Etiket arşivi: (kurumlar vergisi)

Ekonomi çıkmazda

İrfan Hüseyin Yıldızİrfan Hüseyin Yıldız
30 Nisan 2023, Cumhuriyet
(AS: Bizim somut sayısal katkılarımız yazının altındadır..)

14 Mayıs tarihinde yapılacak “milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçimi” için gümrük kapılarında ve yurtdışı temsilciliklerinde oy verme işlemleri başladı. Nisan ayında yapılan 12 anket ortalamasına göre cumhurbaşkanı seçiminde, Sayın Kılıçdaroğlu’nun, Sayın Erdoğan’ın önünde olduğu gözüküyor. Türkiye bu seçimlere, halkın yaşadığı derin yoksullaşma ve deprem felaketinin yarattığı büyük bir tahribatla birlikte gidiyor. Bir süredir derinden yaşadığımız ekonomik krizin seçmen kararlarında etkili olması bekleniyor…

  • Son 4 yılda ücretlilerin ulusal gelirden aldığı pay %34’ten %26’ya düşmüş durumda.

Türk-İş’in mart ayı araştırmasına göre; dört kişilik bir ailenin açlık (gıda harcaması) sınırı 9591 liraya, 4 kişilik ailenin yoksulluk sınırı (temel ihtiyaç harcamaları) 31.241 liraya yükselmiş bulunuyor. Türkiye’de çalışanların yaklaşık % 50’sinin asgari ücretli (8 bin 500 TL) olduğu dikkate alınırsa, dar gelirliler, ücretliler, memurlar, emekliler ve işsizlerden oluşan büyük bir kesimin, açlık sınırının altında yaşadığını ve geçinemediklerini söyleyebiliriz. Bu nedenle iktidar giderek büyüyen bütçe açığına karşın maaş, ücret, sosyal yardım ve desteklerde gaza basmış görünüyor. Ancak enflasyonu büyüten, servet transferine ve gelir dağılımında sürekli bozulmaya neden olan ekonomi politikalarını değiştirmeyen iktidarın, yoksullaşan kesimlere verdiği mali destekler kısa bir süre sonra hızla erirken artan bütçe açığı nedeniyle de yeni riskler oluşuyor

Orta Vadeli Planda (OPV) öngörülen hiçbir makro ekonomik gösterge kestirimi tutmuyor.

  • İktidarın, “Türkiye Ekonomi Modeli” dediği heterodoks iktisat politikalarıyla;
    cari açığın, bütçe açığının, kurun, enflasyonun ve faiz oranlarının denetim altına alınması
    ve yoksulluğun kalıcı olarak giderilmesi de mümkün (olanaklı) görünmüyor.
  • Ekonomi politikalarındaki bilimdışılık, hukukun, demokrasinin ve özgürlüklerin rafa kaldırıldığı siyasi otoriterleşme ile birleştiğinde; güvensizliğin ve belirsizliğin arttığı bir ortamda, yeni yatırımların yapılması ya da yabancı yatırımcıların gelmesi de pek mümkün olmuyor maalesef…

BÜTÇE AÇIĞI YENİ REKORLARA KOŞUYOR

Merkezi yönetim bütçesi bu yılın ilk çeyreğinde 250 milyar lira açık vermiş bulunuyor.

Üstelik seçim nedeniyle verilen ya da verilecek mali desteklerin, bu açığı daha da büyüyeceği anlaşılıyor. Memur-emekli maaş artışları, EYT düzenlemesi, en düşük emekli maaşının yükseltilmesi ve 3600 ek gösterge artışı gibi yeni düzenlemeler bütçeye olan yükü artırırken elektrik ve doğalgaz olmak üzere çeşitli sübvansiyonların da süreceği açıklandı. Yapılan etki analizlerine göre; EYT düzenlemesinin bütçeye maliyetinin 194.4 milyar lira, emekli ve memur aylıklarında yılbaşında yapılan refah payı artışlarının yıllık maliyetinin 260 milyar lira ve en düşük emekli maaşının 7500 liraya çıkarılmasının yıllık maliyetinin 142.7 milyar lira olacağı hesaplanıyor. Ayrıca mesken (konut) abonelerinin elektrik harcamalarının % 50’lik, doğalgaz harcamalarının ise % 75’lik bölümünün kamu tarafından karşılanacağı açıklanmıştı, buradan bütçeye gelecek yükün ise 530 milyar lira olacağı öngörülüyor. Ayrıca 6 Şubat 2023 depremi nedeniyle bütçeden yapılan harcamaların yılsonuna dek 600 milyar lirayı bulacağı hesaplanıyor. Buna karşılık deprem nedeniyle getirilen ek kurumlar vergisi gelirinin ise ancak 100 milyar dolayında olacağı tahmin ediliyor…

2023 bütçesinde 566 milyar faiz ödemesi!

Ve 660 milyar liralık bütçe açığı öngörülmüş durumda.

Ancak Hazine, sözünü ettiğimiz artan harcamaları finanse etmek için öngörülenin üzerinde borçlanmalara gidiyor, faiz oranları yükseliyor ve kronikleşen enflasyonun baz etkisi dışında daha aşağılara inmesi pek olanaklı görünmüyor. Dolayısıyla %24.9 enflasyon oranı tahminiyle (kestirimiyle) hazırlanan bu bütçenin yetmeyeceği, yılın 2. yarısında ek bütçe gerekeceği anlaşılıyor…

SEÇMEN KARARLARINI NEYE GÖRE VERECEK?

  • Türkiye ekonomisi iyi yönetilmediği için krizden çıkamıyor.

Ekonomi dışında adalet, demokrasi, şeffaflık, hesap verme, hak ve özgürlükler, eğitim,
dış politika vb. bütün alanlarda da büyük tahribatlar (yıkımlar) var.

Peki seçmen bu sorgulamayı yapabilecek mi? Yoksa takım tutar gibi hayatlarında hissettikleri derin yoksullaşmayı bile inkâr ederek (yadsıyarak) başka gerekçeler uydurarak ya da gerçeğe başka anlamlar yükleyerek eski mahallelerinde mi duracak?

Bunu 14 Mayıs seçiminde hep birlikte anlamış olacağız…
===============================
Dostlar,

Bizden kısa notlar…

– Ulusal gelir kişi başına 25 bin $ olacaktı, 10 bin $ gibi..
– Türkiye ilk 10 ekonomi arasına girecekti, G20’den de düştü, 22. sıraya geriledi
– Dışsatım 500 milyar $ olacaktı, hedefin yarısını bulmadı (235 milyar $).
– Dış ticaret açığı azaltılamıyor, 2022’de rekor kırarak 110,2 milyar $ oldu
– 2022’de kamunun borç faizi anaparayı geçti..
– TCMB rezervleri eritildi, 128 milyar $ buharlaştırıldı, eksi 65 milyar $ bilanço..
– Cari açıkta yeni tepe (zirve) 48,8 milyar $
– “Bütçe açığı + Cari açık + Dış ticaret açığı” şeytan üçgeni içinden çıkılmaz oldu.
AKP= RTE malvarlığını açıkla(ya)madı..  ABD önceki Başkanı D. Trump’ın “aptal olma” aşağılamasına yanıt veremedi. Niye acaba? Hangi açıkları yüzünden? Halk Bank yolsuzluğu?
– AKP= RTE, ABD Senato Başkanı N. Pelocy’nin “Erdoğan’ın malvarlığının soruşturmanın zamanı geldi.” söylemine de sustu. Malvarlığını açıkla(ya)madı. “İspat etmezsen müfterisin….” diyemedi.
– Örtülü ödenek giderleri akıl almaz boyutlarda.. Mart 2023, 788 milyon TL..  Nereye harcanıyor?
– 2023 bütçesi yaklaşık 4,5 trilyon TL, 566 milyar TL’si borç faizi.. Her 8 TL’den 1’i faize gidiyor!
Hani NAS vardı, AKP=RTE faize karşı idi??
– Yaklaşık 2 hafta önce 2,5 milyar Dolar borçlandılar : Faizi, Dolar olarak %9, tefeci faizi ödenecek! 2030’a dek 1,6 milyar $ faiz ödeyeceğiz.. Hani AKP=RTE “ekonomist” idi??!!
– Türkiye nüfusu dünya nüfusunun %1,1’i ama toplam dünya gelirinin %0,9’unu üretebiliyor. AKP=RTE hedefi 2023’te %1,5 idi.. Nerdeeeeeen nereye….
……………

  • Bu bir tarihsel soygundur!
  • Halkımız apaçık, iktidar eliyle soyulmakta, İslami kesime kaynak aktarılmaktadır..

Ulusal kaynaklarımız, alın terimiz, 5’li çete vb. “maşalarla” yurt dışına çıkarılmakta, ülkemiz BİLEREK YOKSULLAŞTIRILMAKTADIR!

Yoksullaştırılan yığınlar siyaset, eğitim ve istihdam dışına itilerek yoksulluk yardımlarına bağımlı kılınmaktadır. On milyonu aşan insana Devlet kasasından sürekli “sadaka yardımı” yapılmakta ancak AKP desteği gibi sunulmaktadır. Bu kitlelerin oyları (siyasal iradeleri-istençleri) tutsak alınmıştır.. Bu nedenle, Dünyada 9 sigorta kolu varken, bizde AİLE SİGORTASI bilerek getirilmemiştir.

  • Siyasal İslamcı AKP=RTE, yoksulluğu yok etmek yerine siyasete kasten alet etmiştir.

***
Türk Halkının sağduyusuna güveniyoruz..
14 Mayıs gecesi bu lanetli – meş’um gidiş mutlaka durdurulacaktır / durdurulmalıdır.

Sevgi ve saygı ile. 30 Nisan 2023, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı (Toplum Hekimliği) Uzmanı
Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, Mülkiyeli
www.ahmetsaltik.net       profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter : @profsaltik

Bu katkıların tweet iletisi için tıklayınız :


ÇARŞAMBA İĞNELERİ – 29 Nisan 2020

ÇARŞAMBA İĞNELERİ – 29 Nisan 2020

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

ÖZGÜRLÜK
Basın özgürlüğü sıralamasında Türkiye 180 ülke içinde 154. sırada.

AKP ve değneklerini kutluyoruz…

YARDIM
Diyanet yurt dışına bağış için çağrıda bulundu.
Kendi vatandaşımız ayran bulamıyor içmeye, Diyanet nereye?…

MİLLİ
Bizimkilerin Suriye Milli Ordusu dediği Suriye çetesi ÖSO çapulcuları Resulayn’da birbirine girdi.

Dostunu söyle…

AMBULANS
RTE, “Biz iktidara geldiğimizde doğru dürüst ambulans bile yoktu”

2002’de Cilalı Taş Devri başlamıştı…

DEVA
Babacan, 23 Nisan’ı Atatürk adını anmadan kutlayan bir mesaj yayımladı.

Millete deva olmayacağı baştan belli…

KÖYLÜ
MEB Selçuk’un Köy Enstitülerini överek anması AKP içinde rahatsızlık yarattı.

Enstitüleri kapatanların çocukları…

ŞEKER
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ) üreticisi ABD merkezli Cargill’e (Özelleştirme sürecinde yüzlerce işçi çıkarmıştı) % 70 vergi indirimi uygulayacak, KDV ve gümrük vergisinden istisna tutacak. Bakanlık tarafından kurumlar vergisi indirimi de yapılarak şirketin 44 milyon 659 bin 79 liralık yatırımına da katkı sunulacak.

Oh ne ala, ne ala!
Sen “AKP emperyalizmle mücadele ediyor” de daha……

KAÇIŞ
Salgın gerekçesiyle Meclisteki 100. Yıl özel oturumuna katılmayan RTE, TV’de çocuklarla sosyal mesafe-maske gibi önlemleri es geçerek görüntü verdi.

Gerekçe mi, bahane mi?..

PARTİLİ
RTE, “Ulusa sesleniş” konuşmasında CHP’ye verip veriştirdi.

Partili değil, partinin cumhurbaşkanı…

ADD
ADD Genel Merkezi,  23 Nisan’da TBMM Başkanı’nın ilan ettiği İstiklal Marşı okuma saatinden farklı bir saat ilan etti.

Atatürkçüleri toplumdan koparma merkezi mi oluyor?…

GÖRÜNTÜ
MSB ve Kuvvet Komutanları 23 Nisan’da toplu halde kravatsız resmi görüntü verdi.

Uydum hazır olan imama!…

BİTTİ Mİ?
Barış
‘ların iddianamesi mahkemeye gitti. Avukatlar göremedi ama yandaş Sabah yayımladı.

FETÖ ve kumpas davalar bitti mi demiştiniz?…

SON
Gaziantep’in AKP’li BŞB Bşk. Fatma Şahin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın CHP’li belediyelerin yardım çalışmalarına “FETÖ ve PKK” benzetmesi yapmasına ilişkin, “Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Böyle bir ifadeyi doğru bulmuyorum.” dedi.

Partiden gelen baskı üzerine, “Cumhurbaşkanı’nın belirlediği politikalara aykırı beyanda bulunmam söz konusu olamaz” dedi.

Yemedi… Kişilik?…

ENSAR
Atatürk’ün kurduğu Türk Tarih Kurumu‘nun başına Afyon ENSAR Vakfı yöneticisi Ahmet Yaramış getirildi. Yaramış, kurtuluş mücadelesi karşıtı İskilipli Atıf’a övgüsü ile biliniyor.

Atanana değil atayana bak…

VERGİ
Başkentgaz’ın Ensar Vakfı’na aktardığı paranın, 3 yılda ödediği verginin üç katı olduğu açıklandı.

Kaçır/n/ma…

TERS
DİB Ali Erbaş, salgını eşcinsellik ve nikahsız yaşamaya bağladı.

Dünya Mersin’e, bizimki tersine…

SORUŞTUR
Ankara Barosu DİB Erbaş’ı “İnsanlığın bir kesimini aşağıladı” diye eleştirince Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da Baro’ya “Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri aşağıladığı” gerekçesiyle re’sen soruşturma açtı.

Halkın diğer kesimi için kim soruşturacak?…

BAŞARI
AKP Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can, günlük virüs tablosu yanına RTE’nin fotoğrafını koyarak “Bugün Erdoğan’ın puanları yine artıyor” yazdı. Salgınla mücadeleyi oy hesabına çevirdi.

Ya tabloda hastalanan, ölen insan sayılarındaki başarı kimin?…

OLMAZ
İsveç’te hastaneye alınmadı denerek özel ambulans uçağı ile getirtilen şahsın; milyoner iş adamı, AKP’li Bakan’ın hemşehrisi ve milletvekilinin yakını olduğu, koronavirüsten değil kalpten rahatsızlandığı anlaşıldı.

Biz de Türk vatandaşı olmakla gururlanmıştık.

Yok canım, bu sahtekarlığı da yapmazlar!…

ORUÇ
17 yaşındaki genci kalbinden vuran polis ifadesinde; yanlışlıkla yaptığını, yorgunluk ve Ramazanın sebep olduğunu söyledi.

DİB’lığı oruçlu polislerin yanlışlıkla adam öldürmesinin fazla günah olmadığı yönünde bir fetva verirse, cuk oturur…

Vergiden kaçınmak yasal mı?

Vergiden kaçınmak yasal mı?

Doç.Dr. Murat BATI

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Mali Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanı
Cumhuriyet, 02 Şubat 2020

Torunlar’a ait olan Başkentgaz’ın 27.12.2017 tarihinde 8 milyon Amerikan Doları’nı Kızılay’a, Kızılay’ın da 75 bin doları hariç kalan parayı Ensar Vakfı’na bağış olarak aktardığını hepimiz biliyoruz. Ancak sorun; yapılan bu işlem gerçekten de görüldüğü gibi sadece bir kaçınma işleminden mi ibaret yoksa başka bir şey mi? Bunu anlatmaya çalışayım.

Bağışın nedeni

Kurumlar yaptıkları bağışın bazen tamamını bazen de belli bir kısmını gider olarak yazabilmektedirler. Anayasanın 73’üncü maddesi uyarınca Cumhurbaşkanınca muafiyet hakkı tanınan vakıflara bağış yapılırsa bağışın tamamı gider yazılamaz. Ensar Vakfı’na, 16.08.2012 tarih ve 2012/3582 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile vergi muafiyeti tanınmıştır. Gider yazılacak tutar, şirketin o dönem beyan edeceği kazancın (giderleri düştükten sonra kalan tutar) %5’inden fazla olamayacak. KVK’nin (AS: Kurumlar Vergisi Kanunu) 10/1-c maddesi uyarınca; kurum kazancından yani giderleri düştükten sonra kalan tutarın %5’inden fazlası gider yazılamayacaktır. Ancak bağış Kızılay Derneği’ne yapılırsa yapılan bağışın tamamı gider yazılabilecektir. Bu yüzden önce Kızılay’a bağış yaparak bağışın tümünü gider olarak yazma yolunu tercih etmişlerdir.

Vergiden kaçınmak yasal mı?

Vergiden kaçınma, kanunlara aykırı hareket etmeksizin vergiyi doğuran olaya neden olunmaması suretiyle vergi yükünün dışında kalma çabalarını ifade ederken aynı zamanda bilinçli bir eyleme dayanır. Vergiden kaçınma hukuk sözlüğünde; vergi yasalarının, vergi borcunun doğumunu bağladıkları olaylarla bağlılık kurulmaması ve bu olayların bireyler bakımından ortaya çıkmaması şeklinde tanımlanmıştır. Vergiden kaçınma, devletin vergi alma hakkının oluşmadığı işlemleri ifade eder. Bu suç değildir, cezası da yoktur. Vergi yasalarındaki istisna ve muafiyet hükümlerinden yararlanmak bir kaçınma işlemidir. Bu durum herhangi bir suç oluşturmamaktadır. Vergi kaçırma ise vergi doğduktan sonra vergilerin ödenmemesi işlemidir. Vergi kaçırma işlemi esasında bir kabahattir. Yani cezası sadece idari para cezasıdır. Alışveriş yapılırken fiş almama/vermeme durumu bir vergi kaçırma işlemidir ve cezası belli bir tutarda para cezasıdır.

Ayrı işlemler, ama…

Vergi kaçakçılığı ise bunlardan ayrı bir işlemdir. Vergi Usul Kanunu’nun 359’uncu maddesinde sayılan naylon fatura düzenleme, kullanma, kanunen sayılan defter ve belgeleri yırtmak, yok etmek gibi eylemlerin düzenlendiği ve cezasının ise hem para cezası hem de hapis cezası olduğu suçları ifade etmektedir. Kaçırma ve kaçakçılık birbirinden farklı şeylerdir. Vergi kaçırma vergi ödememe anlamında yasal olmayan bir fiil iken vergi kaçakçılığı ise VUK’un 359’uncu maddesinde belirtilen fiillerin yapılması durumunu ifade eder. Kaçırma bir verginin ödenmemesi sonucunu doğururken, kaçakçılıkta ise her zaman verginin ödenmemesi sonucu çıkmaz.

Konuyu şöyle özetleyeyim : Vergi kaçakçılığının cezası hem idari para cezası (çoğu zaman) hem de hapis cezası, kaçırmanın cezası sadece idari para cezası, kaçınmanın ise herhangi bir cezası yoktur. Görüldüğü gibi kaçınma başka, kaçırma başka kaçakçılık ise bambaşka bir şeydir. Ancak konunun esas boyutuna gelirsek:

‘Peçeleme’ nedir?

Vergi hukuku yazınında “peçeleme” diye bir tabir vardır. Vergi mükellefleri ya da sorumlularının daha çok kendi çıkarlarını gözeterek özel hukuk biçimlerini ve kurumlarını olağan kullanımları dışında kötüye kullanarak vergi kaçırma gayesiyle düzenlenen sözleşmelere “peçeleme sözleşmeleri” ya da “peçeleme işlemleri” adı verilir. Peçeleme sözleşmesinin tarafları yasanın sözüne uygun davranıyor görünmekle birlikte, onun özünü ihlal etmektedirler. Yasanın amacı tümüyle bertaraf edilmektedir. Peçeleme yapılmasının altında yatan esas öge, aslında başka bir hukuksal işlemin altında vergi dışı bırakılmak ve yasa bu yoldan dolanılmak istenmektedir.

Peçelemeden bahsedebilmek için, mükellef ya da vergi sorumlusu, önce vergiye tabi bir işlemde özel hukukun öngördüğü bir biçim ya da kurumu yasaya uygun biçimde kullanacak, bu kullanış, iyi niyetle değil, vergiyi dolanma ya da vergiyi kaçırma amacına yönelik olacaktır. Peçeli denilen sözleşmenin, sırf vergiyi azaltmaya yönelik olduğu ispat edilmelidir.

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın işlemin peçeleme amacıyla yapıldığını iddia etmesi durumunda, bunun aksini kanıtlamak görevi mükellefe düşmektedir. Buna göre Kızılay’a yapılan bağış sarmalında yer alan tüm aktörler işlemlerin tümünün hangi amaçla yapılacağı konusunda fikir sahibi oldukları belli. Bu nedenle kendi aralarında yaptıkları bu silsileli bağış aktarımı kanuna karşı hilenin bir türü olan peçeleme işlemidir.

Bu işlemi ortaya çıkaracak olan da savcılık birimi değil Hazine ve Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu’dur. Konu Maliye’ye sevk edilmediği sürece bu bağış işlemi “yasal yolla yapılmış olarak kalacak” ve bu işleme ilişkin dosyalar da tarihin tozlu sayfalarına bir daha çıkarılmamak üzere kaldırılacaktır.

Bunun bir peçeleme işlemi olduğu saptanırsa ne olacak? Ne ceza verilecek? İşlem 2017’de yapıldığı için 2017 yılı beyanına bu bağış (75 bin dolar hariç) geri eklenecek ve o tarihte yüzde 20 oranında Kurumlar Vergisi hesaplanacak. Ortaya çıkacak bu ek verginin bir katı kadar da vergi ziyaı cezası hesaplanacak. Ve o tarihten bugüne kadar da hesaplanan bu ek vergi üzerinden şu anda aylık %1.6 olan (ilgili dönemdeki gecikme faizi oranı kadar ) gecikme faizi alınacak. O kadar…

Asgari ücret 1603 TL ile yine açlık sınırının altında kaldı!

Asgari ücret 1603 TL ile
yine açlık sınırının altında kaldı!

(AS: Biaim katkımız yazınun altındadır..)
Çalışma Bakanı Jülide Sarıeroğlu’ndan asgari ücreti net 1603 TL olarak belirlendi.
Belirlenen bu fiyat açlık sınırının altında kaldı.

Çalışma Bakanı Jülide Sarıeroğu “Asgari ücreti belirleme çalışmaları 1 ay boyunca sürdü.
Uzun süren müzakere süreci ardından nihayete erdirdik. Komisyonun çoğunluğuyla karar verdik. Bu yüzden müzakereler uzun sürdü. Brüt olarak 2029 lira, net 1603 lira olacak.
Artış %14,2 olacak. 2016’dan itibaren başlattığımız asgari ücret desteği 2018’de de sürecek.” dedi.

Açıklama öncesinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Çalışma Bakanı Sarıeroğlu ile görüştü.

Açlık sınırının altında kaldı

Türk-İş‘in her ay yaptığı geçim koşulları araştırmasına göre, 2017 Aralık ayında 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 1608, yoksulluk sınırı 5238 TL. Bir kişinin aylık geçim maliyeti ise 1989 TL.

Asgari ücret tutarları şöyle oluştu:
  • Bekar-Çocuksuz: 1603,12 lira
  • Evli-Eşi çalışmayan: 1633,57 lira
  • Evli-Eşi çalışmayan +1 çocuklu: 1656, 40 lira
  • Evli-Eşi çalışmayan +2 çocuklu: 1679,23 lira
  • Evli-Eşi çalışmayan +3 çocuklu: 1709,67 lira

Belirlenen asgari ücret miktarına yurttaş tepkili: Karar verenlerin maaşı 10 bin ile 30 bin arasında

HDP’den asgari ücret tepkisi

Türkiye’de asgari ücret açlık sınırının altında kaldı, peki dünyada asgari ücretler ne kadar?

TİSK: Muhalefet şerhi koyuyoruz

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Yağız Eyüboğlu, “Biz bu belirlenen asgari ücrete muhalefet şerhi koyuyoruz” dedi.

Türk-İş: Asgari ücret kabul edilebilir değil ama hayırlı olsun demekten başka bir şey yapamayız

Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısı sonrası Türk-İş Genel Merkezi’nde basın açıklamasında bulunan Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, 1603 liralık rakama muhalefet ettiklerini belirttikten sonra “Asgari ücret kabul edilebilir değil ama hayırlı olsun demekten başka bir şey yapamayız.” dedi

DİSK: 2300 TL olsun

DİSK’in asgari ücret talebi ise net 2300 lira olarak açıklanmıştı.

TÜRK-İŞ 1893 TL olsun

Türk-İş, asgari ücretin 2018 yılında net 1893 lira olmasını talep etmişti.

CHP’den 2 bin TL teklifi

CHP, asgari ücretin net 2 bin lira olması için kanun teklifi vermişti. Yasa teklifinin gerekçesinde, Türk-İş tarafından hazırlanan açlık ve yoksulluk araştırmasına göndermede (atıfta) bulunuldu. Asgari ücretin belirlenmesinde, işçilerin 2017 enflasyon oranı yitiklerinin karşılanması ve büyüme rakamlarından paylarına düşeni almaları istendi.
(http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/ekonomi/895313/Asgari_ucret_1603_TL_ile_yine_aclik_sinirinin_altinda_kaldi.html, 30.12.17)
=============================================
Dostlar,

Çalışma Bakanı Jülide Sarıeroğlu açıkladı : Asgari ücret net 1603 TL!

Bu rakam açlık sınırının altında!
Brüt tutar 2029 TL. Açıkçası asgari ücretliden 426 TL gelir vergisi, damga vergisi (oysa
şehir hastanelerinin milyarlarca dolarlık gizli sözleşmeleri damga vergisi ve pek çok harçtan bağışık!
), sosyal güvenlik primi.. kesiliyor. Kesinti oranı 426/2019=%21. Şirketlerin vergisi (kurumlar vergisi) 2017’de %20 idi, 2018’de % 22 oluyor. Özetle şirketlerle asgari ücretli emekçi aynı oranda vergi veriyor.

Tek başına iktidarının 16. yılındaki AKP = RTE iktidarı, asgari ücreti hala AÇLIK SINIRININ üstüne çıkarabilmiş değil ama 3’e katlanan ülke borçları (230 Bn $’dan 700+ Bn $’a!) ve 2017/3’te %11,1 büyüme masalları ile uyutmaya devam!

Necip milletimiz “hak ettiği” (!?) biçimde yönetiliyor galiba!??

Bir de anlayamadığımız nokta var : Asgari Ücreti Belirleme Komisyonu 15 kişi.
Hükümet, işveren ve işçi kesiminden 5’er kişi ve karar alması salt çoğunluğa (8 kişi) bağlı. TÜRK-İŞ “evet” demiş kerhen de olsa.. DİSK karşı çıkmış. HAK-İŞ iktidar ne dedi ise “hık” dediğine göre patron sendikası TİSK neye karşı çıkmış da karara “karşı oy yazısı” (muhalefet şerhi) koyacakmış?? Toplantı tutanakları açıklansa da öğrensek..

TİSK az mı buldu acaba AÇLIK SINIRI altındaki asgari ücreti?!

Sevgi ve saygı ile. 29 Aralık 2017, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com