HALKIMIZ, MESLEK KURULUŞLARI, SENDİKALAR, DERNEKLER, VAKIFLAR GİBİ
DEMOKRATİK KİTLE ÖRGÜTLERİNE DÜŞEN GÖREVLER:
Türkiye terörle sarsılıyor, her gün şehit veriyoruz, Şehitlerin anaları babaları, eşleri, evlatları, kardeşleri çekiyor acıyı… Klasik bir deyişle; ateş düştüğü yeri yakıyor!..
Gazi kanını, şehit canını siyasete konu etmek yakışmaz ama yardım edilen yerin
Müslüman ya da Hıristiyan olması değil, insan olması daha önemli değil mi?
Bunlar her şeye dini karıştırmasalar olmuyor; olimpiyatlar için İngiltere’de bulunan Başbakan Erdoğan, olimpiyatlardan sorumlu birisiyle konuşuyor ve spora da ‘DİN’İ katıyor:
“Sayın yetkili, artık Müslüman’ bir ülkenin de olimpiyat yapma zamanı geldi’ diyor,
oysa ‘İstanbul’u olimpiyatlar için çok iyi hazırladık’ dese daha iyi olmaz mıydı?
Sınırlarımızda kıyamet kopuyor, halkımız aç bi-ilaç Tayyip Bey’in eşleri Emine Hanım ile kızları Sümeyye Hanım Türkiye’de hiçbir şey yokmuş, herkes huzur ve refah içinde yaşıyormuş gibi haritada yerini bilmediğimiz Myanmar’da, Müslümanlara yardım dağıtmaya gidiyorlar! Paralar devletten, din ticareti bunlardan!
2002’de neredeyse Sıfır Şehitle İktidara gelen bu hükümete gözü kapalı ‘OY’ verenleri uyandırabilmek için rakamları toptan vermek gerek: 2002- 2012’nin ilk yarısı TERÖRE verdiğimiz ŞEHİT sayısı 1163 !
Durum böyleyken hükümet yetkilileri açıklama yapıyorlar:
Başbakan Erdoğan “TERÖRE KARŞI BAŞARILIYIZ’ diyor,
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz da ‘TERÖRLE MÜCADELE ÇOK İYİ GİDİYOR’.
Ağlayan güzel insan Başbakan Yrd. Bülent Arınç Bey de,
Şehitlerin cenaze töreninde; halkımızla alay eder gibi;
‘HER ŞEY KONTROLÜMÜZ ALTINDA’ demişti.
Değerli milletimiz, sizler, aptal yerine konacak kadar, saf değilsiniz!
Lütfen önümüzdeki seçimlerde bunlara anlayacakları dilden yanıtınızı veriniz..
Halkımız ve kurumlarımız, ülkemizin ve milletimizin karanlığa götürülen durumundan
yakınmacılar ve de değişik yer ve zamanlarda tepkilerini gösteriyorlar.
Türkiye’nin birçok yerinde bazen bürolarda bazen salonlarda gerektiğinde Sokaklarda
TÜRKİYE’NİN KARANLIĞA GİDİŞİNE DUR demek için AYRI AYRI tartışıyor, EYLEMLER yapıyorlar.
Ama ne yazık ki, PARÇA-BÖLÜK, SÖNÜK, CILIZ ve ETKİSİZ!
Sonuç ne oluyor? Bir hâsıla alabiliyor muyuz? Hayır!,
Hükümeti Uyarabiliyor muyuz? Hayır,
Hükümeti Değiştirebiliyor muyuz? Hayır..
Demokratik kitle örgütleri, Dünyayı şaşırtan mitingler yaparak, İktidarı uyarmak istemişlerdir. Ancak ne yazık ki; İktidarı ne uyarabilmişler, ne de değiştirebilmişlerdir.
• O halde yöntemde bir yanlışlık vardır.
• Doğru yöntem; İşi Sahibine yaptırmaktır,
Ülke yönetiminde İşin Sahibi SİYASETTİR.
Bazılarımız neler yaptık neler yapıyoruz?
• Birbirlerimizle uğraştık,
• Seçtiğimiz insanları karaladık, kötüledik,
• Bazılarımız “oy verecek parti yok” dedi
• Bazılarımız yeni partiler kurdular,
• Bin parçaya bölündük
Bu yaptıklarımızla, devrim karşıtlarını sevindirdik, kendimize güldürdük!
• Liderimizi ve yöneticilerimizi yıpratmaktan vazgeçelim!
• “DİN” konusunda hiç kimseyle tartışmaya girmemeliyiz.
• Din konusunu gündeme getirenlere; “DİN Allah ile Kul arasında bir olaydır.” diyelim.
• Bize, birilerinin Dini Mezhebi değil, onun devlete, millete yapacağı Hizmet Önemlidir.” diyelim!
Her arkadaşımız yalnızca bir arkadaşını partimize getirse, % ellilere kadar oy alarak İktidar oluruz.
60 yıldır hep YAKINIYORUZ !!!
* Ne zaman, iki YURTSEVER ESNAF, EMEKLİ AYDIN İŞÇİ, ÇİFTÇİ MEMUR yan yana gelse, halllerinden MEMNUN OLMADIKLARINI SÖYLÜYORLAR,.
* Referandumda, “YETMEZ AMA EVET” diyenler AKP ZİHNİYETİNE DESTEK verdiler..
Ama çözüme, kurtuluşa yönelik bir çift laf etmediler.
Böyle yaparak, bir yere gidemeyiz, biz bu olumsuzluklardan;
* Şikâyet ederek, * Ayrı ayrı hareket ederek, * Toplantılar yapıp, * Konferanslar verip, kınama mesajları yayımlayarak, Hatta Mitingler yaparak kurtulamayız
Anayasa Mahkemesi kararı ile onaylı “LAİKLİK KARŞITI EYLEMLERİN ODAĞI OLMUŞ” bir partinin yaptıkları, yapacakları ortadayken sizler hala neyi bekliyorsunuz?
Tabancanın şakağınıza dayanmasını mı? Uyanın artık bu gaflet uykusundan!
EY DEMOKRATİK KİTLE ÖRGÜTLERİ ÖNDERLERİ !
Sizler, bunca olumsuzluğa karşın hala, “Biz Partiler üstüyüz, Biz Mitingler Yaparız,
Biz Kınama Mesajları Çekeriz, Basın Bildirisi Yayımlarız” ‘slogan atarız’ mı diyeceksiniz?
Sizin bu durumda asıl göreviniz;
Partilerin Birlikte Hareket etmeleri için BASKI ÖGESİ olmak ve Üyelerinizi, Laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nden yana, iktidara en yakın bir PARTİYE üye yapmaktır.
Laik demokratik Cumhuriyetten yana, bir partiye Projeler üretmek, eylemlerimizde
onlarla diyalog içinde olmak, yeri geldiğinde de – Medyada Değil – birebir eleştirmektir.
(Biz inanıyor ve temenni ediyoruz ki; bütün bu olumsuzlukları fark eden, BOĞAZINDAN ve BEYNİNDEN ESİR edilmiş HALKIMIZ ve “YETMEZ AMA EVET” diyen YARI AYDINLARIMIZ
‘GÜÇ BİRLİĞİ’ yapacaklar ve seçimlerde OYLARINI bunlara vermeyeceklerdir!)
“GÜÇ BİRLİĞİ” konusunda kurtarıcımız ve kurucumuz Yüce Atatürk ne diyor :
“Başarımız, şüphesiz birlikte olacaktır. Eğer millet ortak amaca hep beraber
faaliyet sarf ederek yürürse, mutlaka başaracaktır.” (1923)
E. Albay CEMİL DENK
Atatürk’ün, Din’e, Laiklik’e ve Kadına Bakışı” konusunda Araştırmacı Yazar
0 532 217 88 11 denk.cemil@gmail.com, 10 Ağustos 2012