Etiket arşivi: Homo environmentum

Aşırı sıcaklarla nasıl başetmeli: Akbelen vahşeti ve çare HOMO ENVİRONMENTUM!

Dostlar,

Dün, 25 Temmuz 2023 günü saat 14:00 dolayında Cumhuriyet web TV bizimle bir görüşme yaptı. Görsel aşağıda..

Ancak bu görüşme bir kayıt oldu. Biz canlı yayın olarak algılamıştık ve üstteki görseli öncesinde paylaştık.. Affola..

Az önce, bizimle bu söyleşiyi yapan değerli muhabir Beste Çelik, erişkeyi (linki) bize yolladı. Yaklaşık 17 dakika..

Fakat biz bu görüşmede klasik, günübirlik, artık herkesin öğrendiği yalın tıbbi önerilerle yetinmedik..

Küresel ölçekte  “facia” aşamasına ulaşan iklim bunalımı (krizi) üzerinde durduk (climate disaster). Bu iklim faciası giderek tırmanacak. Küresel toplum, özellikle sera gazlarının atmosfere salımı konusunda etkili bir uzlaşmaya var(a)madı. Fosil yakıt kullanımı ve ÇEVRE TALANI sürüyor!

Homo sapiens” dünyanın içine etti! Onu yaşanmaz kıldı!

Homo rationalis” gibi davran(a)madı.. (aklını kullanmayı unuttu!)

Aşırı çoğaldı.. Papa Francis’in deyimi ile tavşanlar gibi üredi!
Dünya nüfusu 8+ milyar ve sonlu dünya kaynakları bunca nüfusa yetmiyor!

Dünya nüfusunun 1/10’u aç! (FAO verisi)

  • Her kadına 1 çocuk… başka yolu yok ve hemen!

Homo economicus” da olamadı..

Yabanıl (vahşi) kapitalizm doğayı fahişe gibi görerek
kar hırsı ile yağmaladı, “ırzına geçti”!  

Sorumsuzca davranarak “Homo hedonicus” oldu! (zevk tutsağı)

  • Geldiğimiz aşamada artık neredeyse dönüşümsüz evredeyiz..

Tüm alışkanlıklarımızı, yaşam biçimimizi HIZLA VE KÖKTEN DEĞİŞTİRMELİYİZ..

İsrafsız, çok tasarruflu, yenilenebilir enerjiye dayalı bir YEŞİL YAŞAM kurmalıyız her yönüyle..

Bisiklet, toplu taşıma, kent mimarisi, inşaat tekniği, su yönetimi.. karbon ayak izini herkes, hızla en aza indirmek zorunda..

Bir bütün olarak, artık ve de hızla HOMO ENVİRONMENTUM‘a evrilmeliyiz! (Bu betimleme bize ait.. çevreye saygılı insan..)

Unutulmasın; bizler öyle “eşref-i mahlukat” falan değiliz!
Yeryüzünde biyolojik / ekolojik olarak zorunlu parazitleriz!

Dünya bizler yokken çok daha güzeldi ve bizler olmazsak çok daha mutlu, sağlıklı dahası yaşayabilir olacak!

Baksanıza, aklını yitirmiş birileri Türkiye’de, Milas-Akbelen’de 18 bin ağacı keserek kömür madeni alanını “genişletme” saldırısında.. Yargı bağımsız ve tarafsızlıktan uzaklaştırıldığı için çelişkili ve çevre hakkını gözeten kararlar ver(e)miyor..

AKP iktidarı yerli – yabancı sermayenin mutlak koruyucusu olarak, kolluk gücünü yaşam alanlarını savunmak isteyen masum, silahsız, şiddet kullanmayan kadın – yaşlı.. bölge insanının üstüne sürüyor.. TOMA’sı ile, basınçlı suyu ile, biber gazı ve copu ile.. Yersiz – hukuksuz, orantısız güç kullanıyor.. Açıkça suç işliyor!

Anayasanın ilgili maddeleri                      : 

Ormanların korunması ve geliştirilmesi
Madde 169 – Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli
kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir.
Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe
yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz.
Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez….

Orman köylüsünün korunması
Madde 170- Ormanlar içinde veya bitişiğindeki köyler halkının kalkındırılması, ormanların ve bütünlüğünün korunması bakımlarından, ormanın gözetilmesi ve işletilmesinde Devletle bu halkın işbirliğini sağlayıcı tedbirlerle, .. orman niteliğini tamamen kaybetmiş yerlerin değerlendirilmesi; … Devlet eliyle anılan yerlerin ihya edilerek bu halkın yararlanmasına…
Devlet, bu halkın işletme araç ve gereçleriyle diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırıcı
tedbirleri alır. Orman içinden nakledilen köyler halkına ait araziler, Devlet ormanı olarak derhal ağaçlandırılır.

Image

Öte yandan                     :

Akbelen ormanında yurttaşın savunması meşru ! Hak ve ödev.
Ama karşıda, sermayeye tutsak bir iktidar ve kolluk.

Anayasa md.56 :

  • “Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek
    Devletin ve vatandaşların ödevidir.”
  • DİKKAT: Yurttaş anayasal görevini yapıyor, engellemek suç!

Image

Aşırı sıcaklar ve İklim faciasının ana nedenlerinden biri de ORMANSIZLAŞTIRMA!

Üstelik fosil yakıtları giderek terk etmek ve yenilenebilir / yeşil enerjiye yönelmek zorunlu iken..

Tarih, uygarlık, insanlık… AKP iktidarının Akbelen’de sergilediği vahşeti, çevre düşmanı – sermaye tutsağı ilkel politikasını asla bağışlamayacak ve unutmayacak..

Siz bu arada sıcaklardan korunmak için gündüz 11:00 – 16:00 arasında dışarı çıkmayın, şapka – şemsiye, UV filtreli güneş gözlüğü kullanın, klimalarınızı çalıştırın… bol sıvı alın vs.

17-18 dakika süren konuşmamızı izlemek ve yaymak için lütfen tıklayınız :

https://www.youtube.com/watch?v=H2fVQ2TWE0c

Sevgi, saygı, acı, kaygı ve ÖFKE ile.
26 Temmuz 2023, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM
A​tılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı ​AbD
​Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, ​Mülkiye’li​
www.ahmetsaltik.net        profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik      twitter : @profsaltik

Not : Bu yazı ADD Genel Merkez webinde de yayınlandı..
Asiri-sicaklarla-nasil-basetmeli-Akbelen-vahseti-ve-care-HOMO-ENVIRONMENTUM.pdf (add.org.tr)

MELTEM TV Programımız : AKP Neden Yapıcı-Barışçı Olmuyor?

Dostlar,

Dün akşam (13 Temmuz 2023, Perşembe) saat 19:35 – 19:57 arasında yaklaşık 22 dakika Meltem TV‘de idik.

Deneyimli ve usta sunucu Sn. Gülgûn Feyman Budak‘ın sorularını yanıtladık.

Hem havaların fiziksel / meteorolojik olarak sıcaklığını hem de ülkemizin başta politik olmak üzere bunaltan ekonomik sorunlarını irdeledik.

Klasik “sıcaklardan korunma” (!) yöntemlerine değindik. Güneş gözlüğü konusu önemli. Güneşten gelen zararlı UV ışınlarını tutmayan (filtre etmeyen, süzmeyen) güneş gözlükleri kullanılMAmalı. Bunların kullanılması, kulanılMAmasından daha zararlı.

Bu tür gözlüklerin üretimine, pazarlanmasına, dışalımına Sağlık Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı izin vermemeli. Biraz pahalı olabilir bu gözlükler, alamayan insanlarımız –ve herkes– yazın mutlaka şapka giysin.. dedik.
***
Öte yandan, aşırı sıcaklar sorunu küresel ve sistematik.

Dünyamız bir İKLİM FACİASI ile yüz yüze ve bu tablo “Antroposen“!

Yani “insan kökenli, sorumlusu sorumsuz – akılsız insanlık..

  • Yabanıl (vahşi) kapitalizm, akıl dışı hızlı nüfus artışı, çevrenin talanı..

İnsanlık aklını başına almak ve yarattığı sürdürülemez faciayı “HIZLA” toparlamak zorunda.. Bunu için derhal

HOMO ENVİRONMENTUM‘a evrilmesi gerek.

Bunu biraz açtık. Hemen, ivedi, yaygın küresel işbirliği ile..

AKP=RTE‘nin 21 yıldır kesintisiz izlediği irrasyonel (us dışı) ve açıkça tarikat – cemaat yanlısı, büyük sermaye güdümünde ve yabancı sermaye yandaşı politikalarının ülkemizi sürüklediği çıkmazı konuştuk ikinci bölümde.

Ülkenin talan edildiğini, gelir dağılımının bozulduğunu, laik kesimden dinci yandaşlara sermaye aktarıldığını, iktidar zenginleri hatta Dolar milyarderleri yaratılarak siyasetin kirli biçimde finanse edildiğini… açıkladık.

AKP’nin bilinçli yoksullaşTIRma politikası güttüğünü, yandaşlarını devlet kaynaklarıyla parti yardımı imiş gibi göstererek desteklediğini, böylelikle, yarattığı derin ve yaygın (dikey ve yatay) yoksulluğu yönettiğini ve bu kesimin (yandaşlarının) oylarını alabildiğini, yoksullaştırmanın seçici olduğunu aktardık. Bu durum siyaset biliminde bir “anomali”!

Ancak makro göstergelerin de olağanüstü bozulduğunu ve temerrüt eşiğine (borçları çevirememe, iflas / moratoryum)  sürüklendiğimiz, devasa “3 Açık” (Cari / Dış Ticaret / Bütçe açığı) içinde şeytan üçgenine savrulduğumuzu anlattık.

Çözümleri sunduk… En başta SERVET VERGİSİ! Yurtdışından örnekler verdik..
Nedensiz ve haksız zenginleştirilen çok varlıkılıların servetlerinden vergi..

  • Onlar böylesine ölçüsüz varsıl/zengin edildikleri için on milyonlarca insan yoksul ve işsiz!

Kimi ölçüsüz, adaletsiz vergiler Anayasa md.2, 10 ve 73’e açıkça aykırı..

İzlenmesini, paylaşılmasını ve ulusun bilinçlendirilmesini, iktidardaki sağduyulu – yurtsever insanlarımızın da bu meş’um (lanetli) gidişe parti içinde “dur” demelerini diliyor, bekliyor ve bu bağlamda tarihsel çağrı yapıyoruz.

Çoooooooookkkkkkkkkk geç olmak üzere…

İzlemek içi tıklayınız lütfen..

Meltem TV ve Sn. Feyman Budak’a teşekkürlerimizle.

Sevgi ve saygı ile. 14 Temmuz 2023, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM
A​tılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı ​AbD
​Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, ​Mülkiye’li​
www.ahmetsaltik.net        profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik      twitter : @profsaltik

Systematic Approach to Enviromental Health

Dear Phase 3 Students of Atılım Univ. Medical School

All medical students,
Medical residents in different branches
Allied health staff

General public and Media,

On 20th March 2023, we conducted a 1 hour lecture on MS-TEAMS for
Phase 3 Students of Atılım Univ. Medical School with a subject of

Systematic Approach to Enviromental Health

General health condition of both Turkiye and the World is not good at all.
Urgent actions are required both in Turkiye and at global scale.
Must do new things.
The motto of “Sustainable development” is no longer up to date..

Mankind, as compulsory parasite on the Earth, has to fight for “SUSTAINABLE LIFE(survival) on our poor Planet !

Homo sapiens” must now evolve into “Homo environmentum” by an evolutionary leap.

There are no more keys to “sustainable life” on this planet!

  • Consecutive disasters are next!

This determination is not ours, it is from the G20 summit final declaration.. about 2 years ago.
Similar warnings are also included in the COP-27 declaration.

Here are 42 power point slides having a rich and up to date content.. (PDF 4,5 MB)

Please click to review slides..

Systematic Approach to Enviromental Health

With respect and love. 21st March 2023, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM
Atılım Univ. Medical School, Dept. of  Public Health
BSc in Political Sciences & Public Administration
LLM in Health Law
www.ahmetsaltik.net         
profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik       twitter  @profsaltik

Türkiye Cumhuriyeti Kurucularının Görkemli Sağlık Devrimi ve Günümüz

Dostlar,

Bu gün, 18 Mart 2023 Cumartesi günü, Kocaeli Tabip Odasının çağrısı ile bu kentte bir konferans verdik.

Konumuz, yandaki görselde de okunabileceği üzere,

  • Türkiye Cumhuriyeti Kurucularının Görkemli Sağlık Devrimi ve Günümüz

idi. 113 yansı ile kapsamlı olarak sorunsalı irdeledik.
Yansıları paylaşalım.

Kocaeli Tabip Odası, 18.3.23

Konferansın video kaydı alındı. Youtube’a yüklendiğinde buradan erişkeyi (linki) sunacağız.

Kocaeli Tabip Odası yönetimine ve Yunus Emre salonunu bu amaçla kullanıma açan İzmit Belediye Başkanlığına teşekkür ederiz.

Dünyanın ve Türkiye’nin “sağlığı” hiiiiiiiiiiiiç iyi değil. İvedi önlemler gerekli Türkiye’de ve Küre genelinde.
Yeni şeyler yapmalı. “Sürdürülebilir kalkınma” mottosu artık çağdışı.
Zorunlu parazit insanoğlu, “içine ettiğimiz” zavallı gezegenimizde “SÜRDÜRÜLEBİLİR YAŞAM(beka, sağkalım, survival) kavgası vermek zorunda!

  • Homo sapiens” artık bir evrimsel sıçrama ile “Homo environmentum“a evrilmeli.
    Bu gezegende “sürdürülebilir yaşam” ın başkaca anahtarı kalmadı!

Ardışık afetler sırada!

Bu saptama bizim değil, G20 doruğu sonuç bildirgesinden.. 2 yıl önce yaklaşık.
COP-27 bildirgesinde de benzer uyarılar yer almakta.

Salt zaman sorunu bu beklenen ardışık afetler! Uzun erimde de değil..
Küresel ısınma evresi aşılalı epey oldu. Artık gelinen aşama “İklim Faciası” (Climate disaster)!
İklim faciası, aşırı nüfus korkunç, hava ve çevre kirliliği, savaşlar..

En büyük insanlık düşmanı neo-liberal kapitalizm ve emperyalizm.
İnsanlık, bu kadim hastalığından en geç önümüzdeki birkaç on yılda kurtulmalı.
***

Bu gün ayrıca 18 Mart!
Şanlı 1915 Çanakkale Utkusu‘nun (Zaferi’nin) 108. yılı!
Zaferin eşsiz komutanı Albay Mustafa Kemal‘i ve yurt savunması için gözlerini kırpmadan şehit olan 250 bin vatan evladını sözcüklerle anlatamadığımız bir saygı, şükran ve minnetle anıyoruz.

Hele 15 yaşını yeni bulmuş / 45 kg beden ağırlığına erişen kınalı kuzuları..
Tokat’ta yakılan ağıt “Hey On beşli onbeşli…” 
İsyanımız öyle büyük ve acımız yakıcı oluyor ki, yer yer bu ağıt bir oyun havası olarak çalınıyor ve topluca oynanıyor. Birkaç yıl önce Datça / Billurkent’te tanık olmuş ve hemen durdurmuştuk.. Mikrofonu kapıp oradakilere acı gerçeği anımsatmıştık. Tokat’lı eşimiz Birsen, o ezginin “ağıt” biçimini okuduğunda herkes çok üzülmüş, duygulanmış ve çok da mahçup olmuştu.

  • Bir halk yakın tarihinden bu denli koparılarak köklerine yabancılaştırılabilir mi!? 

Tarih bilinci sağlayacak ulusal tarih eğitimi son derece önemli.

18 Mart 1915 için şu tweet iletisini de paylaştık..

https://twitter.com/profsaltik/status/1636939960061231104?s=20

Çanakkale Zaferi’nin 108. yılında “ÇANAKKALE GEÇILMEZ” sözünü tarihe yazdıran 250 bini geçen şehit ve gazilerimizi, zaferin eşsiz komutanı Albay Mustafa Kemal’i sonsuz saygı, minnet ve şükranla anıyoruz…
***
Sevgi ve saygı ile. 18 Mart 2023, İstanbul

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı (Toplum Hekimliği) Uzmanı / Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, Mülkiyeli
www.ahmetsaltik.net    profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter : @profsaltik 

21. YÜZYILDA ÜLKEMİZE ve DÜNYAMIZA KÜRESEL SAĞLIK TEHDİTLERİ..

Dostlar,

28 Ocak 2023 günü Gaziantep ADD (Atatürkçü Düşünce Derneği) şubemizin çağrılısı olarak bu kentte idik. 30. Adalet ve Demokrasi Haftası bağlamında, 2 saat süren uzun bir konferans verdik.

Konumuz “30. ADALET ve DEMOKRASİ HAFTASI : ADALET, DEMOKRASİ ve TÜRKİYE’nin GELECEĞİ” idi. Gerekli bilgi ve, açıklamalarla konferansımızın youtube kaydının erişkesini (linkini) web sitemizde paylaştık (GAZİANTEP ADD Konuşmamız.. 30. ADALET ve DEMOKRASİ HAFTASI : ADALET, DEMOKRASİ ve TÜRKİYE’nin GELECEĞİ | Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM). İzlenmesini, paylaşılmasını ve kontrgerilla – gladyo siyasal cinayetlerinin durdurulması için toplumsal kararlılık gösterilmesinin zorunlu olduğunu düşünüyoruz.

Ardından, Düztepe’deki Çepnililer Derneğine geçtik. Genel Sağlık-İŞ ve EĞİTİM-İŞ‘in işbirliği ve değerli meslektaşımız Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu‘nun çabasıyla düzenlenen 2. bir ekinliğe katıldık. Burada bizden istenen konferans başlığı şöyle idi:

  • 21. YÜZYILDA ÜLKEMİZE ve DÜNYAMIZA KÜRESEL SAĞLIK TEHDİTLERİ..

Bu konuyu izleyicilere sunduk, soruları yanıtlamaya çabaladık.
Başta meslektaşımız Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu olmak üzere toplantıyı düzenleyen ve emek verenlere şükranlarımızı sunuyoruz. Bu konferansımızı İzlemek için lütfen tıklayınız..

Toplam 58 dakika süren bu kayıtta, neo-liberal küreselleşTİRmecilerin özellikle son 40 yılda insanlığın başına ördüğü çorapları işledik. Sağlık hizmetlerinin piyasalaştırılması, özelleştirilmesi, kamunun giderek sağlık hizmetlerinden dışlanmasını, sürdürülemez boyutlara ulaşan çevre kirliliğini irdeledik.

Sürdürülebilir kalkınma” söyleminin (motto’sunun) duvara dayandığını, yerine SÜRDÜRÜLEBİLİR YAŞAM ilkesini koymanın zorunluğunu vurguladık.

Yeni insan tipinin “Homo environmentum” olmasını önerdik (adlandırma da bize aittir..).. Tasarruflu ve çevreye saygılı, barış içinde birlikte yaşam (peaceful co-existence) önerdik.

Mutlaka küresel NÜFUS PLANLAMASI ve “HER AİLEYE 1 ÇOCUK” zorunluluğunu irdeledik.

Sağlık hizmetlerinin – gereçlerinin (ilaç, tıbbi ürünler…) TEMEL İNSANLIK HAKKI olduğunu, kamusal sorumluluk gereği sunulması gerektiğini, küresel dayanışma ve işbirliğini önerdik.

Gelen soruları yanıtlamaya çalıştık.

  • Koruyucu sağlık hizmetleri öncelikli olmak üzere
  • Herkese eşit ve nitelikli sağlık hizmetleri ulaştırılması gerekliliğini paylaştık..

İzlenmesini (58 dk.), paylaşılmasını ve gereğinin yapılmasını dileriz..

Sevgi ve saygı ile. 03 Şubat 2023, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM  
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı (Toplum Hekimliği) Uzmanı
Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, Mülkiyeli
www.ahmetsaltik.net             profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik           twitter : @profsaltik

‘Büyük Keder Dalgası’

Ergin Yıldızoğlu
Ergin Yıldızoğlu
ergin.yildizoglu@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları 

31 Ekim 2022, Cumhuriyet

(AS: Bizim kapsamlı katkımız yazının altındadır..)


“Çorak Ülke”
 şiirinin 100. yıldönümünde, yine bir Anksiyete Çağı”. Ancak o zaman, en azından, “dünyayı yeniden yapma umudu” vardı. Bugün, ben kendimi, David Brooks’un (New York Times) “Büyük keder dalgası” gözlemine daha yakın buluyorum; nihilizme düşmemek için her gün yeniden aşmaya çalıştığımız bir duyguyu betimliyor.

‘DÖNÜLMEZ AKŞAMIN UFKUNDA’

Yeni bir İklim Zirvesi’ne giderken Birleşmiş Milletler’in konuyla ilgili üç kurumu, bu yüzyılın sonuna kadar hedeflenen 1.5 °C sıcaklık artışı sınırının artık gerçekçi olmadığını açıkladılar: Bu hedefe ulaşmak için gerekli uluslararası işbirliği ortamı yok. Putin’in “Dünya, II. Dünya Savaşı’ndan bu yana en tehlikeli 10 yıla giriyor” sözlerinin, ABD Yeni Güvenlik Stratejisi’nin “büyük güçler arası rekabet dönemi” tanımlamasının, Çin’e yönelik ticari yaptırımların, Çin liderliğinin içeride otoriter ve dışarıda daha sert politikalara yönelmesinin gösterdiği gibi, olacağı da yok…

Yüzyılın sonuna kadar sıcaklık artışı 2.5 °C sınırına ulaşacak. “Uygarlık” artık altından kalkması olanaksız bir yıkım riskiyle karşı karşıya. Bu yıkımın bir boyutu, deniz seviyesinin yükselmesine, aşırı iklim olaylarına bağlı olarak artık kronikleşmiş su ve gıda kıtlığı; bir diğeri bu kıtlıklardan kaçanların, gittikçe daralan (hemen hepsi merkez ülkelerde) yaşanabilir alanlara sığınma çabasının ağırlaştıracağı siyasi gerginlikler. Büyük güçlerin, ekonomi, kaynak ve ulaşım açısından stratejik öneme sahip bölgeleri paylaşma çabasının yoğunlaşması da yeni jeopolitik krizleri, savaşları besleyecek. Ne de olsa: “İçeride devrim istemiyorsanız dışarıda emperyalizm…” (Cecile Rhodes)

Ulus devlet ve liberal demokrasi de vatandaşlarının temel gereksinimlerini karşılama kapasitesini hızla kaybediyor. Bu madalyonun öbür yüzünde, gücü ve serveti müstehcen düzeylere ulaşmış, finans, enerji, teknoloji ve silah şirketleri, sosyal medya ve internet üzerinden satış platformu tekellerinin sahibi, Bezos, Musk gibi tipler, hırsız siyasetçiler ortaçağ krallarını çatlatacak büyüklükte servetleri halkın gözüne sokuyorlar.

Bu büyük krizlerin, büyük servetlerin, “en çok zarar verenlerin sesinin en çok çıktığı” (Greta Thunberg) dünyasında halkın payına bir “büyük keder” dalgası düşüyor. Gallup şirketinin 140 ülkede, 150 bin kişiyi kapsayan bir araştırması keder, öfke duygularının geçen yıl rekor düzeye çıktığını saptamış: 16 yıl önce halkın yüzde 1.6’sı yaşamına “0” notu verirken (“0” en kötü – “10” en iyi), geçen yıl bu oran yüzde 6.4’e ulaşmış. En alt yüzde 20’sinin “mutsuzluk notu” ortalama 2.5’ten geçen yıl 1.2’ye gerilemiş.

Bu dalga, liberal demokrasiye, onun liderlerine olan güveni eritiyor. Bu kedere, öfkeye, tercüman olacak, “dünyayı yeniden yapma umudunu” yaşatacak bir sol hareketin yokluğunda “süreç olarak faşizm” hızlanıyor: İsveç’te ikinci parti, Macaristan’da, Polonya’da, İtalya’da, Hindistan’da iktidarda, İspanya ve Finlandiya’da 2023 seçimlerinde birinci sıraya yükselebilir. Pazar günü, Brezilya’da, büyük sermayenin ve ordunun tercihi faşist Bolsonaro, ya seçimleri “Atı alan Üsküdar’ı geçti” misali kazandı ya da “hile var” diyerek ortalığı birbirine katmaya başladı. Benzer bir krizin, ABD ara dönem seçimlerinde, 2024 başkanlık seçimlerinde yaşanma olasılığı çok yüksek. Tabii bu arada Türkiye de önümüzdeki seçimlerle bu resmin içinde kendine uygun bir yer bulacak.

Adeta, Yahya Kemal’in şiirindeki gibi “Dönülmez akşamın ufkundayız” ancak, şiirin “boş ver keyfine bak” havası bir seçenek değil. Çünkü “büyük keder” kişinin değil bir uygarlığın sonuna ilişkin. Bir insanın kendi yaşamı tükenirken “boş vermeyi” seçmesi bir özgürlük sorunu.

  • Bir insanın uygarlığın geleceğine boş vererek
  • “kişisel haz ilkesine”, (AS: Hedonizm’e) “öbür dünya umuduna” sığınması ise
  • insan olmaktan vazgeçmeye ilişkin bir ahlak sorunu.

====================================
Dostlar,

Homo sapiens” kendi elleriyle kendi sonuna doğru dört nal koşmakta.

Bu yüzyıl sonuna dek havaküre (atmosfer) sıcaklığının en çok 1,5 derece artması bile alarm sınırı iken, bu hedefin yakalanması çok güç görülüyor. Ülkelere tanınan karbon dioksit salım (emisyon) kotaları kürsel pazarda haraç mezat!! Diyelim Çin, ABD.. yoksul, sanayileşmemiş bir Afrika ülkesinin nüfus, yüzölçümü gibi ölçütlere dayalı belirlenen yıllık toplam fosil yakıtları salım (emisyon) kotasını satın alıyor! Satan ne ölçüde bunalımın ayırdında bilinmez ama alanın olası yıkımı bildiği çok açık. Bir bilinç tutulması mı bu??

İnsanoğlu yaşamının kumarını oynamakta! Birkaç çarpıcı örnek..

– DSÖ’ne göre (Dünya Sağlık Örgütü) dünya nüfusunun %99’u (doksan dokuzu!),
DSÖ standartlarına göre kirli hava soluyor.
– Kanserlerin neredeyse %80’e varan kesimi çevresel; Kanser politik bir hastalık!
– Unutulmuş kimi hastalıklar geri dönerken, yepyeni hastalıklar oluşuyor ve bu tür
ardışık afetlerin birlikte, eşzamanlı deneyimlenmesi salt bir zaman sorunu..

Yapılabilecekler belli ve sınırlı                :

1. Sürdürülebilir kalkınma (sustainable development) söylemi (mottosu) artık “sürdürülebilir” değildir. Hızla SÜRDÜRÜLEBİLİR YAŞAM (sustainable life) ayarlarına (moduna) geçilmelidir.

2. Küresel nüfus artış hızı %1,05’lerden en çok 10 yıl içinde yüzde yarımın altına çekilmeli,
yıllık net 80 milyonu aşan nüfus çoğalması 40 milyonun altına düşürülmeli.
(Türkiye’de yarım milyonun altına..)

3. BM ve ilgili uzmanlık kuruluşları DSÖ, FAO, UNEP, UNDP, ILO, UNICEF, UNESCO..
ağır küresel bunalımı / sağkalım (beka, survival) sorununu kesinlikle gündemden düşürmeden BM Genel Kurulunda, Güvenlik Konseyi’nde gündemde tutmalı ve küresel kapitalizm mutlaka dizginlenmeli. Tüketim çılgınlığı durdurulmalı, herkes en üst düzeyde tasarruflu yaşamalı.

4. Bilimsel buluşlar çevreyi – doğayı gemlemek için değil (Doğa fahişemiz değil!), onun yasalarını anlayarak birlikte barış içinde yaşamak (peaceful co-existence) felsefesiyle kullanılmalı.

5. Ekolojik devlet – ekolojik anayasalar dönemi açılmalı.

Son olarak; Neondertal insandan Homo sapiens‘e evrilen insanoğlu, 21. yy’ın ilk yarısında,
yepyeni ve “hızlı” bir evrimleşme ile “Homo environmentum“a yükseltgemeli kendisini.

Çünkü; ya Doğa intikam alarak sırtındaki zorunlu parazit insanoğlunu atarak büyük olasılıkla çok daha keyifli olarak evrendeki varlığını biz olmadan sürdürecek;

Ya da pes edecek ki bu da uygarlığın yeryüzünde sönümlenmesi ile eşdeğer.

Belki bu arada evrende başka gezegenlerde yaşam bulunursa ya da kolonileşme olanaklı olursa.. Ünlü kuantum fizkçisi Stephan Hawking‘in uyarısı ise “en geç bin yıl içinde” bu düşötesi (fantastik) tasarımın gerçekleşmesi.

Görünen o ki o denli zamanımız yok; uyan insanoğlu uyan!!

Sevgi ve saygı ile. 31 Ekim 2022, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
A​tılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı ​AbD
​Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, ​Mülkiye’li​
www.ahmetsaltik.net        profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik    twitter : @profsaltik