Etiket arşivi: PCR testleri

2 Ay içinde 40 Milyon İnsanımız Omicron’a Yakalanabilir!

Dostlar,

Önceki gün Cumhuriyet gazetesinden Sn. Deniz Ogan bizimle bir telefon söyleşisi yaptı.

1 milyonu aşkın insanın okuduğu cik (tweet) iletimiz nedeniyle arıyordu. Sorularını yanıtladık. 18 Ocak 2022 günü Cumhuriyet‘in 8. sayfasında aşağıdaki gibi yer aldı. Gazetenin internet portalında daha kapsamlı olarak yer verildi.

Beyaz Saray Baş Tıbbi Danışmanı ve ABD’nin en yetkili enfeksiyon hastalıkları uzmanı Dr. Anthony Faucci, Omicron varyantının

  • Covid salgınında son dalga” olup olmadığını söylemek için çok erken olduğunu belirtti.

Video konferansla gerçekleşen Dünya Ekonomik Forumu’nda konuşan Dr. Anthony Faucci, hızla bulaşan Omicron’un sürü bağışıklığına neden olma ihtimaliyle ilgili

  • “Umarım durum budur. Ancak bu, bir önceki varyantın oluşturduğu bağışıklıktan kaçan yeni bir varyant çıkmadığı sürece gerçekleşebilir.” dedi. (https://t24.com.tr/haber/beyaz-saray-bas-tibbi-danismani-dr-fauci-omicron-un-covid-salgininda-son-dalga-oldugunu-soylemek-icin-cok-erken,1008898)

Biz, meslektaşımız Dr. Faucci’den önce aynı uyarıyı yaptık. Demecimiz daha kapsamlı olarak aşağıda :
***

Prof. Dr. Ahmet Saltık’tan korkunç Omicron öngörüsü:

‘2 ay içinde 45 milyon insan hastalanacak’

İçişleri Bakanlığı son yayımladığı PCR testiyle ilgili genelgeyle büyük tepki toplamaya devam ediyor. Bakanlığın geri adımından sonra Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Saltık, Türkiye’de açıklanan vaka sayısının en az 5’te 1’i olduğunu ifade ederken, “Önümüzdeki iki ay içinde her gün 700 bin kişi Omicron varyantına yakalanacak” dedi.

Cumhuriyet, 18 Ocak 2022

İçişleri Bakanlığı tarafından aşısız olan veya aşı sürecini tamamlamayan kişilere PCR testi uygulanmasına gerek olmadığına ilişkin valiliklere genelge gönderildi. Bakanlık, gelen tepkilerin ardından ‘geri adım’ atarak yeni genelge yayımlandı.

Yeni genelgeye göre, aşısız veya aşı sürecini tamamlamayan ve son 180 gün içinde hastalığı geçirmemiş kişilerin, belirli alanlara girişlerinde veya toplu ulaşım araçlarıyla seyahatlerinde azami 48 saat öncesine ait negatif PCR testi istenmesine karar verildi.

“45 MİLYON, 2 AY İÇİNDE HASTALANACAK”

PCR testlerinin Omicron varyantındaki patlama nedeniyle oluşacak panik yüzünden kaldırıldığını dile getiren Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Saltık, durumu Cumhuriyet‘e değerlendirdi.

Bilim dışı olan genelgeden geri adım atıldığını dile getiren Saltık, Delta varyantına göre 70 kat daha bulaşıcı Omicron varyantında korkunç bir patlama olacağını ve her gün 700 bin kişinin bu varyanta yakalanacağını ifade etti. Saltık, 

  • “DSÖ’nün geçen haftaki uyarısına göre, önümüzdeki 6-8 hafta içinde Avrupa’nın yarısı Omicron’a yakalanacak. Bu 250 milyon yeni hasta demektir. Türkiye de bunun dışında kalmayacak.
  • 90 milyon nüfusun yarısı 45 milyon insan önümüzdeki 2 ay içinde hastalığa yakalanacak.” dedi.

“Bu öngörüde, 8 hafta dersek, 45 milyon insandan her hafta 5 milyon yeni hasta demektir” diyen Saltık, “Türkiye’de her gün 700 bin kişi yeni Omicron varyantına yakalanacak” ifadelerini kullandı.

“YÜKSEK RAKAMLARINI DUYURMAK İSTEMİYORUZ”

Sağlık Bakanlığı’nın her gün açıkladığı vaka sayısının gerçeğin en az 5’te 1’i olduğunu ifade eden Saltık, “Yakalayamıyoruz, yakalamıyoruz, yakalamak istemiyoruz. topluma yüksek rakamları duyurmak istemiyoruz” dedi.

PCR testlerinin yüksek vaka sayısı nedeniyle panik havası yaratmaması için kaldırıldığını savunan Saltık, şöyle devam etti:

  • “Günde 700 bin yeni Omicron hastasını ilan etmek iktidar için iyi bir şey değil. Bunu gördüler ve PCR testleri İçişleri Bakanlığı’nın genelgesiyle tuhaf bir biçimde kaldırıldı. Devlet neredeyse çökme durumuna sürükleniyor. Halının altına süpürmekten başka bir durum değil. Bu, deve kuşu politikasıdır”

Dünyadaki Omicron varyantına bağlı olarak vaka sayısındaki patlamalara ilişkin ABD, AB ve DSÖ’nün savaş hazırlığı yapar gibi hazırlandığını ifade eden Saltık,

  • “Dünya diken üstünde Türkiye pervasız” dedi. 

“TEPEDEKİ ADAMIN DÜNYADAN HABERİ YOK”

Salgın yeni bir evrede. Adına Bilim Kurulu denilen sözde kurul da, Bakan’ın kendisi de, Sağlık Bakanlığı’nın kadrosu da saldım çayıra mevlam kayıra politikasıyla tam bir teslimiyet içinde” diyen Saltık, sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Tepedeki adamın dünyadan haberi yok. O, varını yoğunu iktidarda kalmaya ayırıyor. İstanbul Sağlık Müdürü’nün söylemleri ise tam bir aymazlık örneği”
***

Sevgi ve saygı ile. 20 Ocak 2022, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik       twitter : @profsaltik

ANAYURT Gazetesine demecimiz : SON FIRSAT DA HEBA EDİLECEK

Dostlar,

Bu gün, 30 Nisan 2021, ANAYURT Gazetesinde yayınlanan demecimizi paylaşmak istiyoruz.
Gazeteye ve emekçilerine, muhabir Sn. Uğur Duyan’a teşekkür ederiz.
Metin ise görsellerin (jpg’lerin) altında..

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

***

Son fırsat da heba edilecek

Prof. Dr. Ahmet Saltık, 17 gün sürecek olan sözde tam kapanmanın aslında bir yarı kapanma olduğunu ve bilimsel gereklikler gözetilmeden alınan bir karar olduğunu ifade ederek, Türkiye’nin önündeki son fırsatın heba edileceğini ve Türkiye bu kapanmadan beklediğini bulamayacağını söyledi.

Uğur DUYAN
https://anayurtgazetesi.com/haber/Prof-Dr-Saltik-Son-firsat-da-heba-edilecek/730262

ANKARA (Anayurt) – Türkiye’nin önde gelen Halk Sağlığı uzmanların Prof. Dr. Ahmet Saltık, 29 Nisan Perşembe günü saat 19.00’da başlayıp 17 Mayıs saat 05.00’da sona erecek olan 17 gün 10 saatlik ‘tam kapanma‘ya bilimsel açıdan tam kapanma denilemeyeceğini ifade ederek, “Tam kapanma ile ifade edilen 28 gün yani 4 haftalık bir süre ile toplumsal iletişimin %95 azaltılmasıdır ” diye konuştu.

Prof. Saltık, İçişleri Bakanlığı genelgesinde kısıtlama dışı tutulan meslek kollarının sayısının 43’e ulaştığını ve bu denli çok kesimin sokağa çıkma kısıtının dışında tutularak, halk sağlığının tehlikeye atıldığını söyledi. “Tam kapanma” denen süreçte uygulanacak kısıtlamalar ile olgu sayılarının beklenen düzeye çekilemeyeceğine dikkat çeken Saltık, 17 gün sürecek “tam kapanma”da ev içi bulaşın da tümüyle önünün alınamayacağını söyledi.

Tam kapanma için gereken bilimsel sürenin 28 gün olduğunu ifade eden Saltık, “AKP iktidarı, turizm mevsimini kaçırmamak için Epidemiyolojik gerekliliklerden uzaklaşarak, bilimsel dayanakları olmayan bir “alaturka kapanma” kararı aldı. Türkiye’nin önündeki son fırsatı da turizm ve ödemeler dengesini kurtarmak için heba edecekler, çok yazık” diye konuştu.

“TAM KAPANMA 28 GÜNDÜR”

Türkiye’nin bir tür “yarı kapanma”ya geçtiğini belirten Dr. Saltık şunları kaydetti:

“Türkiye’de salgının ilk günlerinden bu yana sıkça tartışılan tam kapanma, sonunda, çooook geç de olsa bir ölçüde uygulanacak ancak uygulanan kapanma asla bir tam kapanma değildir. Türkiye bir tür “yarı kapanma”ya geçmektedir. Hatta “AKP usulü bir kapanma”ya geçmektedir. Tam kapanma ile murat edilen, 28 gün yani 4 haftalık bir süre ile toplumsal hareketliliğin %95’e varan oranda  azaltılmasıdır. AKP iktidarının uygulayacağı kapanmada ise, İçişleri Bakanlığı’nın hazırladığı genelgeye göre 43 kalem meslek kolu kısıtlamalardan bağışık (muaf) tutulmuştur. Bu birinci yanlış.

İkinci yanlış; kapanma süresi Epidemiyolojide takvim günlerine, bayrama, seyrana göre ayarlanamaz. Salgın sizin koyduğunuz takvime kendini uydurmaz, tersine sizin, salgının dinamiğine takviminizi uydurmanız gerekir. Yani 4 haftadır en az kapanma süresi bu koşullarda. Neden 4 haftadır? Bulaş süresi ortalama 14 gündür. Tam kapanmada ev içi bulaş üzerinden bakacak olursak, aynı evde bir kişiye virüs bulaştı diyelim. Bu kişi 14 gün bulaştırıcıdır. 14 günün sonunda hafif seyirli bir hasta ise evinde iyileşecek. Aynı evde bir başka kişiye diyelim 14. günde virüs bulaşır ise, onun da yine bir 14 gün bulaştırıcılığı söz konusu. Yani virüsün bulaştığı ilk kişinin karantina süresinin dolmasına 1 gün kala, aynı evden, aynı aileden bir başkası hastalanırsa, onun da karantina süresi 14 gün. 14 gün + 14 gün = 28 gün. Bu bilimsel bir gereklilik.”

17 günlük kısıtlamanın bu bakımdan ciddi bir sakıncasının olduğunu kaydeden Dr. Saltık,

  • Türkiye’de, resmi verilerle havuzda en az yarım milyonu aşkın aktif vaka, yani tedavisi halen süren PCR (+) hasta olduğuna dikkat çekerek,

“İdeal koşullarda her gün 20 bin insanımızın iyileştiğini düşünürsek, yarım milyonluk olgu havuzu 28 günde ucu ucuna boşalacaktır. Bu olanaklıdır. Bakanlığın verileri üzerinden baktığımızda, her gün iyileşen hasta sayısı 50 bin dolayında olup, şişirilmiş de olsa bu olanaklıdır.” dedi.

“TÜRKİYE BU KAPANMADAN BEKLEDİĞİNİ BULAMAYACAKTIR”

İktidarın yaklaşan turizm mevsimini geçen yıl olduğu gibi bir kez daha tehlikeye atamayacağını ve turizmcilerden gelen yoğun baskıya direnemediği için, salgın verileri üzerinde oynama yapmaktansa, zorunlu kalarak “kendince tam kapanma” seçeneği benimsediğini söyleyen Saltık, “İdeal koşullarda hasta havuzu ancak en az 4 haftada boşaltılabilir dedik, yani hasta havuzuna hiç ya da çok az yeni olgunun her gün eklenmesi durumunda bu olur. Bunu nasıl sağlayacaksınız? 28 gün süreyle toplumsal – sosyal ilişkileri – hareketliliği %95’lere varacak oranda azaltırsanız olanaklı ancak! Yüzde 100 kapanma zaten olanaklı değil. Mutant varyantların yüksek bulaştırıcılığının önünü kesmek için ve için %95 oranına ulaşmamız ve bu sürede yaygın aşılamayı sağlamak gerekiyor. Siz bu orandan % 10 ödün verirseniz, kapanma süresini de en az % 10 uzatmanız gerekir. Siz 43 kalem meslek kolunu kısıtlamanın dışında tutarsanız. Türkiye bu kapanmadan beklediğini bulamayacaktır.”

YARI KAPANMA

Türkiye’de uygulanan kapanma ile nüfusun neredeyse yarısının sokağa çıkma – çalışma kısıtlamasından bağışık (muaf) tutulduğunu aktaran Saltık, gizli kalan olguların (vakaların) saptanması için aktif sürveyans (iz sürme) sürecinin Türkiye’de çok yetersiz uygulandığını bu nedenle de olgu / vaka / hasta havuzunun yüksek düzeylerde hep var olduğunu söyledi.

Aşılamada yeterli hıza ulaşılamadığını, ciddi aşı kıtlığının sürdüğünü ve 90 milyon nüfusun yalnız %10’nun 2 doz aşı olabildiğini vurgulayan Saltık,

  • “Öte yandan, bu sözde tam kapanma sürecinin en büyük eksiği yoksullara – işsizlere, küçük esnafa sosyal desteklerin son derece yetersiz verilmesidir. Salgınla başetmenin toplumsal seferberlik gerektirdiğini, devlet – ulus el ele olma zorunluğu bulunduğunu, bunun da ancak topluma devlet şefkati ile yaklaşarak onun katılımını sağlamaktan geçtiğinin altını çizdi.
  • “Yani halkı kazanmadan, halk karşın, halka karşı bir sözde tam kapanma süreci mi işletilmek istenmektedir? Bu akıl tutulmasıdır.” dedi.

TAKVİM DEĞİL HEDEF

Türkiye’de günlük yeni tanı alan vaka sayısının yüz binde 10’un altına yani günde 900 yeni vaka sayısına düşürülmeden tam kapanmadan sonuç alınmayacağını ifade eden Saltık, salgın yönetiminin önünde net Epidemiyoojik hedefler olması gerektiğini belirterek;

“Virüs bulaştırma katsayısını ifade eden ‘R0‘ değeri en az 3-4 hafta 1’in altında kalmalı, yani bir kişi bulaşı aldığında 14 günlük bulaştırıcılık (karantina) süresince 1’den çok kişiye virüs bulaştırmamalı, bunu sağlamalısınız.

Bu 2 ölçüte ek, günlük ölümler 10’un altına inecek.

Ayrıca varyant virüsleri zamanında yakalamak için yeterli dizin analizi (sekans..) yapılmalı. Türkiye’de hangi tür varyanttan ne düzeyde yakalandı? Yeni varyant türler yaygınlaşırsa hasta havuzuna hızla yeni hastalar eklenir. Hastalığı geçiren kişi başka bir varyantla yeniden hastalanabilir, havuzu boşaltamazsınız.

PCR testlerini devingen (dinamik) biçimde dizin (sekans) analizleri yaparak güncellemezseniz yeni varyantları belirleyemezseniz. Test yapar ama giderek artan oranda yalancı negatif bulursunuz.

PCR testini varyantlara göre hızla güncellemeniz ve yaygın aşılama yapmanız gerekir.

Ancak bu saydıklarımız sağlandığı zaman salgınla savaşımda (mücadelede) kesin sonuçlar alınbilir.” diye konuştu.

17 günlük sınırlı zaman dilimi için sözde tam kapanma takviminin yerine, salgın yönetiminin önüne Epidemiyolojik somut hedefler koyması gerektiğini söyleyen Saltık,

  • Yaygın aşılamanın yanı sıra evlerde kapsamlı aktif sürveyans yapılmalıdır.
  • Gereksinimli halk kesimlerine mutlaka Devletin Sosyal desteği sağlanmalıdır.
  • Kısıtlama dışında tutulan kesimleri elden geldiğince kısacaksınız ve takvim vermeyecek, hedef vereceksiniz.” uyarılarında bulundu..

Sevgi ve saygı ile. 29 Nisan 2021, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter  @profsaltik 

Yılmaz Özdil’in SÖZCÜ’ye demecimiz için değerlendirmesi

Dostlar,

SÖZCÜ Gazetesi’nin yürekli ve yetenekli yazarı Sn. Yılmaz Özdil, SÖZCÜ‘de bu gün yayınlanan demecimizi facebook sitesinde duyurmuş..

Değerbilir anlatımlar kullanmış.. Teşekkür ederiz kendisine..

Aşağıda verdiği erişke (link) ile hem söyleşi metnine hem de 30 dakikayı aşan kapsamlı video kaydına erişilebilir..

Haklı çıkmaktan, tüm öngörülerimizin zaman içinde doğrulanmış olmasından mutlu olduğumuzu söyleyebilir miyiz??

Ne yazık ki kocaman bir hayır..

Özdil, 1 Mayıs 2020 günlü SÖZCÜ‘deki makalesinde ölüm sayılarının 10 Mart – 30 Nisan arasında nasıl saklandığını gün gün rakamlarıyla vermişti.. Salt İstanbul’da, 50 günde 3700’ü aşan fazladan ölüm vardı ve bunlar her nedense, Dünyada ve Türkiye’de korona salgını yaşanırken, başka başka nedenlerden ölmüşlerdi!? COVID-19 hastası değillerdi.. Ya başvur(a)mamışlar hastanelere, ya PCR testleri negatif çıkmış ama korona sağaltımı (tedavisi) almalarına karşın COVID-19 tanısı konmamış / konması engellenmiş ve ölüm raporlarına türlü türlü nedenler yazılmıştı.. (Lütfen okuyunuz, paylaşınız : http://ahmetsaltik.net/2020/05/01/yoksa-siz-hekimlerimize-guvenmiyor-musunuz/)

Çünkü : AKP iktidarının döneminde Türkiye’de hiçbir başarısızlık, olumsuzluk olamazdı! Bundan da bir başarı öyküsü mutlaka ama mutlaka çıkarılacaktı..

TEK ADAM‘ın büyüsü bozulamıyor, BİLİM KURULU üyeleri dahil KRAL ÇIPLAK diyemiyor!!???

Mahallenin delisi bir tek biz kaldık korkarız / sanırız ??

Uyan Türkiye uyan, artık yaşam hakkın da yok, ne kaldı geriye ne, ne, ne??

Sevgi, saygı ve DERİN KAYGI – ACI ile.
08 Ağustos 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Sağlık Hukuku Bilim Uzmanı,
Kamu Yönetimi Siyaset Bilimi (Mülkiye)

www.ahmetsaltik.net    profsaltik@gmail.com

https://www.sozcu.com.tr/2020/gundem/prof-dr-saltik-veriler-saklaniyor-cok-sayida-kanit-var-5976511/

Prof. Dr. Saltık: Veriler saklanıyor, çok sayıda kanıt var
SOZCU.COM.TR
Prof. Dr. Saltık: Veriler saklanıyor, çok sayıda kanıt var
Prof. Dr. Saltık: Veriler saklanıyor, çok sayıda kanıt var Ankara Üniversitesi Tıp Fakü