Etiket arşivi: Kandil

ADD GENEL MERKEZİ BASIN AÇIKLAMASI : 16 Eylül 2015

ADD_logosu_adiyla

BASIN AÇIKLAMASI :

“DÜNÜN DE, BUGÜNÜN DE SORUMLUSU 13 YILLIK İKTİDAR
VE CUMHURBAŞKANIDIR.”

Bugün Türkiye 7 Haziran seçimleri sonucunda Meclis’te tek başına iktidar olamayan zihniyetin yitirdiği oyu yeniden kazanmak uğruna oynadığı OYUNU şehitler vererek izliyor.

UYAN TÜRKİYE; BU OYUNA GELMEYELİM.

Terör bir ülkeyi tutsak almışsa, ülkede siyasal anlamda bir “yönetim” zaafiyeti var demektir. Devlet, yönetimde zaafiyet kaldırmaz. Sorumluları bulmak, DUR demek, sorunu çözmek gerekir.

Cumhurbaşkanı sorumluları belirlemiştir: O’na göre “Suçlu aranacaksa bakılacak yer Kandil’dir, sorumluları Hükümette değil; örgütün yönetiminde ve tercihlerini demokrasiden yana kullanmayan onların güdümündeki partilerde aranmalıdır.”

Evet, terörün kaynağı kuzey Irak’ta “Kandil”dedir. Arkasındaki KANDİL, PKK, KCK’dır. “Üst akıl” da ABD ve AB’dir.

Evet, HDP terörle arasına mesafe koymamış, sıkışınca Brüksel’i, Ankara’ya tercih etmiş, Türkiye Partisi olması için kendisine “verdirilen” oyların, şansın değerini kavrayamamış, Meclis’i görmezden gelmiş, geçmişi ile birlikte, Türkiye’yi bu günlere getiren yolun yapı taşlarını 13 yıllık iktidarla birlikte döşemiştir. SORUMLUDUR.

Evet, Meclisteki muhalefet partileri de, 7 Haziran sonrası aralarında anlaşarak bir Meclis başkanı seçip Meclis’i çalıştırmadıkları, yolsuzluğa hukuksuzluğa batmış geçmiş iktidardan hesap sormadıkları ve en azından halkın “oy”una her türlü “kirli” yoldan konan ipoteği kaldırmak üzere bir “geçiş dönemi hükümeti kurup”, bugünden çok daha farklı bir ortamda ülkeyi seçime götürmeye çalışmadıkları için sorumludurlar.

Ancak asıl sorumlu;
90’lı yıllar sonunda askeri mücadele ile etkisiz hale getirilen terörle mücadeleden vazgeçip, müzakere yolunu açan ve bir yandan, içeriği Türk milletinden gizlenen Oslo, İmralı ve Dolmabahçe görüşmeleri çerçevesinde “çözüm-barış” adları altında yürütülen AÇILIM politikaları ile Ülkeyi bölünmenin eşiğine getiren; öbür yandan, Balyoz-Ergenekon gibi siyasal davalarla Ordu’nun yönetim kademelerini ve içini boşaltıp mücadele gücünü kıran, terörle mücadele yerine O’nu kışlasına kapatan, polisi karakollara hapseden, PKK’nın güçlenmesine, silahlanmasına Doğu ve Güney Doğu’da özerk bölgeler ilan etmesine göz yuman, kısacası ülkeyi bugünlere getiren;

2002’de seçimle iktidar olup, 7 Haziran’a kadar üç dönem ülkeyi tek başına YÖNETEN, Anayasa gereğince yönetme görev ve YETKİSİNE sahip ve bu nedenle Meclis’e ve doğalki millete karşı SORUMLU olan 13 yıllık AKP hükümetidir.

Bugünün Cumhurbaşkanı da, tam 12 yıl bu hükümetin başı ve Bakanlar Kurulu ile birlikte ülkenin genel siyasetinin yürütülmesinden Anayasa’nın 112. maddesi gereğince sorumlu olan kişidir.

Kısacası “AÇILIMI” AÇAN da, bugün “yanıldığını söyleyip buzdolabına KALDIRAN” da kendisidir.

DÜN, NASIL Türk Ordusu’na Ergenekon ve Balyoz davalarında Fetullah’la birlikte KUMPAS kurduğu halde, sonra “YANILMIŞIM” deyip, cemaati hedef gösterip, kendisini aklamaya çalıştıysa;

BUGÜN DE; Türk Ordusu’nun içini bu davalarla boşaltıp, teröre karşı mücadelede elini kolunu bağlayan CUMHURBAŞKANI, yine “YANILMIŞIM” diyor ve BÜYÜTTÜĞÜ TERÖRÜ VE TERÖR ÖRGÜTÜNÜ HEDEF GÖSTERİP, KENDİSİNİ AKLAMAYA ÇALIŞIYOR.

DÜNÜN SORUMLUSU DA 13 YILLIK İKTİDAR VE ONUN BAŞBAKANIDIR. BUGÜNÜN SORUMLUSU DA 13 YILLIK İKTİDAR VE ONUN CUMHURBAŞKANIDIR.

“Devlet” ciddiyet ister. Bundan böyle her konuda “yanılıp” politika değiştiren, bu yolda Ülkeyi kaosa (AS: karmaşaya) sürüklemekten çekinmeyenlere HALK, 1 Kasım’da “YÖNETİMİ” teslim etmemelidir.

TÜRK Milletine saygı ile duyurulur. 16.09.2015

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ
GENEL MERKEZİ

Kontrgerilla dimdik ayakta!

Kontrgerilla dimdik ayakta!

Hakan Gülseven

Hakan Gülseven
hakan.gulseven@yurtgazetesi.com.tr
YURT Gazetesi, 19 Mayıs 2015

Mevcut iktidar döneminde pek çok müsamere izledik. Müsamerelerin en bayağısı ‘Ergenekon’ denen tasfiye harekatıydı. Birkaç mafyozun ve kontrgerilla artığının ırkçı manyaklarla ilintilendirildiği, ardından devletin millici unsurlarının dağıtıldığı bir operasyona tanık olduk. Operasyonu devletin kabuk değiştiren kontrgerillası, ‘büyük birader’ ABD’nin gözetiminde yürüttü. Şimdi aynı kuvvet HDP’yi bombalıyor.

***

Evet, HDP bombalamaları, AKP’nin hizaya çekilme sürecinin bir parçasıdır.
Amerika tarafından süpürülmeyip kullanılan AKP liderliği kontrolden çıkmıştır ve
yeniden hizaya sokulması ya da yenilenmesi icap etmektedir.
HDP olağan hedeftir. AKP, seçim kampanyasını doğuda din sömürüsü, batıda milliyetçilik üzerinden kurduğu için siyasi ajitasyonunla HDP’ye saldırıyor. Böylece dine düşkün Kürt nüfusun ve milliyetçi Türklerin oyunu en azından kaçırmamaya çalışıyorlar.
İmralı görüşmelerini unutturmaya gayret ediyorlar. Bu sebeple HDP’ye vuruyorlar…
Haliyle bombalamaların olağan şüphelisi de AKP haline geliyor.
Oysa HDP bombalamalarından en son fayda sağlayacak parti AKP’dir.
Bombalamalar kontrgerilla işidir. Kontrolden çıkan kadronun yönetemez halde olduğunu göstermek istiyorlar, konu budur.

***

Aslında doğru. AKP yönetemez halde.

Çıplak polis zorbalığına ve istihbarat teşkilatına dayanan bir iktidarla muhatabız.

Polisin ve istihbarat teşkilatının aciz hale düşmesi, doğal olarak iktidarın etkisini sarsıyor.
23 Nisan Başbakanı’nı kimse ciddiye almıyor.

Bu sebeple, cumhurbaşkanlığı makamını işgal eden unsur bizzat meydanlara çıkıp çırpınıyor.

Kolay değil, sıfırlanan onca paranın, katledilen onca gencin hesabını verecek.
Tökezlediği anda kabasına tekmeyi yiyecek olan O. Şimdi, hiçbir süreci yönetemediğini göstermeyi iş edinmiş olan bir güçle muhatap. Bombalamalar da o gücün marifeti.
Bu tür kontrollü kaos eylemlerinin artacağını söylemek için müneccim olmak gerekmiyor.

***

Bombalamalar aynı zamanda Kürt hareketine mesajdır.

Kürt hareketi, ortalama ulusalcı aklın iddialarının aksine, bölgedeki emperyalist gündeme eklemlenmiş değil. HDP’nin üzerinden Kürt hareketine emperyalist bir basınç oluşturmaya çalışıyorlar. Kürtleri Barzanici eksene oturtmak istiyorlar.
Barzani’nin ABD temasları son derece önemlidir. Oyun Erbil üzerinden kuruluyor.
Emperyalist gündeme biat etmeyen önemli bir Kürt kesimin olması,
ABD açısından bir karın ağrısıdır.

***

Adi hırsızlıkların üzerini örtmek için eşelenen iktidar, bu süreci yönetemeyecektir.

Sorun, iktidarın emperyalist komplolarla mı, halk hareketiyle mi yıkılacağında düğümleniyor. Birincisi halkın üzerindeki cendereyi sağlamlaştıracak, diğeri daha demokratik koşullarda ilerlememizi sağlayacaktır.

Otomotiv işçilerinin direnişi bizi umutlandıran bir gelişme. Bombaların patlamadığı,
özgür bir ülkeyi kurmak için işçilerin üretimden gelen kudretine ihtiyacımız var çünkü…

====================================

Dostlar,

Ne söylemeli??

Tek bir noktaya değinelim..

HDP kurulu (heyeti) “Kandil” e elini koluna sallaya salaya gidiiip geliyor…
Oradan İmralı’ya, terör örgütü ile ülkemiz, bölmeye çalışmaktan ağırlaştırılmış yaşam boyu hapse mahkum Apo’ya talimat almaya – kuryelik yapmaya geliyor..

Bunların binde birini sıradan bir vatandaş yapsa, Türk Ceza Yasası’nın terör örgütüne
üye olmaktan tutun örgüt kurmaya, terör örgütü ile işbirliği yapmaya, teröre yardım – destek – yataklık yapmaya… dek uzanan bir dizi zincirleme suçtan ağır mı ağır hapislere çarptırılırdı..
Hatta gerekirse sahte kanıt uydurularak Balyoz, Ergenekon vd. de yapılmadı mı?

Bu kuryeliği yapanların bir bölümü milletvekili..

Göz yuman hatta çanak tutan da AKP iktidarı ve Devletin MİT’i..

Kandil neresi??
Ülkemizi bölmeye çalışan emperyalizmin maşası kanlı terör örgütü PKK‘nın askeri üssü.
Nerede? Komşumuz Irak’ta..
Terörle gerçekten savaşan bir hükümet komşu Irak’a “Kapat şu Kandil’i!” diyemez mi,
neden demez, neden diyemez??
Stratejik / trajik müttefik (!) ABD’ye karşı neden net tutum almaz,

“Durdur şu PKK saldırısını, ülkemi bölme planlarına son ver!” demez, diyemez??

Ondan sonra da silahların gölgesinde “Çözüm süreci”! dayatması..

Bir siyasal kadro ancak bu denli zavallı – çaresiz – ihanet içinde olabilir..

Üstelik, “Sorunu çözüyorum..” yanılsaması ile halktan, özellikle Kürtler, Aleviler ve Milliyetçi tabandan oy almaya çalışarak..

Herhalde TÜRK ULUSU AKIL TUTULMASI içinde değil!?

Bu lanetli çember kırılacaktır..
Bir yandan da ekonomik yıkım..

  • 2013 Mayıs – 2015 Mayıs..
    2 yılda TL Dolar karşısında %40 değer yitirdi.

Niçin, neden, nasıl?? Nerde başarılı ekonomi yönetimi?
Kim verecek bu acı soygunun – yoksullaşTIRmanın hesabını??
Elbette fatura AKP’ye kesilecektir, 12,5 yıldır tek başına iktidardarır..

İlk hedef ve fırsat 7 Haziran 2015 seçimleridir.

Her halde bu kanlı ve insanlığa karşı suç niteliğinde politikanın 2 siyasal aktörü
AKP ve HDP’ye oy verilmeMEsi gerektiği açıktır.

Bu iğrenç oyunu bozacak tek siyasal kadro ve program VATAN PARTİSİNDE..

1000 selam olsun ATAMA, 1 oyum var VATAN’a!

Sevgi ve saygı ile.
20 Mayıs 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com