Uğur Dündar
ugur.dundar@ugurdundar.com.tr
https://www.sozcu.com.tr/2021/yazarlar/ugur-dundar/salgini-yonetemeyen-iktidar-olum-sayilarinda-yalan-mi-soyluyor-6763675/ SÖZCÜ, 12 Kasım 2021
Salgını yönetemeyen iktidar,
ölüm sayılarında yalan mı söylüyor?
7 Kasım 2021 korona verileri aşağıda:
Günlük yeni yakalanan olgu/vaka sayısı 25.304, ölüm sayısı ise 200. Bunlar “resmi” veriler. Tarama amaçlı test yapılmadıkça; PCR testi, olguları % 100 yakalama yeteneğinde olsa bile (gerçekte % 50-70 arasında) yakalanabilenler buzdağının ucu olup, gerçeğin 1/10’una dek düşebilir. Ölümlerde ise, birçok etmene bağlı olarak gerçek veriler ortaya kon(a)mamakta, kamuoyuna açıklan(a)mamaktadır!..
Dünya genelinde toplam olgu sayısı, salgının 23. ayında 250,7 milyonu aşmıştır. Bunların 227 milyonu iyileşmiş, 5,07 milyonu ölmüştür. Halen etkin (aktif) durumda olan olgu sayısı 18,7 milyondur.
Olgu ölüm hızı dünyada % 2, Türkiye’de % 0,9’dur. Türkiye’de toplam olgu/vaka sayısı 8,231,679’a ulaşmıştır ve bu veri ile dünyada 6., Avrupa’da ise İngiltere ve Rusya’nın ardından 3. sıradayız.
★★★
Aktif hasta sayısı 450,548 olup, dünya toplamı 18,702,998’in % 2,4’üne karşılıktır. Keza, 07 Kasım 2021 günü için Dünya toplamı olan günlük yeni olgu sayısı 343,367 olup, Türkiye’de 25,304 yeni olgu kayda alınmıştır, % 7,4’e karşılıktır. Oysa Türkiye nüfusu Dünya toplamının % 1,1’idir.
Ölümler ise yine “resmi” rakamla 72,127’ye erişmiştir ve milyon nüfusta 843’e karşılıktır. Bu rakam dünya geneli için milyon nüfusta 650’dir. Türkiye’de ölümlerin dünya ortalamasının üstünde olduğu görülmektedir. Öte yandan, bir kez daha soralım; olgu ölüm hızı % 0,9 ile Dünya ortalamasının (% 2) yarısından azdır! Niçin? Hangi üstünlükle?..
★★★
Ülkemizde son 1 haftada toplam 198,691 yeni olgu tanı almıştır. Dünya toplamı son hafta için 3,025,610 olup, % 6,6’sına karşılıktır! Öte yandan Dünyada son 1 haftada olgu sayılarında önceki haftaya göre % 0,9 artış yaşanırken ölümler % 5 azalmıştır. Türkiye’de bu oranlar aynı sırayla +%10 ve +%1’dir; niçin ve nasıl? Gerek günlük, gerek haftalık gerekse aktif olgu sayılarında nüfusuna oranla dünya ortalamasının epey önünde olan ülkemizde, ölümlerde ise tersine bir “iyilik” (!) söz konusudur. Tanrı Türk’ü koruyor mu hâlâ?..
Ülkemizde olgu ölüm hızının Dünya ortalamasının yarısından da az olmasını açıklayabilecek hiçbir bilimsel veri yok! Bu hız eğer %0,9 yerine %2 olarak kabul edilecek olursa, 160,282 ölüme karşılıktır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), özellikle gelişmekte olan ülkelerde ölüm rakamlarını 3-3,5 ile çarpmayı önermektedir. Böyle yapıldığında Türkiye’de Kovit-19 ölümleri, ilk ölümün açıklandığı 17 Mart 2020’den bu yana 216,381 ile 252,445 arasında beklenir, resmen açıklanan ise salt 72,127!..
Tüm bulgular, ölüm verilerinde ciddi bir karartmaya gidildiğini kanıtlamaktadır.
En iyimser rakamla, dünya ortalaması olan %2 üzerinden 160,282 ölümün kayda alınmış olması gerekirdi. DSÖ’ne göre beklenebilecek üst sınır ise yukarıda da hesaplandığı gibi 252,445’tir!..
★★★
- Çok dikkat çeken bir veri ise, kritik durumda olan olgu/ vaka/ hasta sayısının neredeyse 6 hafta boyunca 633 olarak sabit kalabilmesidir (!..)
Bu rakamın da (633) yukarıdaki derin tutarsızlıklar gibi, Epidemiyolojik olarak açıklanabilmesi olanağı yoktur! TV ekranlarında birçok kez uyarmamıza karşın bu veriye haftalarca dokunulmamıştır! 7 Kasım 2021 günü verisi, her nasılsa 1405 olarak duyurulmuştur. 633’ten çok kısa zamanda 1405’e çıkılmıştır! Son veriyle dünya toplamı 76.080 olup, Dünya nüfusunun % 1,1’ine sahip olmamız üzerinden oranlanırsa, kritik durumda 837 kovit-19 hastasına sahip olmamız beklenebilecek iken çok daha fazla, 1405 olguya sahibiz!
Neden birden bire art(ırıl)mıştır, geçmişte de uzuuuun haftalar boyunca gerçekte, sabit tutulan 633’ün çok üstünde değil miydi?..
Hatta Halk Sağlığı Genel Müdürüne What’sApp ile sormamıza, yurttaş olarak bilgi edinme hakkı kapsamında yanıt istememize ve bu iletimizin okunmuş olmasına karşın!! En hafif terimi ile bu tutum özensizlik, ciddiyetsizlik ve halka saygısızlık olup, güven yitiği nedenidir. Oysa salgın yönetiminde halkın güvenini kazanmak, kamu yönetimi için en başat yükümdür…
★★★
2020’de nüfus artışı yalnızca 459 bin kişi oldu! Bu rakam 2019’da 1 milyon 151 bin idi. Nüfus artış hızı binde 13,9’dan binde 5,5’e düştü. 1927 ilk nüfus sayımından bu yana böylesine düşük bir nüfus artış hızı görülmedi! 2. Dünya Savaşında 1940-45 arasında bile binde 10,6 idi. Binde 8,4 düzeyinde anormal nüfus artış hızı azalması nasıl açıklanabilir? Bu çok belirgin (dramatik) azalmanın nedeni salt salgın nedeniyle doğumlardaki azalma mıdır? Ya da 2020’de gerçekleşen kovit ölümleri midir? 2019’da 1 milyon 187 bin olan bebek doğumu geçen yıl (2020) 1 milyon 113 binde kaldı. Doğum sayısında azalma yalnızca 74 bin. Eğer binde 13,9 nüfus artış hızı 2020’de de gerçekleşseydi nüfus, 83.155 m x 0,0139 = 1 milyon 156 bin artış ile 84 milyon 312 bin olacaktı…
Beklenen nüfus artışı, 2019 verisiyle sabit alınırsa, 1.156 milyon yerine yalnızca 459 bin olduğuna göre, aradaki fark 697 bin kişi olup, bu insanlar nerededir?
Bunun salt 74 bini doğum sayısındaki azalma kaynaklıdır. Geriye 623 bin kayıp kalıyor. 2020 içinde resmen açıklanan toplam kovit ölümü 20,881’dir. Geriye yaklaşık 602 bin kayıp, açıklanamayan nüfus yitiği var! Gerçekleşen nüfus artışı TÜİK açıklamasına göre 459 bindir, beklenen 1 milyon 156 bin nüfus artışının yanı sıra, olağan koşullarda çok yaklaşık 440 bin ölüm beklenirdi. Çünkü önceki yıl 2019’da 436 bin resmi ölüm kaydı vardı. Bu durumda, beklenen en az nüfus artışı 1 milyon 156 bin – (440 bin ölüm + 459 bin nüfus artış hızı) =
257 bin nüfus kayıptır!..
★★★
DİKKAT : Türkiye’de 2020 yılında fazladan 257 bin kayıt dışı ölüm olmuştur!..
- Açıklanan 21 bin kovit ölümüne ek, 257 bin ölüm daha söz konusudur!..
- AKP iktidarı bu muazzam ölüm sayısını saklamaktadır!..
- Her ne ise 257 bin insanın ölüm verileri, nedenleriyle ortaya konmalıdır.
Kovit salgını yaşanırken, ölümlerdeki bu anormal ötesi fırlama başka hangi nedene bağlanabilir? Muhalefet partileri, mezarlık kayıtları ile bu acı tabloyu doğrulamalı ve iktidarın üstüne giderek ülke gündemi yapmalıdır.
★★★
Kovit salgının AKP iktidarınca yönetilememesi, olağanüstü kötü- yanlış yönetiminin isyan ettiren bedeli, salt 2020’de 21 bin resmi kovit ölümüne ek, ÇEYREK MİLYON CANIMIZDIR!..
- Bu korkunç gerçek hiçbir biçimde göz ardı edilemez, muhalefet ve Türkiye ayağa kalkmalı, iktidardan hesabı sorulmalı ve istifaya zorlanmalıdır.
- Çeyrek milyon masum insan, AKP’nin kutsal yaşam hakkını hiçe sayan akıl dışı, ilkel, insanlık dışı ve insanlığa karşı suç oluşturan sözde sağlık/salgın politikaları (!) yüzünden ölmüştür!
Hangi iktidar görevde kalabilir böylesine yüz kızartıcı ağır bir insanlık suçu ile?..”
★★★
Değerli okurlarım,
Buraya kadar okuduğunuz ürkütücü tespitler, pandeminin başlangıcından bu yana, topluma en doğru bilgileri vermek için çırpınan saygın bilim insanlarımızdan Prof. Dr. Ahmet Saltık‘a ait. Saltık Hoca, salgının iyi yönetilemediğini ve bunun kabul edilemez, sürdürülemez bir durum olduğunu iddia ediyor. Önlenebilecek çok sayıda ölümün bu nedenle yaşandığını öne sürüyor.
Ve sözlerini şöyle bitiriyor :
- “Salt 2020’de, masum 250 bini aşkın insanımız, AKP politikaları yüzünden, yaşatılabilecek iken, hastalığa değil, KÖTÜ YÖNETİME kurban verilmiştir!..
- Böyle giderse 2021 sonund2020’de saklanan 257 binin 2 katı ölüm, yani yarım milyon gizlenmiş olacak!..”
=======================