Etiket arşivi: “kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu”

KORONA SALGINI İLE İLGİLİ GÜVENİLİR BİLGİ KAYNAKLARI ve AKP İKTİDARINA ÖNERİLER

KORONA SALGINI İLE İLGİLİ GÜVENİLİR BİLGİ KAYNAKLARI
ve AKP İKTİDARINA ÖNERİLER


Değerli Sitemiz İzleyicileri,

Yaşadığımız küresel salgın ile ilgili güncel ve güvenilir bilimsel bilgiye erişmek önemli..

Sitemizde elden gelen çabayı gösteriyoruz..

Bizim de çalıştığımız Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi web sitesi bu bağlamda oldukça değerli.

www.medicine.ankara.edu.tr 

adresinin düzenli olarak izlenmesini öneririz. Aşağıdaki poster bir örnek..

Bu sitede ayrıca kısa filmlere de erişmek olanaklı.

http://www.medicine.ankara.edu.tr/2020/03/17/79028/

http://www.medicine.ankara.edu.tr/2020/03/17/79010/

Yeni Corona Virüs Hastalığı (Covid-19) ile ilgili bilgi alınabalecek siteler.

  • T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI

https://hsgm.saglik.gov.tr/tr/covid19

Bu site, Sağlık Bakanlığı’nın HALK SAĞLIĞI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ resmi / kurumsal sitesidir.

Salgınların yönetimi, Tıp Dalları içinde “Halk Sağlığı Uzmanları” nın bilimsel sorumluluğundadır. Dolayısıla Sağlık Bakanlığında kilit sorumluluk Halk Sağlığı Genel Müdürlüğünündür.

Sağlık Bakanlığının, Halk Sağlığı Uzmanları Derneği – HASUDER ile çok sıkı kurumsal işbirliği içinde olması zorunludur.

Bilim Kurulu’nda bildiğimiz ölçüde tek 1 Halk Sağlığı Uzmanı vardır; oysa tam tersine, bu Kurul esas olarak Halk Sağlığı Uzmanlarından oluşmalı, gerektiğinde balka dallar çağrılmalıdır.

  • DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ (DSÖ / WHO / OMS)

https://www.who.int/health-topics/coronavirus

  • TÜRKİYE ENFEKSİYON HASTALIKLARI VE KLİNİK NMİKROBİYOLOJİ UZMANLIK DERNEĞİ (EKMUD)

https://www.ekmud.org.tr/

  • KLİNİK NMİKROBİYOLOJİ UZMANLIK DERNEĞİ

https://www.klimud.org/
*****

Ayrıca bizim uzmanlık derneğimiz olan HALK SAĞLIĞI UZMANLARI DERNEĞİ – HASUDER web sitesi ve bu amaçla özel olarak hazırlanmış bir web sitemiz de var :

www.hasuder. org.tr ve www.korona.hasuder. org.tr

Unutulması ki; Anayasanın 135. maddesi uyarınca özel yasa ile (6023 sayılı yasa) kurulan ve Anayasada “kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu” olarak tanımlanan, bizim de doğallıkla üyesi olduğumuz Türk Tabipleri Birliği‘nin

www.ttb.org.tr

adresli kurumsal web sitesinde sorunun hem tıbbi hem de ekonomo – politik boyutlarını irdeleyen bilimsel kaynaklara erişilebilir. Dün, 18 Mart 2020 günü Erdoğan’ın yaptığı toplantıya TTB’nin çağrılmaması asla bağışlanamaz. Hem ulusal birlikten söz edeceğiz, hem de ülkenin yasal hekim birliğini dışlayacağız, utandırıcıdır!

* Ne yazık ki Sağlık Bakanlığı yeterince saydam değil..

Örneğin korona olgularının hangi illerde olduğunu bilmiyoruz. Oysa örneğin ABD, tüm eyaletlerde olgu ve ölüm sayılarını saydamlıkla yayınlıyor web sitelerinde.

Meslektaşımız, Çocuk Hekimi Sağlık Bakanı Dr. Fahretttin Koca bu gün TBMM’de bilgi verdi, soruları yanıtladı epey geç de olsa..

Temel sorunlardan biri şudur                                        :

Türkiye sayısal yeterince korona testi yapmamıştır..
Bu bağlamda çoooook gecikmiş ve kritik zamanlar heba edilmiştir..
Oysa Singapor, Honkong, Güney Kore, Tayland.. ve koskoca Çin bu bağlamda baştan beri çok atak olmuşlardır.

1. Çok sayıda test uygulayarak hastalara – taşıyıcılara erken tanı koymuşlardır.

2. Erken tanı konan taşıyıcı ve hastalar toplumdan ayrılmış (izolasyon, tecrit, karantina..) ve sağaltımları (tedavileri) yapılmıştır..

Gerçekte reçete yalındır ve DSÖ Genel Başkanı Dr. Thedros G. Adhenom’un ustaca özetlediği üzere 3 T formülüdür..

Sağlık Bakanlığı, ilk olgunun bildirildiği 31 Aralık 2019’dan bu yana geçen 2,5 ayda gerekli lojistik hazırlığı yapmamış, yapamamıştır..

Korona testi, Sağlık Bakanı’nın bu gün TBMM’de açıkladığı üzere şu güne dek toplam 10 bin dolayında uygulanmıştır. Bu sayı olağanüstü yetersizdir, belki de 10 milyon kişide yapılmalıydı! Örneğin 21 bin Umre ziyaretçisine bile test yapılmış değildir, bu kişilerin büyük çoğunluğu, bağışlanmaz bir hata ile ülkeye dağılmışlardır.

Testin maliyeti çok yüksek değildir, ülkeler bu amaçla on milyarlarca Dolar kaynak ayırmaktadır. Türkiye’de hala 18 ilde testin yapılabilir olacağından söz etmektedir AKP iktidarı..

Çok üzücüdür.. 81 ilde derhal yapılabilir olmalıydı, 2,5 ay içinde bu hazırlık yapılmalıydı.

Cerrahi maske, yoğun bakım yatakları, sahra hastaneleri.. gibi lojistik eksikler giderilmeliydi.

Oysa öğrenci yurtları boşaltılarak karantina yerleri yapılmıştır.. Salgın uzarsa ve karantina altına alınması gereken nüfus daha da artarsa ne yapılacaktır? Üniversitelerde eğitim, yurtlar kullanılamayacağı için başlatılmayacak mıdır??

Sonuç olarak                              :

  • Politik olmayan gerçek bir beka sorunu ile yüz yüzeyiz..
  • Türkiye bu sorunla baş edemez ise AKP iktidarı da yerle bir olur..
  • Gerçek anlamda BİLİMSEL AKILCILIK – SAYDAMLIK – Politik DÜRÜSTLÜK kaçınılmazdır..

AKP = Erdoğan‘ı ve iktidarını, Sağlık Bakanını ve Bakanlığını bir kez daha uyarmak isteriz..

Başka yol yok; BİLİMSEL AKILCILIK – SAYDAMLIK – Politik DÜRÜSTLÜK dışında!

43 yıl kıdemli bir hekim,
40 yıllık Halk Sağlığı Uzmanı
33 yıllık Halk Sağlığı Öğretim Üyesi
Sağlık Hukuku Uzmanı (MSc)
ve Mülkiye de okumuş (BSc) 65+ yaş bir T.C. Yurttaşı sorumluluğu ile bilgi ve ilgiye sunarız.

Bu dosyadan sonra, Korona salgını ile ilgili 3 sayılı güncelleme raporumuzu yazacağız sitemizde..

  • 23 Mart 2020 Pazartesi saat 21:00’de Halk TV’de canlı yayında birikimlerimizi sunacağız..

Sevgi, saygı kaygı ama umut ile. 19 Mart 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc

Hekim, Kamu Yönetimi – Siyaset Bilimci (SBF-Mülkiye)
Sağlık Hukuku Bilim Uzmanı

www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

MESLEK ÖRGÜTLERİNE BASKILAR VE SAĞLIK HAKKI..

Dostlar,

27. Adalet ve Demokrasi Haftası bağlamında düzenlenen aşağıdaki açıkoturumu (paneli) bilgi ve ilginize sunarız..

  • MESLEK ÖRGÜTLERİNE BASKILAR VE SAĞLIK HAKKI..

Ne yazık ki, devr-i AKPde meslek örgütleri de inanılmaz bir baskı altında..

Oysa bu kurumlar Anayasa’nın 135. maddesi gereğince ayrı ayrı yasalarla kuruluyorlar ve “KAMU KURUMU NİTELİĞİNDE MESLEK KURULUŞU” niteliği taşıyorlar Anayasa gereği..

Sorun ciddi boyutlarda ve AKP iktidarının bu hukuk dışı uygulamalarını durdurmak gerekiyor.

Çünkü bir yandan demokratik muhalefet odakları yok edilmeye çalışılırken, bir yandan da en temel insanlık hakkı olan SAĞLIKLI YAŞAM HAKKI tehdit edilmekte ve savunmasız bırakılmakta.

Üstelik bu politika istemsiz (arızi) ya da ayrımında olunmadan yürütülesi değil..

Acımasız ve vahşi bir kurgu var..

Ancak örgütlü – birlikte direnebiliriz..

Tarih: 30 Ocak 2020, Perşembe, saat 17:00
Yer : Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi / Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net 

Bu iktidar doktorları neden sevmiyor?

Bu iktidar doktorları neden sevmiyor?

Emre Kongar

06.11.18, Cumhuriyet

(AS: Bizim kapsamlı katkımız yazının altındadır..)

Bu iktidar, kendisinden ve kendisine kayıtsız koşulsuz boyun eğenlerden başka kimseyi sevmiyor. 

Profesyonel meslek ahlaklarına sahip çıkan, bu yüzden de iktidarın dayattığı yalan – yanlış kurallara boyun eğmeyen meslek mensuplarından, özellikle hoşlanmıyor: 
Çünkü doktorlar, avukatlar, mühendisler hem kendi meslek ahlâkları olduğu için iktidarın yanlış uygulama ve baskılarına karşı direniyorlar, hem de iktidara dalkavukluk yapmadan uyguladıkları mesleklerindeki başarılarıyla, yaşamlarını siyasete bağımlı olmadan sürdürebiliyorlar.
***
Bu iktidar, profesyonel meslek mensuplarının meslekî ahlâk ve uygulamalarını geliştirmek için onlara eğitim veren ve onları denetleyen Sivil Tolum Kuruluşlarını da bırakın sevmeyi, adeta kendisine düşmanmış gibi görüyor. 
Toplumun refah ve uygarlık düzeyinin yükselmesinde çok önemli işlevler yüklenen Türkiye Barolar Birliği, Türk Tabipleri Birliği, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği gibi Sivil Toplum Kuruluşları, bu iktidar tarafından sürekli suçlanıyor, engelleniyor, baskı altına alınmaya ve yetkileri daraltılmaya çalışılıyor.
***
İktidarın yeterince güdümleyemediği Sivil Toplum Kuruluşlarının, STK’ların başında gelen Türk Tabipleri Birliği’ne ve doktorlara karşı olan düşmanca tutumu, “Sağlık çalışanlarına şiddetin önlenmesine yönelik” diye pazarlanmaya çalışılan 44 maddelik son “Torba Yasa” ile iyice belirginleşti. 
Torba yasa teklifi ile olağanüstü hal döneminde “kamudan ihraç” edilmiş olan hekimler ile diş hekimlerinin özel sektörde çalışmaları da sınırlandırılıyor ve neredeyse olanaksızlaştırılıyor. 
Güvenlik soruşturmalarının olumsuz gelmesi nedeniyle zorunlu hizmet yapamayan doktorların, zorunlu hizmet süreleri boyunca herhangi bir yerde çalışmaları yasaklanıyor.
***
Teklif ile Türk Tabipleri Birliği, TTB, Diş Hekimleri Birliği, DHB ve Türk Eczacılar Birliği, TEB’in kimi yetkileri de bu kuruluşlardan alınıyor. 
Buna göre 1’den çok kurumda çalışmak için TTB’den ve DHB’den izin almak zorunluluğu kaldırılıyor. 
Aynı şekilde piyasada bulunmayan ilaçların ithalinde, TEB’in yanı sıra Sağlık Bakanlığı’nın izin vereceği kurum ve kuruluşlar ile SGK’ya da yetki veriliyor.
***
Hekimlere ve sağlık çalışanlarına saldırı bu kez ‘Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’ ile Hükümet’ten geldi” diyen Türk Tabipleri Birliği, bu yasa tasarısına karşı direniş kararı aldığını bir bildiri ile açıkladı ve buna karşı doktorların nöbet eylemlerini başlattı.
***
12 Eylül 2010 ve 16 Nisan 2017 halkoylamalarıyla delik deşik edilmiş olan bugünkü “Ucube Anayasa” bile, meslek örgütlerini temsil eden Sivil Toplum Kuruluşlarının haklarını ve görevlerini 135’inci madde ile koruyor. 

  • TBB BAŞTA OLMAK KAYDI İLE BÜTÜN MESLEK ÖRGÜTLERİNİ DESTEKLEMEK, VATANDAŞLARIN KENDİLERİNE YAPILAN HİZMETLERE SAHİP ÇIKTIKLARI ANLAMINI TAŞIR.
    =======================================
    Dostlar,

    AKP, TTB’den ve Türkiye’den Ne İstiyor??

    Bir iktidar, güdümüne alamadığı kendi kurumlarına saldırarak onları felç etmeye, işlevsiz bırakmaya girişirse meşruluğu sorgulanır olmaz mı??

    12 Eylülcülerin ürünü 1982 Anayasasında bile 135. madde ile toplum yaşamında ve demokratik düzen açısından vazgeçilmez yeri – önemi olan profesyonel mesleklerin örgütlenmesi istenmiş ve daha da ileri gidilerek bu yapılanmalara “Kamu Kurumu niteliğinde meslek kuruluşu” nitemi / ayrıcalığı öngörülmüştür.

    Türk Tabipleri Birliği (TTB)
    Türk Dişhekimleri Birliği (TDB)
    Türk Eczacıları Birliği (TEB)
    Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB)
    Türkiye Barolar Birliği (TBB)

    ayrı ayrı yasalarla kurulmuşlardır. Yasal Organlarını yargı gözetiminde üyeleri seçer ve gelir kaynaklarını da kendileri üretirler. Bir yandan o meslek üyelerinin hakları korunur, disiplin ve meslek etiği ilkeleri konur ve korunur, bir yandan da bu meslekler üzerinden kamu yararı gözetilir.

Örn. 6023 sayılı TTB yasasının 1. maddesinde bu 2 temel amaç ve işlev tanımlanır.
Ne var ki AKP bu bağlamda sabıkalıdır ve sicili temiz değildir. 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile (SAĞLIK BAKANLIĞI VE BAĞLI KURULUŞLARININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME; 02.11.2011, RG 28103 Mükerrer) Bakanlar Kurulu eliyle yasal düzenleme yaparken, bu KHK içine gizlenen bir madde ile TTB yasasının 1. maddesinde son derece anti – demokratik bir değişikliğe gitmişti.

Erdoğan başkanlığındaki Bakanlar Kurulu, 1 gecede 35 KHK çıkararak ülkemiz kamu yönetimini neredeyse DNA’sına dek değiştirmişti. Cumhurbaşkanı Sezer’in veto ettiği, emperyalist Batı dayatması ve güdümlüsü sözde Kamu Yönetimi Reformu bu yolla fiilen yaşama geçirilmişti.

6023 sayılı TTB yasasının 1. maddesinden adeta cımbızlanarak çıkarılan içerik şöyle idi :

  •  “tabipliğin kamu ve kişi yararına uygulanıp geliştirilmesini sağlamak”

Dönemin Sağlık Bakanı Dr. Recep Akdağ, kendisinin de muayenehanesi nedeniyle üye olmak zorunda kaldığı hekim meslek örgütünden neden rahatsızdı(r)??

TBMM tarafından 1953’te yüklenen tırnak içindeki yasal işlev – yüküm neden AKP iktidarına batmaktadır? O ibare çıkarıldığında TTB’den geriye ne kalacaktır? TTB, Anayasanın muradı olan görevleri yerine getiremez kılınırsa, bu, Anayasaya aykırı olmaz mı??

Yasaklara – Yolsuzluklara – Yoksulluğa (3 Y) savaş açarak (!!??) 3 Kasım 2002 seçiminde %34 oyla TBMM’nin %65’ini ele geçiren ve 16 yıldır tek başına Türkiye’yi yöneten (!) AKP iktidarı, kendisini ve ülkemizi nereye savurmaktadır??

  • Örtük amacı nedir AKP’nin??Beraber yürünen yollar” ülkemizi nereye taşıyacaktır??
    ****

    TTB Yasasının 1. maddesinde, hiç ilgisi olmayan bir KHK içinde, açıkça halka ve hekimlere tuzak kurularak yapılan yıkıcı ve etik dışı değişiklik, TTB’nin girişimleri ve anamuhalefet CHP eliyle Anayasa Mahkemesine iptal için taşınmıştır.

Altını bir kez daha çizelim :

  • Neden “6023 Sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanunu’nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” başlığı altında “mertçe” yap(a)madınız bu değişikliği? Neden sakladınız, gizlediniz??

Farkına varılmasa ve 60 günlük iptal davası açma süresi geçirilse idi (hak düşürücü süre)
Anayasa Mahkemesine de gidilemeyecek ve değişiklik kesinleşecekti değil mi??

Zaten 12 Eylül faşist rejimi tüm meslek odaları, sendikalar, siyasal partileri iğdiş etmişti. Birkaç yıl kapalı kaldıktan, malvarlıklarına, kayıtlarına…  el konduktan sonra yavaş yavaş açılmaya başlandı bu örgütlenmeler.. Tüm hekimlerin TTB’ye üye olmaları yasal zorunluk iken, asker hekimlerin üye olması yasaklandı, sivil hekimlerden de tam gün kamuda çalışanlara üye olup – olmama seçeneği getirildi. Amaç zayıflatmak, işlevsiz kılmaktı.. Ne var ki günümüzde 150 bini aşkın hekimden 100 binden çoğu TTB’ye üyedir. Sayıları 100 bini aşan tüm avukatlar TBB’ye üyedir… Örgütlenme bilincinin ve örgütlü savaşım (mücadele) bilincinin yansımasıdır bu tablo ve güçlenerek sürdürülecektir. AKP dahil, her şeye karşın!
****

663 s. KHK’nın 58. maddesinin 14. fıkrası ğ bendi aşağıdaki gibiydi :

ğ) 23/1/1953 tarihli ve 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanunun 1 inci maddesinde geçen “tabipliğin kamu ve kişi yararına uygulanıp geliştirilmesini sağlamak”
ibaresi,
yürürlükten kaldırılmıştır.

Bereket, 663 sayılı KHK ile bu maddede yapılan değişiklik, Anayasa Mahkemesi’nin 25.6.2013 tarih ve 28688 sayılı R.G.’de yayımlanan, 14.2.2013 T., 2011/150 E. ve 2013/30 K. sayılı Kararı ile iptal edilmiştir!

Ne var ki; mevzuat.gov.tr resmi kurumsal web sitesinden çağrılan 6023 s. TTB yasasının 1. maddesine bu değişiklik, aradan 5+ yıl geçmesine karşın nedense hala yerine işlenmemiştir!?

Bu madde metni mevzuat.gov.tr den çağrıldığında / indirildiğinde aynen şöyle gelmektedir :

Madde 1 : “Türkiye sınırları içerisinde meslek ve sanatlarını icraya yetkili olup da sanatını serbest olarak yapan veya meslek diplomasından istifade etmek suretiyle resmi veya özel görev yapan tabiplerin katıldığı Türk Tabipleri Birliği; tabipler arasında mesleki deontolojiyi ve dayanışmayı korumak, (…)(1) “

Bitmedi! Dipnot olarak (1) no ile ise şu içerik var sayfanın altında :

(1) 11/10/2011 tarihli ve 663 sayılı KHK’nın 58 inci maddesiyle, bu maddede geçen “tabipliğin kamu ve kişi yararına uygulanıp geliştirilmesini sağlamak
ibaresi yürürlükten kaldırılmıştır.

****
Peki, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı neden işlenmedi madde metnine??
Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü’nün görevi bu değil mi?
Üstelik aradan 5 yıldan uzun zaman geçmesine karşın?!

Bu davranış AKP’nin “hukuk devleti“ne karşı olağanüstü hazımsızlığını sergileme ötesinde
açık “suç” değil midir??

Halk, yasalarla ve iktidar eliyle kandırılabilir mi?!

Buradan Cumhuriyetin savcılarına suç duyurusu yapıyoruz!

Yetkili – sorumluları ise bir kez daha, derhal bu zorunlu görevlerini yapmaya çağırıyoruz.
*****
Bu sitede sayısız kez yazdık…
Gidiş gidiş değildir!
AKP ülkemizi hemen her bakımdan derin bir karmaşaya (kaosa) sürüklemiştir.
10 Ağustos’tan bu yana 3 aydır yaşanan yakıcı – yıkıcı ekonomik bunalımın ülkemize yükü algılanabildiğinden – saklandığından kezlerce daha ağırdır ve önümüzdeki yıllara yayılacaktır.

  • Sorumlusu apaçık AKP yönetiminin yağma – talan – dinci yandaş kayırma – soygun düzenidir!

AKP artık Cumhuriyetin – hukuk devletinin – demokratik değerlerin – laikliğin –
Ulus birliğinin… üstüne üstüne gitmeye son vermek zorundadır.

  • Bu gerilim ve boğucu dayatmalar sürdürülürse ülkede iç çatışmalar çıkabilir.

AKP’nin bu ağır riski gör(e)mediği söylenebilir mi? O halde murat nedir?
Artık bıçak, kemiği de kesip bitirmek üzeredir.

AKP Türkiye’den ve Türk halkından ne istiyor?

  • 2023’e “beraber yürünen kutlu yürüyüş” (!?) ün son durağı neresidir?
    HİLAFET VE DİN DEVLETİ MİDİR??
  • Dinci hanedan saltanatı mıdır??

İşin giderek yeşillenen rengi artık iyice anlaşılır olmuştur.

AKP, ateşle oynamaya der-hal ama der-hal son vermeli, önce kendisi normalleşmeli; sonra da

Türkiye bir bütün olarak Anayasal hukuk devleti kodlarına hızla geri döndürülmelidir.

  • Güdülen – gidilen – dayatılan yol çıkmaz sokaktır ve 21. yüzyılda hiçbir şansı YOK-TUR!


Sevgi, saygı ve KAYGI ile. 06 Kasım 2018, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Halk Sağlığı – Toplum Hekimliği Uzmanı (41 yıllık hekim)
Sağlık Hukuku Bilim Uzmanı
AÜTF Halk Sağlığı AbD     Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net    profsaltik@gmail.com

TTB : “Meslektaşımız Dr. Abdullah Biroğul’a veda ettik” ve bizim sorularımız..

Acımız Derin, Öfkemiz Büyük!
Bir Terör Eylemine Kurban Verdiğimiz Meslektaşımız Dr. Abdullah Biroğul’a veda ettik

TTB_logosuTTB, 02 EYLÜL 2015

Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde zorunlu hizmetini yapmakta olan ve Diyarbakır Valiliği tarafından verilen bilgiye göre önceki gün yolunu kesen PKK militanları tarafından aracı silahla taranarak katledilen meslektaşımız
Dr. Abdullah Biroğul
dün Diyarbakır’da toprağa verilmiştir.
Cenaze törenine Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Üyesi Dr. Şeyhmus Gökalp ile Diyarbakır Tabip Odası’yla bölgedeki Tabip Odalarının temsilcileri de katılmışlardır.
Edinilen bilgiye göre; meslektaşımız başından ve vücudunun çeşitli yerlerinden vurulmuş,
112 ambulanslarının halkımızın sağlığı için gecesini gündüzüne katan meslektaşımıza erişimi de engellenmiştir.

Böyle bir eylemi hiçbir gerekçe meşru gösteremez. 

Türk Tabipleri Birliği olarak kimden gelirse gelsin, başta meslektaşımız Dr. Abdullah Biroğul olmak üzere sağlık çalışanlarına ve sivillere yönelik (AS: Güvenlik güçlerine saldırılar – cinayetler ne olacak??) tüm saldırıları ve cinayetleri, şiddeti faillerine bakmaksızın,
amasız, ancaksız  dün olduğu gibi bu gün de hiç tereddüt etmeksizin nefretle kınıyoruz.
Bu terör eylemiyle yaşamdan koparılan Dr. Abdullah Biroğul’un ailesi, sevenleri ve
çalışma arkadaşları başta olmak üzere, tüm halkımıza baş sağlığı diliyoruz.
Acımız derin, öfkemiz büyüktür.
Bu ortamda Türk Tabipleri Birliği olarak kezlerce yaptığımız çağrıyı bir kez
daha tekrarlıyoruz :
Bütün çatışmalar bir an önce sonlandırılmalıdır. Yaşam hakkı, en önde gelen insan hakkıdır.
(AS : İyi de silahlı bölücü terör örgütü PKK ile Devlet aynı kefeye mi konacak??)
Barışı isteyen, özleyen herkes adına haykırıyoruz:
– Parmağınızı tetikten çekin! Barış katliamlarla gelmez!
(AS: Neden terör örgütü PKK’ya “silah bırak” çağrısı yok???)
Türk Tabipleri Birliği

Merkez Konseyi
http://www.ttb.org.tr/index.php/Haberler/drabdullah-5560.html

=======================================

Dostlar, Değerli Meslektaşlarımız,

Meslektaşımız Kürt kökenli Dr. Abdullah Biroğul‘un, yol kesen  PKK’lı bölücü terör örgütü militanlarınca uzun namlulu silahlarla aracı içinde taranarak öldürülmesini lanetliyoruz!
Cankurtaranın olay yerine erişmesini engelleyenler de insanlık dışı canavarlardır.


Doktor Biroğul, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden üç yıl önce mezun olmuştu…

Beylik sözleri biz de yineleyelim mi?? Başsağlığı, ailenin, meslektaşlarının… acısını paylaşma..


Dr. Abdullah Biroğul’un kardeşi Halime (ortada) ve öbür yakınları cenaze sırasında.

Ancak bizim sorularımız olacak bu vahim olay (cinayet!) nedeniyle :

1. Bizim de üyesi olduğumuz TTB’nin basın açıklamasında kırmızı renkli – koyu ayraç içinde
3 sorumuz var :
–  “..  sağlık çalışanlarına ve sivillere yönelik tüm saldırıları ve cinayetleri,..” kınıyor
TTB.. Biz de soruyoruz;
Güvenlik güçlerine saldırılar – cinayetler ne olacak??

2. TTB “Bütün çatışmalar bir an önce sonlandırılmalıdır..” buyuruyor. Biz de soruyoruz :
İyi de silahlı bölücü terör örgütü PKK ile Devlet aynı kefeye mi konacak??

3. “Parmağınızı tetikten çekin! Barış katliamlarla gelmez!” diyor TTB..
Biz de soruyoruz :
Neden terör örgütü PKK’ya “silah bırak” çağrısı yok???  1984’te Eruh ve Şemdinli baskını ile dış destekle Türkiye’ye isyan bayrağı açan PKK başlatmadı mı katliamı?

4. sorumuz Devlete / AKP iktidarına                     :

Bir terör örgütü hala ülkenin yollarını kesiyor, yurttaşları kaçırıyor, öldürüyor, haraç alıyor..
Ve AKP iktidarı sözde, 20 Temmuz’dan (Suruç kırımı!) bu yana PKK ile “görüşmeyi” kesip “mücadeleye” başladı!? Alanı öylesine boşaltmışsınız ki; güç, yol egemenliği dahil terör örgütüne geçmiş, öyle mi? Ne oturuyorsunuz orada, Devletin “kahir” gücü sonuna dek
tek başına iktidarınızda..

Neden ülkenin her karışında güvenlik sağlayamıyorsunuz?

Yoksa siz PKK ile hala görüşüyor da, “mücadele ediyor” mu görünmeye çalışıyorsunuz halka??

Bu halkı o denli aptal mi sanıyorsunuz, yoksa sizin aklınıza mı birşeyler oldu??

Kendi kendinize sorar mısınız ayna karşısında :

  • Dr. Abdullah Biroğul’un gerçek / asıl katili kim, kim, kim, kim, kim ???? 

    *****TTB‘nin de artık aklını başına alması gerek..

    Yöneticilerinin (tabanın asla değil!) önemli bir bölümü Kürt, Kürtçü, PKK sempatizanı,
    HDP’ye oy veren, solcu – sosyalist.. bir yapıda da olsa; 6023 sayılı yasa ile kurulan ve Anayasa md. 135’te “kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu ” olarak tanımlanan bir büyük örgütün emperyalizmin kuklası bölücü terör örgütü PKK ile Devleti aynı kefeye koyma aymazlığı kabul edilemez! Bu politika artık sonlandırılmalıdır.

    Türkiye’de 150 bini biraz aşan hekimden 2/3’ü TTB’ye kayıtlıdır. Bir bölümü de yasa gereği zorunlu üyedir. TTB bu görünümüyle son 20 yıl yakın zamandır adeta marjinalleşmiştir.
    (Biz de bu yüzden 1996’da TTB’de yönetim görevimizden seçimi yitirerek ayrıldık..)

    Etnik temelde ayrımcı politika çağdışıdır ve utanç vericidir. 
    Ne “Sol” ile ne de “Sosyalizm” ile bağdaşır.. Olsa olsa kör ideolojik saplantıdır.
    Bu tür aymaz politikalar ve özneleri kurum ve kişiler PKK ve yandaşlarına destekçi sayılır.

    TTB bir özeleştiri vererek, ULUSUN HEKİMLERİNİN TÜMÜNÜ KUCAKLAYAN
    bir uygar, birleştirici çizgiye geri dönmelidir. TTB, yasa ile, tüm hekimlerin örgütüdür.
    Dernek, vakıf, sendika değildir ki; bir başkası kurulabilsin..

    O çizgi; katıksız ATATÜRKÇÜ Tıbbiyeli Hikmetlerin, Dr. Refik Saydam’ların,
    Kalpaksız Kuvvacı Prof. Nusret Fişek’lerin, Prof. Nevzat Eren’lerin…
      çizgisidir. 

    Sevgi ve saygı ile.
    02.09.2015, Datça

    Dr. Ahmet SALTIK
    Ankara Tabip Odası Üyesi
    1992-96 TTB Yüksek Onur Kurulu Üyesi
    www.ahmetsaltik.net
    profsaltik@gmailcom

Hacettepe “Hekimliğime Dokunma!” diyor!


Dostlar
,


Sağlık Bakanlığı’nın Tabip Odalarına tahammülü yok.. 

Ankara ve Hatay Tabip Odalarının kapatılmasını istiyor..

Duruşma günleri de belirlenmiş.. Aşağıda..
30 Eylülk’de Ankara Adliyesindeki duruşmaya biz de gideceğiz.

Oysa Anayasa’nın 135. maddesi, “Kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu” olarak tanımlıyor Türk Tabipleri Birliği’ni (TTB), TMMOB’yi, TDHB’ni, TEB’ni, TBB’ni…
Bu meslek kuruluşlarının her birinin ayrı kuruluş yasası ve bu yasadan kaynaklanan tüzel kişilikleri var.

AKP bu kuruluşlarda egemen olmak için elinden geleni yapıyor ama iyi eğitimli aydınlık insanlar AKP’nin içyüzünü elbette çok iyi biliyorlar.. Bu yüzden seçimleri kazanamıyor.
O zaman da hırçınlaşıyor.. ve bu kuruluşların yasalarıyla oynayarak gelir kaynaklarını kısmayı, etkisizleştirmeyi deniyor. Elinden gelse kapatacak.. Ancak Anayasa md. 135 buna elvermiyor. Olmadı, AKP denetçi yollayarak bu kurumları sözüm ona denetleyerek açık arıyor ve yaptırım uygulama yolu arıyor.
İktidar yetkileri bu denli kötüye kullanılabilir mi? Hukuk kötü niyeti korur mu?

Önceki Sağlık Bakanı, adını zorlukla anımsadığımız Dr. Recep Akdağ, Samsun’da bir konuşmasında gazetecilere “..çıkartırız 2 maddelik bir yasa, kapatırız bu Odaları…” buyurmuştu. Ancak Anayasa md. 135’ten haberi yoktu..

Yüce TBMM’miz de bu siyasal kadronun elinde oyuncak edilmiş durumda..
İktidarın kaprislerine alet ediliyor.. Örn. 663 sayılı Yasa Gücünde Karaname,

“SAĞLIK BAKANLIĞI ve BAĞLI KURULUŞLARININ TEŞKİLAT ve GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME” adını taşıyor ((2.11.2011, RG 28103, mükerrer). TBMM açıkken, bir bakıyoruz 2 Kasım 2011 günü gecesi 35 adet YGK (KHK) çıkarılıyor. Birisi de 663 sayılı YGK. Başlığından anlıyoruz ki, Sağlık Bakanlığı yeniden yapılandırılıyor..

Fakat bir de görüyoruz ki, 58. maddede tabipliğin kamu ve kişi yararına uygulanıp geliştirilmesini sağlamak..” ibaresi cımbızlanarak TTB yasasından (1.md) çıkarılmış.
Anamuhalefet Partisi CHP ikna edilerek konu Anayasa Mahkemesine taşınıyor ve büyük çabalarla iptal ediliyor..

Şimdi sormak gerekir : TTB yasasının 1. maddesinden tabipliğin kamu ve kişi yararına uygulanıp geliştirilmesini sağlamak..” ibaresini özellikle seçerek yasadan çıkarısanız TTB felç olmaz mı? Amaç bıu ise sizin de üye olduğunuz meslek örgütünü işlevsiz bırakmak (kökten kapatamayınca!) ne işinize yarar? Yer yüzünde hangi demokratik ülkede böyle bir yaklaşımolabiiir? Çıkartılan bu ibare neresine batıyor ilgililerin?

Utanç verici şeylerdir ancak içimizi acıtan, TBMM’nin de bu kinci – intikamcı – ilkel anlayışa alet edilerek rastgele metinlerin Yasa olarak oradan geçirilmesidir.

Türk yargısı, böylesine çağdışı bir saldırıya geçit vermeyecektir eminiz..
Batı’da bu meslek kurumları çok daha fazla yetkiye sahipler.

Sağlık Bakanını, demokrasiyi içine sindirememişliğini dışavuran bu davranışı nedeniyle kınıyoruz. Bu utandırıcı – çağdışı davaları geri çekmeye çağırıyoruz..

Sevgi ve saygı ile.
23.9.2014, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

=================================================

Hacettepe “Hekimliğime Dokunma!” diyor!

Okumaya devam et

Ankara Tabip Odası yeni dönem kurulları seçildi


Dostlar,

1953 tarih ve 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Yasası uyarınca kurulan
Türk Tabipleri Birliği ve bağlı Tabip Odaları, 1982 Anayasası’nın 135. maddesi uyarınca tam da bu maddedeki deyimiyle “kamu kurumu niteliğinde
meslek kuruluşu”
dur.

İlgili yasaya göre organları üyelerince yargı gözetiminde gizli oy ve açık sayım – döküm ile kendi üyeleri arasından 2 yıllığına seçilir. Gelir kaynakları yasada gösterilmiştir ve kamusal kaynaklardan destek almaz. Gene de özeksel (merkezi) yönetimin yönetsel vesayeti altındadır.

Örn. Ankara Tabip Odası’nın Yönetim ve Onur kurullarının görevden alınması için
Sağlık Bakanlığı’nın –hiç sıkılmadan– açtığı dava sürmektedir.
Gerekçe ise “insanı” utandırıcı niteliktedir :

Gezi olaylarında ATO üyesi hekimlerin olay yerinde yaralananlara
gönülü ve 
ücretsiz ilk – acil tıbbi yardım yapımış olması..

Oysa Sağlık Bakanlığı, olağandışı durumun gereği olağandışı yönetim – hizmet anlayışına geçememiş ve kalabalık meydanlarda Başbakan RTE’ye göre “destan yaratan” ve bu nedenle de ikramiye ile ödüllendirilen polis zulmünden – kurşunundan yaralanan – gözünü yitiren – kafası ve başkaca kemikleri kırılan – astım krizi, kalp krizi geçiren, gazdan boğulan, panik atağa giren…. pek çok acile hizmet götürememiştir!?

Cankurtaranlar ve kurulması gereken olay yeri gezici (mobil) sağlık ekipleri ilk ve acil tıbbi yardım gereksinen çok sayıda yurttaşa erişememiştir.

  • Toplamda 10’a yakın masum yurttaş, demokratik gösteri – protesto hakkını kullanırken kolluk şiddeti ve kurşunu ile öldürülmüştür!
  • 15-16 insanımız gözünü yitirmiştir. Binlerce yaralı vardır..
  • Bilanço çok ağırdır ve eli kanlı iktidar, üstüne üstlük, yavuz hırsızı da
    bastıran biçimde ön alarak Ankara Tabip Odası hakkında suç duyurusunda bulunabilmiştir!? Benzer yargılama İstanbul Tabip Odası için de sürmektedir.

Bu yapılanlar apaçık faşist baskıdır ve hukuk dışıdır..

Başbakan RTE’yi geçelim –O’nun dosyası zaten çok kabarık-, bir hekim olarak
Sağlık Bakanı M. Müezzinoğlu; kadim Hipokrat’ın kemiklerini sızlatmıştır.

ÇAĞDAŞ HEKİMLERin yönetimindeki Ankara Tabip Odası, tüm bu saldırılar karşısında dik durmasını bilmiş ve ilkeli savaşımını hukuka uygun olarak sürdürmüştür.

Söz konusu davaların ülkenin hukuka bağlı – saygılı yargı yerlerinde reddedilmesini beklemek en doğal hakkımızdır.

Geçen 2 yılda çok zor ve ağır koşullarda özveri ile ve başarılı olarak hizmet veren
seçilmiş tüm arkadaşlarımıza şükranlarımızı sunarız.

Yeni görev alacak – nöbeti sürdürecek mesektaşlarımıza da gönülden başarılar dileriz.

Gazi Mustafa Kemal Paşa‘nın

“Beni Türk hekimlerine emanet ediniz.” özlemindeki ileti ile

Sivas Kongresindeki Tıbbiyeli Hikmet ve geleneğinin rehber olması dileğiyle..

Sevgi ve saygı ile.
14 Nisan 2014, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

============================================

ATO_logosu

 

 

Ankara Tabip Odası yeni dönem kurulları seçildi

Ankara Tabip Odası seçimleri 13 Nisan 2014 Pazar günü gerçekleştirildi.

“Çağdaş Hekimler” grubu aday listesinin karşısına rakip çıkmadı!

Ankara Tabip Odası Seçimli Olağan Genel Kurulu 12-13 Nisan 2014 tarihlerinde Ankara Üniversitesi İbni Sina Hastanesi Hasan Ali Yücel Salonu ve Morfoloji Kantininde gerçekleştirildi. Çağdaş Hekimler grubu karşısında başka listenin çıkmadığı seçimlerin sonucunda ATO kurulları ve TTB delegasyonu yeni dönemi için Çağdaş Hekimler grubu adayları göreve seçildi.

2014-2016 dönemi kurullarına seçilen isimler şöyle:

–Yönetim Kurulu          :

Dr. Haluk Alagöl
Dr. Çetin Atasoy
Dr. Ebru Basa
Dr. Asuman Doğan
Dr. Onur Naci Karahancı
Dr. Mine Önal
Dr. Rıza Özbek

–Onur Kurulu           :

Dr. Derman Boztok
Dr. Vedat Bulut
Dr. Yaşar Çalışkan
Dr. İlhan Günalp
Dr. Aysel Ülker

–Denetleme Kurulu          :

Dr. Bektaş Kaya
Dr. Ali Polat
Dr. Serap Şahinoğlu

–TTB Delegeleri           :

Dr. Sedat Abbasoğlu
Dr. Okan Akhan
Dr. Hande Arpat
Dr. A. Selçuk Atalay
Dr. Caner Aytekin
Dr. Özlem Azap
Dr. F. Güvenç Baran
Dr. Hülya Biriken
Dr. Settar Bostanoğlu
Dr. Zafer Çelik
Dr. Deniz Dülgeroğlu Erdoğdu
Dr. Bayazıt İlhan
Dr. Burhanettin Kaya
Dr. Arif Müezzinoğlu
Dr. H. Özden Şener
Dr. Feride Aksu Tanık
Dr. Ayşe Özdemir Uğurlu
Dr. Melda Pelin Yargıç
Dr. Kerim Bora Yılmaz