Şiir köşesi..
Hüseyin Haydar şiiri : Ruanda Ruanda / Ağır Devir
Dostlar,
Ruanda kırımı (katliamı) insanlık tarihinin en kanlı olaylarından biridir.
Hutu ve Tutsi kabileleri emperyalizmin oyunu ile birbirine düşürülerek kırdırılmıştı.
Bu kanlı boğazlaşma (iç savaş!) ortamında her 2 kabileye ABD, Fransa ve Belçika 10’larca milyar dolarlık ateşli silah da satabilmişti!
Günümüzden 20 yıl önce 6 Nisan 1994 günü başlatılan kanlı operasyonda, 3 ay içinde 8 milyon olan ülke halkının 1/10’u, 800 bin masum yerli insan kırılmıştı. İç savaşın
son dönemelerinde ateşli silahlar toplanarak özellikle
kesici – delici silahlar dağıtılmıştı!
Bu kez de ölümlerin yanı sıra kolu, bacağı olmayan, gözünü yitirmiş, kalıcı iz bırakan yaralanma ve engelliliklerle toplumun gözü önünde sürekli travma kaynağı yaratılmak istenmiştir. Böylelikle, kuşaklar boyunca sürecek bir kin – nefret – kan davası tohumlanmış ve travma sonrası stres bozukluğunun (post traumatic stress disorder) sürgit yaşanması hedeflenmiştir. Süreçte CIA’nın, kimi devlet ve özel üniversitelerinin çok özel danışmanları (sosyal psikolog, hatta psikyatristler!) etkin rol üstlenmiştir.
Kırım çok kanlı boyutlara ulaşınca, dönemin Demokrat ABD Başkanı Bill Clinton‘a danışmanları bilgi verdiğinde, Mr. Clinton’ın yanıtı iibretlik olmuştur :
– Well, CNN henüz haber yapmadı ??
Yüreği insan sevgisi ile dolu yetkin ozan (şair) sevgili Hüseyin Haydar,
derin bir duygudaşlık (hemhal olma, “birbirini yaşama” empati, diğerkâmlık, diğergamlık) duygusu içinde aşağıdaki dizeleri kağıda dökerek gönüllerimize yollamıştır.
Emperyalizmin kanlı uşaklarını ve oyunlarını bütün nefretimizle kınıyoruz.
Mazlum Ruanda halkının ölçüsüz acısını paylaşıyor ve dayanışmamızı sunuyoruz.
Benzer iğrenç oyunların ülkemizde ve dünyanun herhangi bir yerinde yinelenmemesi için çooook uyanık olmaçağrısı yapıyoruz…
- Hele hele ülkemizde etnik ya da dinsel inanç ayrımı temelinde yeni Sivas, Çorum, Maraş, Gazi…. Kerbela’larının yaşanmasına asla izin vermemeliyiz.
Bizzat siyasal iktidarların kışkırtmalarından çook sakınmalıyız..
Yüreğine sağlık sevgili Hüseyin Haydar.. İnsan duyarlığını hürmetle selamlarız!
Sevgi ve saygı ile.
8 Nisan 2014, Ankara
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
==============================================
Hüseyin Haydar şiiri..
Ruanda Ruanda / Ağır Devir
Nyimbo tarladan yorgun döndüğünde,
Şarkı söyleyen çiçekli kız Nyimbo,
Erkeğini rüyasında görüp saçlarını çözmüş,
Zülfüne el değmemiş bin tepenin gülü.
Nyimbo danstan baygın düştüğünde
Irmak yatağında şırıldayan Nyimbo,
Nisan güneşi altıncı günü gösteriyordu tam.
Tanrı dinlenmek için Ruanda’ya gelmişti,
Nyimbo, ulu damadı karşılamaya gitti.
Kutsal ruh Nyimbo’ya çeyiz getirmişti,
Nyimbo tarladan yorgun döndüğü günde,
Zülfüne el değmemiş bin tepenin gülü;
Uzun boynu öpülmek istiyordu, çikolata kokulu.
Hediye sandığından çelik palalar çıktı,
Rabbin armağanı baltalar, oraklar, satırlar,
Düşünün, bu aletler mısır kırmak için mi?
Nyimbo tütsü yaktı, Ave Maria’yı okudu son.
Yüz gün yüz gece sürecekti düğün.
Ruanda’nın göğsünde fildişi haç koptu,
Koruyamadı Nyimbo’nun boynunu…
Yer bahar güneşinin ateşiyle yarı sarhoştu.
Sekiz yüz bin kurban kesildi, kızlı erkekli,
Tam sekiz yüz bin kurban analı babalı…
Kan yürüdü taş oluktan mesih borsalarına.
Nyimbo’nun adıdır; Madelaine, Ayşa, Maria,
St Germain’de oturan kızkardeşler say ki,
İsa adına acı çekenler, ona nasıl kıydınız?
Ey Paris, caniyi başüstünde tutuyorsun hâlâ.
Palanın sapından Papa Paulus tutmuştu,
Kanlı palanın sapından Kofi Annan tutmuştu,
Palanın sapından Mitterrant tutmuştu…
Pala bir Hutu erkeğinin eline
tutuşturulmuştu.
Gördük Griouette’un insan sakadatlarını,
Organların nasıl sergilendiğini ulusal müzede.
Sallanır durur Nyimbo’nun boncuklu kolları,
Tepesinde Rüzgargülü’nün döndüğü
Eyfel’in çengelinde sallanır durur bugün de.
Paris’in esrik başı önüne düştüğünde,
Duyulur kesik kesik, Nyimbo’nun incecik sesi,
İncecik yağar Paris’in nisan yağmuru da:
Ruanda Ruanda… Ruanda Ruanda…
Not : 6 Nisan 1994 günü Ruanda’da Batı’nın tezgahladığı büyük soykırım başladı. Fransa ve ABD’nin ülkedeki etnik kışkırtmasıyla 100 günde 800.000’i aşkın insan katledildi. Dünyanın bu en acımasız katliamına Birleşmiş Milletler (BM)
sessiz kaldı.
Griouette: Fransız Gladyosu, (Rüzgargülü).