Etiket arşivi: Melih Aşık

Onur Öymen’den ileti : Amerikan tuzağı! 

Sayın Onur Öymen’den ileti Amerikan tuzağı! 

Melih Aşık‘ın bugünkü (3 Mart 2018) köşe yazısının benim görüşlerime de yer veren bölümü aşağıdadır:

Amerikan tuzağı

İnternet sitelerinde bir haber :

“Türkiye ile ABD arasında gerilime ve restleşmeye neden olan Menbiç konusunda bir uzlaşıya varıldığı, YPG’nin bu bölgeden çekilmesinin söz konusu olabileceği belirtiliyor.”

ABD ile Menbiç pazarlığı Obama döneminden beri sürüyor ABD, YPG’yi çekerim – çekmem pazarlığı yapıp duruyor.

Onur Öymen çok sade bir yorum yapıyor:

ABD isterse tabii ki PYD ve YPG’yi Menbiç’ten çekebilir. Milyonlarca dolarlık silah veriyor. YPG’ye çıkın oradan derse YPG çıkar… Peki aynı ABD neden YPG’yi Afrin’den çıkarmıyor?

– Sizce neden?

Çünkü Türkiye’nin gücünü ve enerjisini burada harcamasını istiyor… Böylece diğer alanlarda güç kullanmasını önlemeyi hesap ediyor benim yorumum böyle…

Saygılar, sevgiler.
===================================

Sn. Öymen ve Melih Aşık’a teşekkür ederiz..
Yazının erişkesi : http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/melih-asik/chp-de-umut–2620226/

Dr. Ahmet SALTIK

 

Onur Öymen : Türkiye’yi neden dinliyorlar?


Onur Öymen : Türkiye’yi neden dinliyorlar?

portresi2

 

 

 

 

Almanya’dan sonra Amerika’nın da Türkiye’yi dinlediği iddiaları hakkında Melih Aşık‘ın bugünkü Milliyet‘te (2.9.14) yayınlanan ve benim de görüşlerime yer veren yazısını aşağıda sunuyorum:

Saygılar, sevgiler.
Onur Öymen

***********************

portresi

Melih AŞIK
NEDEN SIZDIRILIR??
http://www.milliyet.com.tr/neden-sizdirilir-/gundem/ydetay/1934180/default.htm


Önce Almanya tarafından dinlendiğimizi öğrendik, ardından ABD tarafından.
Üstelik ABD dinlemekle yetinmemiş, dinlemelerini İngiltere, Yeni Zelanda, Kanada ve Avusturya ile de paylaşmış. Kısacası “BBG evi”ne dönmüşüz.


ylesine “dinlemeye açık ülke” haline gelmemizdeki, vahamet bir tarafa…
Dinlemelerin böyle peş peşe faş edilmesi tesadüf mü?
Yoksa bir amaca, hedefe mi yönelik? Öyle ise o amaç, hedef ne?
Eski Almanya Büyükelçimiz ve eski CHP Milletvekili Onur Öymen diyor ki:
– Burada sorulması gereken esas soru dinlemelerin neden sızdırıldığıdır.– Sizce neden sızdırıldı?

– Demek ki dinlemelerde öğrendikleri bazı şeyler sıkıntı yaratmış dinleyenlerde. Orada konuşulanların, yaparız, ederiz denilen şeylerin yapılmasını, edilmesini önlemek istiyorlar. Dinlemeleri sızdırarak, bakın, biz her şeyin farkındayız,
her şeyi biliyoruz, ayağınızı denk alın, macera aramayın mesajı veriyorlar.

– Bu dediklerinizi biraz somutlaştırsak…

– Mesela Dışişleri Bakanı iken Ahmet Davutoğlu’nun odasında yapılan ve bir provokasyon sonucu Suriye’ye savaş açılabileceği yönünde ortaya konan niyet dikkatlerini çekmiş olmalıdır. Batılılar bizim onları bir oldu bitiyle savaşa sokmak isteyeceğimizden kuşkulanıyor olabilirler. Suriye’deki El Kaide uzantısı bazı silahlı gruplara destek verilmesi de rahatsız ediyordur.
Ayrıca İsrail politikamızı kuşkuyla izlediklerini biliyoruz.

– Sizce bu işin sonu nereye varabilir?

– Avrupa’dan zaten dışlandık.
Bu gidişle NATO üyeliğimizi de sorgulamaya başlayabilirler.

=============================================

Dostlar,

AKP iktidarı ülkemizin bugününü ve geleceğini ciddi biçimde tehdit eden
politikalarını ısrarla sürdürüyor.. Bu dış politikaların mimarı son 5 yılın (2009-14) Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ise 28.8.14’ten bu yana dümenci başı..

Suriye’ye bir MİT provokayonuyla savaş ilan etme planları, Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun odasındaki 4’lü görüşme de sızdırılmıştı ve biz konuyu web sitemizde işlemiştik.. (AKP’nin SURİYE İLE SAVAŞ ÇIKARMA OYUNLARI, 29.3.12014,
http://ahmetsaltik.net/2014/03/29/akpnin-suriye-ile-savas-cikarma-oyunlari/)

Batı dünyasıyla ilişkilerimizi “bilerek” sabote ediyor..

Türkiye’yi nereye sürüklemek istiyorlar??

“Hedef 2023” ün gizli kodu ne??

“ANADOLU FEDERE İSLAM DEVLETİ” olmasın??

Sevgi ve saygıyla.
3.9.2014, Datça

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net 

KUCAĞIMIZA DÜŞER…


Dostlar,

Sayın Melih AŞIK’ın yazısında adını vererek andığı kişinin avukatından
yasal bir uyarı aldık. Bu uyarı için yazının yorum bölümüne bakılabilir..

Bu yüzden biz, Sn. Melih AŞIK’tan aktardığımız yazıda söz konusu kişinin adını ve soyadını “_ _ _ _ _   _ _ _ _ “ biçiminde örttük (kamufle ettik..)

Üzüntüyle paylaşırız..

Sevgi ve saygı ile.
02 Nisan 2014, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

==========================================

KUCAĞIMIZA DÜŞER...

MELİH AŞIK

portresi
Her akşam yeni bir ses kaydı düşüyor sosyal medyaya…
Son düşen kayıt Reuters Haber Ajansı dahil
yabancı yayın organlarında da yer buldu…

Başbakan ile oğlu arasında geçtiği iddia edilen kayıtta
Bilal Erdoğan babasına “_ _ _ _ _  Beyin 10 (milyon dolar) getirebildiğini” söylüyor… Sonrası şöyle:

Tayyip Erdoğan: Sakın Alma, Sakın Alma

Bilal Erdoğan: Ben almayacağım

Tayyip Erdoğan: Yok, Yok, Hayır Hayır alma, kendisi bize ne söz verdiyse onu getirecekse getirsin getirmeyecekse gerek yok. Başkaları getiriyor da O niye getiremiyor, laf mı? Bunlar ne zannediyor bu işi ya.
Ama şimdi düşüyorlar kucağımıza düşecekler merak etme.

Bu konuşmada adı geçen kişinin, uluslararası düzeyde petrol ticareti yapan Başbakan’ın arkadaşı _ _ _ _ _   _ _ _ _  olduğu yazıldı.
Dün akşam saatlerine dek _ _ _ _ _ _   _ _ _ _’dan bu konuda
herhangi bir açıklama gelmedi.

CHP dün soruyordu:

* Bu konuşmada adı geçen _ _ _ _ _ Bey kimdir?

* _ _ _ _ _  Bey’in verdiği söz nedir? Ne kadar getireceğinin sözünü vermiştir?

* 10 milyon Dolar, _ _ _ _ _ Bey’in getirmeyi söz verdiği tutarın
ne kadarlık bölümüdür?

* Başkaları ne kadar getirmektedir veya getirmişlerdir?

Başbakan Erdoğan dün Burdur’daki konuşmasında para işlerine
hiç değinmedi. Bol bol Cemaat ve CHP’yi suçladı…

Öte yandan ABD’de yapılan incelemeler Başbakan ile oğlu arasındaki konuşma kayıtlarının büyük ölçüde gerçek olduğunu gösteriyor.
Montaj iddiaları kabul görmüyor. Ülke kamuoyunda da
parasal konuşmaların montaj olmadığına ilişkin kanaat güçleniyor…

Obama dinledi mi?

Başbakan’ın oğluyla yaptığı telefon konuşmaları gündemi sarsarken… CHP’li Onur Öymen anımsatıyor:

– Benzer bir olay 2004-5 yıllarında Yunanistan’da yaşanmıştı. O zamanki Başbakan Karamanlis’in, aile bireylerinin ve 100’den çok bakanın veya üst düzeydeki kamu görevlisinin yaklaşık bir yıl boyunca dinlendiği
belirlenmişti. Ericsson firması, kendisini savunurken yasal dinleme aygıtlarının içine birilerinin yasa dışı dinleme sistemlerinin yerleştirdiğini bulmuştu. Bu işi yabancı bir ülkenin yaptığı öne sürülmüştü.

***

Bir süre önce İngiliz The Guardian gazetesi, Amerikan İstihbarat Örgütlerinden NSA’ın dünyadaki 35 ülkenin liderini dinlediği yolunda
bir haber yayınladı. Başbakan Merkel’in telefonlarının NSA tarafından dinlendiği yolundaki bilgiler üzerine Alman Hükümeti ve kamuyoyu
buna büyük tepki gösterdi.

Alman televizyonu ZDF’in Başbakan Erdoğan’ın da NSA tarafından dinlenip dinlenmediği yolundaki bir sorusuna Başkan Obama,
ABD istihbarat faaliyetlerinin sürdürüleceği yanıtını verdi.
Obama, yakın çalıştığı yabancı ülke liderleri ile arasında güvene dayalı ilişkiler olması gerektiğini belirttikten sonra; bununla birlikte dünyadaki hükümetlerin niyetlerini öğrenmeye de ilgi duyduklarını ifade etti.

ABD Tayyip Erdoğan’ı da dinledi mi? Eğer dinlediyse “montaj mı
değil mi?”
 sorusunun en sağlıklı yanıtını onlar biliyordur!

LOBBİ

CHP’li Umut Oran Başbakan’a soruyor:

* Daha önce yaptığınız açıklamalarda şu lobilere değindiğiniz görülmektedir:

“Faiz lobisi, Yahudi lobisi, borsa lobisi, sermaye lobisi, medya lobisi,
karanlığı özleyenler lobisi, kaybedenler lobisi, huzurdan barıştan rahatsız olanlar lobisi, içki lobisi, porno lobisi, patates lobisi, kuru fasulye lobisi,
vaiz lobisi, ananas lobisi, savaş lobisi, terör lobisi, kaos lobisi…

* Türkiye’de kaç adet lobi faaliyet yürütmektedir?

* Bilginiz dahilinde “Yolsuzluk lobisi”, “Hırsızlık lobisi”, “Rüşvet lobisi”,
“Kamu ihalelerine fesat karıştırma lobisi”, “Kamu bankalarından usulsüz
kredi alanlar lobisi” 
de var mıdır?

* Yolsuzluk lobisinin eylemleri arasında “yalan ve iftiralarla yolsuzluğun üstünü kapatmak” da var mıdır? Bu lobinin üyeleri kimlerdir, tarafınızla bir bağlantısı
var mıdır?

Hırsızlıktan yakalanmamanın tek yolu var: Çalmayacaksın…

Kasım Eren

***

Ülkenin Başbakanı yargıda değil de sandıkta aklanmak istiyorsa,
mahallenin hırsızından da bu hak esirgenmemeli.

Demokrasi bunu gerektirir.

Gözde Bedeloğlu

HIRSIZ

Kadıköy’de Taksim’de, Ankara’da, İzmir’de gençler iki günün biri meydanlara çıkıyor:

– Hırsız vaaar, diye slogan atıyor…

Bir genç okurumuz not geçmiş…

– Gece evimize hırsız girecek diye çok korkuyorum…
Camı açıp
Hırsız vaaar – diye bağırsam kimse oralı olmayacak…
Komşular siyasal slogan attığımı düşünüp arkalarını dönerek uyuyacaklar..

*****

HSYK’da bin kişi görevden alındı.

Hayırlı olsun!
Yolsuzlukların üstünü örtmek adına
HSYK (Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu)

YHSK (Yandaş Hâkimler ve Savcılar Kurulu) oldu demektir…

MİLLİYET, 28.2.14

Gazi Albay Aslan Aydınlık’a konuştu


Dostlar,

Sevgili Ali Serdar Bolat,

“Tahliye Edilen Gazi Albay Hasan Basri Asln AYDINLIK’a Konuştu”

haberini kapsamlı olarak işlemiş.

Paylaşımı ve emeği için teşekkür ediyoruz.

Sevgi ve saygı ile.
13.10.13, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

===================================

 “Tahliye Edilen Gazi Albay Hasan Basri Asln AYDINLIK’a Konuştu”

Ali Serdar Bolat                 
13 Ekim 2013


Balyoz davasında Yargıtay kararıyla tahliye edilen
Emekli Gazi Albay Hasan Basri Aslan evinin kapılarını Aydınlık’a açtı.

“Suçsuz olduğumuz mutlaka ortaya çıkacak. Suçsuz olduğumuzu bildiğimiz için kararın bozulacağını düşünüyorduk. Yargıtay kararı açıklandığında sevincimiz yarım kaldı. Herkesin tahliye edilmesini bekliyorduk. Tahliye edilenlerle, içeride kalanlar arasında bir fark yok. Hepimiz suçsuzuz. Terörle mücadelemizin ödülü balyoz oldu.”

“Aileme kavuştuğum için sevinçliyim. Ancak kalbim ve aklım içeride bulunan silah arkadaşlarımda. Onların da aramıza katılması için mücadele edeceğiz. Siyasilerle asker olduğumuz için hiçbir ilişkimiz olmadı. Beklentimiz de yoktu. Zaten onlardan gerekli desteği de göremedik. Hayatımdan çalınan 3 yıl var. Bunun hesabını kim verecek?”

“Ben cezaevinde olduğum dönemde eşim, “Ödülü de Balyoz oldu” isimli bir kitap yazdı. Onunla gurur duyuyorum. Çok zor bir hayatımız oldu.

Buna rağmen ülkemin birlik ve bütünlüğü için mücadele ettim. Haksızlıkları hak etmediğimizi bu kitap çok iyi anlattı. Kitabın adında olduğu gibi ödülümüz Balyoz oldu.”

“Dışarıdaki mücadeleye biz de katılacağız. Vardiya Bizde Platformu daha da büyüyecek. Suçsuz olduğumuzu herkese anlatmaya çalışacağız. Sincan Cezaevi personeli bize karşı çok iyi niyetli davrandı.

Ancak Silahlı Kuvvetlerden gereken desteği göremedik. Devre arkadaşlarımız, eşimiz ve dostumuz bize gereken desteği verdiler. Balyoz, Ergenekon, 28 Şubat ve benzeri davalarda yargılanan aslında TSK.”

***********

arşiv:

Yılların CHP’lisine Bay Kemal darbesi
++++++++++++++++++++++++++++++++
Ali Serdar Bolat     20 Temmuz 2013
Çocukları baba yüzü görmeden büyümüştü. Eşi Gazi Kurmay Albay Hasan Basri Aslan hep görevdeydi, terörist peşinde dağlardaydı. Yaralanmış, gazi olmuştu. “Listede adın var” dediler, 16 yıl ceza kestiler. Sözde darbeciler, “Bu da bizdendir” diye adını bir listeye yazmışlardı. Aleyhindeki sözde tek delil bu idi. Vatana hizmetin ödülü Balyoz olmuş başına inmişti.
Balyoz tertibindeki haksızlıkları, hukuksuzlukları her yerde anlattı. Bir elinde “Gazi Albay Hasan Basri Aslan: Ödülü 16 yıl” posteri, diğer elinde eşinin gazi madalyası:

Nefise Aslan
Müyesser Yıldız‘ın yazdığı gibi: İsyanını mektuplara, en sonunda “Ödülü de Balyoz oldu” isimli koca bir kitaba döktü.
Yargıtay’da Balyoz Davası’nın temyiz duruşması 16 Temmuz’da başlayacaktı. Nefise Aslan, yılların CHP’lisi idi. “Atatürk’ün kurduğu partidir” diye gönül verdiği parti elbette ona yardımcı olacaktı. Randevu aldı, 13 Temmuz’da Sakarya Meydanı’ndaki “Sessiz Çığlık” eylemine katıldıktan sonra CHP Genel Merkezi’ne, Bay Kemal’in yanına koştu.
Bay Kemal ve eşi adına imzaladığı kitabını sundu öncelikle. “Beni anlamanız dileğiyle ” yazmıştı imzasının üzerine. Genel Başkanı Balyoz duruşmalarına katılmamış, yılların partilisine “Geçmiş olsun” ziyareti yapmamış, bir telefon bile etmemişti. Ama, temyiz duruşmasına gelmesini isteyecekti. Çünkü temyiz, oyunun son sahnesi idi ve perde kapanacaktı.
“Siz bize gelmediniz, ama ben Sessiz Çığlık eylemini size getirdim” dedi.
Genel Başkanı, sessiz çığlığını mutlaka duyacaktı. Ona eşinin nasıl gazi olduğunu,
nasıl bir tertibe maruz kaldığını kısaca anlattı. 

“Bizlere destek olacağınızı düşündük, ama olmadınız. Yanımıza gelenler hep aynı Milletvekilleri. İnsanlar, sadece ulusalcıların geldiğini, sizin gelmediğinizi, bunun da partide bölünmüşlük havası, kötü bir görüntü oluşturduğunu söylüyor”
Bay Kemal, bu sözlere şu cevabı verdi:
“Perde gerisinden çok destek veriyoruz. Ama bir Genel Başkan olarak gelip, yargıyı etkiliyormuş gibi bir görüntü vermek istemiyorum. Dışarıya karşı, bir darbe davasını destekler konuma düşmek istemiyorum. Bu, uluslararası hukuka da uygun değil.”
Bay Kemal Türkçe de bilmiyor. “Darbecileri destekler konuma düşmek istemiyorum” demek istediği halde, tam tersi anlama gelen “Darbe davasını destekler konuma düşmek istemiyorum.” cümlesini kuruyor.
***********
Melih Aşık, bu konuda, 18 Mart günlü Milliyet’te şöyle yazıyor: 

“..sahte kanıtlarla yüzlerce subayı hapse atmışlar. Hukuk çiğneniyor. Kemal Bey hukukun çiğnendiğine inanıyor mu inanmıyor mu? İnanmıyorsa davayı izlememiş demektir. İnanıyorsa neden haklı olanın hukukunu savunmuyor. Kaldı ki Balyoz davası bir yargı ve hukuk sorununun ötesinde… Silahlı Kuvvetlere yönelik bir tasfiye hareketidir. Bir liderin bu konuda söyleyeceği sözü olmaz mı?”
***********
Müyesser Yıldız anlatmaya devam ediyor:

Nefise Aslan, “darbe davası” ifadesine şaşırdı, bozuldu. En çok da tepkisizlik haline, ağzından ufacık bir teselli sözcüğü çıkmamasına üzüldü. Sözlerini sertleştirdi:
“Yıllarca CHP’ye oy vermiş birisi olarak, hesap sormaya hakkım var. Elçiye zeval olmaz, size halkın sesini duyurayım. Halk sizin için “Erdoğan gibi Amerika’nın her dediğini yapıp, iktidara gelmek istiyor” diyor.”
Ancak Bay Kemal’in başka kaygıları vardı. Şöyle dedi:

“Benimle ilgili iddianame hazırlandığını biliyor musunuz?”
Nefise Hanım’ın cevabı, bir balyoz gibi indi:
“Biliyorum. Eşim tutuklandığında Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ve
Genelkurmay Hukuk Müşaviri Hıfzı Çubuklu ile görüştüm. Eşimin sudan sebeplerle
nasıl tutuklandığını anlattım. “Böyle giderse, sizi de tutuklarlar” dedim. Tutuklandılar. Böyle devam ederseniz, sıra size de gelecek.Hiçbir gurup toplantısında Balyoz davasını ağzınıza almadınız. Mazlumun arkasında değilsiniz. “
Sonra ayağa kalktı ve:
“Son kez soruyorum, pazartesi günü Balyoz davasına geliyor musunuz, gelmiyor musunuz?” dedi.
“Gelmiyorum” cevabını alınca da, “Çok inatçı olduğunuzu biliyordum zaten,
teşekkür ederim, ben yolu bulabilirim” diyerek Kılıçdaroğlu’nun odasından hışımla çıktı.
Müyesser Yıldız, yazısını “Nefise Aslan o günden beri ağlıyor” diyerek noktalıyor.
***********
Nefise Aslan, Aydınlık‘a konuştu: 

“Israrla, “davaya gelmeyecek misiniz” diye sordum. En sonunda kesin bir dille “gelmeyeceğim” dedi. Ben hep CHP’yi destekledim. Oraya bir gazi eşi, bir anne olarak gittim. “Bize destek olmanız gerekir” dedim. Yalandan da olsa teselli bile etmediler. Kılıçdaroğlu’nun dürüst biri olduğunu düşünüyorum. Ama dürüst olmak yetmiyormuş. Onun hakkında kesinlikle yanılmışım. Duvara mı konuştum, ona  mı konuştum, bilmiyorum. Çocuklarım baba yüzü görmeden büyüdü. Eşim gazi. Adı bir listede var diye 16 yıl hüküm giydi. Bütün siyasilerden hesap sormaya hakkım var.”
***********
Aydınlık, 19 Temmuz 2013
Bahçeli Bey de temyiz duruşmasına gelmedi.
18 yıl hapis ceza kesilen MHP Milletvekili Silivri Esiri Emekli Korgeneral Engin Alan‘ın savunması yapılırken MHP’den hiç kimse orada değildi. Hepsinin çok önemli başka işleri vardı, ve, darbecileri destekler konuma düşmek istemiyorlardı.
***********
MHP ve CHP, Türk Ordusunun tertiplerle tasfiye edilmesine ses çıkarmayarak, üstelik “darbeciler temizlensin” diyerek bölücü güçlerin yolunu açmakta AKP’ye yardımcı olmaya devam ediyorlar.

“AB’ye gireceğiz”, “ABD stratejik müttefik”, “NATO bizi koruyor” safsatalarının mantıki sonucu budur: ABD’nin ülkemizi bölme planlarında rol almak.
***********
***********
6 attachments — Download all attachments
(zipped for English (US)

nefise aslan.jpg nefise aslan.jpg
29K   View   Share   Download
ödülü de balyoz oldu.jpg ödülü de balyoz oldu.jpg
28K   View   Share   Download
kılıçdaroğlu balyoz davasına neden katılmadı.jpg kılıçdaroğlu balyoz davasına neden katılmadı.jpg
52K   View   Share   Download
MHP Engin Alan.jpg MHP Engin Alan.jpg
29K   View   Share   Download
Gazi Albay Hasan Basri Aslan 2.jpg Gazi Albay Hasan Basri Aslan 2.jpg
20K   View   Share   Download
Gazi Albay Hasan Basri Aslan.jpg Gazi Albay Hasan Basri Aslan.jpg
36K   View   Share   Download

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!

Dostlar,

  • Başbakan RT Erdoğan‘ın “miliyetçilik” bağlamındaki akıl – mantık – bilim dışı ve
    üstelik tahrik edici söylemleri ülkemizi alt üst etti.

Durup dururken de yersiz gündemle herkesi meşgul etmekte.
Senaryo bir güzel oynanıyor ki, gıpta etmemek (!) olası değil.

Siyaset satrancında hamleler yapılmış durumda :

  • Al Apo’yu; ver Başkanlığı..

BOP Eşbaşkanı Türkiye’li RT Erdoğan, gerçekten yaşamının satrancını oynuyor.. Büyük oynuyor.. (!)
Benzetmek uygunsa çomak arı kovanına sokuldu adeta..
Yeryüzünde ilk kez, 80+ milyon nüfuslu bir ülkenin halkı, “adsız” (ya da sıfatsız) bırakılmaya çalışılıyor.

Ne dolu alıyor ne boş doluyor..

Peki bu ne hikmettir??
Dün dokunulmazlıklarının kaldırılması için TBMM’de AKP’nin girişim başlattığı
BDP’li vekiller şimdilerde birer pırlanta.. 330 hatta 367’nin kritik hesapları yapılmakta.
Ya AKP içinden namuslu – vicdanlı vekillerin gizli oylamada “hayır” ları ne olacak?

1 Mart 2033 Tezkeresi oylamasında 100 dolayında namuslu – vicdanlı AKP’li vekil “hayır” demiş ve Tezkere reddedilmişti..

Tarih bu denli zikzak, bu denli derin çelişki ve tutarsızlığa tanık olmadı..

  • Kadim Anadolu halkını aptal sananlar bir kez daha aynaya bakmalı..

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi‘nden (Biyofizik Anabilim Dalı) meslektaşımız
Prof. Dr. Mehmet Ali Körpınar’ın değerlendirmelerini ve makalesini dikkatle okuyalım..

Sevgi ve saygı ile.
21.2.13, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

=======================================

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!

  • Bir ulusun ruhu esir alınmadıkça, bir ulusun azim ve iradesi kırılmadıkça o ulusa hâkim olmanın olanağı yoktur. Oysa, asırların yarattığı ulusal bir ruha, kuvvetli ve daimî bir ulusal iradeye hiçbir kuvvet karşı koyamaz. (01.09.1924)

Mustafa Kemal ATATÜRK

Google Earth’ten bakacaklar icin Şırnak-Cizre’de koordinatlar: 37 13’ 31’’ N 42 21′ 22’’E  

Değerli arkadaşlar,

Güzel ülkemiz, TÜRK DEVLETİ’nin ulusal birlikteliğini bozmak ve parçalamak için AB-D emperyalizmi tarafından yıllardır ekilen tohumlar yeşermeye başladı. Bu acı ve üzüntü veren süreci sizlere yeniden anımsatmak isterim.

Bu nedenle 2007’de yani 6 yıl önce KİMLİĞİ OLMAYANLAR SORAR: BİZ KİMİZ? DİYE!!! başlıkla yazdığım yazımı aşağıda bilgilerinize bir kez daha sunarım.

Sevgi ve saygılarımla (20.02.2013).

Prof. Dr. Mehmet Ali KÖRPINAR

************************* 

KİMLİĞİ OLMAYANLAR SORAR; BİZ KİMİZ? DİYE!!!

  • Bir şahsın yaşadıkça memnun ve mutlu olması için lazım gelen şey,
    kendisi için değil, kendisinden sonra gelecekler için çalışmasıdır.

 

Mustafa Kemal ATATÜRK

Değerli Arkadaşlar,

Ülkemizde son günlerde bazı anketler yapılmaktadır. Bence ülkemizde yeni azınlıklar yaratmak ve AB-D emperyalizminin bölücü isteklerine zemin oluşturmak amacıyla düzenlenen bu anketlerin esas hedefi önümüzdeki seçimler olarak gösterilmektedir.

Dün akşam hem NTV de hem de CNN-Türk de yapılan formlarda bu anketlerin sonuçları tartışıldı. Özellikle KONDA’nın yaptığı BİZ KİMİZ? Başlıklı anketin sonuçları üzerinde duruldu. Bu anket hakkında Sayın Melih Aşık, Milliyetteki köşesinde değindiği üzere:

Türkiyeli olmak!

KONDA‘nın gazetemiz için düzenlediği “Biz Kimiz” başlıklı anketi merakla izledik. Yararlandık. Ancak bir itirazımız var. Örneğin “Kimliğinizi nasıl tanımlarsınız?” sorusunun cevap şıklarından biri “Türkiyeli” şeklinde saptanmıştı. Çoğunluk bu şıkkı işaretleyince vatandaşların çoğunluğu kendilerini “Türkiyeliyim” diye tanımlıyor sonucu çıkmıştı. Neden cevap “Türküm” diye belirlenmemişti? Her halde “Türk” bir ırkın adı sayıldığından. Oysa ne der Atatürk: 

  • “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir.
    Türk” bir ırkın değil, milletin adıdır.”

Yine Sayın Bülent Esinoğlu’nun 22.03.2007 tarihli yazısında değindiği gibi KONDA 1993 yılında yaptığı ve yine Milliyet Gazetesi’nde yayımlanan ankette Türkiye’de yaşayan halkın %4’ü Kürt olarak belirlenmişken, şimdi ise %15,4 olarak belirlenmiştir. 1993’te
%4 olan Kürt nüfus nasıl oldu da şimdi %15,4 oldu? Bir tek bilimsel açıklaması var:
Kürt analar 15 çocuk doğurdu, Türk analar ise hiç doğurmadı.

* * * * * * * * *

Değerli arkadaşlar,

“BİZ KİMİZ?” diye bir anket neden yapılır?

Siz kimliğinizi bilmiyorsanız, kimliğinizi yitrimişseniz veya yeni bir kimlik arayışı içindeyseniz ancak böyle bir soru sorarsınız. Veya size birileri yeni bir kimlik vermek istiyorsa, zemin oluşturmak için bu çeşit sorularla sizi tuzağa düşürmek ister.

Bizler, Yüce Önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK‘ün, “En büyük eserim” diye övünerek, halkı ümmetten ulusa geçirmek üzere kurduğu TÜRKİYE CUMHURİYETİ’nde yaşayan Türk Milleti’nin birer bireyiyiz. Kimliğimiz bellidir ve kimse de bu kimliğimizi tartışmasın. Bu konuda “TÜRK KİMDİR?” başlıkla yazdığım bir yazımı sizlere
yeniden anımsatmak isterim.

Umarım içimizde kimliğini yitirenler, bu yazımı okurlar ve kendilerine gelirler.

Sevgi ve saygılarımla (28.03.2007).

Prof.Dr. Mehmet Ali KÖRPINAR

***************************** 

TÜRK KİMDİR?

http://www.siirparki.com/turkolmak.html

Değerli arkadaşlar,

Son günlerde klasik milliyetçilik anlayışı ile Türk kimliği hakkında çeşitli yorumlar ve tartışmalar yapılmaktadır. Sanki birileri bu tartışmaları bilerek ortaya atmakta ve
yok yere zamanımızı ve gündemimizi meşgul etmektedirler. Bazen bu tartışmalar kırıcı olmakta ve hatta bu kısır tartışmaların dozu giderek artmakta, huzur bozucu olmaktadır.

Artık bu tartışmalar son bulmalıdır. Demokratik milliyetçilik anlayışı içinde
“Türk kimdir?” sorusuna verecek yanıtlarımız çoktur. 
Örneğin:

  • Ülkemiz demirbaşlarının üç kuruş on paraya elden çıkarılmasına karşıysan, Türk’sün sen,
  • Ülkemizin iç işlerine karışan AB büyükelçilerine karşı tepki duyuyorsan,
    Türk’sün sen,
  • AB’ye üye olacağız umudu ile ulusal bağımsızlığımızı tehlikeye koyacak ödünlere karşıysan, Türk’sün sen,
  • Kıbrıs, Ege Adaları gibi ülkemizin geleceği için yaşamsal önem arz eden konularda VER KURTUL’a karşıysan, Türk’sün sen,
  • Ümmetçilik isteklerini, “ılımlı islam” kavramı icinde benimsetmeye çalışan ve
    bu konuda emperyalist ülkelerle işbirliği yapanlara karşıysan, 
    Türk’sün sen,
  • Laik ve demokratik Cumhuriyetimize sahip çıkıyorsan, Türk’sün sen,
  • Ülkemizin birlik ve beraberliği için çalışıyorsan, Türk’sün sen,
  • Ülke bütünlüğünü korumak uğruna gerektiğinde canını verecek kadar
    bu ülkeyi seviyorsan,Türk’sün sen,
  • Siyasal rant kazanmak uğruna, kutsal dinimizi siyasete alet edenlere karşıysan, Türk’sün sen,
  • Siyaset-Ticaret-Bürokrat-Mayfa işbirliği içinde ülkemizi soyanlara karşıysan, Türk’sün sen,
  • Borç yiğidin kamcısıdır mantığı ile ülkemizi gırtlağına kadar borca sokanlara karşıysan,Türk’sün sen,
  • Ekonomimizi IMF emrine sokarak, işçi-memur-çiftçi-emekli düşmanı olanlara karşıysan,Türk’sün sen,
  • Kadın haklarını koruyup, onlara her alanda saygı gösterip, medeni ve siyasal haklarını kullanmalarına destek veriyorsan, Türk’sün sen,
  • Yüce önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK’ün dahice uygulamaya koyduğu
    ilke ve devrimlerine sahip çıkıyorsan, Türk’sün sen,

En önemlisi ulusal marşımız söylenirken, hemen gururla eşlik edebiliyorsan,
bağımsızlık simgesi bayrağımız göndere çekilirken gözlerin dolarak  duygulanabiliyorsan, Türk’sün sen,

  • NE MUTLU TÜRKÜM DİYEBİLENE !!!

Sevgi ve saygılarımla (05.07.2005).

Prof. Dr. Mehmet Ali KÖRPINAR

Altemur Kılıç : Türk, Türk’e karşı

Altemur Kılıç

Türk, Türk’e karşı

Bütün dünya -Avrupalılar Hıristiyanlar- yüzyıllarca “Türk” ten, Türk’ün gölgesinden korktular! “Müthiş Türk” deyimi, edebiyatlarına yansıdı.. Avrupa’da analar çocuklarını “Türkler geliyor” diye korkuttular.. Fakat “Türk’e” karşı alerji Osmanlı’da da vardı; “Türk” adeta aşağılama anlamındaydı…

“Etrakı bi idrak” yani ‘idraksız, akılsız Türkler “ derlerdi.

Kurtuluş Savaşını aslında ‘Türklük’ imanı ile kazandık ama Yakup Kadri’nin Yaban romanında Anadolu’da bir köylü kendisine, Türk diyen yolcuya “O senin dediğin Haymana Ovası’nda bulunur” der!

***

Aslında Yusuf Akçura gibi dış Türklerin ektikleri Türklük tohumunun İttihatçılar tarafından filizlendirilmiş -Türklük- şuuruna son noktayı Mustafa Kemal, “Ne mutlu Türküm diyene!” sözleriyle koymuştu. Atatürk, bu şuuru tarih ve dil çalışmalarıyla bilimsel temellere de dayandırmak istedi.

Kendisi için en büyük nimetin “Türk doğmuş olmak” olduğunu söyleyen Atatürk eklemişti;

-Ben her şeyden önce bir Türk milliyetçisiyim. Böyle doğdum. Böyle öleceğim…

Türk kelimesi ve anlamı yıllarca bütün Anayasalarda değişmez madde olarak yer aldı. Ve bugünkü anayasanın da değiştirilemez hükümlerinden! Ama ne garip ve ne acı tecellidir ki bunca yıl sonra Yeni Anayasa’da “Türk vatandaşlığı” mı yani “Türk” mü, yoksa “Türkiye vatandaşlığı” mı, yani “Türkiyelilik” mi yer alacak sorunu tartışılıyor!..

Bazı “Türkler” adeta, “Türk”e karşı. “Türk” demekten korkuyorlar…

***

Kafalar karışık… AKP, “ Türkiyelilik”ten yana…
Acaba böyle denirse bunun; eyalet sisteminin, demokratik özerkliğin ve “Büyük Kürdistan”ın yolu olacağının farkındalar mı?

BDP de tabii bu deyimden yana. Fakat Cumhuriyet’in kurucu partisinde, ambleminde en öne çıkan ok “milliyetçilik” olan Klıçdaroğlu’nun CHP’sinde kafalar iyice karışık…

Taban “Türk”lükten yana, ancak bazı allameler ise, bu sıfattan kurtulmak için dolambaçlı paragraflar tavsiye ediyorlar. Kimileri burada Türk sıfatının bir ırkı temsil ettiği gerekçesiyle kaldırılmasını istiyor.

Bugünkü TBMM’de “Türk” lükte ısrar eden tek parti MHP…

Tabii yabancılar da çoktan “Türk”en kurtulmak isterler. Stratejik müttefikimiz NATO’nun Soğuk Savaş yıllarındaki Başkomutanı Alexander Haig, Brüksel’deki kapalı bir toplantıda “Bizi Sovyetlerden Türkler kurtarır ama sonra bizi onlardan kim kurtaracak?” demişti.

Kürt dostları da hep “Kürtlerin haklarından” bahsederler ama “Türk”e karışıdırlar…

ABD, tam etnik bir çıfıt çarşısıdır. Her etnik grup vardır. El Kaide’nin New York’ta İkiz Kuleler’e saldırısından sonra tehlikeye karşı Amerikan milliyetçiliğinin canlandırılması için her taraf Amerikan bayraklarıyla donatıldı ve TV’lerde bir kampanya başlatıldı. Kadınlar erkekler ekranlarda; “Benim anam Rus, babam İngiliz ama ben Amerikanım” dediler. Yani “Ben Amerikalıyım” demediler…

***

Biz şimdi, yüzyılların hazinesini çar çur etmeyi tartışıyoruz. Ben burada kardeşim Melih Aşık’ın sözlerini tekrar edeceğim; “Her milletin bir adı vardır. Bu milletin adı kısaca “Türk Milleti” dir… Türk sözcüğü bir ırkı, etnisiteyi temsil etmez. Türk milleti, kendi öz adının değiştirilmesine PKK veya ABD istedi diye izin vermez”.

Sözün bittiği yer budur…

Biz “Türkiyeli“ filan değil TÜRK’üz…

Ne Mutlu TÜRK’üm Diyene” !