Etiket arşivi: halkın ahlak düzeyi

BÖYLE SEÇİM OLUR MU?

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı

Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Projesinin “Eşbaşkanlığını” kabul etmiş bir Başbakanınız veya bir Cumhurbaşkanınız varsa, üstelik bu kişi yurt dışında haksız edinilmiş mal varlığına sahipse ve bunun belgeleri yabancı istihbarat örgütleri tarafından ele geçirilip bir şantaj aracı olarak kullanılıyorsa, T.C. Devletinin emperyalistler tarafından ele geçirilmediğini söyleyecek bir tane “Siyasal Bilimci” veya “Siyasal Stratejist” bulabilir misiniz?

Peki “Köpekbalığı” olarak nitelendirilen emperyalist devletlerin, muhalefet partilerini de ele geçirmek istemeyeceklerini iddia edecek biri var mı?

Devletin dinamik kurumları teker-teker çökertilirken, bir tetikçi Savcı – bir ahlaksız Polis – bir de sahte dijital kanıt ile Türk Ordusunun 85-95 yaşındaki Komutanları, gazeteciler, aydınlar hapse atılıyorsa ve cinayet işleyen terör örgütü militanları AKP tarafından Meclise taşınıyorsa ülkede huzur ve güvenlik olduğunu söyleyecek bir kişi bulunur mu?

  • Anayasa buyruğu ile seçimi yönetmekle görevlendirilen devlet kurumları bizzat Anayasayı ihlal suçu işliyorsa, ve yaptıkları gayet normal karşılanıyorsa, kimi kime şikayet edeceksiniz?

Bugün YSK’ya bir itiraz dilekçesi daha vereceğiz!

Ama önce bir gerçeği yazalım :

Bir toplumda huzurun ve esenliğin olması yönetim biçiminden çok, HALKIN AHLAK DÜZEYİ İLE İLİNTİLİDİR.

Adalet ve asalet duygusuna sahip çıkmayı becermiş, AHLAKLI BİREYLERDEN VE  YÖNETİCİLERDEN oluşan toplumlar, yönetim biçiminden bağımsız olarak huzurlu toplumlar olacaktır. Aksi hüsran ve kaostur (karmaşadır).

Gelelim YSK’ya yapılacak itiraza :

7393 sayılı MV seçimi yasasında yapılan değişiklikler 06 Nisan 2022’de Resmi Gazetenin aynı gün ve 31801 sayılı baskısında yayınlandı ve yürürlüğe girdi. Bu tarihten bir yıl geçmeden yani 06 Nisan 2023’ten önce yeni seçim yasası kullanılamaz. Bu biiir!

Anayasa madde 67’nin ek fırkası:
Seçim yasasında yapılan değişiklikler, YÜRÜRLÜĞE GİRDİĞİ tarihten başlayarak 1 (BİR) yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanamaz. Bu ikiii!

YSK, 13 Mart 2023 tarihli 2023/99 sayılı kararı ile, CB ve MV seçim takviminin başlangıç tarihi olarak 18 Mart 2023 Cumartesi gününün kabul edildiğini karara bağladı. Bu üüüç!

Bu Anayasa hükümlerine göre 06 Nisan 2022’de yürürlüğe giren YENİ SEÇİM YASASI, YSK kararına göre seçimlerin başlangıç tarihi olan 18 Mart 2023 tarihinde KULLANILAMAZ. Çünkü Anayasa buyruğu olan 1 yıl süre geçmemiştir.

Seçim, salt oy verilen gün değildir. YSK seçimin başlangıç takvimini açıkladığında, seçim Anayasal olarak başlamış olur. Bu da dört!

YSK, 14 Mayıs 2023’te yapılacak seçimde YENİ SEÇİM YASASINI uygulamaya almakla, Anayasayı çiğneme (ihlal) suçu işlemiştir.

DOĞRU Parti bu gün “Seçimlerin İptali” için YSK’ya itiraz edecek ve YSK kararından sonra AİHM’e de başvuracaktır.

Tüm Anayasa Hukukçularının ve DOĞRU Parti Hukukçularının kanısı bu yöndedir.
Peki, İktidar ve Muhalefet partileri bu konuda itiraz edebildiler mi?
Lütfen, yazının başındaki 1. ve 2. paragrafları bir daha okur musunuz?
Bu itirazı yapıp tarihe not düşmek için, gerçek anlamda bağımsız, yerli ve milli olmak gerekir.

Uyumakta olan toplumumuza verdiğimiz rahatsızlık için özür dileriz.

DOĞRU Parti toplumumuzun haklarını ve Anayasamızı, toplumumuza karşın savunmaya sürdürecektir…

Sağlık ve başarı dileklerimle, 06 Nisan 2023

ÖNCE AHLAK

Yusuf Samim Lütfü

Avrupa’da “Dahiler Çağı” olarak anılan 17. yüzyılda yaşamış Fransız düşünür La Bruyere, çok konuşmak konusunda en doğru saptamayı yapan kişidir:

  • “Çok konuşmak gözden düşmenin en emin yoludur.”

Akıllı insan çok konuşmamalıdır, konuşacaksa da, ya susmaktan daha değerli bir şey söylemeli ya da susmalıdır.

La Bruyere’in bu öğüdünü 20. yüzyıl başında Wittgenstein,

  • “İnsan hakkında konuşamayacağı şeyler konusunda susmalıdır.”

diye dile getirmiştir. Yani atalarımızın söylediği gibi “Söz gümüşse sükut altındır”.

Özgürlükçülük adına bireyciliğin, öznelliğin ve özgüvenin tavan yaptırıldığı post-modern çağımızda maşallah ağzı olan konuşuyor; hemen herkesin her konuda bir fikri var ve herkes fikrini çekinmeden “özgürce” dile getiriyor!

Böyle olunca konuşmak ya da yazmak kadar, konuşulanı ya da yazılanı eleştirmek de herkesin harcı oluyor!

Bu post-modern özgürlük (negatif özgürlük) bana hiç uymuyor; insanın konuşması ya da konuşulana karşı konuşması için, konuştuğu konu hakkında suskun kalmasından daha değerli şeyler söyleyebilecek ölçüde bilgisi olması gerektiğini düşünüyorum.

Öğrenme amacı olan insanların sorma hakkına sonuna dek saygılıyım ama bilgi sahibi olmadan fikir tartışması yapılmamalı.

Aşağıdaki önermeleri yukarıdaki iki paragrafın ışığında okumalısınız :

  • Bir toplumda huzurun ve esenliğin olması yönetim biçiminden çok,
    halkın ahlak düzeyi ile ilintilidir.
  • Adalet duygusunu içselleştirebilmiş ahlaklı bireylerden ve yöneticilerden oluşan toplumlar, yönetim biçiminden bağımsız olarak huzurlu toplumlar olacaklardır.
  • Tersine adalet duygusundan uzak bireyler ve yöneticilerden oluşan toplumlar, hangi yönetim biçimini denerlerse denesinler, bir türlü huzuru bulamayacaklardır.
  • Farklılıklara karşın bir arada huzur (erinç) içinde yaşamak, ancak ahlaklı bireylerden oluşan adaletli toplumların harcıdır.
  • İnancınızın gereklerini yerine getirmek sizi inançlı yapar ama asla ahlaklı yapmaz.
  • Ahlaklı olmak için önce adaletli olmalısınız.
  • Ne denli inançlı olursanız olun adaletli değilseniz ahlaklı olamazsınız. Bir inancı olduğu için ahlaka gereksinimi olmadığını düşünmek, ahlaksal açıdan yapılacak en büyük hatadır.
  • İnançları konusunda en iddialı olan insanların tarihteki en büyük adaletsizliklere, yıkımlara neden olmaları bundandır.
  • Yağma, talan ve yalan hep bir adaletsizlikle ilintili olan, ahlaksal açıdan “kötü” davranışlardır.
  • Bu ahlaksızlıkların bir nedenle (örneğin iktidar adına) olumlandıkları toplumlar asla bir arada ve huzur içinde yaşayamazlar.
  • Gene cehalet ve sefalet size iktidarı sağlasa da asla toplumsal huzuru (erinci) sağlayamaz.
  • Toplumsal huzur ve refah (erinç ve gönenç) için adaletin içselletirildiği ahlaklı bir toplum eğitimle oluşturulmalıdır.
  • Ahlaksızlıkları ile yüzleş(e)meyen toplumların huzuru ve refahı (erinci ve gönenci) yakalamaları olanaklı değildir. (31.03.2023)

=====================================================
Dostlar,

Ekleyelim..

Ahlâk”; bir toplum içinde kişilerin uymak zorunda oldukları davranış biçimlerini düzenleyen toplumsal düzen kurallardır. Yereldir.

Etik; kişinin davranışlarına temel olan ahlâk ilkelerinin tümüdür. Başka bir anlatım ile Etik insanlara;

* “işlerin nasıl yapılması gerektiği”ni belirlemede yardımcı olan yol gösterici değerler, ilkeler ve standartlardır. Evrenseldir.

  • “Yaşamda göreceğiniz iş ne olursa olsun, Erdem olmayınca elde edeceğiniz her şeyin, yapacağınız her işin, sonunda utanç ve kötülük vardır.” Platon
  • Ahlaksızlık ile dinsizliği karıştırmamak gerekir. Din olmadan ahlaklılık olabilir ve
    ahlaksızlıkla din bir arada bulunabilir ve çoğunlukla da böyledir.. Denis DİDEROT

Meslektaşımız, Felsefeci, değerli “Yusuf Samim Lütfü” ye teşekkür ederiz bu özlü yazısı için.

Sevgi ve saygı ile. 01 Nisan 2023, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM  
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı (Toplum Hekimliği) Uzmanı
Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, Mülkiyeli
www.ahmetsaltik.net       profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter : @profsaltik