Etiket arşivi: Küresel ısınım

OECD ÜLKELERİNDE ENFLASYON

Prof. Dr. D. Ali Ercan
Çekirdek Fiziği Uzmanı
ADD Bilim Kurulu Başkanı

Değerli arkadaşlar,

Türkiye’deki hiper-enflasyona bir teselli kuyruğu bağlamak için iktidar yanlılarının ağzında sakız yaptığı “efendim, enflasyon yalnızca bizde yok ki, tüm Dünya enflasyonun pençesinde…” şeklindeki söylentileri bir yana bırakarak, gerçekleri gösteren sayılara bakalım…

Evet “enflasyon” Kapitalizmin, serbest piyasa sisteminin kaçınılmaz bir ögesidir (başka türlü küresel Finans merkezleri nasıl kazanırlardı ki..) ancak parasının değerini düşürmeyen, üretken ekonomilerde bu enflasyon rakamları %0’ın altında gezinirken, akıl, mantık, hesap, kavramlarının terkedildiği “no man’s land” veya “Yolgeçen Hanı” olan ülkelerde tümüyle raslantılara bırakılmış bir curcuna pazar ekonomisi (?) görülüyor, ki bunun da en güzel örneği Türkiye’dir… (ardından Arjantin, Şili, Güney Afrika gibi ülkeler geliyor)

Aslına bakarsanız, Türkiye’de olan enflasyon değil, “stagflasyon” denen çok daha vahim (ürkünç) bir durumdur; yani salt paranın değerinin düşüşü, yerlerde sürünüşü, pahalılık ve enflasyon değil; aynı zamanda işsizlik, kredi/güvenirlik yitimi ve iflasın eşiğindeki bir ülke görünümüdür.

Dünyanın, küresel ısınım sonucu adım adım iklim felaketine doğru sürüklenişi (AS: “iklim faciası” aşamasındayız!) bilindiği, görüldüğü halde, hâlâ tüm Dünyada kullanılan toplam enerjinin %80 ini oluşturan fosil yakıtlar (kömür, petrol, doğal gaz..) azalmadan maalesef aynı hızla kullanılması sürdürülüyor. Bu enerji kaynaklarının ürünü olan sera gazları (CO2, Metan.. ) salımını sıfırlamak yaşamsal öncelik taşıyor. Bu durum (Ukrayna savaşının getirdiği ek enerji sıkıntısı olmasa bile) fosil yakıt fiyatının her geçen gün yükselişini adeta kaçınılmaz kılacaktır.

Enerji sıkıntısı demek, alışılmış yaşam biçiminden büyük ödün vermek anlamına gelir. Enerji yoksunluğu, her şeyden önce üretim sıkıntısı, pahalılık, sağlık sorunlarını birlikte getirecektir elbette…

  • Kısaca, kapitalizm kaçınılmaz sona doğru, insanlığı ve gezegeni de birlikte sürüklüyor; bakalım bu anafordan insanlığın ne kadarı kurtula bilecek.
    ***

Değerli arkadaşlar,

Daha önce de yayınlamıştım; Mart 2021 / Mart 2022 arası 1 yılda Doların TL karşılığı 7 TL’den 14 Liraya, yani 2 katına çıktı; ayrıca Doların da son bir yılda %7 değer yitimini hesaba katarsak, “ithalat kalemlerine giren tüm malların fiyatında yaklaşık %110 dolayında bir enflasyon olabilir” demektir. Öte yandan Ülke ekonomisinin (Tarım, Sanayi, Hizmet sektörleri) tümüyle, %100 Dolara endeksli olduğunu söyleyemeyiz, ama en az 2/3 oranında bağımlı olsa, toplam %70 dolayında bir “yıllık enflasyon” dan söz edebiliriz; öyleyse, son bir yılda %70 üzerindeki tüm fiyat artışları, ek zamlar vs. vurguncu, talancı fırsatçı takımının işidir..

Neyse ki TÜİK, namuslu bürokrat ve teknisyenlerin baskısıyla yıllık enflasyonu resmen %62 verebildi. Peki bizde TÜFE üzerinden %62 olan enflasyon öbür OECD ülkelerinde ne durumda, onu da ekli grafikte görüyorsunuz, Arjantin ve bir-iki ülke dışında tümü %10’un altındadır….

Fotoğraf açıklaması yok.

Yalana dolana, talana sığınanların hükmü daha ne denli sürecek ? Önümüzdeki seçimde göreceğiz.

Sevgilerimle.æ

KAR YOK, YAĞIŞ YOK…  KURAK MEVSİMLERE YELKEN AÇTIK !

KAR YOK, YAĞIŞ YOK…
KURAK MEVSİMLERE YELKEN AÇTIK !

(AS: Bizi katkımız yazının altındadır..)
***
Endüstri devrimi öncesi Gezegenimizin ortalama sıcaklığı 14 C derece ve atmosferdeki CO2 yoğunluğu ise 300 ppm* kadardı; ancak sera etkisi yaratan fosil yakıtların (Kömür, petrol, doğal gaz (metan)) kullanılmaya başlandığı endüstri devriminden bu yana, 200 yıllık sürede atmosfere aşırı miktarda CO2 salımı yapılmıştır.
Öyle ki Gezegenimizin ortalama sıcaklığı, 1800’ler öncesi ~14 C dereceyken, insan etkisiyle 2020’de sıcaklık ortalama 15,5 C dereceye ve Atmosferdeki CO2 yoğunluğu da 415 ppm’ye yükseldi.
Bilim adamlarının zorlamasıyla, uluslararası çözüm bulmak için hemen her yıl iklim konferansları düzenlendi, güzel sözler, alkışlar duyduk, ancak o kadarla kaldı. Toplantıların “yaptırım gücü” yoktu ne yazık ki… “mutatis mutandis” mantığıyla (AS: değiştirilmesi gerekenler değiştirildi) imzalanan belgelere uymak ülkelerin keyfine, iyi niyetine bırakılmıştı.
En son 5 yıl önce dünyadaki hemen bütün ülkelerin katılımıyla imzalanan ve çevrecilerin son umut gördüğü Paris antlaşması da (AS: COP 2015) fiyaskoyla bitti; hatta Dünyanın en büyük kirleticisi ABD, Trump döneminde bu Anlaşmadan çekildi. (Dünyada kişi başına en çok, 18 ton/yıl CO2 salımı yapan ülke ABD’dir)
***

Değerli arkadaşlar,

Atmosfere yılda adam başı salınan CO2 miktarı, dünya ortalaması ~5 tondur; yani toplamda ~40 milyar ton CO2!! salınıyor. Bunun ancak yarısını, Ormanlar fotosentez yoluyla dengeleyebiliyor; kalanı okyanuslarda ve atmosferde birikiyor (yılda ~2,7 ppm) ve bu birikim sera etkisiyle küresel ısınımı hızlandırıyor.

Türkiye de, adam başı yaklaşık 5 ton CO2 salımıyla (yılda 400+ milyon ton) bu kollektif (AS: ortaklaşa) suçtaki payını alıyor. 200 bin km2 kadar olan Türkiye ormanları, bu CO2 salımının ancak dörtte birini (!) dengeleyebilecek durumdadır; yani Türkiye nüfusunu yarıya indirirse ve Orman varlığını 2 katına çıkarabilirse, ancak o zaman Karbon dengeli (carbon neutral) bir ülke olabilir! Bunun için de adam başına 1 hektar orman gerekli.
***
15 Aralık 2020 günü Ankara’da hava sıcaklığı 8 C derece ! 😲
Oysa 2010 öncesi 40 yılın ortalaması 3 C derece olurdu… Oldukça ılıman geçen bir kış, yakıcı ve kurak bir yaz mevsiminin işareti olabilir..
Bir yandan “insanlığın kıyameti olabilecek küresel ısınımın temel nedeni CO2, Metan (doğal gaz) üreten Fosil yakıtlardır” diyoruz, bir yandan da bu fosil yakıtları yer altından çıkarmak, sahiplenmek ve kullanmak için didişiyor, hatta savaşları göze alıyoruz.
Ne yaman bir çelişki !
Sevgilerimle. æ
________________
* ppm (part per million) milyonda 1 kısaltılmış şekli
Görüntünün olası içeriği: şunu diyen bir yazı '16 14 12 ANKARA'DA 1970-2010 ARASI SICAKLIK DEĞERLERİ ORTALAMASI Yıl Ortalaması 14°C 10 20 Ocak EKİM KASIM ARALIK OCAK ŞUBAT MART NİSAN MAYIS Kaynak: Met. Gn. Md'
===========================
Dostlar,Öncelikle, böylesine yakıcı küresel sorunları gündemde tutarak bilimsel yetkinlikle işleyen çok değerli öğretmenimiz Sn. Prof. Dr. D. Ali ERCAN’a şükran borçluyuz.
***
Artık KÜRESEL ISINMA (Global warming) ve onun türevi olarak İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ (Climate change) kavramı yerine İKLİM FACİASI (Climate Disaster) kavarmı kullanılmakta!
Dünyada tüm türler azalırken insanlar hala, tavşanlar gibi çoğalmakta!
Bu sorumsuz – bilinçsiz davranış sürdürülemez.
Hem günümüz koşullarında olanaklı değil hem de gelecek kuşakların yaşam hakkını çalıyoruz.Dünya sonlu, sonsuza dek çoğalmamız biyolojik olarak da olanaksız.
Daha da çok geç kalmadan aklımızı başımız almalıyız.

HER AİLEYE 1 ÇOCUK!

Hiç başka yolu yok, hem de hemen uygulayarak..
Çok tasarruflu / YEŞİL bir yaşam ile..

Karbon ayak izi” mizi en düşük tutarak..

Dönüşümsüz evreye girmek üzereyiz!

Unutulmasın; KOVİT-19 salgını da aynı aymazlığımızın ürünü!

Sevgi, saygı ve KAYGI ile. 20 Aralık 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter  @profsaltik 

İKLİM DİZGİNLENEMİYOR

İKLİM DİZGİNLENEMİYOR*

Prof. Dr. D. Ali ERCAN
Çekirdek Fiziği Uzmanı
Savunma Sanayisi E. Müsteşarı

Değerli arkadaşlar,

Yıllardan beri süregelen ve hemen tüm ülkelerin sözde üzerinde (kezlerce) anlaştıkları, ama asla ve asla kesin uygulamaya geçmek cesaretini gösteremedikleri (kapitalist yaşam biçiminde köklü değişiklikler gerektiren) Programlar uygulanamadığından, belki binlerce yıl sonra meydana gelmesi olası “İklim Felaketinin” ayak sesleri çok daha gürültülü duyulmaya başladı…

Azalmadığı gibi, üstelik artarak süren fosil (hydro-carbon) yakıt kullanımı nedeniyle Sera Gazları (Metan, CO2) (AS: SOx ve NOx gazları da dahil..) Atmosferde birikiyor. Atmosferde CO2 birikimi (%1,5/yıl) Küresel sıcaklık artışını (%2/yıl) ve sıcaklık artışıyla karasal buzulların erimesi, denizlerde su düzeyinin artış oranını (%4/yıl) tetikleyerek (Domino etkisi) sarmal sürüyor.

Belki bilinçli, belki içgüdüsel, Dünyanın birçok ülkesinde Gelecek kaygısı yaşayan Gençler ayaklanıyor, gösteriler, yürüyüşler yapıyorlar, ama burada her şey boşuna… var gücüyle “Ahiret” için didinen Türkiye toplumu Dünyadan bihaber yaşıyor; anlaşılan o ki, Dünyada olan biten şeyler Türkiyeyi pek ırgalamıyor.. oysa iklim olumsuzluğunda Türkiye’nin de kendi çapında katkısı var.

Son İklim Konferansında, (Katowice, Polonya) alınan ünlü “2 derece” kararı (yani şimdilerde 15 C derece olan Dünya yüzeyi ortalama sıcaklığını 17 dereceye çıkarmamak kararı) büyük olasılıkla gerçekleşemeyecek gibi görünüyor; çünkü son ölçümler bize ferahlatıcı bilgiler vermiyor…

Atmosferde sera gazları derişiminin artışına koşut, Dünya ortalama sıcaklığı da yükselişini sürdürüyor ve tabii Deniz düzeyi de. En son veriler ışığında yaptığımız hesaplar, kritik sıcaklık 17 C derecenin bu yüzyılda aşılacağını gösteriyor. Ondan sonrası ne olur, bir şey söyleyemiyoruz; çünkü en azından ilk “insan” atalarımızın doğa sahnesine çıktıkları son 2 milyon yıllık süreçte böyle bir durum yaşanmamıştı…

Buzulların son 150 yıldaki erime hızı temelinde yapılan hesaplara göre, deniz düzeyinin 2100’de 2000 yılı düzeyinin 2-3 m yukarısında olacağını söyleyebiliyoruz. Ağırlıklı olarak insan kaynaklı sera gazları nedeniyle Dünya ortalama yüzey sıcaklığı, bu gidişle, son 2 milyon yıldır hiç görülmedik bir düzeye, 18-20 C dereceye dek yükselebilecektir bu yüzyılın sonunda…

2050-2100 arası Fauna ve Florada çok nedenli ve çok boyutlu bir küresel kıyımdan insan nüfusunu da payını alacak, nüfus 10 milyardan 2-3 milyara değin düşebilecektir… Küresel ısınım salt buzulları eritmekle, Dünya coğrafi haritasını değiştirmekle kalmayacak; Dünyanın siyasal haritasını da değiştirecektir elbette….

Fotoğraf açıklaması yok.

Gelecek kuşaklardan, şimdiden payıma düşen utançla özürler dileyerek, kaygılarımı dile getirmekten başka bir şey elimden gelmediği için son derece üzüntülüyüm….æ 🤔
=========
* Aynı konudaki önceki yazımızın güncellemesidir..
(21.02.2019, http://ahmetsaltik.net/?s=iklim+dizginlenemiyor)

AB’nin enerji güvenliği Türkiye’den geçiyor’

AB’nin enerji güvenliği Türkiye’den geçiyor’

portresi, Gülümseyen

Prof. Dr. D. Ali ERCAN
10.08.2015
 
 Avrupa Parlamentosu’nda gerçekleştirilen dördüncü “Hazar Forumu” 
nda konuşan HASEN Genel Sekreteri Haldun Yavaş, Güney Gaz Koridoru’nun Avrupa Birliği ve Hazar Bölgesi arasındaki işbirliğini artıracağını ifade etti. Güney Gaz Koridoru’nun, yalnızca Hazar gazının değil aynı zamanda Doğu Akdeniz, Türkmen ve Kuzey Irak gazının Avrupa’ya iletilmesi için de başlıca güzergâh olduğunu vurgulayan Yavaş, stratejik konumuyla enerji merkezi olmayı hedefleyen Türkiye’nin Doğu’nun zengin enerji kaynaklarını Batı’ya sunmak için en uygun maliyetli köprü-yol olduğunu sözlerine ekledi.
Petrol ve Doğal Gaz boru hatları 
adsız

SOCAR Belçika Direktörü Vusal Mammadov ise forumda gerçekleştirdiği konuşmada Trans-Anadolu Doğalgaz Boru Hattı’nın (TANAP) teknik açıdan dünyanın en büyük ikinci projesi olduğunu söyledi. Azerbaycan “Şah Deniz” gazının ilk bölümünün 2018 yılında Türkiye’ye, 2019′da ise Avrupa’ya ulaşacağını belirten Mammadov, Şah Deniz’in yeni iş fırsatlarının ve yatırımların kapısını açacağını ifade etti. TANAP projesinin ortaklarından BOTAŞ’ı temsilen foruma katılan BOTAŞ Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Said Arınç ise konuşmasında Çin’den sonra en hızlı büyüyen ülkenin Türkiye olduğunu, Türkiye’nin doğal gaz tüketiminin 2030 yılında 80 milyar metreküpe ulaşacağını söyledi…
 

Başta Rusya,ABD, Kanada, İran ve Katar olmak üzere diğer Ülkelerle birlikte Dünyada toplam Doğal Gaz üretimi yılda yaklaşık 4 trilyon metreküptür.
***
Değerli arkadaşlar,
Yaklaşık 3 bin yıldan beri insanlığın hizmetinde olan Doğal Gaz* (ilk kez Çin’de kullanılmış) bir Kaya-yağı (petrol) türevidir ve ağırlıklı olarak Metan (CH4) gazından oluşur; ayrıca %20-30 oranında öbür hidro-karbonlarla, Etan (C2H6) Propan (C3H8) ve Bütan ( C4H10 ) katışıktır. Enerjisinin yaklaşık üçte birini Doğal Gazdan karşılayan ve bunu da Dünyanın en büyük doğal Gaz üreticisi olan Rusya’dan sağlayan Avrupa Ülkelerinin çoğunda petrol ve doğal gaz gibi ithal enerji kaynakları için ortalama 100 günlük depolama olanakları varken, Türkiye’nin depo kapasitesi maalesef 1 günlüktür. (yaklaşık 200 milyon m3) Hemen her alanda olduğu gibi, Enerji güvenliği alanında da ‘Gündelik’ yaşadığımızın bir başka göstergesi ! 
Satır içi resim 1 
Nüfusu Dünya nüfusunun binde 11’i kadar olan, buna karşın Dünyadaki yenilenmeyen Enerji Kaynaklarının yalnızca binde 2’sine sahip olan Türkiye‘de
yıllık yaklaşık 120 milyon ton Kaya yağı eşdeğeri (~ 5 Exa Jouleenerji kullanıyoruz ve bunun %90’ı hidrokarbon (fosil) yakıtlardan oluşuyor; doğal gazın payı %28… Şu anda 70 milyar metreküp olan yıllık doğal gaz tüketimimiz 2030’da 80 milyar metreküp olacakmış; yani nüfusa orantılı olarak %15 artacak demektir… havaya daha çoook CO2 (karbondioksit) püskürtmeye devam edeceğiz, atmosferi daha çok ısıtacağız demektir.  (Şu anda atmosfere yılda adam başı ortalama 6 ton karbondioksit püskürtüyoruz)
Satır içi resim 2
Yani biz, tüketici nüfus artışının tetiklediği çevre tahribatı (AS: yıkımı) ve kaynak tüketimi,
aşırı (fosil) enerji kullanımı, COsalımı, küresel ısınım, buzulların eriyişi, iklim değişimi, susuzluk, açlık, gelecek nesillerin güvenliği vs. vs. anlatarak boşuna
nefes tüketiyoruz. O zaman hay-deyin, çılgınlığa devam edin!

3 yetmez, beş çocuk doğurmaya devam !
Dert değil.  æ(Basından alıntıdır.)

____________

*Dünya toplam Doğal gaz Rezervi kabaca 200 trilyon metreküp olarak tahmin ediliyor. Enerji Bakanlığımız  Dünya Karalarının binde 5 i kadar olan Türkiye‘de oransal olarak 170 kere daha az(!?)miktarda, sadece 6 milyar metreküp Doğal Gaz bulunduğunu söylüyor, ki bu da bizim 2-3 aylık ihtiyacımıza ancak yeter. Kısacası “Türkiye’de Doğal Gaz yok !!” denebilir. Türkiye’de çıkarılan yıllık ~600 milyon metreküp sembolik miktardaki Gaz kullandığımızın sadece 120’de 1’dir.
==========================================
Dostlar
,

 

Şehitlere, bombalara, saldırılara boğuldu Türkiye… İçimiz yanıyor..
Yine de ülkemizin başkaca önemli sorunlarını da konuşabilmeliyiz…
Ali Ercan hocamız bu zor olanı yapmış..
Türkiye’nin temel bir çıkmazına “ENERJİ ÇIKMAZI” na dikkat çekmiş..

Nüfusu Dünya nüfusunun binde 11’i (%1,1!) kadar olan, buna karşın
Dünyadaki yenilenmeyen Enerji Kaynaklarının yalnızca binde 2’sine
sahip olan Türkiye..

Çatal denklem burada…
Ve kimi sorumsuz yöneticiler hala “3-5 çocuk doğurun..” diye halka telkin verebiliyor!?
Kurtuluş halkımızın sağduyusuna kaldı.. Ulusun, Yöneticilerini aşan bir sağduyu göstermesine..
Sevgi ve saygı ile.
10 Ağustos 2015, Ankara 

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

Çevre Bakanlığı’ndan İklim değişikliğine karşı önlemler ?!

Dostlar,

Sn. Prof. Dr. D. Ali Ercan‘dan önemli bir yazı daha..

Çevre Bakanlığı’nın “İklim değişikliğine karşı önlemler ?!” ini irdeliyor, eleştiriyor ve katkı veriyor.

Bize göre de en önemlilerinden biri artık anti-natalist (nüfus artışına karşı!) demografi politikaları benimsemek.. Pro-natalist (nüfus artışı yandaşı!) demografi politikalarını terk etmek! TÜİK anormal hatalar yapmayı sürdürüyor..

Bu sitede TÜİK’in hünerleri (!) konusunda bizim ve Sayın Ercan’ın birkaç makalesi yayımlandı..

Çok yazık, TÜİK, tarihinin en az saygın olduğu dönemleri yaşıyor..
Bu fahiş hatalar bitmiyor.. TÜİK, kendi verdiği yıl sonu nüfus rakamlarından (2011 ve 2012) yıllık nüfus artış hızını bile % 1,68 yerine % 1,35 olarak hesaplamayı becerebiliyor! (TÜİK’in Tehlikeli Hataları.. Başbakan da Yanıltılıyor.., http://ahmetsaltik.net/?s=T%C3%9C%C4%B0K%2C+n%C3%BCfus+art%C4% B1%C5%9F+h%C4%B1z%C4%B1%2C+%25+0%2C33&submit=Ara, 3.1.13)

Uyarılara karşın da kendini düzelt(e)miyor!?

Kurumu imamlar yönettiğinden mi acaba??

Bu durumda kılavuzu karga olanların burnu ??

Sevgi ve saygı ile.
26.10.13, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

=======================================

İklim değişikliğine karşı önlemler ?!

Prof. Dr. D. Ali ERCAN

Portresi_gulumseyen


Değerli arkadaşlar,

Çevre Bakanlığı’nın iklim değişikliğine (nedense küresel Isınım demiyorlar! sanki iklim değişikliğinin Küresel ısınımla ilgisi yokmuş gibi)  karşı önlemler listesi yayınlandı. æ ***

  • Uzun süreli kullanabileceğiniz bir alışveriş çantası edinin. Her alışverişinizde verilen plastik poşetleri geri çevirin ve aldıklarınızı kendi alışveriş çantanızda taşıyın.
  • Küçük ambalaj gerektiren ürünlerde (sıvı sabun, kolonya vb.), doldurulabilir olanları tercih edin. Bu sayede hem ev ekonominize katkı sağlarsınız, hem de atık miktarınızı azaltırsınız.
  • Ampullerinizi enerjiyi verimli kullanan tasarruflu ampullerle değiştirin. Bu sayede yılda 20 kg karbondioksit gazının atmosfere salımını önlemiş olursunuz.
  • Buzdolabınızın ve dondurucunuzun yerini değiştirin
  • Daha az sıcak su kullanın. Sıcak suyun 45-50 derecenin üzerinde ısıtılmasının gereksiz enerji tüketimine yol açacağını unutmayın.
  • Yemek pişirirken, su kaynatırken, tencerenizin kapağını kapalı tutun. Bu sayede ciddi miktarda gaz tasarrufu sağlayabilirsiniz. Düdüklü tencere kullandığınızda ise yapacağınız tasarruf %70′i bulur!
  • Çaydanlık ya da elektrikli ısıtıcı ile yalnızca ihtiyacınız kadar su ısıtın.
  • Uzunca banyo yapmak yerine duş kullanın. Böylece 200 litre yerine yalnızca 70 litre su harcamış olursunuz.
  • Kapı ve pencere aralıklarınızı uygun malzemelerle kapatın. Binanızdaki hava kaçaklarını önleyerek yakıt giderlerinizi %30 oranında azaltabilirsiniz. Klimanızı bakımlı ve filtresini temiz tutun. Temiz tutulan klima filtresi yılda 160 kg kadar karbondioksit üretimine engel olabilir.
  • Güneş enerjisi kullanın. Sıcak su ihtiyacınızın önemli bir bölümünü güneş enerjisinden sağlayabilirsiniz.
  • Mümkün olduğunca yürümeyi, bisiklete binmeyi ya da toplu taşıma araçlarını tercih ederek, otomobil kullandığınız süreyi azaltın.
  • Aracınızın bakımlarını zamanında yaptırın. Motorlu taşıt sahiplerinin yalnızca % l’i araç bakımlarını düzenli yaptırsa, yılda 450 bin tondan fazla karbondioksitin üretilmesi engellenebilir.
  • Taşıtlarınızın lastiklerini haftada bir kontrol edin ve uygun şekilde şişmiş olduklarından emin olun. Uygun lastik basıncı, bir depo yakıtla aldığınız yolu 3 kat kadar artırır. Tasarruf edilen her 4 litre benzin, l0 kg karbondioksitin engellenmesi demektir.

*** Bakanlık en önemli önlemi unutmuş;

  • “Kadın başına bir çocuk” la Nüfusu dizginlemek !
  • Dünya nüfusu her gün  200 bin kişi artıyor.
  • Türkiye’nin nüfusu ise her gün 3 bin kişi artıyor. æ

not. 1 litre benzin ≡ 3,2 kg. CO2 tir.

KÜRESEL ISINIM


Dostlar
,

Sn. Prof. Dr. D. Ali Ercan, birbirinden öğretici ve düşündürücü yazılarıyla
sitemizin en çok ağırladığımız konuğu neredeyse..

Küresel ısınma – iklim değişikliği temalı, enerji sorunları ve çözüm seçeneklerine ilişkin çoook sayıda makalesi sitemizde çok okunanlar içinde..

Sn. Prof. Ercan; Dünya ve sakinleri için korkunç bir yıkımdan söz etmekte..

Durum ciddi, hatta “kritik..

4 temel uyarısı var.. mutlaka dikkate alınmalı :

1. Kadın başına en çok1 çocuk,
2. Fosil yakıtların terk edilişi,
3. (Güneş / Rüzgâr / su) yenilenebilir enerjinin kullanımı ve
4. Her alanda (enerji, su, besin) savurganlığın önlenişi  

Sevgi ve saygı ile.
04.10.13, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

======================================

KÜRESEL ISINIM

Ali_Ercan_portresi
Prof. Dr. D. Ali ERCAN
 
Değerli arkadaşlar,
Gezegenimizin nüfusu her gün ~200 bin kişi artıyor.
(AS : Her yıl 1 Türkiye nüfusu Dünya nüfsuna ekleniyor!)

Türkiye’nin nüfusu da her gün ~3 bin kişi artıyor.
(AS : Yılda 1,2 milyon dolayında net nüfus artışı oluyor..)

Bir yandan yaşam kaynaklarının hoyratça kullanımı ve yıkımı (tahribatı), öbür yandan Savurgan Tüketim ve Sera etkisi yaratan 

CO2 salımı
hız kesmeden sürüyor.

Kısacası, deniz düzeyinin 70 m yükseldiği, haritanın tümüyle değiştiği “sıcak” bir Dünyaya doğru koşar adımlarla gidiyoruz.2050-2100 arasında ard arda tetiklenen felaketlerle 10 milyarı aşkın Dünya nüfusunun % 80’i, 50 yıl gibi kısa bir sürede büyük bir kıyıma uğrayabilir ve nüfus 2 milyara dek düşebilir. (Bu, Dünya genelinde, her gün ~400 bin ölüm demektir.)Bu büyük kıyıma karşı tüm Ülkelerde,

1. Kadın başına en çok1 çocuk,
2. Fosil yakıtların terk edilişi,
3. (Güneş / Rüzgâr / su) yenilenebilir enerjinin kullanımı ve
4. Her alanda (enerji, su, besin) savurganlığın önlenişi  
ivedilikle uygulanması gereken asgari önlemler olabilir;
eğer “artık çok geç” değilse… æ 
 
Dünyanın Venüs gibi  “yaşam barındırmayan bir ölü gezegen” e dönüşmek olasılığı sıfır değil.
not.  rakamların önünde kullandığım ~ işareti  “aşağı-yukarı, yaklaşık” demektir.

Hızlı iklim değişikliği


Sayın Prof. Dr. D. Ali
Ercan’dan               :

Portresi_gulumseyen

Hızlı iklim değişikliği

Stanford  Üniversitesi  Araştırması

  • “İklim, son 65 milyon yılda olmadığı ölçüde hızlı  değişiyor.” 

Bu açıklama ABD’nin Stanford Üniversitesinin hazırladığı bir raporda
yer alıyor. Yapılan araştırma  Today’s 
Science dergisinde yayımlandı. Araştırmada görev alan Christopher Field  yaptığı açıklamada  “Küresel ısınım bu yüzyıl içinde 1,5  derece  artacak olursa hız daha önce görülenden 10 kat daha fazla olacak. Ancak sıcaklık artışını bu düzeyde tutmak için bile sera gazları salımında çok büyük azaltma gerekli.”
dedi.

Field devamla, 

“Eğer dünya sera gazı emisyonlarını azaltmadan mevcut haliyle kalırsa ve küresel sıcaklık 5 derece artarsa, değişimin ilerleme hızı geçmiştekinden
en az 50, hatta 100 kat daha çok olacak.”
diyor. Burada geçmiş olarak tanımlanan süre 55 milyon yıl……  Field “Gezegen 65 milyon yıldır böyle hızlı  bir değişim yaşamadı, İnsanlık böyle bir şeye tanık olmadı.” diyor.….

SCIENTIFIC AMERICAN

Arctic ice melting

NASA Kuzey Denizi’nin en kalın parçasında çok hızlı erime tepit etti.
(NASA Goddard Space Flight Center)

———

Today’s Climate Change Proves Much Faster Than Changes
in Past 65 Million Years

By Anne C. Mulkern and ClimateWire

The climate is changing at a pace that’s far faster than anything seen in 65 million years, a report out of Stanford University says. The amount of global temperature increase and the short time over which it’s occurred create a change in velocity that outstrips previous periods of warming or cooling, the scientists said in research published in today’s Science.

If global temperatures rise 1,5 degrees Celsius over the next century, the rate will be about 10 times faster than what’s been seen before, saidChristopher Field, one of the scientists on the study. Keeping the temperature increase that small will require aggressive mitigation, he said.

If the Earth stays on its current course without reversing greenhouse gas emissions, and global temperatures rise 5 degrees Celsius, as scientists say is possible, the pace of change will be at least 50 times and possibly 100 times swifter than what’s occurred in the past, Field said. The numbers are imprecise because the comparison is to an era 55 million years ago, he said.

“The planet has not experienced changes this rapid in 65 million years,” Field said. “Humans have never seen anything like this” Field, in the school’s Department of Global Ecology with the Carnegie Institution for Science, and Noah Diffenbaugh, an associate professor of environmental Earth system science, reviewed and synthesized existing research on climate change for a special issue of Science: “Natural Systems in Changing Climates.”

They looked at climate events or major transitions that have happened on Earth since the extinction of the dinosaurs. Those include the period when the Earth emerged from an ice age. Temperatures then increased between 3 and 5 degrees Celsius, similar to the amount scientists say is possible with ongoing climate change. But that change happened over about 20 thousand  years, the scientists said, and not decades as is happening now.

They also looked at a period when global temperatures dropped 11 to 12 degrees over a period 52 million to 34 million years ago.

“That’s a larger change in global temperature than what’s likely to occur over the next century, but it happened over 18 million years,”  Diffenbaugh said. “So it was a high-magnitude but relatively low-rate event. “We find periods of Earth’s history where the global temperature change was of similar magnitude, but the rate was an order of magnitude slower.”

Ecosystems shifting a yard a day
The changes that are expected ahead will happen much faster than the rate at which species and ecosystems typically are able to adjust, Field said.Plants  and animals essentially would need to move about 1 yard each day farther north or higher in elevation to maintain the conditions they prefer, Field said. While farmers and others can shift where they grow crops, Field said, it’s different for a butterfly or a maple tree. “Maple trees are not good at moving,” Field said, adding, “You don’t have forests moving over long distances very, very fast.”

Trees can shift over time when seeds are blown and squirrels carry acorns, but it typically is not that rapid, he said. The fastest that trees have had to move in the past was tens of meters per year. That’s known from pollen records, he said. “We actually don’t have any good examples of them moving as fast as they’ll need to in the future because the climate zones haven’t moved that fast” Field said.

At the same time, species and plants will be affected by other human-induced changes, the paper said.

“In responding to those rapid changes in climate, organisms will encounter a highly fragmented landscape that is dominated by a broad range of human influences,” the study said. “The combination of high climate-change velocity and multidimensional human fragmentation will present terrestrial ecosystems with an environment that is unprecedented in recent evolutionary history.”