Dostlar,
TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu, eski DİE)
“Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması – 2012″ raporunu bu gün yayımladı.
Kurumun resmi web sitesinden aynen aktarıyoruz..
(http://tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=13594)
Ne ölçüde “sahibinin sesi” olunduğunu uzmanlar ve ekonominin yakıcı çarkları içinde kavrulanlar en iyi değerlendireceklerdir.
Anlamakta zorlandığımız; yakıcı gerçekleri yaşayan halk yığınlarının bu verilere mi
yoksa yaşantılarına göre mi karar vereceğinin siyasal iktidarca ayrımının yapılıp yapılamadığı..
2012 içinde ekonomik büyümenin yalnızca % 2,2 olduğunu, bu rakamın 3 yıllık OVP’de (orta vadeli program) öngörülenin de altında kaldığını belirtelim..
Bir noktaya daha dikkat çekelim; nüfus artış hızı düşüldüğünde TÜİK’e göre
% 2,2 – %1,35 = % 0.85.. %1’in bile altında kalan bir yıllık net büyüme verisi..
TÜİK’in kendi verdiği 2011 ve 2012 sonu nüfuslarına göre bizim hesapladığımız hız ise % 1,68 olup;
% 2,2 – %1,68 = % 0.52.. Yıllık net büyüme % yarım gibi..
Başbakan RTE’ye bakılırsa Türkiye ekonomisi, maazallah ve de maaşallah neredeyse dünya ekonomisinin motorudur.. Devasa küresel bunalımlar AB ve ABD ekonomileri başta dev ekonomileri vurmakta ama Türkiye’ye teğet geçmektedir.
Ham hayaller sürmektedir.. 2023’te, Cumhuriyetimizin 100. yılında, yalnızca 10 yılda, bulunduğumuz yerden 7 basamak ileri fırlayacağız ve şu anda 2 trilyon dolarlık Hindistan ekonomisini aşacağız.. Aradaki 1,2 trilyon dolar GSMH farkını kapayarak..
Bunun için, önümüzdeki 10 yıl boyunca kesintisiz % 19 büyümemiz gerekeceğini, üstümüzdeki 7 ülkeyi geçerek, Hindistan’ın istikrarlı %7’lik büyümesini aşmamız gerekeceğini bu sitede bir makalemizde yazmıştık.. (http://ahmetsaltik.net/2013/09/19/top-10-biggest-economies-in-the-world-2013/)
Ham hayalden öte; milyonlarca insanın yaşam düzeyinde anlamlı bir iyileşme olmamakta ama aldatılmaları sürmektedir.
Bir noktanın daha gözden kaçmaması gerek :
TUG (toplam Ulusal Gelir, GSMH) rakamı ile dünyada 17 sıradayız ama, devasa nüfusa bölündüğünde kişi başına yıllık gelir olarak 10,500 Dolar ile 56. sıradayız!
Sevgi ve saygı ile.
23.8.13, Ankara
Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
======================================
TÜİK Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması – 2012
(http://tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=13594)
Yüzde 20’lik gruplarda, en yüksek gelire sahip son gruptakilerin toplam gelirden aldığı pay %46,6 iken, en düşük gelire sahip ilk gruptakilerin toplam gelirden aldığı pay %5,9 oldu.
Buna göre, son yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay, ilk yüzde 20’lik gruba göre (P80/P20 göstergesi) 8 kat oldu. P80/P20 göstergesi hem kentsel yerler hem de kırsal yerler için 7,2 olarak hesaplandı.
Eşdeğer Hanehalkı Kullanılabilir Gelire Göre Sıralı %20’lik Gruplar, 2011-2012
Not: Gelir referans dönemi bir önceki takvim yılıdır.
Tablolardaki sayılar yuvarlamadan dolayı toplamı vermeyebilir.
(*) Fertler eşdeğer hanehalkı kullanılabilir gelirine göre küçükten büyüğe sıralanarak 5 gruba ayrıldığında; “İlk yüzde 20’lik grup” geliri en düşük olan grubu, “Son yüzde 20’lik grup” ise geliri en yüksek olan grubu tanımlamaktadır.
Gelir dağılımında bir önceki yıla göre 0,002 puanlık bir iyileşme oldu
Gelir dağılımı eşitsizlik ölçütlerinden gini katsayısı bir önceki yıla göre 0,002 puan düşüş ile 0,402 olarak tahmin edildi. Katsayı, kentsel yerleşim yerleri için 0,391, kırsal yerleşim yerleri için ise 0,377 olarak hesaplandı.
Gelirin nüfusa dağılımındaki eşitsizliğin grafik gösterimi olan Lorenz eğrisinde bir önceki yıla göre gelir dağılımında önemli bir değişim olmadığı eğrilerdeki çakışma ile görüldü.
Eşdeğer Hanehalkı Kullanılabilir Gelirlerin Lorenz Eğrisi, 2011-2012
Ortalama yıllık hanehalkı kullanılabilir geliri 26 577 TL oldu
Türkiye’de hanehalkı başına düşen ortalama yıllık kullanılabilir gelir 26 577 TL iken, ortalama yıllık eşdeğer hanehalkı kullanılabilir gelir 11 859 TL olarak hesaplandı. İstanbul Bölgesi 16 126 TL ile ortalama yıllık eşdeğer hanehalkı kullanılabilir geliri en yüksek olan bölge oldu. Bunu, 14 160 TL ortalama gelir ile Batı Anadolu Bölgesi izledi. En düşük ortalamaya sahip bölge ise 5 870 TL ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi oldu.
Toplam gelir içinde maaş-ücret gelirleri en fazla payı aldı
Maaş-ücret gelirleri %46,5’lik oranla toplam gelir içerisinde en fazla paya sahip oldu. Bunu %20,4 ile müteşebbis gelirleri ve %20 ile sosyal transferler izledi.
Sosyal transferlerin %92’sini emekli ve dul-yetim aylıkları oluşturdu. Emekli ve dul-yetim aylıkları toplam gelir içinde %18,4’lük paya sahip iken, diğer sosyal transferlerin payı %1,6 olarak belirlendi. Müteşebbis gelirlerinin ise %66,7’si tarım-dışı gelirlerden oluştu.
Nüfusun %16,3’ü yoksulluk sınırının altında kaldı
Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir gelirleri kullanılarak çeşitli göreli yoksulluk sınırları (eşdeğer hanehalkı kullanılabilir medyan gelirin %40, %50, %60 veya %70’ine göre) hesaplandı.
Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir medyan gelirin %50’si dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre nüfusun %16,3’ü yoksulluk riski altında kaldı. Kentsel ve kırsal yerler için hesaplanan yoksulluk sınırlarına göre, kentsel yerlerde bu oran %13,8 iken, kırsal yerlerde %16,3 oldu.
Sürekli yoksulluk riski altında bulunanların oranı %16 oldu
Dört yıllık panel veri kullanılarak hesaplanan “sürekli yoksulluk” oranı, son yılda ve önceki üç yıldan en az ikisinde yoksulluk riski altında olanlar olarak tanımlanmaktadır. Sürekli yoksulluğun hesaplanmasında eşdeğer hanehalkı kullanılabilir medyan
(A.S. : ortanca) gelirin %60’ı dikkate alınmaktadır. Buna göre, hem 2011 hem de 2012 yıllarında sürekli yoksulluk riski altında olanların oranı %16 olarak hesaplandı.
Yaşam koşulları göstergeleri çoğunlukla iyileşti
Kurumsal olmayan nüfusun;
• Kendine ait konutta oturanların oranı %60,6 oldu.
• %40,6’sı konutunda “sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçevesi vb.” sorunlar olduğunu beyan etti.
• %46,6’sı oturduğu konutta “izolasyondan dolayı ısınma sorunu” yaşadı.
• %61,3’ü hanesinin taksit ödemeleri ve borçları (konut alımı ve konut masrafları dışında) olduğunu beyan etti.
• %85,9’u “evden uzakta bir haftalık tatili”, %61,8’i “beklenmedik harcamalarını” ve %78,8’i “yıpranmış ve eskimiş mobilyalarını yenileme ihtiyacını” ekonomik nedenlerle karşılayamadığını beyan etti.
Maddi yoksunluk oranı bir önceki yıla göre düştü
Ciddi finansal sıkıntıyla karşı karşıya olan nüfusun oranı olarak tanımlanan ve belirlenmiş 9 maddeden en az 4 tanesini karşılayamama ya da mahrum olma durumunu tanımlayan “maddi yoksunluk” oranı 2011 yılında %60,4 iken 2012 yılında %59,2 olarak hesaplandı.