Etiket arşivi: Noam Chomsky

Emperyalizm ve İslamcılık

Örsan K. Öymen
Örsan K. Öymen
05 Eylül 2022, Cumhuriyet

Siyaset bilimci Samuel Huntington, “Medeniyetler Çatışması” adlı eserinde, Batı uygarlığıyla Doğu’daki İslam uygarlığı arasındaki çatışmalara dikkat çektiğinde, bu tezi ilk eleştiren kişilerden birisi felsefeci ve dil bilimci Noam Chomsky olmuştu.

Chomsky, Huntington’ın iddia ettiği gibi Batı ile Doğu arasında bu bağlamda bir çatışmanın olmadığını, başta ABD olmak üzere Batı’nın, emperyalizmin bir sonucu olarak nüfusun çoğunluğunun Müslüman olduğu birçok ülkede İslamcı hareketleri desteklediğini, aksine ulusalcı ve laik yönetimlere ve hareketlere karşı mücadele ettiğini vurgulamıştı.
***
Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Afganistan, Pakistan, Mısır, Türkiye, Suriye, Libya gibi ülkelerdeki İslamcı, köktendinci, teokratik yönetimler veya hareketler, ABD tarafından yıllarca desteklenmiştir.

Suudi Arabistan, petrol ve savunma sanayi alanında, ABD’nin en büyük ticari ortaklarından birisidir. ABD’nin bu ülkede birçok askeri üssü bulunmaktadır.

Pakistan’daki İslamcı hareketler, ABD destekli Ziya ül Hak diktatörlüğü döneminde gelişmiştir. Afganistan’daki İslamcı, şeriatçı güçler, Pakistan’da korunmuş ve kollanmıştır.

Afganistan’daki El Kaide ve Taliban hareketi, ABD’nin 1980’li yıllardan itibaren (AS: başlayarak) İslamcı, köktendinci hareketlere verdiği desteğin sonucunda doğmuştur.

ABD, Taliban ile çatışma haline girdiği yıllarda bile, Irak’ı işgal ettiği dönemde Irak’a gönderdiği asker sayısından, on binlerce daha az sayıda askerini Afganistan’a göndermiştir ve yıllar sonra da bütün askerlerini geri çekmiştir.

ABD’nin, Afganistan’daki İslamcı, köktendinci hareketlerle yıllarca yaptığı işbirliğini hazmedemeyenler, görünüşleri gerçeklik sananlar, ABD’nin Afganistan’dan yenilerek çekildiği hurafesine sarılmışlardır, Huntington’ın tezlerinin çerez malzemesi konumuna düşmüşlerdir.

Suriye’de ve Libya’da, ABD’nin, “Arap Baharı” adı altında desteklediği İslamcı ve köktendinci hareketler, Arap kâbusuyla sonuçlanmıştır; Libya ve Suriye’de çıkan iç savaşta, yüz binlerce insan yaşamını yitirmiştir; iki ülke de bölünmüş ve parçalanmıştır.

Türkiye’de, Kenan Evren’in öncülüğündeki 12 Eylül askeri darbesi, ABD tarafından desteklenmiştir; bu darbeden sonra, sosyalist, komünist, sosyal demokrat, demokratik solcu, Atatürkçü, Kemalist hareketlerin etkisiz hale getirilmesinin ve bölünüp parçalanmasının bir sonucu olarak Türkiye’de, RP, AKP ve Fethullah Gülen hareketi üzerinden, İslamcı, köktendinci siyasetçiler iktidara gelmiştir.

Atatürk devrimlerinin ve ilkelerinin, sosyal demokrasiyle bağdaşmadığını savunarak CHP’yi bölmek ve parçalamak operasyonunun arkasında da ABD emperyalizmi vardır. Cehaletin ve bilgisizliğin sonucunda, emperyalizmin bu oyununa alet olanlar, bu nedenle çok dikkatli olmalıdırlar!
***
AKP Genel Başkanı ve “Cumhurbaşkanı” Recep Tayyip Erdoğan’ın desteğiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi başkanı yapılan ve Erdoğan tarafından yıllardır korunup kollanan İsmail Kahraman adlı şahsın, Türkiye’deki kentlerin, Mustafa Kemal Atatürk tarafından, emperyalist güçlerin işgalinden kurtarılmasının kutlanmasına karşı olduğunu açıklamasına, bu nedenlerle şaşırmamak gerekir.

Bu zat birkaç yıl önce de laiklik ilkesinin anayasada olmasına karşı olduğunu ilan etmişti!

Aynı zat 1960’lı yıllarda, ABD’nin 6. Filosu’nu protesto eden vatansever solculara saldıran faşist ve dinci örgütlenmeye liderlik etmişti!

  • İsmail Kahraman geçmişte de emperyalizmin uşağı idi,
    bugün de emperyalizmin uşağıdır!

Yine Erdoğan tarafından Cumhurbaşkanlığı protokolünde ağırlanan ve “Keşke Yunan galip gelseydi” diyen Kadir Mısıroğlu ne ise İsmail Kahraman da odur!
***

  • MHP de Türkiye’de kurulan bu emperyalist mekanizmanın parçasıdır.

MHP’nin kurucusu Alparslan Türkeş, ABD’de askeri okullarda eğitim almıştır, ABD ve CIA ile her zaman yakın ilişkiler içinde olmuştur.

MHP 1970’lerde CIA destekli “Kontrgerilla” hareketinin bir parçası olduğu gibi, AKP’ye verdiği destekle, bugün de ABD’nin hizmetinde hareket etmeye devam etmektedir!

Emperyalizme karşı gerçek bir mücadelenin demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletinin kurulmasıyla verilebileceğini kavrayamayanlar, büyük bir tarihsel yanılgı içine düşmüşlerdir!

Vatansever olduğunu iddia edenler, dogmatik uykularından uyanmadıkları sürece, Türkiye’nin yaşanan kâbustan kurtulması olanaksızdır!

Batı’dan kaçanlar

Batı’dan kaçanlar

Örsan K. ÖymenÖrsan  K. ÖYMEN
Cumhuriyet, 14 Aralık 2020

 

Doğu” ve “Batı” arasında oluşturulan yapay karşıtlıklar ve kutuplaşmalar üzerinden Türkiye’yi Batı’dan kopartmak, batıfobik “Doğu” taklitçiliğine ve özentiliğine yönelmek, emperyalizme yaradığı gibi, aydınlanma devrimlerinin de önündeki en büyük tehlikelerden birisidir.

  • Türkiye’nin Batı’nın bir parçası olmadığı safsatası Türkiye’nin geleceğini karartmaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk Selanik’te, bir Avrupa kentinde doğup büyümüştür. Türkiye topraklarının bir kısmı Avrupa kıtasındadır. Türkiye’nin en büyük kenti İstanbul, Avrupa coğrafyasındadır. İstanbul, Riyad’a 4 saat, Karaçi’ye 5 saat, Kuala Lumpur’a 10 saat uçuş mesafesindeyken, Atina’ya, Bükreş’e ve Sofya’ya 50 dakika, Roma’ya ve Viyana’ya 2 saat uçuş mesafesindedir.

Türkiye’nin sekiz komşusundan dördünde, Yunanistan, Bulgaristan, Gürcistan ve Ermenistan’da, nüfusun büyük çoğunluğu Hıristiyandır. Türkiye’deki nüfusun neredeyse üçte biri Balkan ve Kafkas göçmenlerinden oluşmaktadır. Balkanlar Avrupa kıtasındadır, Kafkaslar Avrupa’nın sınırındadır.
***
Merkezi Anadolu’da olan en eski geniş topraklı uygarlık Hitit uygarlığıdır. Hitit dili, Yunanca, Latince, Fransızca, İtalyanca, Almanca, İngilizce gibi Hint-Avrupa dil ailesine aittir. Hitit’ten sonra Anadolu’da antik Yunan uygarlığı yeşermiştir. Thales, Anaksimandros, Anaksimenes, Herakleitos, Anaksagoras, Kleanthes, Krisippos, Leukippos, Epikuros, Herodotos gibi filozoflar ve bilim insanları Anadolu’da yaşamışlardır. Anadolu’ya Orta Asya’dan göç eden Türklerin dili, Macarca ve Fince gibi, Ural-Altay dil ailesine aittir, Arapça gibi Sami-Semitik dil ailesine ait değildir.

İslam dininin yaygın olduğu coğrafyada yaşamış olan Farabi, İbn Sina ve İbn Rüşd gibi filozoflar ve bilim insanları, antik Yunan filozofları Platon ve Aristoteles’ten etkilenmişlerdir. İbn Rüşd, Avrupa kıtasında, bugünkü İspanya topraklarında doğup büyümüştür.

İslam dini, Musevilik ve Hıristiyanlık gibi Ortadoğu çıkışlıdır, Musevilikten ve Hıristiyanlıktan etkilenerek gelişmiştir. Kuran’daki ayetlerde ifade edilen birçok şey, Tevrat’ta ve İncil’de de yer almaktadır. Üç din de aynı Tanrı’ya inanmaktadır.
***
Bunlara karşın Türkiye’nin Batı’ya ait olmadığını savunanlar kimlerdir?

Necip Fazıl Kısakürek ve onun peşinden sürüklenenler! “Milli Görüş” maskesi altında “Arap Görüş”ü savunanlar! AKP’liler! Fethullah Gülen çetesi üyeleri! Dini cemaatler ve tarikatlar! Diyanet İşleri Başkanlığı! Neo-Osmanlıcılar! Şovenist milliyetçiler! ABD’deki ve Avrupa Birliği’ndeki emperyalist, muhafazakâr, şovenist, ırkçı kesimler! Bir de bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar!

Yaşayan en önemli filozoflardan birisi olan Noam Chomsky, Samuel Huntington’un “medeniyetler çatışması” tezini eleştirirken, Batı ile İslam arasında bir çatışma olmadığını, radikal İslamcı hareketlerin ABD tarafından desteklendiğini, ulusalcı laik yönetimlerin ABD’nin çıkarlarına aykırı olduğunu söyler.

ABD, Afganistan’ın Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği tarafından işgal edilmesinden sonra, buradaki İslamcı teröristlere yıllarca destek vermiştir. Taliban ve El Kaide buradan doğmuştur. Pakistan’da İslamcı hareketlerin güçlenmesi, ABD destekli diktatör Ziya ül Hak döneminde başlamıştır. Suudi Arabistan, petrol ve savunma sanayisi alanında, ABD’nin en büyük ticari ortaklarından birisi olduğu gibi, ABD’nin bu ülkede askeri üsleri de bulunmaktadır.

  • Suriye, Libya ve Mısır’daki İslamcı hareketler, “Arap Baharı” maskesi altında ABD tarafından desteklenmiştir.

IŞİD ve El Nusra gibi terör örgütleri, ABD’nin Irak’ı işgal edip bölmesiyle ortaya çıkmıştır.
***

  • Necip Fazıl Kısakürek’in “büyük doğuculuk” saçmalığı ve oradan türetilen İslamcı akımlar, Türkiye’deki SSCB etkisini kırmak ve sosyalist hareketlerin gelişmesini engellemek amacıyla ABD tarafından desteklenmiştir.
  • 12 Eylül askeri darbesi de ABD’nin desteğinde yapılmıştır.
  • Bu darbeden sonra Türkiye’deki İslamcı hareketler güçlenmiştir ve sonunda iktidara gelmiştir.
  • AKP iktidarı da Fethullah Gülen örgütlenmesi de bir ABD yapımıdır.

ABD’nin ve AB’nin amacı, Mustafa Kemal Atatürk’ü Türkiye’den silmektir!

Laiklik karşıtlığı, İslamcılık, ileri uygarlıktan yoksunluk ve cehalet, emperyalizmin en büyük silahına dönüşmüştür.

KüreselleşTİRme ve Halk(ın) Sağlığı / Globalisation & Public Health


Dostlar
,
Sevgili AÜTF Öğrencilerimiz..

Bu dersleri 1990’ların ortalarında Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi‘nde ilk kez
biz başlattık.. dersek okurlarımız bizi hoşgörür umarız..

Sağlık Ekonomisi’ni de..

Bu 2 konu artık klasik Halk Sağlığı kitaplarının vazgeçilmez ve kapsamlı bölümlerinden.

Çok sayıda bilimsel kongreye, yayına da konu.

Biz de bu konularda tıpta uzmanlık tezleri, doktora ve yüksek lisans (master) tezleri verdik ilgili öğrencilerimize. Epey de yayın yaptık..

KüreselleşTİRme ve Halk(ın) Sağlığı

Konulu çok geniş kaynakça taramasına dayalı kapsamlı sunuyu sürekli güncellemekteyiz. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dönem 6’da (son sınıfta) 4 saat süreli bir ders olarak işlemekteyiz. Dönem 1 / 2’de ise daha kısa sunuyoruz.

Bu gün İNSAN HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ-İHEB‘in 65. yılına girdik.

Ne acı ki, KüreselleşTİRme, günümüzde insan haklarının en büyük düşmanı oldu.

Jurgen Habermas, Noam Chomsky, Susan Geroge, Jacque Chirac,
Server Tanilli, Suna Kili.. 
ve daha pek çok düşünürün, politikacının vurguladığı üzere;

  • Küreselleşme; insanlığın binlerce yıllık uygarlık birikiminin
    en büyük tehdididir!

Oysa İHEB, aradan geçen 65 yılda bu Bildirge yaygın olarak yaşama geçirilmeliydi.
Günümüzün gereksinimlerine yetmemeliydi ve 3. Binyıl güncellemesini yapmalıydık!

Olmadı.. Kendini Küreselleşme adı altında saklayan YENİ EMPERYALİZM,
= KüreselleşTİRme; insan haklarının en başta gelen engeli hatta düşmanı..

Tüm insan hakları emekçilerini Romalı Köle Spartaküs‘ten başlayarak
Hallac-ı Mansur’dan Martin Luther’e ve anti-emperyalist – anti-kapitalist devrimci ve eylem adamı Büyük Atatürk’e.. dek sonsuz bir hürmetle selamlıyor
ve bu mütevazi ders notlarımızı onların saygın anılarına adıyoruz.

  • KüreselleşTİRme ve Halk(ın) Sağlığı..

Yansıları izlemek için erişkeleri (linkleri) tıklamak gerekiyor..
Dosya oylumu >7MB olduğundan 2 parça olarak sunuyoruz..

KuresellesTIRme_ve_Halk(in)_Sagligi-1

KuresellesTIRme_ve_Halk(in)_Sagligi-2

Yansı içeriklerini (pdf sunumunda görülmeyen dipnotları dahil) metin olarak da sunuyoruz..

Kuresellestirme_yansilarinin_metni (18.9.14’teki içeriktir.)

Türkiye’nin ve dünyanın esen geleceği bakmından

KüreselleşTİRme = Yeni Emperyalizm süreçlerinin yaygın insan kitlelerince
çok iyi kavranması ve DİRENİŞİN KÜRESELLEŞTİRİLMESİ kaçınılmaz görünüyor..

Sevgi ve saygı ile.
Ankara, 14.11.14 (21:18)

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

Prof. Dr. Alpaslan IŞIKLI’ya Vefa ve Şükran Borcu İle


Prof. Dr. Alpaslan IŞIKLI’ya Vefa ve Şükran Borcu İle

Dostlar,

Prof. Dr. Alpaslan IŞIKLI’yı yitirdik…

Duyduğumuz acı gerçekten çok derin.

Yılların dostluğunu sürdürdük.
ADD’de Genel Yönetim Kurulu’nda birlikte çalıştık.
2006’da Genel Başkanlığa aday olduğumuzda kendisini SBF’deki odasında
ziyaret etmiş ve bizimle çalışmasını rica etmiştik.

Bir dönem de kendisinin genel başkanlığında TÜMÖD’de Denetleme Kurulu Üyesi olarak çalıştık.

En son 29 Haziran 2013 Cumartesi günü BCP Genel Merkezinde yan yana oturduk.

Hal ve hatırını sorduk.

Mülkiye’de lisansüstü dersleri olup olmadığını sorduk. “Sendikacılık” lisans dersi sürüyordu. Temel uzmanlık alanıydı. 1982 Anayasası’nın gerçekte memur sendikalarına kapalı olmadığını, 1990’lar başında derin dikkatiyle ayrımsayan ve yorumlayan kişi oldu ve arkası böylelikle geldi.

Partilerin ülkemizde AKP faşizmine karşı nasıl ortak savaşabileceğini konuştuk.
Genel Başkanı ve bizim de üyesi olduğumuz TÜMÖD’den bu girişim için üye verecekti.
“Mümtaz abi” diye sesleniyordu Sayın Mümtaz Soysal’a..

portresi

Tüm Öğretim Üyeleri Derneği (TÜMOD)
Genel Başkanı Prof. Dr. Alparslan Işıklı İzmir Seferihisar’da kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi.

Değerli akademisyen ve Tüm Öğretim Üyeleri Derneği (TÜMOD) Genel Başkanı Prof. Dr. Alparslan Işıklı İzmir Seferihisar’da bir teknede kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. Prof. Dr. Işıklı, siyasette ve akademide aydınlanmadan yana net bir tutum sergileyen ATATÜRKÇÜ hocalarımızdandı.

Prof. Dr. Alpaslan Işıklı’nın yaşamı 

Alpaslan Işıklı, 1940 Amasya doğumluydu.

Ortaöğretim eğitimini Amasya Lisesi’nde alan Işıklı, liseyi bitirdikten sonra, yüksek öğrenimini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde tamamladı. Öğrencilik yıllarında SBF’de Talebe Cemiyeti Başkanlığı da yapan Işıklı, 1961’de mezun oldu
ve Fransa’da Centre Europeen Universitaire de Nancy’de lisansüstü öğrenim gördü. 1962’de asistan olarak girdiği Ankara SBF’de 1973’te doçent, 1980’de profesör oldu.

Doçentlik döneminde, “SBF Yönetim Kurulu” üyeliği ve “Çalışma Bakanlığı” bünyesinde Yüksek Hakem Kurulu üyeliği görevlerinde bulunan Işıklı’nın üniversitedeki görevine 1983’te 1402 sayılı Sıkıyönetim yasasına dayanılarak son verilse de 1989’da
İdare Mahkemesi kararıyla görevine döndü.

1990-1994 yıllarında “Mülkiyeliler Birliği Genel Başkanlığı” ve ardından, bir dönem Öğretim Üyeleri Derneği Başkanlığı yapan Işıklı, 2001 yılında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından YÖK üyeliğine seçildi ve bu görevi 2005 yılında
son buldu. Işıklı TÜMÖD (Tüm Öğretim Elemanları Derneği) genel başkanıdır.

1971’de Anayasa Mahkemesi’nde Türkiye İşçi Partisi’nin kapatılma davasında yaptığı savunma tam bir baş yapıttır (şaheser).

Işıklı hocanın hemen tüm kitaplarını okuduk.
“Kürselleşme ve Halk Sağlığı” derslerimizde ve konferanslarımzda yararlandık

Yeni Din Yeni Tanrı” (Otopsi yay, İstanbul, 2005) adlı kitabını bize imzalayarak vermiş ve AÜTF Kitaplığı’na armağan olarak iletmemizi istemişti.

Yeni_Din_Yeni_Tanri_kitabi

Pek çok konferansını izledik, birkaç panelde birlikte aynı masayı paylaştık.

Ayrıca Türk Tabipleri Birliği’nin hekimlere yönlik İşyeri Hekimliği Sertifika programlarında eğitici olarak yer aldık. Sağlıkta özelleştirme ve olası sonuçlarını işliyordu konu olarak.

Noam Chomsky ile polemiklerini keyifle okuduk.

Gerek konuşmalarında gerek yazılarında kendine özgü, eşsiz bir biçemi üslubu) vardı. Uzun tümceleri severdi ama kurguda hata yapmazdı.

  • 80. Yılında Cumhuriyet ve Karşıtları (DTCF, panel) Ankara, 25.10.03 (Ortada biz, solda Prof. Türkan Saylan ve Mustafa Balbay solda Prof. Alpaslan Işıklı ve Prof. Çağrı Erhan..)

Cumhuriyet_karsitlari_Balbay_Saylan.._ile

 

 

 

 

 

Kendisine 07 Şubat 2001’de yazdığımız bir mektubu aşağıda pdf olarak sunuyoruz.

Alpaslan_Isikli’ya_7.2.2001

Yeri doldurulamayacak..

Türkiye O’na şükran borçlu..

Işıklı’nın Yerli ve yabancı dillerde yayımlanmış çeşitli çalışmaları bulunmakta.

KİTAPLARI

  1. Türkiye’de Sendikacılık ve Toplu Sözleşme (ortak çalışma), S.B.F. yay., Ankara,1965;
  2. Toplu İş Sözleşmeleri ve Türkiye Ekonomisi İçindeki Yeri, S.B.F. yay., Ankara,1967;
  3. Ücret, Doğan Yayınevi, Ankara, 1975;
  4. Sosyal Haklar Açısından Anayasa, Yol-İş yay., Ankara, 1975;
  5. Emek ve Ücret, Yol-İş yay. Ankara, 1975;
  6. Kamu Kesiminde Çalışanların Sendikal Hakları, Yol-İş yay. Ankara,1976;
  7. Sendikalar ve Siyaset, Yol-İş yay., Ankara, 1977;
  8. Kuramlar Boyunca Özyönetim ve Yugoslavya Deneyi (2. bs.), Alan Yayıncılık, Ankara, 198O;
  9. Türkiye’de 196O-1986 Döneminde İşçi Hakları,Yol-İş yay., Ankara, 1986;
  10. Yanıt-2821 Sayılı Sendikalar Kanunu ile 2822 Sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanununun Uluslararası Normlara Aykırılığı, Yol-İş,Ankara,1986;
  11. Bir Başka İktisat (derleme, 2. bs.), Alan Yayıncılık, İstanbul, 1987;
  12. Türkiye’de Sendikacılık Hareketleri İçinde Demokrasi Kavramının Gelişimi
    (ortak çalışma), T.C. Kültür Bakanlığı, Demokrasi Klasik¬leri, Ankara 1994;
  13. Özelleştirme Ne İçin?, Yol-İş Eğitim Yayınları-15, Ankara 1994;
  14. Küreselleşme ve Demokratikleşme, (1. bs.) Mülkiyeliler Birliği Vakfı Yayınları: 14, Ankara,1995; (2. bs.) Tüze Yayıncılık, Ankara 1996;
  15. Sendikacılık ve Siyaset (5. bs.), (6. bs.) İmge yayınevi, Ankara,2005.
  16. Yeni Dünya Düzeninde Özelleştirme, BASS Yayını, Ankara 1996;
  17. Sosyalizm, Kemalizm ve Din, 3. bs., İmge yayınevi, Ankara, 2001;
  18. Devlet ve Demokrasi, Kuvayı Milliye Yayınları, Ankara,1999;
  19. Küresel Saldırı, Ulusal Devlet ve Sendikalar, Türk-İş Eğitim Yayınları No: 68, Ankara, 2001.
  20. Dünya Bankası’nın Laik İmparatorluğunda Kumarhane Kapitalizmi,
    Otopsi yay., İstanbul, Şubat 2002 .
  21. Gün Doğmadan, İmge Kitabevi, Ankara, 2002;
  22. İş Hukuku, İş Hukuku, 5. Baskı, İmaj Yayıncılık, Ankara, 2003.
  23. Said Nursi, Fethullah Gülen ve “Laik” Sempatizanları, (8. bs.), Kaynak Yayınları, İstanbul, 2010.
  24. Gerçek Örgütlenme, Sendikacılık, İmge Kitabevi, Ankara, Ekim 2003.
  25. Yeni Din Yeni Tanrı, Otopsi yay, İstanbul, 2005.
  26. Yeni Orta Çağ, Toplumsal Çözüm Yay., İstanbul, 2007; 2. bs. İmge yay., Ankara, 2009.
  27. Kumarhane Kapitalizmi, İmge Kitabevi Yayınları, Ankara, 2010

Türkiye’ye 10 Kritik Soru.. / 10 Critical Questions to Turkey..

Turkiye’ye_10_Soru

Temel İş Sağlığı Hizmetlerinin 1. Basamak Sağlık Hizmetlerine İntegrasyonu, 19. Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi Sunumumuz

19._Uluslararasi_ISG_Kongresi_Sunumumuz_Ist._14.9.11

Kitap Özeti : YOKSULLUĞUN KÜRESELLEŞMESİ – Prof. Michel Chossudovsky / Globalisation of Poverty, book resumé

Yoksullugun_ Kuresellesmesi_M_Chussodovsky_kitap_ozeti_28.5.12