Bildiğiniz gibi AB-D talimatlarıyla Türkiye’de birçok Atatürkçü-Vatansever çeşitli tarihlerde ve yıllardır “Ergenekon, Poyrazkoy, Balyoz, Kafes, Atabeyler, Casusluk vb. gibi” tertipler ve senaryolar çerçevesinde, BOP projesini gerçekletirmek için, dayanaksız bir biçimde işbirlikçi Fetullahçı gladyo ve AKP Hükümeti “mahkemeleri” tarafından tutuklanmışlar ve Hasdal-Silivri- Mamak- Sincan- Şirinyer Cezaevlerine Tutsak olarak konmuşlardır.

Hepimizin de bildiği gibi, her dönemde Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Ulus Devletini, karşılıksız, ölümüne seven ve savunan bu kahraman insanlar, işbirlikçilerin ve onların efendisi olan ABD ve AB emperyalistlerinin karşısında Türk’ün şerefini, haysiyetini ve onurunu temsil etmekten bir adım geri durmamışlardır.

Biz yurtiçinde, yurtdışında ve tüm Türk coğrafyasında yaşayan, kalbi ve beyni Vatan ve Türk Dünyası’nın istikbali ve ebediyeti için çarpan her Türk’ün bu kampanyaya katılarak, Atatürkçü düşünceyi, Devleti ve Milleti kimsenin silemeyeceğini göstermek amacıyla ve 29. Ekim Cumhuriyet  Bayramımız  münasebetiyle,  tutsaklara kartpostal gönderme kampanyasına katılması gerektiğine inanıyoruz.  Bu amaçla, Atatürkçü yaşam tarzını benimseyen, savunan ve yaşayan bu kahraman önderlerle tek vücut olduğumuzu göstermek için her bir vatansevere ayrı ayrı kartpostal göndermeye ve bu konuda Atatürk’ün yaşam felsefesini benimseyen ve savunan her Türk ve Türk dostunu irili ufaklı düşmana karşı tek yürek olmaya çağırıyoruz.

  • Şimdi Atatürkçü-Vatansever önderlere sahip çıkma ve kampanya zamanı!

Kartpostal gönderme Kampanyasına haydi sen de katıl!

Atatürkçü VATANSEVERLER, Anavatan ve Türk Dünyası Sağolsun!

Ne Mutlu Türküm Diyene!

BU MESAJI tüm Türk Site ve iletişim ağlarına, gazetelere, televizyonlara, radyolara, dergilere, kurumlara, derneklere, sendikalara, vakıflara, Siyasi Partilere, Barolara ve diğer ilgili kuruluşlara  iletmeyi görev sayacağınızı umuyor ve bunu önemle
RİCA EDİYORUZ.

Saygılarımızla,

Türklere Soykırım Araştırma Vakfı, Lahey, Adına,

Sefa M. Yürükel,
Başkan

Lahey/Hollanda

Yazışma adresi : Turkish Genocide Research Foundation, postbus 13252 2501 EG Den Haag, Holland/Hollanda
Tel.. 0031686257388, 0047 95298366

sefamyurukel65@gmail.com
(Banka numarasi) Turkish Genocide Research Foundation,
Account nr:ABN AMRO IBAN NR: NL91ABNA0 52 23 36 841,

Den Haag, Holland/Hollanda

===================================

BALYOZ Davasında Hüküm Alanların (9.10.13) Adresleri

CEZAEVİ ADRESLERİ

HASDAL ASKERİ CEZAEVİ İÇİN ADRES:
3.KOLORDU KOMUTANLIGI ASKERİ CEZA VE TUTUKEVİ MD.LÜGÜNE
HASDAL –  İSTANBUL

HADIMKÖY ASKERİ CEZAEVİ İÇİN ADRES:
GANİ AKMAN KIŞLASI, CEZAEVİ HADIMKÖY – İSTANBUL

MALTEPE ASKERİ CEZAEVİ İÇİN ADRES:
MALTEPE ZIRHLI TUGAY ASKERİ CEZA VE TUTUKEVİ MALTEPE- İSTANBUL

MAMAK ASKERİ CEZAEVİ İÇİN ADRES: MAMAK ASKERİ CEZAEVİ
TURGUT ÖZAL BULV. ORGENERAL EŞREF AKINCI KIŞLASI, MAMAK/ANKARA

ŞİRİNYER ASKERİ CEZAEVİ İÇİN ADRES:
EGE ORDU KOMUTANLIĞI, ŞİRİNYER ASKERİ CEZA VE TUTUKEVİ BUCA/İZMİR

SİLİVRİ İÇİN ADRES : SEMİZKUMLAR MAHALLESİ, SİLİVRİ CEZA İNFAZ KURUMLARI KAMPÜSÜ  … NO.LU L TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU, KOĞUŞ …- …  SİLİVRİ / İSTANBUL

NOT: (Silivri’de koğuşlar ve bloklar için ayrı yazmak gerekiyor ve oraya mektuplar
en erken 1 ayda gidiyor …!!!)

ASKERİ CEZAEVLERİ İÇİN ADRES: KİŞİLERİN İSİMLERİNİ YAZIP göndermek yeterli.

SİNCAN İÇİN ADRES: ANKARA 1 NOLU F TİPİ YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI
CEZA İNFAZ KURUMU 
SİNCAN / ANKARA

İZMİR BUCA KAPALI-AÇIK CEZA İNFAZ KURUMU İÇİN ADRES:
BARIŞ MAH., MENDERES CAD., NO: 108 BUCA / İZMİR
TEL: 0 232 487 1366  FAKS: 0232 487 1365  GSM : 0 506 600 6280

HASDAL, HADIMKÖY ve MALTEPE’DE KALANLAR (Balyoz)

(LİSTE RÜTBE SIRASINA GÖRE KENDİ İÇİNDE SOYADINA GÖRE ALFABETİKTİR)

Adı Soyadı                                                                   YERİ

Turgut ATMAN
Koramiral Deniz CORA                                                  Hadımköy

Erdem Caner BENER
Tümamiral Ahmet Sinan ERTUĞRUL                               Hadımköy

Ayhan GÜMÜŞ

Gürbüz KAYA
Hv.Tümgeneral Bülent KOCABABUÇ                              Hadımköy

Kubilay BALOĞLU
E.Tuğa. Abdullah GAVREMOĞLU                                   Hasdal
Tuğamiral Ali Sadi ÜNSAL                                              Hadımköy

Fahri Can YILDIRIM

Dz.Kur.Alb. Kadri Sonay AKPOLAT                                Hadımköy

Dz.Kur.Alb. Enver AKSOY                                             Maltepe

Dz.Kur.Albay Muharrem Nuri ALACALI                          Hadımköy
Dz.Kur.Albay Nihat ALTINBULAK                                  Hadımköy

Dz.Kur.Albay Utku ARSLAN                                          Hasdal

Erdinç ALTINER

Dz.Kur.Albay Ergün BALABAN                                     Hasdal

Mustafa Haluk BAYBAŞ
Dz.Kur.Albay Servet BİLGİN                                         Hasdal

Hv.Kur.Alb. Şenol BÜYÜKÇAKIR                                   Hadımköy

Dz.Kur.Alb. Yaşar Barbaros BÜYÜKSAĞNAK                Hasdal

Çetin CAN
Alpay ÇAKARCAN
Dz.Kur.Alb. Taylan ÇAKIR                                            Hadımköy

Önder ÇELEBİ
Davut İsmet ÇINKI
Mehmet ÇOLPAN
Dz.Kur.Alb. Mehmet Cenk DALKANAT
Ahmet DİKMEN
J.Kur.Alb. Kahraman DİKMEN                                       Hasdal

Hv.Per.Kur.Alb. Hüseyin DİLAVER                                 Hadımköy

Dz.Kur.Alb. Faruk DOĞAN                                             Hasdal

Dz.Kur.Alb. Tayfun DUMAN                                           Hadımköy

Hv.Hak.Albay Ahmet ERDEM                                         Hadımköy

Celal Kerem EREN
Hv.Kur.Alb. Mehmet ERKORKMAZ                                 Hadımköy

Ayhan GEDİK
Ramazan Kamuran GÖKSEL
Dz.Kur.Alb Derya GÜNERGİN                                       Maltepe

Dz.Kur.Alb. Ender GÜNGÖR                                         Hadımköy

Bülent GÜNÇAL
Alb. Yüksel GÜRCAN
Ahmet HACIOĞLU
Hüseyin HANÇER
Cenk HATUNOĞLU
Dz.Alb. Meftun HIRACA                                                Hasdal

Dz.Kur.Alb. Zafer Erdim İNAL                                       Maltepe

Ender KAHYA
Alpar KARAAHMET
Bahadır Mustafa KAYALI
Engin KILIÇ
Dz.Kur.Albay Kıvanç KIRMACI                                     Hasdal

Mehmet Cem KIZIL
Jnd.Alb. Mustafa KOÇ                                                  Hadımköy

Dz.Kur.Albay İbrahim Özdem KOÇER
Dz.Kur.Alb. Ayhan Türker KOÇPINAR                           Hasdal

Cengiz KÖYLÜ
J.Kur.Alb. Erhat KUBAT                                               Hadımköy

Alb. Sefer KURNAZ                                                      Maltepe

Kur.Albay Dr. Ahmet KÜÇÜKŞAHİN                              Hasdal

Mehmet Baybars KÜÇÜKATAY
Abdullah Cüneyt KÜSMEZ
Dz.Kur.Albay Ümit METİN                                             Hadımköy

Rafet OKTAR
Dz.Kur.Albay Mehmet Cem OKYAY
Dz.Kur.Albay Bülent OLCAY                                         Maltepe

Dz.Kur.Albay Derya ÖN                                               Hasdal
Dz.Kur.Albay Mehmet ÖRGEN                                      Hadımköy

Emin Hakan ÖZBEK
J.Kur.Alb. Murat ÖZÇELİK                                            Hadımköy

J.Kur.Alb. Hüseyin ÖZÇOBAN                                       Hasdal
Dz.Kur.Alb. Hasan ÖZYURT                                          Maltepe

Dz.Müh.Alb. Devrim REHBER                                       Hasdal

Dz.Kur.Alb. Murat SAKA
Mesut Zafer SARI
Hv.Plt.Kur.Alb. Namık SEVİNÇ                                     Hadımköy

Dz.Kur.Alb. Aydın SEZENOĞLU
Dz.Kur.Alb. Hannan ŞAYAN
Dz.Hak.Alb. Ali Cengiz ŞİRİN                                       Hasdal

Dz.Albay Dora SUNGUNAY
Dz.Kur.Alb. Bayram Ali TAVLAYAN                              Hadımköy

Dz.Kur.Alb. Aykar TEKİN                                             Hasdal

Dz.Kur.Alb. Ali Yasin TÜRKER                                     Maltepe

Dz.Kur.Alb. Ali TÜRKŞEN
Levent Kerim UÇA
Dz.Kur.Alb. Ertuğrul UÇAR                                          Hasdal

Dz.Hak.Alb. Onur ULUOCAK                                       Hadımköy

Dz.Kur.Alb. Fahri Yavuz URAS                                    Maltepe

Dz.Kur.Alb. Murat ÜNLÜ
Dz.Alb. Fatih Uluç YEĞİN
Hanifi YILDIRIM
Necmi YILDIRIM
Albay Recep YILDIZ
Aziz YILMAZ
Dz.Yb. Armağan AKSAKAL
Dz.Kur.Yb. Mehmet AYGÜN
Dz.Yarbay Levent ÇEHRELİ
Yarbay Mehmet Ferhat ÇOLPAN
Yüksel GÜRCAN
Nail İLBEY
Dz.Kur.Yb. Ercan İRENÇİN
Dz.Yb. Ercan KİREÇTEPE
Gürkan KOLDAŞ
Süleyman Namık KURŞUNCU
Necdet Tunç SÖZEN
Fatih ALTUN
Mehmet Cem ÇAĞLAR
Eren GÜNAY
Erme ONAT
Özgür Ecevit TAŞÇI
Refik Levent TEZCAN
Kemalettin YAKAR
Mehmet ULUTAŞ
Muhammed SARIKAYA
Cihan ARIK
Teğmen Emre BALTACI
Mehmet Ali ÇELEBİ
İlhan BULAYIR
Astsubay Ali Oktay ŞAHBAZ                                        Hasdal

HASDAL’da KALANLAR (Gizli Belge Davası)

J.Mu.Yzb. Hamza KAYA                                              Hasdal

MAMAK CEZAEVİNDE KALANLAR – (Sözde Balyoz)

Hv.Tuğgeneral Mehmet ELDEM
Şafak YÜREKLİ
Yusuf AFAT
Gürsel ÇAYPINAR
Hakan İsmail
Hüseyin Ali DEMİR
Haldun ERMİN
Dz.Albay Cahit Serdar GÖKGÖZ
Dz.Kur.Albay Nuri Selçuk GÜNERİ
Taner GÜL
Yavuz KILIÇ
Dz.Kur.Albay Hakan Mehmet KÖKTÜRK
J.Kur.Alb. Mustafa ÖNSEL
Dz.Kur.Albay Murat ÖZENALP
İbrahim Koray ÖZYURT
Erhan ŞENSOY
Dz.Kur.Albay Berker Emre TOK
Hüseyin TOPUZ
Dz.Kur.Alb. Sinan TOPUZ
Yusuf Volkan
Dz.İsth.Yb. Cemalettin BOZDAĞ
Kürşad Güven ERTAŞ
Yusuf KELLELİ
Hüseyin TOPUZ
Ayhan Erdinç ATİK

MAMAK CEZAEVİNDE KALANLAR – (Sözde Gizli Belge)

Bülent ACACelalettin AKÇİL
Top.Kur.Alb. İrfan BULUT
Hami ÇETİNER
Engin ÇIRAKOĞLU
Mete Varol GÜNEŞ
J.Mu.Alb. Erdal ÖZKAN
İsth.Kur.Alb. Erdal ŞENER
Hv.Plt.Kur.Yb. Oğuz OKUYUCU
P.Bnb. Merdin KIŞKAN

SİLİVRİ CEZAEVİNDE KALANLAR (Sözde Balyoz ve Ergenekon)

Sevgi ERENEROL

Semizkumlar Mah., Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü, 8 nolu L Tipi Cezaevi, C-1 Koğuşu Silivri/İSTANBUL

E.Orgeneral Çetin DOĞAN
E.Tümamiral Deniz KUTLUK
E.Tümamiral Aydın GÜRÜL

Semizkumlar mahallesi, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü, 5 nolu L tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Koğuş F-9 Alt Silivri/İSTANBUL

E.Org. İlker BAŞBUĞ
E.Org. Hurşit TOLON
E.Org. Tuncer KILINÇ

Semizkumlar mahallesi, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü, 5 nolu L tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Koğuş F-9 Üst Silivri/İSTANBUL

Cem GÜRDENİZ
S. Okan KIRÇİÇEK
E.Tuğa. Alaettin SEVİM
E.Hv.Tuğg. Haluk SELVİ
Levent ERKEK
Dursun ÇİÇEK
E.Jan.Alb. Cemal TEMİZÖZ
E.Hv.Alb. Yusuf Ziya TOKER
E.Alb. Fuat SELVİ

Semizkumlar Mah., Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü Silivri 5 nolu L tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Koğuş C-10 Silivri/İSTANBUL                           

E.Orgeneral Hasan IĞSIZ

E.Tuğamiral Hasan HOŞGİT
E.Tuğamiral Hüseyin HOŞGİT
E.Tümamiral Özer KARABULUT
E.Koramiral Feyyaz ÖĞÜTÇÜ
E.Tümamiral Engin BAYKAL
E.Dz.Kur.Alb. Ümit ÖZCAN    5 B8 de mi?
Turgut KETKEN

Semizkumlar Mah., Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü 5 nolu L tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Koğuş C-19 Silivri/İSTANBUL

E.Hv.Korg. Korcan POLATSÜ
E. Hv.Korg. Ziya GÜLER
E.Tümg. Nuri Ali KARABABA
Beyazıt KARATAŞ
E.Hv.Tümg. Nedim Güngör KURUBAŞ
E.J.Alb. Kubilay AKTAŞ
E.P.Kur.Alb. Suat AYTIN
E.Alb. Mehmet YOLERİ

Semizkumlar Mah., Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü 5 nolu L tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Koğuş C-8 Silivri/İSTANBUL

Nuri ÜSTÜNER
E.Yb. Mehmet Seyfettin ALEVCAN

Semizkumlar Mah., Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü 5 nolu L tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Koğuş C-7 Silivri/İSTANBUL

E.Kora. Lütfü SANCAR
E.Korg. Hayri GÜNER
E.Korg. Doğan TEMEL
E.Tüma. Taner BALKIŞ
E.Tuğa. Mustafa KARASABUN
E.Tuğa. Turgay ERDAĞ
Sencer BAŞAT

Semizkumlar Mah., Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü 5 nolu L tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Koğuş C-4 Silivri/İSTANBUL

Hakan SARGIN

Semizkumlar Mah., Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü 5 nolu L tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Koğuş C-3 Silivri/İSTANBUL

E.Tümg. Uğur UZAL
E.Tüma. Fikret GÜNEŞ
E.Tuğa. Cem Aziz ÇAKMAK
E.Tuğa. Hakan ERAYDIN
E.Tuğa. İsmail TAYLAN
E.Tuğa. Fatih ILGAR

Semizkumlar Mah., Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü 5 nolu L tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Koğuş C-2 Silivri/İSTANBUL

E. Org. Bilgin BALANLI
A.Can ERENOĞLU
İsmail TAŞ
E.Tüma. Ali Semih ÇETİN
Yalçın ERGÜL
Osman KAYALAR
Mustafa Erhan PAMUK

Semizkumlar Mah., Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü Silivri 5 nolu Kapalı Cezaevi, Koğuş B-8 Silivri/İSTANBUL

E.Tümg. Tuncay ÇAKAN

E.Tuğg. Mehmet Kaya VAROL
E.Tuğg. Halil KALKANLI
E.Tuğg. İzzet OCAK
E.Alb. Bülent TUNCAY

Semizkumlar Mah., Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü Silivri 5 nolu Kapalı Cezaevi, Koğuş B-10 Silivri/İSTANBUL

E.Korg. Mehmet ERÖZ
E.Tümg. Ahmet YAVUZ
E. Tümg. Hasan Fehmi CANAN
E.Tuğg. Suha TANYERİ
E.Tuğg. İhsan BALABANLI

Semizkumlar Mah., Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü Silivri 4 nolu L tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Koğuş B-11 Silivri/İSTANBUL

Mustafa DÖNMEZ

Semizkumlar Mah., Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü Silivri 4 nolu L tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Koğuş B-9 Silivri/İSTANBUL

E.Korg. Ayhan TAŞ
E.Korg. Metin Yavuz YALÇIN
E.Tümg. Abdülkadir ERYILMAZ
E.Tümg. Behzat BALTA
E.Tümg. R.Rıfkı DURUSOY
E.Tuğg. Bulut Ömer MİMİROĞLU
E.Tuğg. Faruk Oktay MEMİOĞLU
E.Tuğg. Süha TANYERİ

Semizkumlar Mah., Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü 4 nolu L tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Koğuş B-8 Silivri/İSTANBUL

E.Ora. Özden ÖRNEK
E.Org. Halil İbrahim FIRTINA
E.Org. Şükrü SARIIŞIK

Semizkumlar Mah., Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü 4 nolu L tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Koğuş B-7 Silivri/İSTANBUL

Mehmet OTUZBİROĞLU
Kadir SAĞDIÇ
Korkut ÖZARSLAN
Yurdaer OLCAN
Haydar Mücahit ŞİŞLİOĞLU
A. Bertan NOGAYLAROĞLU
Mustafa İLHAN
Hakan BÜYÜK

Semizkumlar Mah., Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü, 4 no.lu L Tipi Cezaevi, B-5 Koğuşu, Silivri/İSTANBUL

E.Tuğg. Mustafa Kemal TUTKUN
Mustafa ÇALIŞ

Semizkumlar Mah., Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü, 4 no.lu L Tipi Cezaevi, B-4 Koğuşu, Silivri/İSTANBUL

E.Alb. Muzaffer TEKİN
Mehmet Fikri KARADAĞ

Semizkumlar Mah., Silivri Kapalı Cezaevi ve İnfaz Kurumları Kampüsü, L Tipi, 1 nolu Cezaevi, F-9, Üst koğuş, Silivri/İSTANBUL

Kemal AYDIN
E.Kur.Alb. Orhan ÇOBAN

Semizkumlar Mah., Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü Silivri 1 nolu Kapalı Cezaevi, Koğuş F-8 Silivri/İSTANBUL

Ahmet Tuncay ÖZKAN
Hikmet ÇİÇEK
Mehmet Deniz YILDIRIM

Semizkumlar Mah., Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü Silivri 1 nolu Kapalı Cezaevi, F-7 Koğuşu Silivri/İSTANBUL

Semih Tufan GÜNALTAY

Semizkumlar Mah., Silivri Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü, L Tipi, 1 nolu Cezaevi, F-6 Üst Koğuş, Silivri/İSTANBUL

Doğu PERİNÇEK
Mehmet Bedri GÜLTEKİN
Erkan ÖNSEL

Semizkumlar Mah., Silivri Kapalı Cezaevi ve İnfaz Kurumları Kampüsü, L Tipi, 1 nolu Cezaevi, F-3, Silivri/İSTANBUL 

E. Bnb. Fikret EMEK

Semizkumlar Mah., Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü, 1 nolu L Tipi Cezaevi, F-3 Üst Tecrit Hücresi, Silivri/İST

E.Astsb. Oktay YILDIRIM
Turhan ÖZLÜ
Mehmet DEMİRTAŞ

Semizkumlar Mah., Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü Silivri 1 nolu Kapalı Cezaevi, Koğuş F-2 Silivri/İSTANBUL

Gazi Üsteğmen Av.Serdar ÖZTÜRK (Ankara’ya gelmek için müracaat etti)

E.Dz.Bnb. Levent BEKTAŞ
E.Alb. Mustafa Levent GÖKTAŞ

Semizkumlar Mah., Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü Silivri 1 nolu Kapalı Cezaevi, Koğuş B-4  Silivri/İSTANBUL

Prof. Dr. Yalçın KÜÇÜK – Oda TV – Ergenekon 2
Prof.Dr. Fatih HİLMİOĞLU – Ergenekon 2
Durmuş Ali ÖZOĞLU

Semizkumlar Mah., Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü Silivri 1 nolu Kapalı Cezaevi, Koğuş B-2  Silivri/İSTANBUL

Prof.Dr. Kemal ALEMDAROĞLU
E.Alb. Hasan Atilla UĞUR – Ergenekon 2
E.Dz.Yzb. Hasan Ataman YILDIRIM – Ergenekon 2 ve İnternet Andıcı

Semizkumlar Mah., Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü Silivri 1 nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, Koğuş B-1 Silivri/İSTANBUL

SİLİVRİ’DE OLAN ANCAK CEZAEVİ VE KOĞUŞU BELLİ OLMAYANLAR

Soner POLAT
E.Dz.Kur.Alb. Halit Nejat AKGÜNER
E.Hv.Kur.Alb. Osman BAŞIBÜYÜK
E.Öğr.Alb. Berna DÖNMEZ
E.Dz.Kur.Alb. Osman Fevzi GÜNEŞ
E.Kur.Alb. Emin KÜÇÜKKILIÇ
E.Dz.Kur.Alb. Aşkın ÖZTÜRK
E.Alb.Erden ÜLGEN
E.Bnb. Gürkan YILDIZ
E.Dz.Yb. Binali AYDOĞDU
E.Dz.İk.Yb. Turgay YAMAÇ

SİNCAN CEZAEVİNDE KALANLAR – (Sözde Balyoz)

E.Korg. Nejat BEK
E.Korg. Engin ALAN
E.Hv.Korg. Rasim ARSLAN
Rıdvan ULUGÜLER
E.Tümg. Bekir MEMİŞ
E.Tümg. Salim Erkal BEKTAŞ
E.Alb. Erdal AKYAZAN
E.Dz.Alb. Ökkeş Alp KIRIKKANAT
E.Hv.Hak.Alb. Ahmet Zeki ÜÇOK
Memiş Yüksel YALÇIN

SİNCAN CEZAEVİNDE KALANLAR – (Sözde Ergenekon)

Mustafa BALBAY, CHP İzmir Milletvekili
Sincan L Tipi 1 No.lu Nizamiye, F-6 Alt Koğuş

ŞİRİNYER ASKERİ CEZAEVİNDE KALANLAR

(İZMİR Sözde-Gizli Belge Davası)

Bülent ACAR
İdris ACARTÜRK
Celalettin AKÇİL
Erhan Murat AKDENİZ
Top.Kur.Alb. İrfan BULUT
Hami ÇETİNER
Engin ÇIRAKOĞLU
Ömer Faruk ERDOĞAN
Mete Varol GÜNEŞ
J.Kur.Alb. Durmuş Eray GÜÇLÜER
J.Mu.Alb. Erdal ÖZKAN
Tbp.Kd.Alb. Ergün ÖZKAN
İsth.Kur.Alb. Erdal ŞENER
Hv.P.Alb. Aydın ŞİT
Kr.Plt.Kur.Alb. Mehmet Metin TURAN
Özgür Özcan ALTINBULAK
Hv.Plt.Kur.Yb. Nuri DERELİ
Bkm.Yb. Tamer NALBANT
Hv.Plt.Kur.Yb. Oğuz OKUYUCU
J.Yb. Emin Uğur ÖZAÇIK
Hv.Plt.Kur.Yb. Murat POLAT
P.Yb. Ümit TOPALOĞLU
Bülent AKBAŞ
J.Mu.Bnb. Süreyya DOĞAN
P.Bnb. İhsan GÖKOĞLAN
P.Bnb. Merdin KIŞKAN
Hv.Per.Bnb. Yavuz PEHLİVAN
Asuman ÜNLÜ
Engin KARATEKİN
Öğr.Yzb. Andaç KESKİN
Kr.Plt.Ütğm. Emre ASLAN
Dz.Kd.Ütğm. Anıl BİLGİN
Onur SÜER
Sunay AKKAYA
Hv.Bşçvş. İlter HALAÇ
Sağ.Üçvş. Davut YILDIZ
Hv.Kd.Çvş. Serhat HASTÜRK
Hv.Kd.Çvş. Saygın ÖZDEMİR

Şirinyer Askeri Cezaevi – (Sözde Balyoz)

Dz.Alb. Mete DEMİRGİL
Dz.P.Kur.Alb. Mücahit ERAKYOL (Bayramdan sonra)
Dz.Kur.Alb. Mehmet Koray ERYAŞA (Bayramdan sonra)
Dz.Alb. Aşkın ÜREDİ
Oğuz TÜRKSOYU

BUCA CEZAEVİ

Atilla ÖZLER

MUĞLA E TİPİ CEZAEVİ

Merdan YANARDAĞ

28 ŞUBAT SORUŞTURMASI (TOPLAM 20 TUTUKLU)

SİNCAN CEZAEVİ  (18 kişi)                    

E. Orgeneral Çevik BİR
E. Orgeneral Orhan YÖNEY (13 Şubat 2013)
E. Korgeneral Vural AVAR
E. Korgeneral Tevfik ÖZKILIÇ (Balyoz’dan tahliye)
E. Korgeneral Köksal KARABAY (13 Şubat 2013)
E. Koramiral Altaç ATILAN (13 Şubat 2013)
E. Koramiral Aydan EROL (15 Şubat 2013)
E. Tümgeneral Erol ÖZKASNAK
E. Tümgeneral Çetin DİZDAR
E. Tümgeneral Kenan DENİZ
E. Tümgeneral Ayhan CANSEVGİSİ (14 Şubat 2013)
E. Tümgeneral Şevket TURAN (15 Şubat 2013)
E. Tuğgeneral Refik ZEYTİNCİ (14 Şubat 2013)
E. Tuğgeneral Ünal AKBULUT
E. Tuğgeneral İdris KORALP
E. Albay Hüsnü DAĞ
E. Albay Ruşen BOZKURT
E. Albay Cengiz ÇETİNKAYA

SİLİVRİ CEZAEVİ (2 kişi)

E. Orgeneral Çetin DOĞAN
E. Orgeneral Şükrü SARIIŞIK

28 Şubat Davasından 37 kişi TAHLİYE oldu. – 14 Haziran 2013

Ergenekon Davasında 13 kişi TAHLİYE oldu – 05 Ağustos 2013

28 Şubat Davasında 1 kişi TAHLİYE oldu – 02 Eylül 2013

28 Şubat Davasında 9 kişi TAHLİYE oldu – 05 Eylül 2013

İzmir Gizli Belge Davasından 13 kişi TAHLİYE oldu – 27 Eylül 2013

28 Şubat Davasından 8 kişi TAHLİYE oldu – 01 Ekim 2013

Balyoz Davasından 88 kişi TAHLİYE oldu – 09 Ekim 2013

Emekli Oramiral Nusret Güner AYDINLIK’A konuştu: Sessiz kalan düşmandır


Emekli Oramiral Nusret Güner AYDINLIK’A konuştu:

Sessiz kalan düşmandır!

10guner

Emekli Oramiral Nusret Güner:

  • ‘Benim Genelkurmay Başkanım nasıl ses çıkartmaz?
    Yani kendisinden önceki Genelkurmay Başkanları çok kötüydü,
    kendisi sütten çıkmış ak kaşık’

Askerlere yönelik davalara tepki olarak Donanma Komutanlığı görevinden
istifa eden
emekli Oramiral Nusret Güner, Yargıtay 9. Ceza Dairesi‘nin
Balyoz kararlarına ilişkin çok sert açıklamalarda bulundu.

Aydınlık‘a konuşan Güner, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel‘i olanlara sessiz kalmakla eleştirdi: “Bize bunu yapanlara kızmıyorum; düşman her şeyi yapar
ama benim adamın beni korumuyor, demek ki o da benim düşmanım.”

‘Türk Milleti uyan!’

Yargıtay’ın kararlarına hiç şaşırmadığını belirten emekli Oramiral Güner,

“Böyle bir düzenden başka bir karar beklenemezdi. Bu, adalet diye bir şeyin kalmadığını gösteriyor.” dedi. Cezaları onanan komutanların rütbelerinin sökülecek olmasına ilişkin üzüntülerini dile getiren Güner, Türk milletine şu çağrıda bulundu:

  • “Bütün yargıçlarımız, savcılarımız Türk milleti adına karar verdiklerini söylüyorlar. Ben buradan ‘Ey Türk Milleti, uyanın’ diyorum. Senin için canını feda etmeye yemin etmiş insanlara reva görülen bir durum değil bu. Ey Türk Milleti, senin adına karar verenler pırıl pırıl insanları mahvediyorlar, yasal olarak bir mekanizma kur ve bunları kontrol et.”

Yetkililere yazıklar olsun’

Güner, “Bizi bu duruma düşüren hainler, buna ses çıkartmayan yetkililer var.
Benim Başbakanım, meclisim, bakanlar kurulum var. Bu yetkilileri kınıyorum.
Yazıklar olsun diyorum onlara. Andımız konusunda da gördüğümüz gibi, muhalefet de iktidarla el ele vermiş ‘aman ikinci bir muhalefet oluşturmayalım’ derdinde. Bu yandaş muhalefet Türkiye’ye en büyük kötülüğü yapmıştır. Yandaş medyada ‘patronlar öyle ama emekçiler ne yapsın’ diyerek bu durumu geçiştiremeyiz. Herkes tavır koyacak, emekçisi de tavır koyacak. Yoksa acısını bu millet çekecek.” diye konuştu.

‘Sütten çıkmış ak kaşık’

Ergenekon, Poyrazköy, Askeri Casusluk gibi davalardan da farklı kararların çıkmayacağına inandığını söyleyen Nusret Güner, şöyle devam etti:

Deniz Kuvvetleri’nin belini kırdılar,
TSK’nın belini kırıyorlar,
maalesef buna sessiz kalanların başında benim Genelkurmay Başkanım geliyor.

  • Genelkurmay Başkanım nasıl ses çıkartmaz?

Yani kendisinden önceki Genelkurmay Başkanları çok kötüydü, kendisi sütten çıkmış
ak kaşık… Kesinlikle kınıyorum. Askerine sahip çıkmayanlar komutan olamazlar,
lider olamazlar. Emir verir ve kendi kendilerine uygularlar. İçim içimi yiyor.
Bize bunu yapanlara kızmıyorum; düşman her şeyi yapar ama senin adamın
beni korumuyor, demek ki o da benim düşmanım.”

İKİ FOTOĞRAFLA ASKERLERİN ZAFER BAYRAMI !?


Dostlar
,

Çok değerli dostumuz, insan gibi insan, E. Tümg. Sayın Naci Beştepe‘den ulaşan “hazin” bir iletiyi paylaşalım.. Bizim de duygu ve düşüncelerimize tercüman oldu adeta.

Sayın Beştepe’nin eklediği “2 fotoğraf” gerçek anlamda hüzün verici ve düşündürücü.. Tarihe mal olacakları ise kesin..

Sayın Beştepe yine çoook sabırlı ve olgun yazmış..

Biz ise, artık “Mustafa Kemal’in Ordusu” diyemeyeceğimiz TSK’nın fotoğraflardaki komuta heyetine derin teessüflerimizi bildiriyoruz..

Başta Genelkurmay Başkanı Necdet Özel beyefendiye..

Sonra da, son YAŞ’ta (2013) tüm askeri gelenekler ve hiyerarşi ayaklar altına alınarak belirlenen 4 yardımcısına..

– KKK Komutanı Org. Hulusi AKAR

– Deniz Kuvvetleri Komutanı Ora. Bülent BOSTANOĞLU

– Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Akın ÖZTÜRK

– Jandarma Genel Komutanı Org. Servet YÖRÜK

Yazıklar olsun..

“Silahlı Kuvvetlerin manevi şahsiyetini tahkir… “ vb. kalıp ceza yasası
ağır yaptırımları daha fazlasını yazmamızı ne yazık ki engelliyor..

Ama şu kadarını söylemek yurttaş olarak anayasal hakkımız :

Bu komuta heyetine güvenmiyor, kendimizi güvende duyumsayamıyor
ve -maalesef- saygı da duymuyoruz..

Tuğg. Ertuğrul Gazi Özkürkçü.. 2 büklüm paşa.. içimizi acıttı..
(Müyesser Yıldız ODATV‘de hakkında kapsamlı yazdı, 3.9,13, http://www.odatv.com/n.php?n=o-selmin-ve-sahibinin-sirri…-0309131200)

Mustafa Kemal Paşa‘nın “Zabit ve Kumandan ile Hasbihal” inde tanımladığı subaylar bunlar olmasa gerek!?

Sevgi ve saygı ile.
Datça, 4.9.13

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

===============================================

İKİ FOTOĞRAFLA ASKERLERİN ZAFER BAYRAMI !?

Naci BEŞTEPE
E. Tümgeneral

30 Ağustos 2013 Zafer Bayramı kutlamaları ile ile ilgili iki fotoğraf aldım.
Çok kişi sosyal medyadan ulaşmış, görmüş olabilir. Fotoğrafları paylaşanlar,
kısa ve anlamlı ibareler eklemişler.
Can alıcı ifadeler.
Ben de eklemeler yapmak istedim.

BİAT SELAMI

İlkinde, bir tuğgeneral eşi ile kutlamada (tebrikatta).
Hanımefendi UZUN ETEK kuralına uymuş. Modern görünümlü.

2_buklum_General_30.8.2013

Generalimiz (tanıyamadım), askerin BAŞLA SELAMLAMA yöntemini aşmış.
İki büklüm durumda

Basen teslime hazır.
Kafasının ortası hatta ensesi  Cumhurbaşkanı’nın gözü hizasında.

Özel bir selam biçimi.

BİAT SELAMI olmalı.

“Sen beni terfi ettir, ne istersen iste..” duruşu sanki!

Gelecek rütbeleri hayrlı olsun.

*****

GÜLÜNCE GÜLLER AÇIYOR

İkincisinde; Cumhurbaşkanı Gül’ün karşısında üç orgeneral, bir oramiral.
Genelkurmay Başkanı, iki kuvvet komutanı ve J. Genel Komutanı.

Komutanlar_pur_nese_30.8.2013

Görüntüye göre; Cumhurbaşkanı çok neşeli, nükteli / neşeli bir şeyler söylüyor.
Askerlerin hepsi keyifle gülüyor.

Ağızlar fiyonk.

Yurtta ve cihanda barış var.

TSK ve ülke güllük gülistanlık.

Gül’den nüktelerle bayram gülücüklerle dolu geçiyor.

Bir gün sonra, YAŞ’ta bu karedekilerin kararı ve onayı ile emekli edilen 14 general-amiral ve albaylar askeri cezaevlerinden sivil cezaevlerine nakledilecek.

İki  gün sonra 106 askerin 28 Şubat yargılanması başlayacak (2 Eylül 2013).
BALYOZ, ERGENEKON, CASUSLUK, POYRAZKÖY zaten cepte.

Gazetelerde sitem dolu demeçleri yer almış, emekli edilenlerin.
Fotoğraftakiler okumamış olmalı.

Koramiral Can ERENOĞLU’nun,

  • “Benim için üzücü olan, bu davanın TSK’nın Atatürkçü, aydın, yurtsever personelinin tasfiyesini hedeflediği ve delillerin düzmece iftira olduğu bilinmesine rağmen, sahip çıkması gerekenlerin, olmayan hukuka güvendiklerini söyleyerek bizleri yalnız bırakmasıdır.
    Daha vahim olan, bizleri tasfiye edenlerin içinde
    silah arkadaşı maskesi takan ve komplocularla işbirliği yapan hainlerin bulunmasıdır.
    Başka bir üzüntü kaynağım da, suçsuz olduğumuzu bilenlerin de
    üniformamızı çıkarmamıza onay vermesidir
    .”

sözlerinin kendileri ile uzaktan yakından ilgisinin olmadığını değerlendirmiş olmalılar. Yoksa,
bu ayıp hepsine yeter de artardı bile. Değil ağız kulakta gülmek, tebessüm etmek bile zul gelirdi. İçlerinde çok sevdiğim ve beraber çalıştığım arkadaşlarımın olması içimi yakıyor.

Hem de çok.

Çaresizler mi, basiretsizler mi, vurdumduymazlar mı, korkaklar mı, makam sevdasından gözleri mi buğulanmış?

Anlayamıyorum.

Üzülüyorum.

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE
1 Eylül 2013

Yurtsever ve özverili halkımızın “emperyalist operasyondan kurtarmaya çabaladığı” Ordu bu olmasa gerek.. Şimdi, bu 2 fotoğraf ile, tertip davalarda kurban edilenlerin gerçek değeri daha iyi anlaşılıyor ve Onlara sahip çıkma uğraşı daha da anlam kaanıyor.

Bu 2 fotoğraf bir dönemeç işlevi üstlenmiştir.

İtiraf edelim; emperyalizmi ve işbirlikçilerini “şu kesitte” şimdilik alkışlıyoruz (!).
Büyük bir taktik başarı elde etmişlerdir. Ancak henüz “savaş” bitmemiştir;
birkaç ciddi muharebe yitirilmiş ve çook ağır yitik (zayiat) verilmişse de..

Ne deniyordu Gezi‘de ??

Bu daha başlangıç; mücadeleye devam!

Sevgi ve saygı ile.
Datça, 4.9.13

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

=============================================

İKİ FOTOĞRAFLA ASKERLERİN ZAFER BAYRAMI !?

Naci_Bestepe_portresi

Naci BEŞTEPE
E. Tümgeneral

30 Ağustos 2013 Zafer Bayramı kutlamaları ile ile ilgili iki fotoğraf aldım. Çok kişi sosyal medyadan ulaşmış, görmüş olabilir. Fotoğrafları paylaşanlar, kısa ve anlamlı ibareler eklemişler. Can alıcı ifadeler. Ben de eklemeler yapmak istedim.

BİAT SELAMI

İlkinde, bir tuğgeneral eşi ile tebrikatta. Hanımefendi UZUN ETEK kuralına uymuş.
Modern görünümlü.

Generalimizi (tanıyamadım), askerin BAŞLA SELAMLAMA yöntemini aşmış. İki büklüm vaziyette.

Basen teslime hazır.  Kafasının ortası hatta ensesi  Cumhurbaşkanı’nın gözü hizasında.

Özel bir selam şekli.

BİAT SELAMI olmalı.

“Sen beni terfi ettir, ne istersen iste..” duruşu sanki!

Gelecek rütbeleri hayrlı olsun.


GÜLÜNCE GÜLLER AÇIYOR

İkincisinde; Cumhurbaşkanı Gül’ün karşısında üç orgeneral, bir oramiral.
Genelkurmay Başkanı, iki kuvvet komutanı ve J. Genel Komutanı.

Görüntüye göre; Cumhurbaşkanı çok neşeli, nükteli/neşeli bir şeyler söylüyor.
Askerlerin hepsi keyifle gülüyor.

Ağızlar fiyonk.

Yurtta ve cihanda barış var.

TSK ve ülke güllük gülistanlık.

Gül’den nüktelerle bayram gülücüklerle dolu geçiyor.

Bir gün sonra, YAŞ’ta bu karedekilerin kararı ve onayı ile emekli edilen 14 general-amiral ve albaylar askeri cezaevlerinden sivil cezaevlerine nakledilecek.

İki  gün sonra 106 askerin 28 Şubat yargılanması başlayacak (2 Eylül 2013). BALYOZ, ERGENEKON, CASUSLUK, POYRAZKÖY zaten cepte.

Gazetelerde sitem dolu demeçleri yer almış, emekli edilenlerin. Fotoğraftakiler okumamış olmalı.

Koramiral Can ERENOĞLU’nun,

“Benim için üzücü olan, bu davanın TSK’nın Atatürkçü, aydın, yurtsever personelinin tasfiyesini hedeflediği ve delillerin düzmece iftira olduğu bilinmesine rağmen, sahip çıkması gerekenlerin, olmayan hukuka güvendiklerini söyleyerek bizleri yalnız bırakmasıdır. Daha vahim olan, bizleri tasfiye edenlerin içinde silah arkadaşı maskesi takan ve komplocularla işbirliği yapan hainlerin bulunmasıdır. Başka bir üzüntü kaynağım da suçsuz olduğumuzu bilenlerin de üniformamızı çıkarmamıza onay vermesidir.”

sözlerinin kendileri ile uzaktan yakından ilgisinin olmadığını değerlendirmiş olmalılar. Yoksa, bu ayıp hepsine yeter de artardı bile. Değil ağız kulakta gülmek,
tebessüm etmek bile zul gelirdi. İçlerinde çok sevdiğim ve beraber çalıştığım arkadaşlarımın olması içimi yakıyor.

Hem de çok.

Çaresizler mi, basiretsizler mi, vurdumduymazlar mı, korkaklar mı, makam sevdasından gözleri mi buğulanmış?

Anlayamıyorum.

Üzülüyorum.

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE
1 Eylül 2013