Etiket arşivi: Öcalan’a ev hapsi

BAŞBAKAN ERDOĞAN EFENDİ NE DEDİ; VATANDAŞLAR NE DEDİ?

E. Albay Cemil DENK

portresi

BAŞBAKAN ERDOĞAN EFENDİ NE DEDİ?

VATANDAŞLAR NE DEDİ? 

“… Abdullah Öcalan’a, 12 kanallı televizyon verdik.

… Haftada 3 gün jimnastik yapsın dediler, HER GÜN YAPSIN’ dedim.

Arkadaşlarıyla günaşırı görüşüyordu, HER GÜN 1’er saat GÖRÜŞSÜN’ dedim.”

VATANDAŞLAR NE DEDİ?

“… 30 bin kişinin katili Apo, bir televizyonla mı İkna Oldu? İnandırıcı değil!.

Başbakan’ın halktan gizlediği şeyler var. Açık açık orada ne PAZARLIK yapıldığını söylesin. Bizi böyle KANDIRMAYA devam etmesin.”

BAŞBAKAN ERDOĞAN EFENDİ NE DEDİ?

“… O güçlü Osmanlı İmparatorluğu’nda, LAZİSTAN, KÜRDİSTAN Eyaletleri vardı.
… Belediyeyi kabul ediyorsunuz, ama seçilmiş valiyi neden kabul etmiyorsunuz?”

VATANDAŞLAR NE DEDİ?

“… Biz Türk Bayrağı altında bir arada yaşamaktan gurur duyuyoruz. Başbakan, Kürt vatandaşları ayırdı. Yetmedi, Şimdi de sıra Lazlara mı geldi? Böyle giderse ÜLKE BÖLÜNÜR.”

BAŞBAKAN ERDOĞAN EFENDİ NE DEDİ?

“…Öcalan’a EV HAPSİ söz konusu değil.”

VATANDAŞLAR NE DEDİ?

“… Bu sözlerinin arkasında dur. Şehit evlatlarımızın kemiklerini sızlatma.
30 bin şehidin ölüm emrini veren caniyi affetme.”

DENİZ BAYKAL NE DEDİ?

“… PKK geçmişte SUÇ ÖRGÜTÜYDÜ. Apo’ya “SAYIN” diyen CEZA alıyordu,
AKP; hem Öcalan’ı, hem de TERÖR ÖRGÜTÜNÜ meşrulaştırdı.
Apo vatan kurtaran aslan oldu, PKK’lı Teröristler ise Özgürlük Savaşçıları!”

MEHMET TÜRKER NE DEDİ?

“… PKK ve ona yardım ve yataklık edenler; oluk oluk akıttıkları kanda boğulmak yerine, 30 yılın hesabını vermeden, İktidarın can simidiyle o kan denizini güle oynaya geçecekler.”

Askerimizi, subayımızı, sivil insanlarımızı kahpece katleden canavarlar, ellerini kollarını sallayarak, sırıtarak, birbirleriyle şakalaşıp, Türk Devleti ile dalga geçerek gidecekler!.. Türk halkına da, şehit anaları, şehit babaları, şehit eşleri, şehit evlatlarına da onları seyretmek düşecek!..

Anlaşılan, PKK terör örgütünün 30 yıldır işlediği cinayetler, toplu katliamlar,
ülkeye verdikleri yüz MİLYARLARCA dolarlık ZARAR yanlarına kar kalacak!..”

RAHMİ TURAN,TOKMAK KÖŞESİ, SÖZCÜ GAZETESİ

“… Başbakan’ın demokratik kurallara aldırış ettiği yok!
Kendisini ELEŞTİREN gazetecileri İŞTEN ATTIRIYOR,
TERÖRİSTLERLE PAZARLIK konusunda açıklama isteyen muhalefete:

“NAMERTSİNİZ! KUDURUYORSUNUZ!” gibi nazik (!) açıklamalar yapıyor.

Anlaşılan, demokrasiyi hiç sevmiyor ve bu nedenle PARLAMENTER SİSTEMİ değiştirmek İstiyor!”

EMİN ÇÖLAŞAN NE DEDİ?

“… Tutuklanan tüm teröristler ve KCK’lılar, Apo ile yürütülen pazarlıklar doğrultusunda, mahkemeler tarafından tek tek serbest bırakılıyor. Son olarak Van’ın BDP’li Büyükşehir belediye başkanı ve ekibi önceki gün tahliye edildi.

Adına Apo denilen katilin örgütüyle yıllarca dağlarda vuruşan komutanlar, subaylar ve astsubaylar ise tutuklu, hapishanelerde çile dolduruyorlar.

.. Bu rezil olayda karşımızda AKP-BDP koalisyonu var.
Türkiye’nin köküne bunlar ortaklaşa kibrit suyu dökecekler.

Ey Türk Milleti UYAN!

Yalnızca bir tek kişinin çıkarları ve aymazlığı doğrultusunda,
Senin sırtından oynanan şu oyunlara tepki koymak, DUR demek zorundasın.”

Naçizane ben de diyorum ki;

Ordumuzu, Yargımızı, Milletimizi, Vatanımızı Korumak ve yaşam düzeyimizi yükseltmek istiyorsak, iktidar olmaya en yakın bir partiyi, oylarımızla SANDIKTA BİRLEŞEREK iktidara getirmeliyiz!.

Çünkü; İKTİDAR OLMADAN HİÇ KİMSE HİÇBİR ŞEY YAPAMAZ!

Ben inanıyorum ki; bu Halk, bu UYUYAN DEV;

Önümüzdeki seçimlerde UYANACAK ve kendisine bu acıları çektirenlere gereken dersi verecektir.

Saygılarımla.
31 Mart 2013

Cemil DENK 
E. Albay

ATATÜRK’ÜN ve BİRİLERİNİNDin’e, Laiklik’e ve Kadına BAKIŞI” konusunda Araştırmacı Yazar 0 532 217 88 11   E-Mail:  denk.cemil@gmail.com

Bu ‘Yeni Mutabakat’ Neyi Çözüyor?

birgul ayman guler

Bu ‘Yeni Mutabakat’ Neyi Çözüyor?

AKP – PKK anlaşmasında “silahlara veda”nın şartı Anayasa’nın değiştirilmesi …

‘Yeni mutabakat’, yeni anayasa demek. AKP anayasada birkaç değişiklik yaparsa,
PKK silah bırakmaya gidebilecek. Ama silah bırakmak öyle kolay da değil. Bunun sırları Öcalan’ın kafasındaymış şimdi; gazetede öyle deniyor: [1] Öcalan “Bu planın detaylarını bu aşamada değil 3. aşama geçildikten sonra açıklayacak”.

‘Yeni Mutabakat’taki 4 aşama ise şunlar: [Eskisi herhalde Habur Mutabakatı idi.]

(1) Çatışmasızlık,
(2) Sınır dışına çıkmak -ama önce TBMM 4. Yargı Paketi’ni çıkararak af sağlayacak,
(3) Silah bırakma görüşmeleri -ama önce Anayasa değiştirilecek-,
(4) Silah bırakmak -işte bunun olur’u Öcalan’ın kafasında-.

Yani bu müzakereye göre PKK’nın silah bırakması,
Türkiye’nin anayasasının değiştirilmesine bağlı.

Peki Öcalan Anayasa’da ne olsun istiyor?
(1) “Nötr bir vatandaşlık tanımı. … Yeni tanım: Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı.
(2) Anadilde eğitimin önündeki engellerin kaldırılması.
(3) Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi. Bu arada Türkiye, Avrupa Konseyi
Yerel Yönetimler Özerklik Sözleşmesine koyduğu şerhi kaldıracak.
Bazıları şimdilik
“(1) Genel af,
(2) Öcalan’a ev hapsi,
(3) PKK’nın silah bırakması ortada duruyor” dese de öyle değil.
Genel af, 4. Yargı paketiyle hazırlanıyor; ev hapsi için uygun zaman kollanıyor;
silah bırakma işi son aşamaya ve ‘dur bakalım’a atılmış durumda.Mutabakatta söylenmeyenler de var. Söylenmediği için ‘tamamdır’ dediği anlaşılıyor. Öcalan, Erdoğan’ın “laiklik” anlayışına ve “başkanlık sistemi” isteğine destek vermiş bulunuyor.

Bu manzaraya bakarak memnun olanlar diyor ki; mutabakatta “bölünme, ayrı devlet, federasyon ve hatta demokratik özerklik bile yok”… Kısacası üniter devlet kurtarıldı!
Müzakereler “üniter devleti kurtardı” mı, tartışmalıdır.
AKP’nin ulusal devleti teslim ettiği ise tartışmasız.

“Hele Önce Ulusal Devleti Bir Dağıtalım, Sonra Bakarız!”

Bugünkü Anayasa’da madde 3, kısa birkaç cümleden oluşur.[2]

  • “Türkiye devleti ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçe’dir.” 

Buna göre Türkiye devleti üniter ve ulusal bir devlettir.

Ülkesiyle bölünmez; yani devletin coğrafyasında ayrı devlet – federe devlet –
bölgeli devlet, kısaca toprak üzerinde federasyon olmaz.
Tüm ÜLKE tek parlamento, tek hükümet, tek idareye sahiptir; devlet yapısı üniterdir.

  • Milletiyle bölünmez;
    yani devletin uyruğu olan insanlar, toplumun kendisi,
    “etnik kimliklere göre kolektif haklar tesis edilerek”
    milliyetler devletine dönüştürülemez.

MİLLET, tek siyasal kimliğe sahiptir; uyrukları Türk vatandaşıdır;
dolayısıyla insanların ulusal-resmi dili tektir; Türkçedir.

Öcalan ile Erdoğan, arkalarındaki petrol düşkünü yerli yabancı çıkar gruplarıyla birlikte, “Türk vatandaşı” yerine “Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı” diyerek
işte bu ikinci kısmı ortadan kaldırmakta anlaşmış bulunuyorlar.

Bu iş gerçekleşsin diye uğraşan belli kesimler, uzun süredir “Anayasa’daki basit bir isim değişikliğinden bir şey olmaz” hafifliğini yaymaya çalışıyorlar. Ne var ki, Başbakan
her türlü ulusal değeri “ayaklarının altına alıp” çiğnediğini ilan ettiğinden beri,
hafiflik yayma işi etkisini yitirdi.

Aslında, “anadilde eğitim” isteminin önündeki 1. engel, vatandaşlığın “Türk” olarak tanımlanmış olmasıdır. Bunu silip yerine “nötr vatandaşlık” yani “T.C. vatandaşlığı” getirirseniz, PKK’nın 2. isteği de karşılanmış olacaktır.

Şöyle ki;

“Türk vatandaşlığı” yerine “T.C. vatandaşlığı” demek, Türkiye devletini “milletiyle bölünmez bir bütün” olmasına son vermek demektir. Bunun en somut uygulama alanı, ulusal-resmi dilin tek değil birden fazla olmasıdır. Resmi dil ikiye çıkar, yalnızca Kürtçe ve Türkçe mi olur? Yoksa başka etnik grup/milliyetler de kendi anadili resmi dil olsun isterlerse -böyle bir durumda elbette onların da haklarıdır- beşe ona mı çıkar?…
Bu sorular artık gelecekte yaşanacak çarpışmaların konusudur; şimdiden kim bilebilir?

Çok resmi dilli bir devlet ve toplum kurgusunun, bu toplumun bireylerini birlikte yaşatma amacımıza hizmet etmesi pek güçtür. Böyle bir kurgunun yaşama geçirilebilmesiyse, adeta birkaç sihirli değnek icadı gerektirir.

Ulusal Devlet Yoksa Üniter Devlet Olur mu?

Olmaz… Toplum ile devlet tanımları birbirlerine sıkı sıkıya bağlıdır. Toplum ulusal değil milliyetler toplumu olarak kurgulanırsa, bu insanların yönetim örgütlenmesini de buna uygun kurmak eşyanın doğası gereğidir. Bu zorunluluk, üniter devletlere özgü bir
“yerel yönetimleri güçlendirmek” politikasıyla karşılanamaz. Yönetilemezlik hali, adeta kendiliğinden, toprak üzerinde özerk yönetim sistemini zorlayacaktır.

Yani Öcalan, insan iradesiyle ilk düğümü çözerse,
bir sonraki düğümün sosyolojik yasalarca halledileceğini bilmektedir.

Başbakan Erdoğan da buna razıdır; çünkü O da toprak üzerinde ancak federal devlet sistemiyle sürdürülebilecek bir başkanlık sistemine vurulmuş durumdadır.
O da ‘sosyolojik yasalar’ın göreceği işi memnuniyetle karşılayıp, gerekli önlemleri sevinçle alacaktır.

Demek ki;

  • Öcalan – Başbakan arasındaki “İmralı Mutabakatı” terör sorununu çözmeye değil, Türkiye’yi çözmeye yöneliktir. 

Biz Türkiye’nin çözülmesini değil, terör sorununun çözülmesini istiyoruz.
Çözümün tavizleri, Türkiye’nin ulusal ve üniter devlet yapısı olamaz diyoruz.

Sizce de yeterince açık değil mi?

[1] Eyüp Can, İşte Yeni İmralı Mutabakatı, Radikal Gazetesi, 8 Ocak 2013, s. 10-11. 
[2] Anayasa’nın üçüncü maddesi tam olarak şöyledir: “Devletin bütünlüğü, resmî dili, bayrağı, millî marşı ve başkenti. MADDE 3– Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı “İstiklal Marşı”dır. Başkenti Ankara’dır.”

Prof. Dr. Birgül AYMAN GÜLER
14 Mart 2013