Etiket arşivi: intihal

ÇARŞAMBA İĞNELERİ : 11 Ocak 2023

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

DARBECİ

RTE yandaş medyaya, Lafa gelince özgür basından dem vuranların, darbecilere alkış tuttuğu bir dönemde sizler, cesaretle demokrasimize sahip çıktınız.dedi.

Kenan Evren’e “Sizin zamanınızda belediye başkanı olsam İstanbul’u uçururdum” diyen şakşakçıları da biliriz…

ÇIKIŞ

DEVA Partisi Kurumsal İletişim ve Tanıtım Başkanı Sanem Oktar, “Anayasa’dan Türklüğü çıkarıyor musunuz” sorusuna, “doğru” diyerek yanıt verdi.

Ona gücünüz yetmez. Kendiniz Türklükten çıkın…

HIRSIZ

Güney Kore Devlet Başkanı’nın eşi hakkında intihalden (bilgi hırsızlığı) soruşturma açıldı.

Diploma : Bir gün mutlaka…

KIYMET

Altılı Masa açıklamasında, ”İki yüzyıllık modernleşme, 150 yıllık Meclis, 100 yıllık Cumhuriyet ve 75 yıllık demokrasi tarihimizdeki bütün ana akımların temsil edildiği bu işbirliği süreci, siyasal tarihimizde bir ilk niteliği taşımaktadır.” denildi.

Savaşta meclis kapatanları görmeyip, savaşı meclisle yürütenleri demokrasi dışı niteleyenlerin kıymet bilmezlik ayıbı… (AS: 1923-1950 arası demokrasi sayılmamış!!??)

TAZİYE

Kumpas şehidi askerlerin ve Korg. Avar’ın cenazesini görmezden gelen MSB Akar, Yunan Savunma Bakanı’nın annesine taziye telefonu açıp çelenk gönderdi.

Atatürk ve Türk düşmanlarının dostu…

ALKIŞ

Arifiye’deki törende CHP’yi eleştiren RTE’yi Gnkur. Bşk. ve KKK alkışladı.

Komutanlık yapamayanların acıklı hali…

ÜLKÜSÜZ

MHP’nin, Sinan Ateş’in öldürülmesine sessiz kalması büyük tepki çekti. Partiden istifalar sürüyor. Ülkücü sembolü bıyıklar kesiliyor.

Yamalık olmanın sonu…

BAĞLAMA

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin danışmanı ve Türkgün gazetesi başyazarı Yıldıray Çiçek, eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayetini CHP’ye bağladı.

Bekliyorduk, gecikti…

UYUM

3.5 milyar borçlu Samsun Belediyesi’nin AKP’li başkanı Demir 7.5 milyonluk makam aracı aldı.

Kötü örnek taklidi…

ÇARŞAMBA İĞNELERİ – 26 Mayıs 2021

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE


SORUMLU

Susurluk Komisyonu’nda yer alan AKP’li eski vekil Hayrettin Dilekcan, Peker olayı ile ilgili olarak, ”demokratik ülkelerde böyle durumlarda bakanın görevi bırakması gerektiğini” söyledi.

Sorumlu Soylu istifa ederse “her şeyden sorumlu” ne yapacak?..

PİSLİK

Bakan Soylu, Sedat Peker’in bir gazetecinin aracılık yaptığı iddialarına karşılık, “Hangi siyasetçiye ayda 10 bin dolar gönderiyorsa hesabını ondan sorsun” dedi.

Bu kirli bilgiye sahip olan Bakan yargıya taşımamışsa kendi de kirlenmemiş midir?…

KÜRK

AKP’li vekilin kız kardeşinin rektör olduğu Malatya Üniversitesi’nde, yıllarca İngilizce sınavlarından 65 puan alamayan araştırma görevlisi Emrah Ağın, İngilizce kitaba bir bölüm yazarak doçent oldu.

Ye AKP kürkü ye…

ÖZGÜRLÜK

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Yavaş’a yönelik sahte senet suçlamalarında bulunan ve ‘resmi belgede sahtecilik’, ‘şantaj’ ve ‘özel hayatın gizliliğini ihlal etmek’ suçlarından dolayı kesinleşmiş hapis cezası olduğu gerekçesiyle tutuklanan Necmettin Kesgin’in AKP ve MHP’nin çıkardığı af paketinden yararlanarak, tahliye edildiği öne sürüldü.

CHP’ye çamur atanlara suç işleme özgürlüğü…

AŞI

Ukrayna Parlamentosu’nda yapılan oylamayla, vatandaşlar için yeterli miktarda Kovid-19 aşısı bulamayan Sağlık Bakanı Maksim Stepanov’un işine son verildi.

Ayıp etmişler. Çözüm mü yok?

Mayıs sonunda bulur, yaz aylarında bulur, sonbaharda bulur, bu yıl sonuna kadar bulur, gelecek bahar garanti…

AŞILAMA

Sağlık Bakanı Koca, aşı olursa aşılama yapacak kapasitemizin olduğunu açıkladı.

Tıpta ne kadar ileri gittiğimizi öğrenmiş olduk!..

GÜVEN

Bakan Koca, kameralar önünde Prof. Uğur Şahin’e;

  • Cek caklı olmasın, somut tarih ver…Senin ağzından duysunlar.

Açıklaması:

Ben hep cek-cak dedim… Artık kimse bana inanmıyor…

CEZA

Maltepe’de, 23 yaşındaki kadına bir restoranda cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla tutuklu yargılanan eski CHP Maltepe İlçe Başkan Yardımcısı U.K. “nitelikli cinsel saldırı” ile “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlarından toplam 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Darısı Kur’an kursları ile cemaat yurtlarındakiler başta tüm tacizci ve tecavüzcülere…

ACİZ

Sedat Peker’in evinin aranması konusunda İçişleri Bakanı Soylu,”.. Kimsenin karısına bir şey yapılmadı. Türk polisi ne yapacağını iyi bilir. Karısının iç çamaşırına sığınan acizler.” dedi.

Bakanın sözleri ne kadar soylu, güçlü ve seviyeli bir kişi olduğunu gösteriyor…

İNTİHAL

Doktora tezinde intihal yaptığı ortaya çıkan Almanya Aile Bakanı istifa etmiş.

O hooo, intihalden de istifa edilir mi? Sahte diploma ile neler olunuyor!..

DEZENFEKTAN

Kendi Bakanlığına yüksek fiyattan dezenfektan satan Ruhsar Pekcan hakkında Meclis araştırması açılması istemi Cumhur İttifakı’nın oyları ile reddedildi.

Zaten RTE de kendisine şükranlarını sunmuştu.

Böyle başa böyle Bakan…

MÜJDE

RTE, 19 Mayıs akşamı televizyonda, Akdeniz’den petrol ve gaz bulunma müjdesi gelebileceğini, dünyanın bizi kıskandığını söyledi.

Ertesi sabah akaryakıta son dönemin en büyük zammı geldi.

Nasıl kıskanmasınlar! Böyle bir zammı hiçbir ülke yapamaz…

SORMA

AKP’li iki Bakana, ”AK Parti ismi şaibelerle anılan Süleyman Soylu’dan daha mı küçük?” sorusunu soran AA Muhabiri Musab Turan işinden atıldı.

Muhabirin soru sorabilir mi?..

MÜFTÜ

Akçakoca Müftüsü Şaban Soytekinoğlu, Selanik göçmenleri için “Yüzde 90’ı Sabetayist. Aslında Müslüman değil” dedi ve Gezi Olaylarıyla bağlantı kurdu. Ali Koç’un göstericilere otelini açtığını anımsattı.

Irkçı, yobaz, cahil birinden Müslüman olsa ne, olmasa ne?..

BAKAN

Aile Bakanı Derya Hanım, salgın döneminde kadına yönelik şiddetteki artışın “tolere edilebilir” oranda olduğunu söyledi.

Bakan koltuğunda birinin işini bilmemesi tolere edilemez!…

HAYIR

Sedat Peker, Binali oğlu Erkam Yıldırım’ın uyuşturucu işlerini organize etmek için Venezuella’ya gittiğini söyledi.

Binali Yıldırım, Erkan’ın hayır işleri için (test kiti ve maske dağıtımı) gittiğini açıkladı.

  1. Hayırların en hayırlısı Venezüella’ya yapılandır.
  2. En hayırlıdan daha hayırlısı limanda peynir yükleyenlere yapılan hayırdır.
  3. Hayırdır inşallah…

HABER-TÜRK

24 Mayıs akşamı İçişleri Bakanı Soylu Haber Türk TV’ye gazetecilerin sorularını yanıtlamak için çıktı, solo yaptı.

Yayıncı, sorulara  yanıt verilmemesine karşın “zamanımız doldu” diyerek programı kapattı.

Zamanı dolan kanal oturumu tekrar yayınladı.

İşini bilenler diyarı…

SORUYORUM :

128 Milyar dolar nerede?

Sarıklı amiralin soruşturması kaç yıl sürecek?

Cumhur İttifakı, yolsuzluğu ortaya çıkan Bakan Pekcan ile ilgili meclis araştırması açılmasını neden engelledi?

Kedi – köpek kavgasında bile çıkıp konuşan RTE, Türkiye’deki pislikleri ortaya saçan ve dünyanın konuştuğu Peker açıklamalarına karşı neden konuşamıyor?..

ÇARŞAMBA İĞNELERİ – 10 Şubat 2021

ÇARŞAMBA İĞNELERİ – 10 Şubat 2021

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

KALKIŞ

İçişleri Bakanı Soylu, Boğaziçi Üniversitesi’nde öğrencilerin Rektörlük binasını işgal girişiminde bulundukları iddiası ile ilgili, ”Boğaziçi ayağa kalksa yaptırmam, Türkiye ayağa kalksa yaptırmam”

Türkiye bir yana, Soylu’nun ülkesi bir yana…

SORUN

RTE, anayasa değişikliği gerekçesini, ”Sorunların kaynağı 1960’dan beri darbeciler tarafından yapılan anayasalar olduğu açıktır”

20 yıl sonra!…

GEZİ

RTE, “Bu ülke bir daha asla Gezi olayı yaşamayacak”

Amma korkmuş haa…

KERVAN

Cumhuriyet karşıtı faaliyetleri nedeniyle Milli Mücadele döneminden sonra idam edilen İskilipli Atıf  Hoca, ölümünün 95’inci yılında Çorum’un İskilip ilçesindeki kabri başında dualarla anıldı. Törene “devlet erkanı” katıldı.

Devlet erkanı mı, gerici kervanı mı?…

REKTÖRLÜK

AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Gaziantep Üniversitesi ziyaretinde rektörün koltuğuna oturdu. Rektör Arif Özaydın ayakta el pençe vaziyette (AS: durumda) konuştu.

Melih Bulu Cumhurbaşkanı’nın ziyaretinde ne yapar?

a.   Ortada takla atar,
b.   Koltuğu bir metre yükseltir,
c.   Bahçede “ Reeecep Taaayyip Erdoğan” diye bağıracak bir grup kiralar,
d.   El pençe yerine el Rabia vaziyeti (AS: konumu) alır,
e.   Hepsi ve fazlası

ÖNEMSEME

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, Perinçek’in “AK Parti bizim dediğimiz noktaya geldi” yönündeki sözlerine ilişkin:

“Bunların hepsi fasa fiso. Biz ülkeyi yıllardır yönetiyoruz. Yüzde 0 küsur oranlarda olan siyasi partilerin yönlendirmesi söz konusu değil. Bugüne kadar bunlara cevap verilmediyse, kaale alınmadığı için. “dedi.

Hamza Bey Amerikan gemisine binmiş bir FETÖ-PKK destekçisi!…

YILAN

Bahçeli, BÜ öğrencilerine, “Evlat değil başı ezilmesi gereken zehirli yılanlardır.”

Yılan zehirini diliyle akıtır…

İDDİA

BÜ ‘ne atanan M. Bulu, üniversiteyi dünyada ilk 100’e sokacağını iddia etti.

İntihalle olur mu?…

SORUŞTUR-MA

İçişleri Bakanlığı, İBŞB‘nin eski başkanlar Kadir Topbaş ve Mevlüt Uysal’la ilgili yürüttüğü 40 kadar soruşturma dosyasına el koydu.

AKP’li ise soruştur-ma…

ŞAHSIM

Resmi Gazetede yayımlanan kararnamenin başlığı:

“Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Bazı Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi.”

Şahsım Devletinin kararnamesi…

KİME?

Arınç, “Bugün bizim en büyük sıkıntımız, maalesef dünün mağdurlarının, bugün mağrur olmasıdır. Dünün fakirlerinin bugün zenginlikten gözlerinin kamaşmasıdır. Dünün mücahitlerinin daha sonra müteahhit daha sonra müşahit olduğu bir noktadayız. Burada kalsalar bile iyi”

Arınç, ”Kim bunlar?” dense susar. Peki üstüne alınan çıkar mı?…

ESNAF

AA Japonya esnafının zorda olduğunu haber yaptı.

Bizim esnafı haber yapıp işsiz kalmamak için…

Akademik Yozlaşma

Akademik Yozlaşma

Prof. Dr. İlter TURAN
02 Aralık 2020 Cumhuriyet

Kısa süre önce elli kadar akademisyenin dolandırıldıklarına dair bir haber çıktı. Dolandırılanlar makalelerinin yayımlanmasını sağlamaya söz veren kişilere para vermişler, sonuç alamamaktan şikâyetçiydiler. Bu zevat, yanlış bir iş yaptıklarını farkında bile değillerdi, utanmıyorlardı. Bu hocalar acaba neden etik dışı yollardan yayın yapma gayretindeler?

1982 SONRASI DEĞİŞİM

Üniversite sistemimize düzenli araştırma ve yayın yapma zorunluluğu 1982’de çıkarılan YÖK ile geldi. Önceki yasalarda araştırma-yayın öngörülmüştü ancak sistemli ölçüm yoktu. Terfiler doktora, doçentlik ve profesörlük takdim tezine bağlanmıştı.

Çoğu akademisyen terfi için yazdıkları tezlerle yetinirler, başka yayın yapmazlardı. Yayınların büyük bölümü ders kitabıydı. Araştırma-yayına dönük kişiler, kurumlar vardı ama sistem zorlayıcı değildi. 1982 sonrası terfiler “performansa” bağlandı, araştırma-yayın baskısı geldi.

Ülkemizde yükseköğretim tek yasayla tek yapı altında düzenlendiğinden, her kurumun öğretim üyelerinden araştırma-yayın beklenmektedir. Buna karşılık kurumlar arasında önemli nitelik ve nicelik farkları vardır. Bazı üniversitelerde hocalar haftada otuz saatten fazla ders veriyorlar.

Araştırma bir yana, derslerini hakkıyla vermeleri mümkün değil. Keza, kadroları yetersiz çok sayıda kurum yüksek lisans, doktora veriyor. Bu “mütevazı” programları tamamlayanlar araştırma yapmayı öğrenemiyorlar. Daha da vahim, çoğu zaman programların hocaları araştırmacı yetiştirecek donanımda değil.

NİTELİK SORUNU VAR

Bir yanda araştırma-yayın bekleyen bir sistem, diğer yanda bunları yapabilecek vakit ve donanımları olmayan hocalar, donanımsız yetişen doktora adayları, genç öğretim üyeleri. Bu uyumsuzluk nasıl giderilecek? Doğru olan, karşımızda ciddi bir nitelik sorunu olduğunu teslim edip çare aramaktır.

Örneğin, bir üniversitenin kuruluş kararının ardından beş-on yıl süre tanınması; görev alacak elemanların yabancı dil öğrenmeleri, yüksek nitelikli kurumlarda doktora yapmaları, kütüphanenin geliştirilmesi gibi hazırlık faaliyetinin yürütülmesi düşünülebilir.

Her kurumdaki öğretim kadrosunun araştırma ve yayın yapması koşulundan vazgeçilip, bazılarının lisans vermekle sınırlandırılması da öngörülebilir. Veya daha dinamik bir modelle üniversiteler A, B, C gibi üç kategoriye ayrılarak her biri için farklı yeterlik şartları aranabilir.

Tasnif belirli aralıklarla yenilenerek kurumların alt kategoriye inmelerine, bazı öğretim yetkilerinin kaldırılmasına, diğerlerinin de bir üst kategoriye terfiine imkân tanınabilir.

SİYASİ İRADE ŞART

Mevcut sistemde amaçlanan kalitenin sağlanamadığı düşünülürse, bu türden önerilerin uygulanması ancak güçlü bir siyasi iradeyle mümkün olacaktır. Halbuki, halkımız ve siyasilerimiz kentlerinde üniversite açılmasını iyi akademik kurumlar kurulsun, seviyeli işgücü yetişsin diye istemiyorlar. Üniversiteye sahip olmayı itibar sorunu olarak görüyorlar, kentlerindeki iktisadi hayatı da geliştireceğini düşünüyorlar.

Son yıllarda bu saiklere iktidarın kendi düşüncesine bağlı gençlik yetiştirmek özlemi eklendi. Bazı veliler ise çocuklarını uzaklara göndermek istemiyor ya da çocuğu ailenin bulunduğu yerde okutmayı daha “hesaplı” buluyor.

Yasa tüm üniversiteleri aynı kefeye koyup, araştırma-yayın bekleyince, yasa ve yönetmeliklere uymanın yöntemlerini bulmak gerekiyor. Ne gibi yöntemler söz konusu? İlkini zaten gördük. Aracılar bulup, yazdıklarınızı ücret mukabili yayımlamak ama bazen dolandırılabiliyorsunuz. İkinci yöntem daha vahim. Günümüzde yüksek lisans, doktora ve doçentlik tezleri yazmak önemli bir ticari faaliyet. Paranız varsa, tezinizi yazacak “işletmeler” var. Benzeri üçüncü yol “intihal,” yani başkasının yazdıklarını kendiniz yazmış gibi göstermek.

Bunun çeşitlemeleri de var. Örneğin, genç kadrolar çalışmalarına, saygıda kusur etmemek için dekan, bölüm başkanı vs. adlarını ekleyebiliyorlar; onlar da yayın yapmış oluyorlar. Dördüncü yol, uyduruk dergiler yayımlayıp endekslere sokarak “akademik” başarılara imza atmak. Burada da çeşitlemeler var. Bakıyorsunuz, bilinmeyen bir vakıf hakemli-endekslerde yer aldığı iddiasında dergi çıkarıyor. Ya da her üniversite birkaç alanda dergi çıkararak hocalarına yayın yaptırıyor.

Yurtdışında bile ücreti mukabili gönderilenleri basan dergiler türedi. Beşinci yol, birbirinin “eserlerine” gereği yokken atıfta bulunmak.

ÜLKE KAYBEDİYOR

Karşımızda ciddi bir ahlak sorunu olduğu kesin. Herkesten araştırma-yayın istemekte ısrar ettiğimiz sürece yozlaşma sürecek, yerleşecektir. Sonuçta, yüksek öğretimimizde kalite aşınması daha da hızlanacak ve ülkemizin uluslararası alanda önder konuma gelme iddiasını destekleyecek eğitim yapısından uzaklaşılacak, böyle bir iddia kalmayacaktır. Hükümet konunun vehametini idrakten uzaktır.

  • Ülkede bilimin geleceği düzeltilemeyecek şekilde ipotek altına giriyor.