Etiket arşivi: İZMİR TABİP ODASI

İzmir Tabip Odası Deprem Sonrası Değerlendirme Raporu

İzmir Tabip Odası,
Deprem Sonrası Değerlendirme Raporunu Açıkladı

İzmir Tabip Odası İzmir Depremi Değerlendirme Raporu from İzmir Tabip Odası on Vimeo.

YOLSUZLUK – TALAN ve RÜŞVETİ protesto ediyor; Yurteverlere Özgürlük İstiyoruz

 

YOLSUZLUK – TALAN ve RÜŞVETİ protesto ediyor; 

Yurteverlere Özgürlük İstiyoruz!

Dostlar,

İzmir Tabip Odası‘ndan gelen ileti aşağıda..

Sevgili meslektaşımız, arkadaşımız,
İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Suat Kaptaner
ve çalışma arkadaşlarına teşekkür eder, girişimlerini destekleriz..

YOLSUZLUK, TALAN ve RÜŞVETİ protesto etmek ve

YURTSEVERLERE ÖZGÜRLÜK için

ev ve işyerlerimizi Bayraklarımızla süslüyoruz..

 


Sevgi ve saygı ile.
12 Ocak 2014, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net 

 

29 EKİM 2013; İZMİR GÜNDOĞDU


29 EKİM 2013; İZMİR GÜNDOĞDU

Ceyhun_Balci_portresi

Dr. Ceyhun BALCI

Görsel

29 EKİM 2013, 

GÜNDOĞDU, İZMİR…

Önce izlenimleri paylaşalım! Yorumu en sona bırakalım!

Çok kalabalıktı İzmir Gündoğdu! Ne kadar mı? Bu alanda gerçekleşmiş önceki görkemli buluşmalar sağlıklı karşılaştırmaya olanak verir!

Bugünkü kalabalık, Mayıs 2007 Cumhuriyet Mitingi’ne eşdeğer yoğunluktaydı.

Görsel

Üç kişi, 50 metre ötedeki İzmir Tabip Odası flamasına ulaşamadık dersem kalabalığı tanımlayabilmiş olurum. Andımız’ın topluca okunması sonrasında biraz olsun seyrelen kalabalığı yarma şansı bulabildik de hedefe erişebildik.

https://plus.google.com/photos/113712996036446725753/albums/5940245827234800545

Bazı anlarda kalabalığın içinde sıkışıp kalma korkusu yaşadık.
Aynı duyguyu Mayıs 2007’de de yaşadığımı anımsıyorum.

Bugünkü kalabalığın sayısını en iyi Gündoğdu üzerinde dönüp duran polis helikopteri belirlemiştir. Ancak, söylediklerine değil de bir yerlere yazdıklarına erişilmelidir
bugünkü Gündoğdu kalabalığının gerçek sayısını öğrenmek için.

İnsan selinin içindeki çaresizlikle düşüncelere dalmak da kaçınılmaz oldu!
Bunca insan neden buradaydı? Hiçbirisini zorlayan herhangi bir güç yoktu!
Oraya gelmeleri için birilerince parasal destek de verilmiş değildi.
Bindirilmiş kıtalar olmadıkları çok açıktı!

Gündoğdu bir ortak paydaydı! Özenle incelendiğinde alanı dolduranların toplumun her kesiminden insanlar olduklarını anlamak güç değildi! Ancak, her birisi yaşamdaki kimliklerini alana gelmeden önce bir yerlerde bırakmışlardı.

Atatürk’e, çağdaşlığa, Cumhuriyet’e, vatana, namusa daha kısa ve öz deyişle insanlığa sahip çıkma ortak paydası Gündoğdu olmuştu bu insan seli için! Çünkü 29 Ekim’di!

Burada toplanan insan selini kimliklendirmede geleneksel sağ-sol eksenli
siyasi terminoloji uygunsuz aygıt olurdu!

Hiç kuşkusuz alanda partililer de vardı! Ama, bu tarihsel kalabalığı oraya toplayan bir güç değil ama “güçbirliği”ydi! İzmir Cumhuriyet için Güçbirliği Platformu’nun
bu başarısı alanı dolduran insan selinin arayışlarına da ışık tutmuş olmaktaydı
bir bakıma.

Önümüzde bir dizi seçim var! Gündoğdu’da bugün yaşanan coşkunun gücü bu seçimlere de mutlaka taşınmalı! Bu başarı için mucizeler yaratmaya gerek yok!

  • Atatürk’te ve Cumhuriyet’te birleşmek başarının anahtarıdır!

Umarız ve dileriz ki; siyaset bu iletiyi almıştır!
Almakla kalmayıp, gereğini yapacaktır!

Çare GÜÇBİRLİĞİ!

Ceyhun BALCI, 29.10.2013

Görsel

HEKİMLERE YÖNELİK ŞİDDETİN EN ÖNDE GELEN SORUMLUSU Başbakan Erdoğan

Dostlar,

İzmir Tabip Odası’ndan meslektaşlarımızın çok yerinde bir basın açıklamasını,
dahası bir tür suçüstü belgesini paylaşmak istiyoruz.

Birileri Başbakan’ı fena halde yönlendiriyor galiba..

Bu sözler söylenecek sözler midir??
Başbakan sakin kafa ile bir düşünebilse??
Bunu yapamıyor mu acaba?
Yaptırmıyorlar mı yoksa?
İşte asıl tehlike orada başlıyor ve yaşananlar da bu durumu işaret ediyor.

Bu akıl dışı saldırganlık hem RT Erdoğan için tehlikeli, sonu yok
hem ülkemiz için çok sakıncalı..
Başbakan’ın hesapsız (!?) söz ve davranışlarının bedelini sağlık çalışanları, özellikle de hekimler canlarıyla ödüyor.
Böyle bir “oryantal melodram”, -gerçekte tragedya!- sürdürülemez ve kabul edilemez.

  • Başbakan söz ve davranışlarını tez elden gözden geçirmek ve asgari
    akıl – bilim -saygı – nezaket – terbiye kurallarına dayandırmak zorundadır.

Ama kişiler gelip geçer, Türkiye kurumlarıyla yoluna devam eder..
Herkese de yağıp ettikleriyle tarihte hak ettiği yeri bulur.

Bu sitede daha önce de Türk Jineokoloji ve Obstetrik Derneği‘nin
“zorunlu kalarak” verdiği gazete ilanını paylaşmıştık..

KADINLARIMIZA VE HALKIMIZA SESLENİŞİMİZDİR..

(http://ahmetsaltik.net/15235/, 26 Haziran 2013)

Bu metin ve İzmir Tabip Odası açıklaması birlikte irdelenmeli..
Başbakan çok sayıda dava ile muhatap olabilir ve dokunulmazlık sonrasında
çok başı ağrıyabilir ayrıca..

Bu arada, Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu‘nun kahreden suskunluğunu da kaydedelim.. Bakanlık makamı kişiliği, meslek onurunu böylesine mi silebiliyor?
Bakan meslektaşımız için de endişeleniyoruz.. Aynaya nasıl bakacak?
Bir de zaten Bakanlığı’nın bir hükmü de kalmadı.. Bütçesi 2012 rakamının 1/5’ine düşürülen (%80 azaltılan), değişik gerekçelerle de olsa küresel sermaye tarafındanhizmetin finansmanından çekilen, üretimden de dışlanan, salt sözde düzenleme – denetim ile sınırlandırılarak kadük edilen bir bir Bakanlık ve de sanal koltuğu.. Sayın böylesi bir Sağlık Balanlığı’nın Bakanı meslektaşımız sanırız Hipokrat yemini etmiştir.. Eee?? Niçin susar ki??

Başbakan Erdoğan’a soru         :

– Sizi ne durdurabilir??

Sevgi ve saygı ile.
17.7.13, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

===============================================
Date: Mon, 15 Jul 2013 13:43:22 +0300
To: suatkaptaner@hotmail.com
From: info@izmirtabip.org.tr
Subject: Sayın Başbakan’ın Bu Tutumunu Meslektaşlarımız Adına Kınıyoruz

Izmir_Tabip_Odasi_logosu

İZMİR TABİP ODASI

15.07.2013 Basın Açıklaması

HEKİMLERE YÖNELİK ŞİDDETİN EN ÖNDE GELEN SORUMLUSUNU AÇIKLIYORUZ!

TARİH:  18 HAZİRAN 2013
YER: “AİLE OLMAK PROJESİ” TOPLANTISI
SUÇLAYAN :  BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN
SUÇLULAR: HEKİMLER
SUÇLAR:
– “HALKIMIZI KISIRLAŞTIRMAK”
“ADETA CİNAYET İŞLEMEK”
– “DERTLERİ PARA KAZANMAK VE MİLLETİN NÜFUSUNU AZALTMAK     OLMASINA RAĞMEN HALKI ÖLÜMDEN KURTARIYORUZ DİYEREK ALDATMAK”
 
18 HAZİRAN 2013 
BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN KONUŞUYOR:

“Bu ülkede yıllarca doğum kontrolü mekanizmalarını çalıştırdılar. Adeta bizim vatandaşlarımızı halkımızı kısırlaştırdılar. Bununla ilgili tıbbi müdahalelere varıncaya kadar her şeyi yaptılar. Sezaryen denilen olay budur. Kürtaj denilen olay budur.”
“Hep bunları yaptılar. Ve bunları yaparken de adeta cinayet işlediler. Adeta aldattılar. Ölüyorsun seni ölümden kurtaracağız dediler. Onun için sezaryen dediler.”
“Halbuki dert başkaydı. Dert,  hem fazla para kazanmak hem de maalesef öyle kampanyalar başlattılar ki sezaryenle ikiden fazla doğum yapamasın. Bunu aldattılar ve inandırdılar. Birçok anneler aileler buna inanmak zorunda kaldı. Eğer sezaryen olmazsam nolur diye buna inandırdılar.”

“İşin aslı bu muydu? Değildi. Dert başkaydı.
Dert bu milletin nüfusu azalsın ve bu millet milletler yarışında geri kalsın.”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bu tarz konuşmasıyla;

“ BİR MESLEĞİN MENSUPLARINA”,

“Mesleğini özveriyle, mevcut yasalar, yönetmelikler ve bilimsel ölçütler ışığında sürdürmeye çalışan HEKİMLERE HAKARET ETMİŞTİR.”

Bu konuşmasıyla Sayın Başbakan, zaten bilmek zorunda da olmadığı ancak
yorum yapmak istediğinde, Sağlık Bakanı başta olmak üzere, bilim insanlarına danışarak bilgi sahibi olmak zorunda olduğu bir konuda,

HEKİMLERİN ONURUNU ZEDELEMEYE ÇALIŞMIŞTIR.

SAYIN BAŞBAKAN’IN BU TUTUMUNU MESLEKTAŞLARIMIZ ADINA KINIYORUZ, PROTESTO EDİYORUZ.

SAĞLIK BAKANI’NIN SAYIN BAŞBAKAN’A, AİLE PLANLAMASI, KÜRTAJ VE SEZARYEN UYGULAMALARININ YASA VE YÖNETMELİKLER ÇERÇEVESİNDE YAPILDIĞI KONUSUNU HATIRLATMAMASINI VE MESLEKTAŞLARINA YAPILAN BU HAKARETLER KARŞISINDA SESSİZ KALMASINI DA ÜZÜNTÜYLE KARŞILIYORUZ.

BAZI GERÇEKLERİ SAYIN BAŞBAKAN’A BİZİM HATIRLATMAMIZ GEREKTİĞİ KANISINDAYIZ.

SAYIN BAŞBAKAN,

SEZARYEN,
 uygun tıbbi gerekçeler ile gerçekleştirildiği takdirde bazen anne adayının sağlığını, bazen doğacak bebeğin sağlığını ve bazen de her ikisinin sağlığını korur. Bunun dışında anne adayının yoğun normal doğum korkusu içinde olduğu durumlarda da uygulanabilir.

  • Sezaryen yapılması kişinin doğurganlığını anlamlı şekilde azaltmaz.

Sezaryen hekim önerisiyle ve daima hastanın onayıyla uygulanan bir ameliyat olup kesinlikle bir milletin nüfusunu azaltmakla ilgili değildir.

KÜRTAJ,  yani 10 haftanın altındaki gebeliklerin sonlandırılması şartları,
YASALAR İLE BELİRLENMİŞ TIBBİ BİR UYGULAMADIR.

Sağlık Bakanlığı’nın belli hastanelerinde oluşturduğu birimlerde, kişilerin isteği üzerine ve tamamen yasal ve resmi olarak uygulanmaktadır.

AİLE PLANLAMASI ise yine kişilerin kendi talepleri ile istedikleri kadar çocuk sahibi olabilmeleri için kendilerine önerilen tıbbi uygulamaların tümünü kapsar.

GÖREVLERİ DOLAYISIYLA, BİLİMSEL GEREKLİLİKLER VE HASTA HAKLARI DOĞRULTUSUNDA, YASALAR VE SAĞLIK BAKANLIĞI’NIN YÖNETMELİKLERİ ÇERÇEVESİNDE VE GEREKTİĞİNDE, ANNENİN VE BEBEĞİN HAYATINI KURTARMAK AMACIYLA, YUKARDA SAYILAN TIBBİ İŞLEM VE UYGULAMALARI GERÇEKLEŞTİREN HEKİMLER OLARAK,

SAYIN BAŞBAKAN’IN BU DAYANAKSIZ SUÇLAMALARINI
KESİNLİKLE KABUL ETMİYORUZ VE KINIYORUZ.

HER TÜRLÜ OLUMSUZ KOŞULLARA, YETKİLİLERİN BU TARZ KONUŞMALARIYLA ADETA ÖZENDİRİLEN ŞİDDET UYGULAMALARINA RAĞMEN, ÖZVERİYLE GECE GÜNDÜZ HASTALARINA HİZMET VERMEYE DEVAM EDECEK HEKİMLER OLARAK, YURTTAŞLARIMIZI VE ÖZELLİKLE KADINLARIMIZI, BU TARZ KONUŞMALARI KINAYARAK, KENDİ HAKLARINA, BEDENLERİNE VE HEKİMLERİNE SAHİP ÇIKMAYA DAVET EDİYORUZ.

İZMİR TABİP ODASI

Prof.Dr.Nusret Fişek Cad. No:5  ALSANCAK / İZMİR  Tel : (232) 463 11 33
Faks : (232) 421 7051
http:// www.izmirtabip.org.tr & E-posta: info@izmirtabip.org.tr

DURAN TÜRKLER


Dostlar,

İzmir’den dostumuz – meslektaşımız Op. Dr. Ceyhun Balcı (önceki dönem
İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri) aşağıdaki kısa değerlendiemeyi paylaştı.

Biz de bir fotoğraf ekleyelim :

Duran_adam

Sevgi ve saygı ile.
19.6.2013, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

=============================

DURAN TÜRKLER !

Polis hareket eden her kişi ve nesneye karşı güç kullanıp, terörist muamelesi yapınca çözüm üretmekte gecikmedi Türkler!

Duran Türkler !

Orantısız ve vahşi güce karşı orantısız zeka!

Taş atsın, karşı koysun diye duacı olan polis;
bunları göremeyince kışkırtıcı rolünü de üstlenerek saldırısını gerekçelendirmişti!

Duran adamlara ne yapabilirsin ki? Gülmeceye olan yeteneğinden değil ama çaresizliğinden, beceri ve aklını kullanma kapasitesinin eksikliğinden kaynaklanan gerekçelerle duran insanlara gözaltı yapmaya başladı!

Bizlere de katıla katıla gülme fırsatı sunmuş oldu!

Söndü, bitti denirken şiddetle diriltilen direniş bu kez çok akıllıca bir geri dönüş yaptı. Düşünme sırası şiddet beklentisi içinde olanlarda!

Dün akşamdan bu yana çok iyi anlaşıldı ki; “bilmem nerenin kılı olayım” pespayeliğini üretmekten ve elinde çivili sopayla polis yamaklığı yapmaktan öte yeteneği ve
yaratıcılığı olmayan zavallılık, sözle ve çizgiyle üretilen milyonlarca güzelliğin yanına eklenen “duran Türkler” yaratısıyla iyice şaşalamış oldu!

Orantısız gücün de duracağı yer vardır!

Ya orantısız zeka!

Ne sınır dinler, ne zaman, ne de mekan!

Duran Türklere bin selam…

Dr. Ceyhun BALCI
İzmir, 18.06.2013

TETANOZ AŞISI REZALETİ..

İZMİR TABİP ODASI

TÜRKİYE’DE HEM DE 21. YÜZYILDA KORUYUCU SAĞLIK SİSTEMİNİN CENAZESİ KALDIRILDI !
TETANOZ AŞISI REZALETİ, ÇAĞDAŞ BİR ÜLKEDE SAĞLIK BAKANI İÇİN BİR İSTİFA GEREKÇESİDİR !

AKP hükümetinin son fiyaskosu Tetanoz-Difteri (Td) aşısı rezaleti oldu.

Bu aslında koruyucu sağlık hizmetindeki başarısızlığın açık bir ifadesidir.

Ve yine bu durum 1.basamakta uygulamaya konulan sistemin başarısızlığının açık bir ifadesidir.
Hiçbir mazeret bu başarısızlığı örtemez.

Oluşabilecek her türlü olumsuzluktan AKP hükümetinin Sağlık Bakanı doğrudan sorumludur.

Kısa bir süre önce tetanoz aşısı konusunda tehlikeye dikkat çekmiş ve gerek İl Sağlık Müdürlüğü
ve gerekse Halk Sağlığı Kurumu’ndan hiç de doyurucu olmayan yanıtlar almıştık.
(Daha önceki yazışmalarımız…)

Daha bunların mürekkebi kurumadan çok daha büyük bir sorunun olduğu ortaya çıktı.

Yüzbinlerce çocuğumuzun aşısız kaldığını öğrendik.

Sağlık Bakanlığı ailelere çocuklarını bağlı bulundukları aile hekimine götürerek aşılatma çağrısında bulundu.

Birçok Aile hekimi ise bu aşıyı daha önce Toplum Sağlığı Merkezlerinin yaptığını ve çocukların aşılı olup olmadıklarını bilmediklerini, bilseler bile bu kadar kısa sürede ailelere ulaşmanın mümkün olmadığını açıkladılar.

TEHLİKEYE DİKKAT ÇEKMİŞTİK !

Bundan 5,5 yıl önce getirilen Aile Hekimliği Sisteminin bu uygulanma şeklini eleştirmiş ve tehlikeye dikkat çekmiştik. Meslektaşlarımızın 1 aile sağlığı elemanı ile getirilen ağır yükün altından kalkamayacağını, ev ziyaretlerini gerçekleştiremeyeceklerini ve bağlı nüfuslarına hakim olamayacaklarını açıkça belirtmiştik.

Bütün itiraz ve uyarılarımıza karşın ekip çalışmasına dayanan ve ev ev gezilerek gebe, çocuk
ve aşı takibi yapılan Sağlık Ocağı sistemi kaldırıldı. Yerine daha çok bağlı nüfusun Aile Sağlığı Merkezine gelmesine ve tedavi edici hekimliğe dayanan Aile Hekimliği sistemi getirildi.

Ne yazık ki uyarılarımız konusunda haklı olduğumuzu görmüş bulunuyoruz.

Suçlu binbir yükün altına sokulan aile hekimi meslektaşlarımız değildir.
Çünkü bakanlığın sağlık anlayışında ekip çalışması ve buna uygun donanımı oluşturulmuş
bir sistem yoktur.

Tek yaptıkları halkın gözünü boyamaktır, sözde hasta memnuniyetidir.

Aşılama işi üstüne yüklenen TSM hekimleri ise durumdan en çok mağdur olanlardır.

Bu meslektaşlarımız, “geçici görev zulmü” ile hergün başka bir yere gönderilmektedirler.
Buna rağmen gösterdikleri insan üstü fedakarlığın maddi ve ruhsal bir karşılığı yoktur.

ULUSAL BİR AŞI ÜRETİM SİSTEMİ MUTLAKA KURULMALIDIR !

Bakanlık aşıların uygun olmadığını ve bu nedenle uygulanamadığını açıklamıştır.
Aslında özürleri kabahatlerinden daha büyüktür. Türkiye gibi 75 milyon nüfuslu ve ciddi bir
bilgi birikimi olan bir ülkenin Cumhuriyetle kurulan milli yapıdaki Hıfzıssıhha Kurumu yıkılmış, her alanda olduğu gibi sağlık ve aşı alanında da tam bir dışa bağımlılık yaratılmıştır. En büyük suçlardan biri de budur.

AKP HÜKÜMETİ VE SAĞLIK BAKANI BİR SAĞLIK REZALETİNE İMZA ATMIŞLARDIR!
BUNUN BİR KARŞILIĞI OLMALIDIR !

Her gün onlarla ifade edilen şehitlerin verildiği bir ülkede istifa etmek gibi bir erdemi göstermeyenlerden neyi bekliyorsunuz” diye sorulabilir. Doğrudur !

Ancak biz halk sağlığı için doğruları söylemeye, eleştirmeye, talep etmeye ve çağrıda bulunmaya devam edeceğiz. Hekim haklarını savunduğumuz ve mücadele ettiğimiz gibi çocuklarımızın ve halkımızın sağlık hakkını da savunacağız, bunun için de mücadele edeceğiz.

Çünkü çocuklar bizim de çocuklarımız ve ülkemizin geleceğidir.

Gelecek ancak ve ancak sağlıklı kuşaklar üzerine kurulabilir..

İZMİR TABİP ODASI