Etiket arşivi: hayatta en hakiki mürşit ilimdir – fendir

Kılıçdaroğlu niçin kaybetti?

Emre Kongar
Emre Kongar
ekongar@cumhuriyet.com.tr  
08 Haziran 2023, Cumhuriyet


CHP, Cumhuriyeti ve Demokratik Rejimi kurduğu için tarihsel bir öneme sahiptir.

CHP, Atatürk’ün kurduğu parti olduğu için duygusal bir öneme sahiptir.

  • CHP, Altı Ok’un temsilcisi olduğu için ideolojik bir öneme sahiptir.

CHP, Altı Ok’a ek olarak, tarihsel ve siyasal bağlamda “Ortanın Solu” çizgisini de temsil ettiği için, “Demokratik Sol” ya da “Sosyal Demokrasi” olarak siyasal bir öneme sahiptir.

CHP, Atatürk’ün “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir fendir sözlerine dayalı aklı, bilimi temsil ettiği için, çağdaşlığa sahip bir partidir.

CHP, “Sosyalist Enternasyonal”e de üye olarak uluslararası bir öneme sahiptir.

Özetle CHP, Türkiye’de ve Dünyada, Cumhuriyeti, Demokrasiyi, Demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni bir “değerler bütünü” olarak temsil eder.

Şimdi bu değerlere bakalım.
***
Önce Altı Ok’u anımsayalım:

Cumhuriyetçilik                         :

Padişahlığın ve Halifeliğin yerine Halk / Millet Egemenliği.

Milliyetçilik                                 :

Ümmet yerine Millet; kozmopolit Osmanlı yerine Ulusal Türkiye Cumhuriyeti; bütün milletlerle eşitlik.

Halkçılık                                      :

Sömürü yerine dayanışma.

Devletçilik                                   :

Kamu girişimciliği, planlı kalkınma, kamusal hakların korunması.

Laiklik                                         :

Din, mezhep, ırk, dil, farkı olmaksızın, Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşlarına eşitlik; devletin herhangi bir inanca dayalı olmaması; azınlıkta kalan kimlik sahiplerinin çoğunluk inancına karşı korunması.

Devrimcilik                                 :

Akıl ve bilim bağlamında çağdaşlığı korumak için insanlığın gelişme ve evrim çizgisini sürekli olarak izlemek ve değişmek; Din-Tarım Toplumundan, Laik-Kentsel-Endüstri toplumuna geçişin kurumlarını oluşturmak ve korumak.
***
Sonra 1961 Anayasası’nın getirdiklerini anımsayalım:

  • Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti.

Kuvvetler (Güçler) ayrılığı.
Anayasa Mahkemesi
Bağımsız yargı.
Senato.
Planlama.
Özerk Üniversite.
Özerk TRT.
Sendika ve örgütlenme özgürlüğü.
Grev ve lokavt hakkı. (AS. Anayasa m.54 başlığı: Grev hakkı ve lokavt” denilmekte..)
Özerk devlet kurumları.
***
Daha sonra Bülent Ecevit’in 1977 seçimleri öncesinde Yeni CHP programına eklediği 6 yeni ilkeyi görelim:

Özgürlük : Devletin baskısı yerine bireyin özgürlüğü.

Eşitlik : Herkesin fırsat eşitliğine sahip olması ve herkesin milli gelirden katkısı oranında pay alması.

Dayanışma : Toplumsal üretimin ortaklaşa sağlanması, duygu ve ilke birliği.

Emeğin üstünlüğü ve bütünlüğü : Emeğin sömürülmesinin engellenmesi ve milli gelirden alacağın payın milli bir politika olarak korunması

Gelişmenin bütünlüğü ve etkinliği : Bütün toplumsal ve insanı değerlerin birlikte, uyumlu bir biçimde uygulanması.

Demokratikleşme : Demokratik Rejim’in önündeki engellerin kaldırılması ve Temel Hak ve Özgürlüklerin tümüyle korunması.
***
En sonra da Kemal Kılıçdaroğlu’nun katkısını anımsayalım:

Adalet: Hukuk Devleti ve yargı bağımsızlığı.

Güçlendirilmiş Parlamenter Demokratik Rejim: Şahsım Devleti Rejiminden kurtuluş.
***
Şimdi soru şu:

14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinde, Kılıçdaroğlu bu yazıda anımsattığım değerler birikimini topluma yansıtabilmiş midir?

Örneğin Cumhuriyeti, Atatürk’ü, Laikliği, Planlı ve Kamucu Ekonomiyi, Emeğin Üstünlüğünü, Çağdaş Eğitimi, Kadın Haklarını, yeterince savunabilmiş midir?

YOKSA BÜTÜN BU DEĞERLERİ YETERİNCE SAVUNAMAMIŞ ve SAVUNANLARI DA DÜŞ KIRIKLIĞINA UĞRATTIĞI İÇİN Mİ SEÇİMİ KAYBETMİŞTİR?

ABD’de bilim çıkmazına önerilen bir model olarak Atatürk

ABD’de bilim çıkmazına önerilen bir model olarak Atatürk

Gülgün Türkoğlu

Gülgün Türkoğlu

gulguntp@yahoo.com
https://www.gazeteduvar.com.tr/ 31.3.19

Yazar, sıradan, hatta zaten başka türlü olamayacağını düşündüğümüz bir şeye işaret eden “hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir” sözünün, söylendiği dönemde söylenebilmesinin tartışmaya açık ve cesur bir söz olduğu belirtiliyor. Atatürk’ün bu sözündeki ilim ve fen sözcüklerinin, yan yana kullanımlarındaki denge ustalığını, sözcüklerin etimolojilerini ve kültürel bağlamdaki yerlerini inceleyerek anlaşılır kılıyor.

Stony Brook Üniversitesi, Felsefe Bölümü Kürsü Başkanı Robert Crease, aynı zamanda bir bilim tarihi uzmanı. ABD’de yayımlanmasının üzerinden, henüz bir hafta bile geçmemiş olan,

  • The Workshop and the World: What Ten Thinkers Can Teach Us About Science and Authority 

adlı kitabı, bilim dünyasında ilgiyle karşılandı.

  • Etkisi dünyaya yön verecek denli önemli on düşünürden birisinin Atatürk olduğunun saptandığı

bu kitap, Türkiye’de farklı bir heyecana neden oldu.

Artık, buzulların eridiği konusunda bile inandırıcı bulunmayan, belirli çıkar gruplarının yararına eğilip bükülebilen bilime, prestijinin nasıl geri kazandırılabileceği konusunda beş yıl çalışan Crease, tarihe bakmayı deniyor.

Tarihte, bilimin bir otorite haline gelmeye başladığı dönemlerde, buna güçlü bir biçimde karşı koyanların olduğu biliniyor.

Yazar, bilim taraftarlarının, meslek yaşamlarını hatta, canlarını tehlikeye atarak aldıkları karşı tedbirleri incelemiş.

Bilimin bir otorite olarak tesis edildiği günlerden, artık güvenilir bulunmaktan uzaklaştığı günümüze gelinceye dek, nerede yanlış yapıldığının izlerini sürmüş.
=======================================

what’s up ile iletiyi yollayan sevgili dostumuz Dr. Serol Deveci‘ye şükranla..

Başta AKP = RTE olmak üzere he-ke-sin Mustafa Kemal ATATÜRK‘ün söylem ve eylemlerini bir kez daha özenle ve yansızlıkla  değerlendirmelerini öneriyoruz..

İnanılsın ki, emin olunsun ki, böylesi bir davranış her-ke-se iyi gelecektir…

Dr. Ahmet SALTIK
01 Nisan 2019